“Tâ. Hâ. Biz, Kur’an’ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah’tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik. (Kur’an) yeri ve yüce gökleri yaratan Allah tarafından peyderpey indirilmiştir. Rahmân, Arş’a istivâ etmiştir.” (Taha suresi 1-5. ayetler)
Hz. Ömer’in Müslüman olmasına neden olan ayetler olarak bilinir. Kur’an, Resule ve ona inananları sıkıntıya düşmeleri için inmemiştir. Dolayısıyla Allah’ın kitabı sıkıntı kaynağı değildir. Kuran zorla gelmiş insanları mutsuz etmek için de indirilmemiştir. Bu kitap tüm insanlığa bildirilmek, öğretilmek için yüce bir makamdan indirilmiştir. Kur’an peygamberin sözü de değildir. Alemleri yoktan var eden, yarattıklarını bilen merhametli yaratıcının eseridir. Dolayısıyla Kur’an yüzünden Resulullah ve ona inananlar suçlu değildir. Hem Kur’an hayatımızı zindan etmek için değil, hayatı selamet yurduna dönüştüren bir kitaptır.
Kur’an insanı mutsuz yapmaz. Mutsuz olanlar Hud suresi 106’da belirtildiği gibi “ateş ehlidir”. Kur’an takvadan uzaklaştırmaz, saygısızlaştırmaz. Kur’an dünyada da ahirette de Allah’a karşı müttaki kılar. Kur’an muttakiler için hidayet kaynağıdır. Kur’an’ın sahipliği dünya ve ahiret hayatı boyunca devam eder. Bu Kur’an gerçekler hatırlansın, öğüt alınsın diye indirildi. Saygı duyacak insanlara indirilmiştir. Derin saygı ise öğüt almaktır.
Fâtır suresi 28. ayette belirtildiği gibi bilenler, alimler ancak Allah’tan gerektiği gibi korkarlar. Haşyet Allah korkusu içerir. Haşyet sahibi olmak için Kur’an öğüdünü insanlara sunmak gerekir. Kaf suresi 45. ayette şöyle buyurulmaktadır: “Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O halde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur’an ile öğüt ver. Onların ne dediklerini biz daha iyi biliyoruz. Sen onları zorlamakla görevli değilsin, uyarımızı ciddiye alanlara Kur’an’ı durmadan oku!”
Yeryüzünü yaratan güç, gökyüzünü de yaratan güçtür. Semayı ve arzı yaratan ile Kur’an’ı indiren kudret aynıdır. Kur’an’ın indirilmesi Allah’ın merhametidir. Allah’ın varlıkları hükümranlığı altına almasının merhametiyle yoğrulmuş bir iktidarı olduğudur. Arşı hükümranlığına alması iktidarının alanı demektir. Müslümanlar da yeryüzünde Allah’ın hükümranlığının iktidarını, vahiy ile biçimlendirmek zorundadır.
(Venhar)