Özgür Yazarlar Birliği kuruldu
Tokat’tan taptaze bir haber. Özgür Yazarlar Birliği kuruluşunu bildirdi ve harekete geçmek için hazırlanıyor.
02-05-2010
Anadolu’nun, son yıllarda farklı etkinlik ve eylemleriyle ses getiren şehirlerinden biri de Tokat. Direnen edebiyat misyonuyla yayın hayatına devam eden ve hayata olduğu gibi edebiyata da İslamî bir perspektiften yaklaşan Tasfiye Dergisi’nin merkezi olan şehir, toplumsal sorunlar ve gündeme yansıyan olaylar karşısında müslümanca alınan tavırlarla da dikkat çekiyor.
Sürecin bir diğer faal aktörü ise TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği). TOKAD, eğitim seminerleriyle bir kimlik ve bilinç inşasına çabalayan bir hareket olarak dikkat çektiği gibi; çeşitli vesilelerle şehrin meydanlarından ses vererek de inancın pratikten kopuk kalmaması gerektiğine şahitlik ediyor. Ve şimdi Tasfiye Dergisi, TOKAD, Özgür Eğitim-Sen derken Tokat’tan yeni bir ekin daha boy veriyor.
Özgür Yazarlar Birliği, Tokat’ın son yıllarda yükselen ivmesine güç katmak ve iddiasını her alana taşıma konusundaki kararlılığını ortaya koymak amacıyla kuruluyor. Özgür Yazarlar Birliği’ni, amacını, planlarını, hayata ve edebiyata nerden baktığını, taşra-merkez bağlamında Tokat’ta kurulmasının anlamını, birliğin kurucu başkanlığını üstlenen ve Tasfiye Dergisi ile Yüzümüzü Ağartan adlı hikâye kitabından da tanıdığımız yazar Ahmet Örs ile konuştuk.
(+) Sanırım bu konuda akla gelecek ilk sorulardan biri neden böyle bir ihtiyaç duyduğunuza ilişkin olacaktır. Özgür Yazarlar Birliği’yle Türkiye’deki hangi boşluğu doldurmayı amaçlıyorsunuz?
Her şeyden önce Özgür Yazarlar Birliği’ni geç kalmış bir girişim olarak değerlendiriyorum. İslamî kimliğin netleşmesi ve siyasal duruşumuzun devrimci bir perspektife ulaşması, yazarların, şairlerin dünyasında da böyle bir örgütlenmeyi zorunlu hale getirdi. Edebiyatla ilgili ya da onun dışında, bütün düşünce üretiminin âdil bir dünya kurabilme mücadelesini destekleyecek bir perspektifte oluşabilmesi en büyük dileğimiz. Bu alanda büyük boşluklar bulunduğunu sanırım siz de kabul edersiniz.
Özgür Yazarlar Birliği bu boşluğu doldurmak için ne tür faaliyetler içinde bulunmayı planlıyor?
Özgür Yazarlar Birliği öncelikle tavır alan bir yapılanma olacak inşallah. Tabii kafamızda, yayıncılıktan ödüllendirmeye, amaçlarımızı gerçekleştirmek için farklı etkinliklere kadar birçok tasarı var. Özellikle siyasal, toplumsal alanlarda ÖYB inisiyatif alacak, hak ve adalet mücadelesinde açık taraf olacak. Artık bunun için ne gerekiyorsa, hangi mücadele verilmeliyse, Allah nasip ederse ÖYB’yi onları yaparken göreceksiniz. Bu çerçevede Tasfiye dergisinin altı yıllık sesinin ÖYB’yi oluşturan düşünsel altyapıyı anlamak için önemli bir malzeme sunduğunu vurgulamak isterim.
(+) Müslüman kimlikli sanatçı ve edebiyatçıların Türkiye’nin siyasal, toplumsal ve kültürel sorunlarıyla ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Doğrusu, bir kısmı pek oralı olmuyor. Biraz kendi âlemlerinde dolaşıyorlar ki Kur’an’da karşılığını bulan eleştiriyi hak ediyorlar. İslamcı demeyelim de daha çok muhafazakâr bir kimlikle tanımlanabilecek sanatçı/edebiyatçılarda tasavvuf temelinden anarşist karşı koyuşlara doğru şekillenen bir duruş gözlemliyoruz. Kürt meselesinden başörtüsü yasağına kadar, yakın geçmişle yüzleşmeye kadar tam da edebiyatçıların, sanatçıların iş yapabileceği önemli alanlar öyle bekliyor.
Büyük bir kandırmacanın, büyük bir kaçışın olduğu kanaatindeyim. Tavır almaktan çekinen, büyük çağrılar üretemeyen sanatçı, insanlığın vicdanı olamaz. Yıldız Ramazanoğlu modelini -benzeri sanatçılarımız adına gurur vesilesi olarak- örnek vermeden geçemeyeceğim.
Farklı kırılmaların yaşandığı şu günlerde insanlığın vicdanını seslendiremeyen bir anlayışın edebiyat mahallesinin baskın karakteri olduğunu düşünüyorsunuz. Peki, bahsettiğiniz bu büyük kaçışı hangi nedenlere bağlıyorsunuz?
İdeolojilerin bitişi iddiaları ya da bizde çok önceden de genellikle kötülenip aşağılanışı, düşünce ve sanatın hayata müdahale bahsinde kaçırdığı şansı işaret ediyor bence. Özellikle edebiyat çevrelerini merkeze alarak ifade edelim: Varoluş problemi elbette insanlık tarihi kadar eski bir tartışma-üretme alanı ama bu meyandaki çabalar amaç haline getirilmemeli. Pratik sorumluluklar bu gerekçeyle görmezden gelinmemeli, küçümsenip savsaklanmamalı. Bunda tasavvuf düşüncesinin özellikle etkili olduğunu düşünüyorum.
Modern dönemlerde de bu durum farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. Özellikle bireyci yönelişler her ne kadar bir yere kadar anlamlıysa da bir yerden sonra hem baskının egemen olduğu idarelere baş kaldıramama hem de kapitalizmin çözücü gücüne teslim olma sonuçlarını doğuruyor maalesef.
Kaçıştan çıkış yolu nasıl olacak? Özgür Yazarlar Birliği’nin bu yola ilişkin teklifi nedir?
Bu çok boyutlu bir süreç diye düşünüyorum. Kimlik ve ideoloji oluşturmak emek isteyen bir şey. Kimlik ve ideoloji olmayınca da kaçış kaçınılmaz. Düşünsenize ideolojik temelde sanat/edebiyat yapmayan biri, başörtüsü, yoksulluk, işsizlik, adaletsiz gelir dağılımı, Kürt ya da Ermeni meselesi gibi konularda neden ve nasıl tavır alsın? Oysa afili laflar söylemenin hem popülarite açısından prim yapan hem de siyasal bakımdan riskten kaçınan bir tarafı var!
Özgür Yazarlar Birliği Tokat’ta kuruldu. Taşra-merkez tartışmaları bağlamında birlik merkezinin bir Anadolu şehrinde bulunmasının sembolik bir anlamı ve değeri nedir?
Tokat bir Anadolu şehri evet ve büyük şehirlerin, özellikle de İstanbul’un uzağında. Edebiyat ve düşünce alanında merkez-taşra ayrımı, tartışması her zaman yapılmıştır. Biz esasen böyle bir tartışmada kompleks sahibi değiliz. Tasfiye’de de bu meseleyi tartışan bir yazı yayımlamıştık yıllar önce.
Tokat’ın kalabalık olmayan nüfusu elbette birçok açıdan yetersizlikler üretebiliyor, düşünce ve siyasetin uzağına düşen konumu elimizi zayıflatabiliyor. Bütün bunların yanında iletişimin, özellikle de internetin yaygınlaştığı bir zamanda taşra-merkez ayrımının zayıfladığını düşünüyorum.
Özgür Yazarlar Birliği'ne faaliyetlerinde hayır ve başarı diliyoruz. Son olarak sizin okur ve yazarlara çağrınız var mı, onu soralım...
Teşekkür ediyoruz öncelikle. Yazar ve şairler ya da bütün sanatçıları adalet çizgisinde taraf olmaya, hayatı ıskalamayan sanat çizgisinde buluşmaya davet ediyoruz. Asırların birikimini bugünün diline tercüme ederken, vicdanların köreltildiği bir çağda yeni ve daha önce üretilmemiş olanla insanlığı sarsmaya çağırıyoruz. Okuyucular, sanatseverler de aktif bir biçimde birlikteliğimizi taçlandıracaklardır diye ümit ediyoruz efendim.
Kaynak: Dünya Bizim
-
Fahri Ergün 03-05-2010 16:39
Ahmet hocam kurduğunuz Özgür Yazarlar Birliği hayırlara vesile olur inşaallah.abbim yolunuzu açık etsin.
- Bir 10 Kasım Mağduriyeti: Dr. Mehmet Arslan Tutuklandı
- İktibas’ın yeni sayısı Bangladeş gündemi ile çıktı
- Diken ve Karanfil
- Hayrola Mahmud Abbas
- Bir milyon yahudi, işgal altındaki toprakları terketti
- Ya Eyyühel Müzzemmil
- Son Seyahatimizden Yansımalar
- Husi: Gazze'ye destek için vurulan gemi sayısı 177'ye çıktı
Makaleler
Hava Durumu