Başörtüsü yasağı'na maruz kalanlar üzerine yapılan ilk kapsamlı kamuoyu araştırması, Türkiye'de başını örtme yönünde değil, başörtüsüne karşı bir 'mahalle baskısı' olduğunu ortaya koydu. Başörtüsü mağdurlarınının yüzde 70,8'i kişiliklerinin zedelendiğini söyledi.
Başörtüsü yasağına maruz kalanlar üzerine yapılmış ilk kapsamlı kamuoyu araştırması, Türkiye'de başını örtme yönünde değil, açma yönünde bir 'mahalle baskısı' olduğunu ortaya koydu. Yasak nedeniyle başını açmak zorunda kalan öğrencilerin yüzde 70,8'i 'kişiliklerinin zedelendiğini' hissettiklerini ve kendilerine olan saygılarını kaybettiklerini söylediler.
Türkiye'nin önde gelen kamuoyu araştırma şirketlerinden biri olan ANAR, Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği için, başörtüsü yasaklarından etkilenen bin 112 kişiyle yüzyüze görüşerek, örtünme sebeplerini, örtüyü nasıl tanımladıklarını ve yasaktan nasıl etkilendiklerini araştırdı.
TÜRBAN DEĞİL 'BAŞÖRTÜSÜ'
5 Ocak-15 Şubat 2007 tarihleri arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Diyarbakır Erzurum, Konya ve Samsun'da yapılan araştırma, medyada yaygın olarak kullanılan "türban" nitelendirmesine karşı görüşlerine başvurulanların yüzde 79,4'ü "başınıza örttüğünüz nesneyi hangi isimle tanımlarsınız" sorusuna "başörtüsü" cevabını verdi. Örtülerini "eşarp" olarak adlandıranların oranı yüzde 12,8 olurken "türban" tanımını tercih edenlerin oranı yüzde 6 oldu.
ÖRTÜNME KENDİ KARARIMIZ: % 62
Araştırmada başörtülülerin yüzde 62,2'si örtünmeye kendilerinin karar verdiğini söyledi. Yüzde 10,6'lık bir bölüm ailesinin etkisiyle örtündüğünü, yüzde 7,9'luk bir bölüm babasının etkisiyle ve yüzde 7,6'luk bir kesim de annesinin etkisiyle örtündüğünü ifade etti. Arkadaş etkisiyle örtünenlerin oranı ise yüzde 5,6. Kızınız olsa başını örtmesini ister misiniz sorusuna başörtülülerin yüzde 96,5'i "evet", yüzde 1,2 "hayır" cevabını verdi. Kızlarının örtünmemesi durumunda nasıl tepki gösterecekleri de sorulan başörtülülerin sadece yüzde 0,2'si baskı uygulayabileceğini söyledi. Yüzde 82,2'lik bir kesim neden başörtüsü takması gerektiğini izah edeceğini belirtirken, yüzde 13,2'si herhangi bir müdahalede bulunmayacağını ve yüzde 3,6'sı da başörtüsü takması konusunda uyarıda bulunmakla yetinenceğini dile getirdi.
DİNİ KAYGILARLA ÖRTÜYORUZ
"Neden örtünüyorsunuz" sorusuna başörtülülerin tamamına yakını "Dinin bir emri olduğuna inandığım için" cevabını verdi. Dini gerekçelerle örtünenlerin oranı yüzde 96,7, ahlakı temsil ettiği için örtünenlerin oranı yüzde 0,9 ve siyasi kimliğini yansıttığı için örtünenlerin oranı ise sadece yüzde 0,1.
YASAK BAŞ AÇTIRTMADI
Başürtülüler üzerinde yapılan araştırma, başörtüsü yasağının uygulayanların beklediği sonucu vermediğini de gösterdi. Başörtülülerin yüzde 40,5 başını açmazken, yüzde 35'i sadece yasak uygulanan yerlerde başını açmak zorunda kaldığını kaydetti. Yüzde 19,9'luk bir bölüm peruk, şapka veya bere taktığını söyledi. Başörtüsü yasağı nedeniyle "başımı açtım" diyenlerin oranı ise yüzde 1,2'de kaldı.
Başörtüsünü çıkarmak zorunda kalanlara yönelik olarak sorulan "Başörtünüzü çıkarma nedeniniz nedir?" sorusuna mağdurların yüzde 73'ü "eğitimimi tamamlayabilmek için", yüzde 26,3'ü "sorunun kısa vadede çözülmeyeceğini düşündüğüm için", yüzde 22,5'i "işimi kaybetmemek için", yüzde 19,7'i "gelecek kaygısı yüzünden", yüzde 14,6'sı "baskılardan uzak kalabilmek için" ve yüzde 11,1'i de "akademik kariyer" için" için cevabını verdi.
KİŞİLİĞİMİZ ZEDELENDİ
Başörtülerini çıkarmak zorunda kalanlar, "kişiliklerinin zedelendiğini ve parçalandığını, kendisini hakarete uğramış hissettiğini, utanç duyduğunu, günahkar olduğunu düşündüğünü, kendisine olan saygısını kaybettiğini ve okuldaki başarısının azaldığını vurguladı. Sadece yüzde 15'e yakın bölümü ise "fazla etkilenmediğini" söyledi.
KONGREYE DAVET EDİLİP DE KOVULDULAR
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde düzenlenen "Küresel Yoksulluk" konulu 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi'nde başörtüsü krizi yaşandı. STK temsilcilerinin de katıldığı kongreye davet edilen İnsan Hak ve Hürriyetleri Vakfı (İHH) temsilcileri Zehra Öztürk ve Zeliha Sağlam başörtülü oldukları gerekçesiyle toplantıya alınmadılar. Üniversite'nin giriş kapısında başörtülü oldukları gerekçesiyle önce içeriye alınmayan Öztürk ve Sağlam, kongreye davetli olduklarını söyleyerek güvenlik görevlilerini ikna ettiler.
Onsekiz Mart Üniversitesi Terzioğlu Yerleşkesi'nde kongrenin yapıldığı Trio Kültür Merkezi'ne gelen başörtülü davetliler, daha sonra üniversite yönetimi tarafından dışarı çıkartıldılar. Öğrenci olmadıklarını belirterek toplantıya katılmakta ısrar eden İHH temsilcilerine, "Burada YÖK kanunları geçerli. Bu şekilde kongreye katılamazsınız" denildi. İHH temsilcileri güvenlik görevlilerince zor kullanılarak üniversite yerleşkesi dışına çıkarıldı.
Kongre için günler öncesinden kayıt yaptırdıklarını belirten Zehra Öztürk "Kampus kapısında durdurulan otobüse binen bir güvenlik görevlisi, yanımıza gelerek, başörtümüzü çıkarmamızı söyledi. Kongreye geldiğimizi ve öğrenci olmadığımızı söyleyince, kimliklerimizi alarak içeri girmemize izin verdiler. Ancak, kongrenin düzenlendiği binaya yaka kartı almak için gittiğimiz kayıt masasında görevliler arasında bir karmaşa yaşandı. Kısa süre sonra kongre sorumlusu doçent yanımıza gelerek, 'Burası YÖK'ün alanı, YÖK kanunları geçerlidir. Sizi bu şeklide kongreye kabul edemeyiz' dedi. Güvenlik görevlileri çağırılarak bizi dışarı çıkarttılar."Zeliha Sağlam ise öğrenci olmamalarına rağmen uluslararası bir kongrede üniversitede böyle bir muameleye tabi tutulmalarının utanç verici olduğunu söyledi.
HER ŞEYE RAĞMEN TÜRKİYE
Ciddi sıkıntılar yaşadıklarını söyleyen başörtülülerin yüzde 91,1'i Türkiye'den ayrılmayı düşünmediğini belirtiyor. "İmkanınız olsa ABD'de yaşamak ister misiniz?" sorusuna katılımcıların yüzde 81,4 "hayır" yüzde 14,3'ü de "evet" cevabını verdi. Benzer sonuç AB ülkeleri içinde ortaya çıktı. Yüzde 23,1'i "AB ülkesinde yaşamak isterim" derken yüzde 73'ü soruya "hayır" cevabını verdi. Ankette aynı soru İran gibi başörtüsünün sorun olmadığı ülkeler için de soruldu. İran'da yaşamak isteyenlerin oranı yüzde 7,5'de kalırken, istemeyenlerin oranı yüzde 87,7 oldu.
Başörtüsünü çıkarmak zorunda kaldığınızda ne hissettiniz?
Kişiliğimin zedelendiğini, parçalandığını hissettim 70,8
Kendimi hakarete uğramış hissettim 63,2
Başımı her açtığımda büyük utanç duydum 46,9
Günahkar olduğumu düşündüm 46,5
Kendime olan saygımı kaybettim 29,5
Okulda başarım düştü 20,7
Fazla etkilenmedim 14,9
Başımı açmak zorunda bırakanlara öfkelendim 3,2
Çok üzüldüm 1,8
Diğer 3,4
Başınızı örtünce nelerle karşılaştınız?
Aile yaşantımda sıkıntıyla karşılaşmadım 65,2
Akrabalarım olumsuz tepki gösterdi 21,2
Ailem başımı açmam için baskı yaptı 11,2
Eşimin işiyle ilgili etkinliklere gidemedim 7,6
Başımı örttüğüm için ailem mağdur edildi 3,9
Başımı örttüğüm için çocuğum mağdur edildi 2,6
Başımı örttüğüm için eşim terfi ettirilmedi 1,9
Eşim bana olumsuz tepki gösterdi 1,3
Eşim işten atıldı / soruşturma geçirdi 0,8
Eşim işten atılmasın diye ayrı şehirde yaşadım 0,1
Başörtüsü yasağı hayallerinizin gerçekleşmesini engelledi mi
Engellemedi 23,8
Üniversiteyi bitiremedim 16
Akademik kariyer yapamadım 15,5
İş kariyeri yapamadım 10,4
Üniversiteye gidemedim 10,3
Mesleğimi yapamıyorum 6,9
İstediğim bölümde okuyamadım 4,5
Evet engelledi (yorum yok) 2,6
Sosyal hayatım daraldı 1,8
Devlet memuru olamadım 1,3
İstediğim mesleği seçemedim 1,1
Başörtüsü yasağı olmasaydı hayatınız nasıl olurdu?
Daha iyi bir eğitim alırdım 67,6
Toplumsal hayatım farklı olurdu 63,8
Maddi açıdan rahat olurdum 45,1
Kendime güvenim artardı 44,6
Çalışıyor olurdum 36,3
Daha farklı bir evliliğim olurdu 7,1
İş kariyerim daha iyi olurdu 3,8
Daha mutlu olurdum 3,1
HAYATLARI ALTÜST OLDU
Görüşlerine başvurulan başörtülülerin yüzde 40,9'ı yasak nedeniyle üniversiteden ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti. Yasak nedeniyle üniversite sınavına giremeyenlerin oranı yüzde 24,6, lisanüstü eğitimi bırakmak zorunda kalanların oranı yüzde 15,2 ve üniversiteden atılanların oranı da yüzde 4,7. Mağdurların yüzde 93,9'ü yasağın hayatlarını ciddi biçimde etkilediğini söyledi. Yasaktan etkilenmedim diyenler sadece yüzde 6,1.
Yasak derebeyliğin sonucu
Türkiye'nin Örtülü Gerçeği konulu panelde konuşan akademisyenler bir kez daha başörtü yasağının anlamsız olduğunu sözyediler. Ankara Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr Mümtaz'er Türköne: "Türkiye'de başörtüsü sorunu değil, iktidar sorunu yaşanıyor. Ülkemizdeki üniversiteler son derece geri kurumlardır. Adeta derebeylik mantığı ile yönetilirler. Başörtüsü yasağı da derebeylik kurallarının geçerli oluğu kurumlarda çıkar.
AİHM KARARI YANLIŞ
California Üniversitesi öğretim üyesi Hilal Elveren: Türikye'de AİHM'nin başörtüsü kararı Allah'ın emri gibi gösterildi. Bu doğru değildir. Avrupa'da bir çok Hukuk Fakültesi alınan kararın yanlışlığını ortaya koydu.
MODERNSELER...
Prof. Dr. Naci Bostan: Böşörtüsü karşıtı olan insanlar ne kadar modern olduklarını, başlarını örtenlere hoşgörü ile davranarak ortaya koymalıdırlar.
Yasak olmasaydı iyi bir eğitim alırdık
Ankara katılanların yüzde 67,6'lık bir bölümü ise "başörtüsü yasağı olmasaydı daha iyi bir eğitim alacaktık" dedi. Başörtülülerin yaklaşık yüzde 67'si, yasak nedeniyle gerçekleştiremedikleri hayallerini şöyle sıraladılar: "Üniversiteyi bitiremedim. Akademik kariyer yapamadım. İş kariyerimi engelledi. Üniversitede okuyamadım. Mesleğimi yapamıyorum. İstediğim bölümde okuyamadım. Sosyal hayatım daraldı. Başörtülülerin sadece yüzde 23,8'i yasak nedeniyle gerçekleştiremediği hiçbir hayali olmadığını söyledi. (Yeni Şafak)