Kardeşlereli’nde “Kıssaların Anlattıkları” konuşuldu

Balıkesir Edremit’te faaliyet gösteren Kardeşelereli Derneği’nin aylık konferanslar serisinin Şubat ayı bölümünde “Kur’an Kıssaları Bize Ne Anlatıyor?” konusunu Şükrü Hüseyinoğlu işledi: "Kur’an kıssaları dünden bugüne ve yarına hayatın içinden mesajlar veren ve yol gösteren birer işaret taşları, yoldaki işaretler mesabesindedir.”

04-03-2012


Balıkesir Edremit’te faaliyet gösteren Kardeşlereli Derneği’nin aylık konferanslar serisinin Şubat ayı bölümünde “Kur’an Kıssaları Bize Ne Anlatıyor?” konusunu Şükrü Hüseyinoğlu işledi.
 
Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği programdaki konuşmasına Kur’an’ın bir felsefe ve nazariye kitabi değil bir hayat kitabı olduğu vurgusuyla başlayan Hüseyinoğlu, Kur’an’ın önemli bir bölümü oluşturan kıssaların da, ilk nesil başta olmak üzere Müslümanların yaşadığı süreçlerde yol gösterici, ibret verici ve destekleyici olmak üzere bizatihi hayatın içinden kesitlere yer verdiğini kaydetti.
 
Konuşmacı şöyle devam etti:
 
“Kıssalar, Kehf Suresi 13. ayette de bildirildiği üzere gerçek hayattan, yaşanmış birer örneklik veya ibretlik hayat kesitleri olarak, Rabbimiz tarafından İslami davetin sürecine paralel olarak inzal olunmuş Kur’an bölümleridir. Kur'an kıssalarının gelişigüzel değil, davet ve mücadele sürecini takip eden ve bu süreçlerde yol gösterip yönlendiren mesajlar olarak inzal olduğunu görmekteyiz. Evet, kıssaların inzal sürecinin, davet ve İslami mücadelenin aşamaları süreciyle paralellik arzettiği görülmektedir. Kıssalar, Müslümanlar için yol gösterici, istikamet belirleyici, destekleyici, uyarıcı mesajlar içerirken, inkar edenler için de ibret sahneleri aktarırlar. Dikkat edilirse Kur’an kıssalarında, muharref Tevrat’taki anlatımların aksine ayrıntılar yer almazken, insanlar için örnek ve ibret teşkil edecek hayat kesitlerinin aktarılmasıyla yetinilir. Dolayısıyla Kur’an kıssaları dünden bugüne ve yarına hayatın içinden mesajlar veren ve yol gösteren birer işaret taşları, yoldaki işaretler mesabesindedir.”
 
Kıssalar adım adım yol gösteriyor
 
Kur'an'ın inzal sürecinde beyan olunan ilk kıssanın, Kalem Suresi'nde yer alan 'Bahçe Sahipleri' kıssası olduğunu hatırlatan Hüseyinoğlu sunumunu şöyle sürdürdü:
 
"Bu kıssa ile hem Mü'minlere paylaşma, yoksula sahip çıkma ve infak bilinci aşılanmakta, hem de Mekke aristokrasisisi mal ve evlatlarla övünmenin aldatıcı olduğu, kendleriyle şımarılan zenginliklerin kalıcı olmadığı yönünde ikaz edilmektedir. Bu kıssa, 'bahçe sahipliğini' meşru gören ve fakat sahip olunan bahçede yoksulların da hakkı olduğunu bildiren içeriğiyle aynı zamanda Müslümanların sahip olunan nimetler konusundaki tasavvurunu inşa eden bir niteliğe sahiptir. Mekke aristokrasisine yönelik bu kıssadaki ikazın bir benzeri, yine ilk surelerden olan Müzzemmil'de temas edilen 'Firavun'un sonu' hatırlatmasıyla da yapılmaktadır.
 
Kalem Suresi'nde 'Bahçe Sahipleri'nden sonra Yunus (a.s.)'ın hikayesine temas edildiği görülmektedir. Bununla da, Muhammed (a.s.) ve beraberindeki Mü'minlere sabır ve sebat dersi verilmekte, sıkıntılar ve toplumun yalanlamaları karşısında aceleci olmamaları öğütlenmektedir. Davet ve mücadele sürecinin daha ilerleyen bölümlerinde inzal olan Buruc Suresi'nde anlatılan 'Ashab-ı Uhdud' ve Kehf Suresi'nde anlatılan "Ashab-ı Kehf' kıssaları, zorluk, baskı ve işkencelere maruz kalan Mü'minlere, önceki ümmetlerin de başlarına nice sıkıntılan geldiğini, lakin onların tüm zorluklara, Allah'a dayanarak karşı koyup imanlarında ve mücadelelerinde sebat ettiklerini hatırlatmakta ve Mü'minlere direnç kazandırmaktadır. Hakeza Mekki surelerde anlatılan tüm Peygamber kıssalarının genel mesajı da budur.
 
Mekke oligarşisinin baskısının iyice arttığı ve buna karşılık Hz. Peygamber'in en önemli destekçileri durumundaki eşi Hz. Hatice ve amcası Ebu Talib'in vefat ettiği yıl inzal olan Yusuf Suresi'nde anlatılan 'Kıssaların en güzeli'  'Yusuf (a.s.) kıssası'yla da Mü'minler ümitsizliğe düşmemeleri konusunda desteklenmiş ve bir gelecek vizyonu inşa edilmiştir. 
 
Medine dönemine gelindiğinde, Mü'minlere savaş izni veren ayetlere ve bu çerçevede savaş hazırlıklarına paralel olarak örneğin Bakara Suresi'nde 'Talut-Calut kıssası'nın anlatıldığını ve bu kıssada Allah'ın ölçüleri üzerinde sebat eden az sayıdaki toplulukların, sayıları kendilerinden çok fazla güçlü topluluklara galip geldiği hatırlatılarak Mü'minlerin azmi ve istikamet bilinçleri sağlamlaştırılmaktadır. Yine Bakara Suresi'nde yer alan 'Musa (a.s.) ve İsrailoğlulları kıssası' ile, inşa olunmakta olan Medine İslam toplumu içinde münafık karakterli insanalr sebebiyle yaşanan ve yaşanması muhtemel olan sorunlar konusunda Hz. Peygamvber ve beraberindeki Mü'minler bilgilendirilmekte ve eğitilmektedir. 
 
Medine'de inzal olan surelerde anlatılan kıssaların bir kısmının ise, dönemin Kitab Ehli mensupları tarafından peygamberler ve önceki toplumlarla ilgili ortaya atılan yanlış bilgi ve iddialara cevap ve bu konularda Mü'minleri doğru bilgilendirme amacı taşıdığı görülmektdir. 'İsa (a.s.) kıssası' ve Süleyman (a.s.)'la ilgili sihir iddialarını yalanlayan anlatımlar buna örnektir."
 
Bugün de nehirle sınanıyoruz
 
Konuşmacı son olarak kıssaların güncel okuması konusunda örnek olarak 'Talut-Calut kıssası'ndan bugüne dair çıkarabileceğimiz derslere değindi. Genelde tüm İslam coğrafyasında ve özelde, ulusal sınırlara bölünmüş olan bu coğrafyanın bir parçası olan yaşadığımız topraklarda son yıllarda emperyalizmin değişen stratejilerine de paralel şekilde 'ılımlı İslam' ve 'ılımlı laiklik' uzlaşmasına dayalı yeni toplumsal ve siyasal düzenler inşa edilmekte olduğunu kaydeden Hüseyinoğlu, bu süreçte, söz konusu kıssada anlatılan 'Irmak örneği'ne benzer sahneler yaşanmakta olduğunu, kimi Müslümanların, yasaklanmış olduğu halde nehirden kana kana su içmeye yönelerek, hak-batıl arasında belirgin olan sınırları aştığını ve batıl sistemleri meşrulaştıracak yaklaşımlara savrulduğunu kaydederek, tarihin bu aşamasında önümüze çıkan nehirden geçerken durulması gereken yerde duran az sayıdaki Müslümanların sebat etmesi halinde, hem savrulan Müslümanlara örneklik teşkil edeceklerini, hem de tevhidi şahitliği canlı tutmayı başaracaklarını söyledi. 
 
Program dinleyicilerden gelen soruların cevaplanması ve katkıda bulunmak isteyen dinleyicilerin konuşmalarıyla son buldu.

YORUMLAR
  • Yakup Döğer   05-03-2012 14:44

    Allah razı olsun hocam.Gelip bizide Edremitteki kardeşlerimizide bilgilendirip kaynaştırıyor,sevindiriyorsunuz.Rabbimiz gayretinizi artırsın,imkanlarınızı genişletsin,her yere herbölgeye ulaşın inşaallah.

İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN