Mersin'de "İmanın hayata yansıması" ele alındı
Mersin Üniversitesi'nde öğrenim gören bir grup öğrencinin haftalık periyodlarla gerçekleştirdikleri kahvaltı programının bu haftaki konusu "İman ve İmanın hayata yansıması"ydı. Bu haftaki sunumu Fahri Sakin kardeşimiz yaptı.
21-03-2011
Mersin Üniversitesi'nde öğrenim gören bir grup öğrencinin haftalık periyodlarla gerçekleştirdikleri kahvaltı programının bu haftaki konusu "İman ve İmanın hayata yansıması"ydı.
Genç nesillerin hayatında artan inançsızlık girdabının olumsuzluklarına her alanda şahit olan Müslüman öğrenciler, bu hafta bu sıkıntıları önemseyerek meseleye iman çerçevesinde bakmaya çalıştı. Sabahın temiz ikliminde bir araya gelen öğrenci arkadaşlara bu haftaki sunumu Fahri Sakin kardeşimiz yaptı.
Hayatın ve insan yaşamının gittikçe bir girdaba sürüklendiğini ifade ederek sözlerine başlayan Sakin; hayatın içerisinde bu girdaplarından kurtuluşun yegâne yolunun sahih bir imanla olabileceğini vurguladı.
Daha sonradan iman kavramının tahribatına değinen Sakin; buradan yola çıkarak iman kavramının Kur'ani ve Nebevi yaşam profilinde tekrar tanımlanmasının günümüz Müslümanları için elzem bir şey olduğunu vurguladı. Allah’ın Kuran’da tanımladığı imanın, müminlerin yüreklerinde ve hayatlarında olmamasından dolayı, bugün Müslümanların enfüsi ve afakî birçok sıkıntıya maruz kaldığını ifade ederek yeniden ihya olmanın merkezinin de bu konu olduğuna değindi.
İnsanların vahyi dışlamasıyla, hayatın içerisindeki değerleri de dışladığını vurgulayan Sakin, burada şu konuya temas etti. Günümüz insanının değerler sıralamasında ciddi anlamda bir düzensizliğin olduğunu, iktisadi endişelerin itikadi endişelerin önüne geçtiği vurguladı. Bu sıra ve endişelerden dolayı maalesef imana ve vahye gösterilmesi gereken sahiplenme titizliğinin olmamasını, günümüzün en büyük problemlerinden biri olarak değerlendirdi.
İman kavramını hem itikadi hem de ahlaki yönlerinin de olduğunu vurgulayarak sunumuna devam eden Sakin; imanın akide noktasında inanma mefhumunu, ahlaki noktada da güven mefhumunu içerisinde barındırdığını vurguladı. İtikadın bir şeye bağlanmak olduğunu ifade eden Sakin; İnancın ve bağlanılan yerin güvenle sahiplenilmesi gerektiğini bildirdi. İmanda güven verme ve güven duyma noktalarını inceleyen Sakin; maalesef insanların Allaha güvenmeyip Allahın dışındaki güçlere, mevkiler, akıllara vb şeylere güvenmelerinin hakiki iman üzerinde ciddi tahriplerinin olduğunu ve bunlara karşı müminlerin dikkat etmeleri gerektiğine değindi.
Hiç kimsenin imansız olmadığını ve olamayacağını işleyen Sakin; buradan yola çıkarak herkesin doğru veya yanlış bir şeylere inandığını ve inanma olgusunun insanın yaratılışında var olduğuna değindi. Ayrıca imanın hakiki anlamda tanına bilmesinin ve insanın hayatında istenilen düzeyde bir değişim oluşturabilmesinin en önemli yolunun “ilim” olduğuna değindi. İnsanın inandığı değerleri ve güvendiği noktaları tanımadan, araştırmadan, bağlanmasının insanı taklide götüreceğini vurgulayan Sakin, iman için ilmin önemli olduğunu vurguladı. İmanın ilimle olabileceğini ifade etti.
Mevcut iman tanımlarının eksikliğine de değinen Sakin; bu eksiklerde veya imanın kelami tartışmalara konu olmasından dolayı, imanın hayatımıza doğru aktarılmadığını vurguladı. İman için tevhid, şirk, küfür vb kavramların önemli olduğunu vurgulayarak sunuma devam eden kardeşimiz; gençlerin imandan ve İslamdan uzaklaşmalarının yanlış ve eksik tanımlamalardan dolayı olduğunu vurguladı. Özellikle din görevlileri veya bazı gruplar tarafından abdestin önemsendiği kadar imanın önemsenmediği ifade eden Sakin; Müminlerin imanlarına zeval gelmemesi için Tevhit, Salih amel ve Takva kavramlarının anlamlarıyla kuşanmaları gerektiğini ifade etti.
Laik, seküler bir dil ve düşünceyle imanın çerçevesini belirlemenin sıkıntılı olduğunu belirten Sakin; özellikle bu kavram ve düşünmelerin imana hayat hakkı vermemek için Müslümanlara empoze edildiğini belirti. Müminlerin hayatının her alanını imanlarıyla ve ilkeleriyle yaşamalarının gerekli olduğunu ve bundan dolayı imanın hayattan, tavırlardan ve tercihlerden soyutlanamayacağını sunumunun ileri süreçlerde belirtti.
İmanın sadece kalp ve dille tamamlanmayacağını vurgulayan Sakin; müşriklerin ve şeytanında Allaha inandığını; ama imanlarının yanlış üzerine inşa etmeleri ve imanlarının gereklerini yerine getirmemeleri dolayısıyla onlara hiçbir faydasının olmadığını vurguladı.
İrade ve bilincin olmadığı yerde sahih imanında olamayacağını ifade eden Sakin; burada bazı felsefecilerin iman algısını sorgulayarak, imanın tamamıyla aklı devre dışı bırakmadığını vurguladı ve sözlerini şu ayetle ifade etmeye çalıştı: "Allah katında canlıların en kötüsü, düşünmeyen, gerçeği kavramayan sağır ve dilsizlerdir." (Enfal 22)
İmanda akıl etme ve idrakin önemli olduğuna değinen Sakin; aklı devre dışı bırakarak, araştırma yapmadan imani esasların kabulünün sonradan İslam toplumu içerisine girdiğini ifade etti. İman da esas olanın sadece akıl olmadığı vurgulayan Sakin, aklın yanında gönülün etkin olduğunu söyledi. Bu söylemini şu ayetle destekledi: “Neden siz Allaha inanıp güvenmeyesiniz. Üstelik elçi sizi Rabbinize inanıp güvenmeye çağırdığı, o da sizden söz almış olduğu halde? Tabi ki eğer, inanmaya ( gönüllü) iseniz” (Hadid 8).
Bu ayetlerde iman için, gönül ve aklın önemli olduğunu vurguladı. İmanın baskıyla kazanılamayacağı gibi baskıyla da değişmemesi gerektiğini vurgulayarak sunumunun son bölüme geçti.
Son bölümde, imanın kaynağa yönelmek olduğunu ve müminlerin hayattaki yegane güven duyacakları kaynağının Allah ve onun hayat ilkeleri olduğunu vurgulayan Sakin; imanın muhafazası için sürekli Allah ile beraber olma şuurunun yakalanması gerektiğini ifade etti. İmanın sinelerde suretlere yansıması gerektiğini ifade ederek hayatta en büyük imkânın iman olduğunu ve bu imkânın maalesef Müslümanlarca hakkıyla kullanılmadığını vurgulayarak sunumunu bitirdi.
Daha sonra serbest değerlendirme bölümünde; toplumsal anlamdaki yanlış iman telakileri ve bunların insan hayatında oluşturduğu çelişkiler, pasif imandan aktif imana nasıl geçileceği, imanın nasıl muhafaza edileceği ve nelerin imani mesele olduğu konusunda görüş alışverişi yapıldı. Öğle namazının ikamesiyle bir diğer hafta tekrardan toplanmak üzere programa ara verildi.
(Haber: Mehmet Maksut / İslam ve Hayat)
-
T.A 24-03-2011 11:05
S.A SEVGİLİ KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN ..........İNŞALLAH HAYATINDA BİR NEBZE OLSA YER EDİNİR VESELAM
-
mehmet maksut 22-03-2011 12:32
her hafta yapmaya çalıştıgımız gençlik programına katkı sunan genç kardeşim Fahri Sakin'e sunumundan dolayı teşekkürler eder Allah yolunda gelişip güzelleşme adına yapacagı okumalarının ıstikrarlı bir şekilde devamını canu gönülden niyaz ederim. imanın hayata yansıması ve hayatın imanla aydınlanması yüreklerde taşınan sevda ve davayla lakalıdır. maalesef insanlarımız ideolojilerin karanlıkllarına aydınlık diye davet ediliyor. Hakikatten yoksun insanlar bu çagrılara kurtuluş diye teşrif ederek tahrif oluyorlar. işte burada biz gençlere düşen insanları karanlıktan aydınlıga çıkarmak için gelen vahyin şahitliğini yapmak ve bu şahitliği toplumun tüm katmanlarına ulaştırmaktır. bu gayretin içerisinde elbette acılar ve sıkıntılar olacaktır. bunlar davamızın belkide degişmeyen yasası olabilir. lakin zorlukları çekilen davaların sonuçları her zaman güzel olmuştur.bu nedenle her zaman ve zeminde hakkın şahitlerini yapmaya aday olacagız. ve bu adaylıgımızı çekinmeden savunacagız. tıpkı maxımılyanusun hakikati haykırdıgı gibi. çalışmalarınızın ihlas ve samimiyet temelinde hayırlara vesile olması dileğiyle başarılar...Allah her dem yardımcınız ve yardımcımız olsun
-
erdal aydın 21-03-2011 22:16
HAMDOLSUN ALEMLERİN RABBİNE GENE O'NU ANLAMAK VE ANMAK İÇİN BİZİ BİR ARAYA GETİRDİ. İMAN KONUSUNDA BİZİ BİLGİLENDİREN FAHRİ KARDEŞİMİZE GAYRETLERİNDEN DOLAYI MÜTEŞEKİRİM. BU PROGRAMA GELEN VE GELMEK İSTEYEN BÜTÜN KARDEŞLERİMİZDEN ALLAH RAZI OLSUN. ALLAH'IN DİNİNE YARDIM EDENLERE ALLAH YARDIM EDECEK. ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN
-
Sessiz ÇIĞLIK 21-03-2011 12:49
"Ey iman edenler iman ediniz."(nisa/136) Hayat iman ve mücadeledir. İman insanı insan eder. Haftalık kahvaltı derslerin üçüncüsünü yapmakla, ümitlerimizi tazelendirdiniz dostlar. Bu gibi değerli çalışmalarınız sizleri ve bizleri ihya etme noktasında son derece manidardır. Ey garip gelmiş ve garip gidecek dinin çok kimetli muntasipleri/sahipleri sabrınız gerçekleştirecek zaferi. imani ve kurani anlamdaki bu kadri yüksek çalışmalarınızı önemseyin. Kendinizi önemseyin ki kendinize ve arkadaşlarınıza güven gelsin. Kıt imkanlarla bir araya gelip Allah ve Kurandan konuşmanız çok değerlidir. Bu çalışmalarda emeği geçen tüm kardeşlerimiz ve dostlarımıza hususen Maksut abiye, Turgut ve Erdal abilere ayrıyeten müteşekkir olduğumu unutmadan söylemek istiyorum. Bu programın değerli mudavinleri olan diğer kardeşlere de şukran borçluyuz. Unutmayın dostlar, biz, birbirimizle varız. selam ve dua ile....
- Siyonazi çetesi, Gazze'de gıda yardımı bekleyen sivillere saldırdı: 150 maktul 1000 yaralı
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesine Dâvet
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesi'ne dâvet
- İktibas’a bu cumartesi Ali Kaçar konuk oluyor
- Gazze’ye Yardım Kampanyası
- Siyonist vahşet: İnfaz edip çöpe atmışlar
- Adana ve Mersin seyahatinden sadra düşenler
- Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin çadır yardımları Gazze'ye ulaştı
Makaleler
Hava Durumu