Müftüoğlu'nun yeni kitabı: Putlarını Kıramayan Kabileler

Atasoy Müftüoğlu, yeni kitabı 'Putlarını Kıramayan Kabileler'de başta ırkçılık, mezhepçilik, cemaatçilik, vatancılık, bayrakçılık gibi kavramlar olmak üzere, İslâm toplumlarını esir almış putları ele alıyor. İsmail Kaplan yazdı.

05-05-2016


Kimi yazarlar vardır ki, kitaplarının isimleriyle dahi çok fazla şey anlatırlar. Bu isimlerden birisi, günümüzün en önemli mütefekkirlerinden Atasoy Müftüoğlu. “Vakti Kuşanmak”, “Bunca Tuğyan Bunca Issızlık”, “Furkan Günleri”, “Küresel Çağda Varolmak” gibi daha isminde bir bilinç oluşturmanın izlerini taşıyan kitaplarına bir yenisini ekledi Müftüoğlu. Mart 2016’da Mahya Yayınları’ndan çıkan yeni kitabının ismi: “Putlarını Kıramayan Kabileler

Müftüoğlu’nun yazı dili, konuşma diline çok yakın. Eğer ki kendisini yakından tanıyor ve konuşmalarını dinliyorsanız, kitaplarını okurken sanki kendisiyle sohbet ediyormuş hissine kapılabilirsiniz. Zaman içerisinde oluşan bu yazı dili, Müftüoğlu’nun anlam ve kavram dünyasına yabancı olan okurlar için gayret gerektirse de, kendisine aşina olan okurlar için kolaylık sağlıyor. Örneğin Müftüoğlu’nun “tevhid” derken, “bilinç” derken, “taşra” derken kastettiklerini doğru şekilde anlamak için, birkaç kitabını ve konuşmasını idrak etmiş olmak gerekiyor.

Kıramadığımız putlarımız

Müftüoğlu bu kitabında yine güncel ve derinlikli sorunlarımıza parmak basan yazılar kaleme almış. Ulus devlet gibi, bayağılaşma gibi, sekülerleşme gibi, vulgarizasyon gibi, İslâm ile örtüşmeyen davranışlarımızın sebeplerini ve sonuçlarını kitabın içerisinde yoğun bir şekilde işliyor. Kitabın ismi “kabileler”i nitelese de, Müftüoğlu bu kitabında kabilelere değil, putlara odaklanıyor ve başta ırkçılık, mezhepçilik, cemaatçilik, vatancılık, bayrakçılık gibi kavramlar olmak üzere, İslâm toplumlarını esir almış putları kitap boyunca ele alıyor.

Müftüoğlu’na göre günümüz dünyasının yaşadığı en önemli problemlerden birisi, Batı uygarlığının, kendi gerçekliklerini tüm dünyaya tek ve evrensel değerler bütünü olarak tanıtmaya çalışması. Bu durum, çeşitliliği, farklılığı ve dolayısıyla insaniliği öldüren bir durum. Mâlumumuz, insan dediğimiz varlıkların her biri birbirinden farklı şekilde var oluyor dünya üzerinde. Toplumlar da bu mânâda insanlara benziyor. Her toplumun ve her coğrafyanın kendi şartlarına göre gereklilikleri varken, bunlar gözardı edilip tüm insanlığa bir tek sistem dayatılmaya çalışılınca, yeryüzü bir kaosa doğru sürükleniyor. Üstelik Batı’nın dayattığı bu sistem, olabildiğince insansızlaştırılmış, makineleştirilmiş, kapitali merkeze almış, elektroniğin büyüsüne kapılmış bir tekno-bilimsel sistem. Dolayısıyla bu sistem insanlığın problemlerine çözüm bulmak bir yana, yeni yeni sorunlar ortaya çıkarıyor.

İslâmî bütünü kaybetmemek

Biz Müslümanların günümüz dünyasına yön veremeyişimizin sebebi, Müftüoğlu’na göre, şu anda konuşmamız gerekenleri konuşmayıp, asla konuşmamamız gereken konuları konuşarak enerjimizi tüketmemiz. Örneğin İslâm’ın toplumsal anlamda koyduğu kurallar günümüz dünyasında kendisine uygulama alanı bulamazken, İslâm bir siyasi güç olarak dünya sistemine yön veremezken, Müslümanların mezhepçilik tartışmalarıyla vakit kaybetmesi akıl almaz bir durum.

Müslümanları ilgilendiren bu sorunların temelinde, İslâmî bütüne dair algımızın zedelenmesi ve tevhid bilincimizin yara alması yatıyor. Zira eğer tevhid bilincimiz ve bütüne dair algımız sağlam olsa, bugün hiç birimiz İslâm’ın sadece bir parçasına sarılıp hakikate ulaştığımızı iddia etmeyecek, İslâm’a dair bir mesele özgürlüğe kavuşunca İslâm’ın kendisi özgürlüğe kavuşmuş gibi davranmayacaktık. Söz gelimi, Müslümanların bir kısmı İslâmî varoluşu başörtüsüne, başka bir grup sakala, bir başka grup da camilerin sayısına bağlıyor olsun; bunların tümü İslâm çerçevesinin içerisindedir ve fakat İslâm bunlardan hiç biriyle sınırlı değildir. Bunlardan birini özgürce yaşayabilmemiz, İslâm’ı özgürce yaşayabildiğimiz, savunabildiğimiz, dillendirebildiğimiz anlamına da gelmez. Evet, bunlar önemli gelişmeler olabilir, fakat bunların büyüsüne kapılıp İslâmî bütünü unuttuğumuz vakit, mücadelemiz sekteye uğramış olacaktır. Aslî hedefimiz, İslâm’ın tüm kavram ve kurumlarıyla yeryüzünü yeniden şekillendirmesi mücadelesi olmalıdır.

Ak saçlı bilge adam

Müftüoğlu, İslâmî bir varoluşa şeksiz şüphesiz inanan önemli mütefekkirlerimizden birisi. Ömrü boyunca kalemiyle, zihniyle ve muhabbetiyle bu inancını çevresindeki (kendi ibaresiyle) kardeşlerine ve dostlarına aşılamak için gecesini gündüzüne katarak uğraşan “ak saçlı bilge adam.” İnşallah onun ve diğer mütefekkirlerimizin, fikir ve dava adamlarımızın attığı tohumlar bir gün yeşerecek ve Müslümanlar tevhidî bir bilinçle yeniden, yeryüzünün her yerinde İslâm’ı gür bir sesle temsil edecek.

İsmail Kaplan / Dünya Bizim

 

Etiketler : #Müftüoğlu'nun   #yeni   #kitabı:   #Putlarını   #Kıramayan   #Kabileler   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN