Özgün-Der'in "İslami Şahsiyetin İnşaası" seminerinden notlar
Özgün-Der tarafından düzenlenen "İslami Şahsiyetin İnşaası" adlı sunumu Abdulhakim Beyazyüz gerçekleştirdi.
06-12-2011
Özgün-Der tarafından düzenlenen "İslami Şahsiyetin İnşaası" adlı sunumu Abdulhakim Beyazyüz gerçekleştirdi. Yoğun bir katılımın olduğu seminere Allah’a hamd ve resulüne selatu selam getirerek başlayan Abdulhakim Beyazyüz, konuşmasında şunları ifade etti:
Bugün dünya, tevhidi inanca sahip olma, adaleti gerçekleştirme, ahlaki ilkelere riayet ve nimetlerin paylaşımda yerlerde sürünmektedir. Bu kötü durumun en önemli sorumlularından biriside İslam Ümmetidir. Çünkü Allah İslam ümmetine, insanlığa, rehberlik görevini vermişken, O bu görevini yap(a)mamaktadır. Bunun sebebi bizzat İslam ümmetinin kendisinde bulunan zaaflardır.
İslam ümmetinin yeniden ihyası ise ancak İslami şahsiyetin inşasıyla mümkündür. Zira İslami şahsiyet ümmetin en küçük yapı birimini oluşturmaktadır. Bu nedenle İslam ümmetinin yeniden inşası ve rehberlik görevini yapabilmesi ancak sırasıyla İslami şahsiyetin, İslami ailenin ve İslami cemaatlerin inşalarıyla mümkündür. Biz İslami şahsiyetin nasıl ve hangi kıstaslarla inşa edilebilineceğinin üzerinde duracağız.
İlk önce şu soruyu soralım. İslami şahsiyet en temelde hangi vasıflara sahip olmalı ve nasıl bir faaliyet içinde olmalıdır? Açıktır ki bunun doğru cevabını ancak vahiyde bulabiliriz. Bu çerçevede Kur’ana baktığımızda , Yüce rabbimizin inşasını hedeflediğimiz şahsiyet ilgili çeşitli formüller sunduğunu görürüz.
Nitekim Asr suresi; İman+Salih amel+ birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiyeleşme, Fussilet/33 ayeti; İslami kimliği en öne çıkarma+Salih amel+ Davet /tebliğ, 2/177 ayeti ise Düzgün bir inanç/akaid+malı paylaşma/mülkün Allah’a aitliğini kabul +Salih amel+sabır+ihlas ilkeleriyle İslami şahsiyetin inşasına dönük çerçeveyi çizdiğini müşahede ederiz. Bütün bu formüllerin en temel de İslami şahsiyette DOĞRU BİR İNANÇ, SALİH AMEL ve İHLAS’a işaret ettiğini tespit edebiliriz.
Kur’anın çizdiği çerçeveyi biraz açmaya çalışarak İslami şahsiyetin inşasında üstünde durulması gereken hususları maddeler halinde sıralayalım. Bunlar;
1-)İLİM
2-)AHLAK
3-)İBADET
4-)İYİLİĞİEMİR-KÖTÜLÜKTEN NEHİY/DAVET
5-)SABIR
6-)VELA VE BERA
6-)SİYASİ PERSPEKTİF
7-)İTAAT
8-)ADANMIŞLIK
9-)VASIFLILIK
10-) DİSİPLİN VE PLANLILIK
11)SÜNNETTULLAHA VUKUFİYET olarak ifade edilebilir.
İslami şahsiyetin inşasında ilmin ne büyük bir yer tuttuğuna dair, vahyin ilk emirleri olan “oku”, “Kur’anı tertil üzere oku” “Kaleme ve yazdıklarına kasem olsun” ifadeleri bize yeterince bir ilham vermektedir. Zira her şeyden önce Allah’ı doğru bir şekilde tanımayan, islamın temel esaslarını bilmeyen ve uluhiyettin özellikleri sadece Allaha has kılmayan bir insanın dünya ve ahrette zilletten kurtulması elbette mümkün değildir. Bu nedenle İslami şahsiyetin inşasında en temel harç şüphesiz ki ilimdir ve şüphesiz bu ilim kadın-erkek, zengin-fakir, genç-yaşlı herkes için zorunludur. Zira doğru bir akide ve İslam dinin temel esaslarına dönük sahih bir bilgi olmadan bir şahsiyettin İslami vasfını kazanması mümkün değildir.
Ahlak derken de sadece sınırlı bir alanı kastetmediğimiz bilinmelidir. Ahlak derken zenginlerimizin çalıştırdıklarıyla, binada oturan insanlarımızın komşularıyla veya sürücülerimizin trafikte diğer sürücülerle kurdukları ilişkiye varıncaya kadar bütün boyutları vahye ve resulün (a.s.)örnekliğine göre şekillendirme anlaşılmalıdır. Bu nedenle güler yüzlülüğe dikkat etmek, övünülecek bir davranıştır ama on binlerce müsted’af Kürt ve Türk gencin kirli bir savaşta katledilmelerine karşı çıkmak ve bunun için bedel ödemek daha büyük bir ahlaki davranıştır. Dolayısıyla ahlaki bir duruş, hayatın tüm boyutlarını Allah’ın boyasıyla boyama ameliyesidir. Hz. Resulullah’ın örnekliğini günün her pratiğinde modellemedir.
İbadete gelince, Müminin alametleri alınlarındaki secde izleriyken(58/22) ve müminler ayaktayken, otururken ve yanları üzerindeyken Allah’ı zikredenlerken(3/), duaları olmadığında hiçbir değerleri kalmıyorken () . Canlarını ve mallarını cennete karşılık satanlar ancak tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, ruku edenler, secde edenler iken, mümin şahsiyetin abidlikten başka birseçenekleri olabilir mi?
“Biz İslamcılar”, toplumun bir kesiminin İslami yaşam tarzını sadece ibadi ve ahlaki bazı ritüellere indirmelerinden hareketle tepkisel davranarak yeterince bu hususları önemsemedik. O şartlarda bu tarzımızın anlaşılabilir bazı mazeretleri de vardı. Ama artık bu eksikliklerimizi gidermek ve hayatın tüm boyutlarını vahyin önümüze koyduğu bir denge içinde ilmek ilmek dokumak durumundayız.
Abdulhakim Beyazyüz, daha sonra diğer kavramların üstünde kısaca durarak şunları söyledi; Mümin şahsiyetin inşasında siyasi perspektif sahibi olmadan, yani yaşadığı toplumdan/ dünyadan haberdar olmadan, mümin dostlarının faydasına olacak bir siyasi duruşu gerçekleştiremez. Hatta müminleri faydasını düşünürken düşmanlarının ekmeğine yağ sürmekten kurtulamaz. Bu nedenle iyi bir siyasi öngörüye sahip olma ve buna dayalı siyasi felsefe ve duruş İslami şahsiyetin olmazsa olmazlarındandır.
Aynı şekilde müminin itaat anlayışını içselleştirmesi de büyük bir ihtiyaçtır. Bu gün müminlerin vahdetlerinin önündeki en önemli engel birbirlerine itaati başaramamalarıdır. Müminlerin cemaatleri gittikçe küçülüyorsa, yada itaatsizlikten kaynaklanacak parçalanmalar korkusuyla, ileriye doğru, hızlı ve büyük adımlar atılamıyorsa bunun sebebi İslami şahsiyetlerin meşru sınırlar içindeki itaate kendilerini alıştıramamalarıdır.
Seminer sorulan sorulara verilen cevaplarla sona erdi.
- Siyonazi çetesi, Gazze'de gıda yardımı bekleyen sivillere saldırdı: 150 maktul 1000 yaralı
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesine Dâvet
- Gazze İle Dayanışma ve Şehadet Gecesi'ne dâvet
- İktibas’a bu cumartesi Ali Kaçar konuk oluyor
- Gazze’ye Yardım Kampanyası
- Siyonist vahşet: İnfaz edip çöpe atmışlar
- Adana ve Mersin seyahatinden sadra düşenler
- Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin çadır yardımları Gazze'ye ulaştı
Makaleler
Hava Durumu