Besmele yerine Selfie çekimi
"Amerikan Psikologlar Derneği tarafından yapılan araştırmaya göre, 'selfie'nin ve bu fotoğrafları sosyal medyada paylaşmak ruhsal bir bozukluğu işaret ediyor. Ayrıca araştırmada bu rahatsızlığı üç seviyesi olduğu belirtiliyor.
29-10-2015
Bir şeyler yemek için en yakın lokantaya doğru yürüdükten sonra en dip köşede bir yere oturuyoruz. Görüş mesafem dükkânın tamamını kaplıyor. Biraz ilerimizdeki masada Müslüman bir aile var, konuşma sesleri bize kadar uzanan. Sipariş veriyoruz, siparişi verirken bahsettiğim masanın söylemiş olduğu siparişleri masalarına geliyor. Aralarında konuşmaya devam ediyorlar bu arada.
Anne hışımlı bir sesle yemeğe başlamış olan çocuklarına:
“Durun!” Diyor, bir iki soluk alıştan sonra kızgın bir tavırla:
“Neden yemeğe başladınız?” diye soruyor. Çocuklardan biri tamamen masumane bir şekilde:
“Besmele mi çekeceğiz? Besmele çekmeyi mi unuttuk anne?” diye soruyor.
Anne:
“Hayır, besmele değil. Yemeden önce bir selfiye çekelim. Selfie çekmeyi unuttuk, facebook’a koyacağım” diyor.
...
Ölmüş anneanne ve dedeleriyle selfie çekip internete koyan, gezdiği mekânları yer yer konum atarak bildiren, boy boy resimlerini paylaşan, yediği yemeği insanların gözüne sokar gibi paylaşacak olan bir neslin tedirginliği içerisindeydik...
Biz gelecek nesiller adına bu tedirginliği yaşarken asıl problemin aile ve yetiştirme tarzı olduğunu gözden kaçırıyoruz. Yatak odalarının resimlerine kadar internet ortamında yayınlayan, evinin en ince ayrıntısına kadar oda oda eşyalarını gördüğümüz Müslüman anneleri gördükçe, içerisinde bulunulan bu durumun gidişatı hakkında endişeleniyorduk.
Besmele yerine selfiye çeken, çocuklarına besmele yerine yemeğe başlamadan önce selfie çekmelerini hatırlatan Müslüman anneler çoğunlukta.
Önceden sadece resim çekimi vardı, şimdi bir de selfie dedikleri öz çekimimiz var.
"Amerikan Psikologlar Derneği tarafından yapılan araştırmaya göre, 'selfie'nin ve bu fotoğrafları sosyal medyada paylaşmak ruhsal bir bozukluğu işaret ediyor. Ayrıca araştırmada bu rahatsızlığı üç seviyesi olduğu belirtiliyor.
Bunlardan ilki 'borderline selfitis' (sınırda). Bu rahatsızlığa sahip olanlar günde en az üç kez kendi fotoğrafını çekiyor ama sosyal ağlarda paylaşım yapmıyor.
İkincisinde ise insanlar günde en az üç kez selfie çekip sosyal ağlarda paylaşıyor. Buna ise 'acute selfitis'(ileri düzey) denmiş.
Üçüncüsü ise 'chronic selfitis'(Kronik) olarak adlandırılmış. Bunda ise insanlar günde en az 6 kez selfie çekiyor ve sosyal ağlarda paylaşıyor."
Sokakta yürürken kendi kendine telefonun kamerasıyla selfie çeken her yaş grubu insanları görür olduk. Sokaklar durduk yere kendi kendine sırıtan, suratını şekilden şekle sokarak kendi kendine çekim yapan ve sosyal ağlarda paylaşan insanlarla dolu.
Bulunduğum ortamlarda hanımların çocuklarını dikkatle gözlemliyorum. Çocukların oyun uğraşları yerine ellerindeki telefonla selfie çekimi yapışları var. Gençlerin farklı meseleler yerine kim internet ortamında ne paylaşmış, kim nereleri gezmiş dertleri mevcut. Hanımların hayatlarını irdeliyorum biraz, bu çocukları masumca oyun oynamaktan alı koyan “selfiye” merakı kimi örnek alışından geliyor? Bu soruyu Müslüman hanımların kullandıkları sosyal medya hesaplarına bakarak cevaplamak çokta güç değil.
Basit olarak gördüğümüz bazı şeyler insan doğasını bozan asıl sebeplere dönüşebiliyor. Çocukların gördükleri her şeyin yanlarına geçerek selfie çekimi yapmaları ne kadar doğal bir durum? Anne ve çocuk arasında oluşan sohbetler tam olarak bu boyutta:
“Anne, Asiye teyze facebook’a yeni resimler atmış”
“Aaa öyle mi bakayım hemen, acaba oda benim attıklarımı görmüş müdür?”
…
Derken aralarındaki konuşmalar bittikten sonra anne bir köşede, kızı diğer köşede ellerindeki telefonlarla meşgul bir şekilde saatler geçirirler…
Özenti bir toplum, özenti bir yaşayız, özenti bir nesil ve unutulan sorumluklar…
Değerli Müslüman annelerimiz,
Sizler gelecek nesillerin yetişmesinde başrolü oynayan aktörlersiniz. Kokuşmaya yüz tutmuş toplumun içerisinde Müslüman kimliğinizi muhafaza etme ve gelecek nesilleri yetiştiriş tarzınız ile bu Müslüman kimliğini korumakla görevli olan öğretmenlersiniz. Sizlerin iffeti ve davranışları ışığında yetişecek, sizleri örnek alacak Müslüman çocuk ve gençlerin yol göstericiliğinize ihtiyacı var. Sizlerin çağın modern akımına kapılma gibi bir hakkınız olmadığı gibi, muvahhit bir neslin yetiştirilmesinde öncülüğünüze ihtiyacımız var. Yeni doğan çocukların tertemiz fıtratlarını çağın tozu ve pisliği altında bozulmasına izin vermeyin. İffetli duruşunuz ve mümince yaşayışınız ile evlerinizin içerisinde şekil vereceğiniz çocuklarınızı İslam’ın şeref ve izzetinden mahrum edecek bir yaşayışa mahkûm etmeyin.
Değerli Müslüman kadınlar,
Bilmelisiniz ki çağın necis insanları çocuklarınızın tertemiz fıtratlarını boş bıraktığınız bir anı gözlemekte ve o anı yakaladığında onların fıtratlarını bozmakta hiç vakit kaybetmemektedir. Sizler farkında olmasanız da, bedenen evlerinizin içine ayak basmaya cesaret edemeyen bu necis fikriyat televizyon, bilgisayar vs teknolojiyi kullanarak evlerinizi kuşatmış durumda. Çocuklardan önce sizleri kaplayan bu bozulmuşluk gelecek nesillerimizi tehlikeye sokuyor.
Değerli mümine anneler,
Çocuklarınızı daha rahat iş yapmak için başınızdan savmak arzusu ile başına oturttuğunuz bilgisayar ve televizyonlar çocuklarınızın içine zehirlerini akıtıyor. Sizlerin telefonu elinize alıp selfie çekimi yapmanıza değil, onlara besmele çekmeyi öğretmenize ihtiyaçları var.
Mümine annelerimiz,
Sizlerin iffeti ve bedenleri kem gözlerin ve mahreminiz olmayan kişilerin önünde sergilenmeyecek kadar kıymetlidir İslam’ın gözünde. Sizler internet ortamında sergilemekten çekilmediğiniz resimlerinizle hem kendinize hem yetiştireceğiniz neslinize hem de İslam’a kendi elinizle zarar vermiş oluyorsunuz. Farkında mısınız, çocuklar ve gençler siz farkında olmasanız da her dakikanızı dikkatle gözlemleyerek sizleri rol model olarak seçiyor. Sizlerin yaşayış tarzınızdan onlara sirayet eden bazı şeyler onların huylarına ve alışkanlıklarını belirlemede en büyük etken.
İffetli bacım,
Bir moda dergisini eline alıp orada yayınlanan resimlere göz atmaktan bir farkı olmayan, sosyal medyada resim paylaşımından derhal vazgeçmelisin. Kötü niyetli insanların resimlerini alıp farklı alanlarda kullanmayacağının garantisini vermiyor sana sosyal medya. Aksine her gün mahremiyet konusunda daha da iğrençleşen sosyal medya ortamının kirine yaptığın resim paylaşımı ile sende yüz sürmüş oluyorsun. Bu yaptığın fiilden derhal yüz çevirmelisin…
Gelecek nesillerin yetişmesinde başrolde olan annelerimiz,
“onu güzel bir bitki gibi” yetiştireceğiniz genç kızlar, yiğit genç delikanlılar sizlerin yön göstericiliğinizi bekliyor. Dünyanın her yerinde ezilmiş mustazaflar mücahit bir neslin özlemini çekiyor. Evlerinizin içerisinde bulunan eşyalara nasıl çeki düzen veriyorsanız kendinize de biran önce çeki düzen verin. Çocuklarınız cennet havasını, eşleriniz huzuru tatsın evlerinizin içerisinde. İslami ve insanı düzlemde değerli kabul edilen “annelik vasfı” ile değeriniz Allah (cc) ve insan katında daha da arttırmaktadır.
İbrahim (as)’mı düşünün. Henüz çocuk denecek bir yaşta olan İsmail’ini öyle bir yetiştirmişti ki…
“Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun.” Dediğinde İsmail (as):
“Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın” demişti.
Bir çocuk nasıl bir İslam’i terbiyeden geçirilmiş ve yetiştirilmişti ki; çocuk yaşta kendisi hakkında verilen boğazlama emrine teslimiyetle boyun eğiyordu.
Bizlerde, Hz Hacer ve İbrahim (as)’ın oğulları gibi İsmail’ler yetiştirmek zorundayız!
Allah’ım, Zekeriya (as)’mın yakarışı ve duası ile sana yöneliyorum…
Rabbim, “Bizlere tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin”
Selma Ülger
Makaleler
Hava Durumu