Çeçenistan'ın 3.Cumhurbaşkanı Aslan Maskhadov, şehadetinin üçüncü yıldönümünde anılıyor.

Çeçen-İçkeriya Cumhuriyeti'nin savaş öncesi ve savaş döneminde Genelkurmay Başkanlığı görevi yapmış olan kutlu dava şehidlerinden Maskhadov anılıyor.

Kahramanlar diyarı Çeçenistan, yetiştirdiği en iyi oğullarını bağımsızlık davasında feda etmeye devam ediyor. Tek tek, isim olarak sayılamayacak kadar çok, ama bir bütün olarak şanlı Çeçen Direniş tarihini yazdıran bu insanlar kendi canlarını ve mallarını bir an bile düşünmeksizin bu dava uğrunda feda ettiler. Tek istedikleri şey, kendi ana topraklarında hür olarak yaşamak, Allah'ın emirlerini yerine getirmek, O'nun yasakladığı şeylerden kaçınmak idi.

Hiçbir zaman başka insanlara boyun eğmeyen Çeçenler, bundan sonra da eğmeyecektir. Doğduklarından beri kendilerini hür bilen bu insanlar sadece Allah'a secde ederler ve sadece O'ndan yardım beklerler.

Dünya'daki bütün insanların doğal haklarıdır, hür olmak ve kendi dinlerini yaşayabilmek. Nedensa tarih boyunca hiçbir zaman işgal amacıyla başka milletlere saldırmayan Çeçenler bu hakların istemesi üzerine bütün dünyanın gözönünde katlediliyorlar.

Öyle ki, 8 Mart 2005 tarihinde Rusya kendisine barış eli uzatan Çeçen-İçkeriya Cumhuriyeti'nin 3.Cumhurbaşkanına suikast düzenleyerek onu şehid etti.

Kendi yaşında olan bütün Çeçenler gibi Aslan Maskhadov da sürgünde, 21 Eylül 1951 tarihinde Kazakistan'da dünyaya geldi. Hayatın ilk anlarıyla beraber zorluklarla karşılaştı. Tıpkı bütün Çeçenler gibi, Aslan ve onun ailesi de bir gün ana vatanına dönmek ümidiyle Kazakistan steplerinde ölüm-yaşam mücadelesini verdi. Kendilerine yapılan bütün zülümlere ve karşılaştıkları tüm zorluklara rağmen hayatta kalmayı başardı.

13 yıl devam eden bu sürgün yaşam süresince Çeçen ve İnguş halkının dörtte üçü yok edildi. Kızılordunun hiç acımadan binlerce insanı yok etmesi, çeşitli hastalıklar, açlık ve dayanılmayacak kadar soğuk hava yüzbinlerce Çeçen ve İnguşların ölmesine sebep oldu. Bütün bu zülümlerin bir tek amacı vardı, Çeçen halkı ortadan kaldırmak, hangi metotlarla olursa olsun. Ama Çeçenler yılmadılar, direndiler, bütün zorluk ve yoksuklukları onurca ve cesurca sürgün hayatı boyunca yendiler. Ateist ve zalim Sovyet Rusya'nın beklenmesine karşın, Çeçenler bir halk olarak bütünlüğü ve beraberliği sağlayarak bir güç haline geldiler.

1989 yılında Sovyetlerın dağılım sırasında Sovyet ordusunda albay olan Aslan Maskhadov ne yapacağını çok iyi biliyordu çünkü Covhar Dudayev'in ifade ettiği gibi onlar kendi çocukluktan beri hep özgür Çeçenistan'ı hayal eder ve hep onu beklerlerdi.

Bundan dolayıdır ki Aslan Maskhadov kendi hayatında çok zor şartlar altında albay rütbesi dahil kazandığı tüm şeylerden vazgeçmiş ve Çeçen-İçkeriya Cumhuriyeti'nin kurulmasında önemli görevler üstlenmiştir. 1.Cumhurbaşkanı Covhar Dudayev'in yanında yer almış ve gine çok zor şartlar altında bu devletin sağlam temel atılmasında gayret etmiştir.

Çeçen-İçkeriya Cumhuriyeti'nin savaş öncesi ve savaş döneminde Genelkurmay Başkanlığı görevi yapmış. 6 Ağustos 1996 tarihinde tüm askeri birimlerin ortak hazırlamış oldukları "CİHAD" kod adıyla başkent Grozni, Gudermes ve Argun şehirlerine aynı anda yapılan geniş çaplı bir harekatı yönetmiş ve mükemmel bir başarı elde ederek Rusları Çeçenistan'ı terk etmeyi zorlamıştır.

1999 yılında Rusların tekrar Çeçenistan'a savaş açmasıyla beraber o dönem Cumhurbaşkan olan Aslan Maskhadov gine kolay ve zor arasında seçim yapmak zorunda kalmıştı. Kendisine Çeçen halkına ihanet ederek Rusya'nın güzel ve süslü hayat teklifine şu sözlerle cevap vermiştir: "Ben her Çeçen gibi dinim ve ülkem adına savaşmak için Allah'a söz verdim. Sizin pazarlık teklifinizi elimin tersiyle itiyorum, Allah ile pazarlık yapan insanların pazarlık tekliflere aldırış etmez".

Hayatta hep zor olanı seçmeyi ve onu başarmayı alışmıştı, bu sefer de aynısını yapmıştı. Cumhurbaşkan olan Aslan yine çok zor şartlar altında kazandığı her şeyi feda ederek savaş başladığında orduların başında en ön saflarda düşmanla göğüs göğüse çarpışan bir komutan oldu. (Dünya Bülteni)