Şehit Ahmed El-Caberi'nin eşi konuştu
Hamas'ın önde gelen komutanlarından olan Ahmed El-Caberi'nin eşi Ummu Muhammed El-Caberi konuştu.
21-11-2012
Evlilik akdiyle kendini cihad içinde bulan Ummu Muhammed El-Caberi Allah yolunda cihad etmenin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Ummu Muhammed, eşi Kassam Tugayları komutanı Ahmed El-Caberi’nin 13 yıl İsrail'in zindanlarında kalmasından dolayı uzun zaman ondan uzak kalmasına rağmen evinde hep mücahide olarak kaldı.
Ahmed El-Caberi zindandan çıktıktan sonra yine eşinin yanında cihada devam eden Ummu Muhammed, eşinin gelen misafirlerini hep evinde ağırladı, evdekileri göz bebeği gibi korumaya devam etti. Misafirlerini ve arkadaşlarını ağırlıyor ve hizmetlerinde bulunuyordu. Çünkü bu adamın cihadı ve ailesini ne kadar sevdiğini biliyordu. Komutan El-Caberi’nin şehadet aşkı hususunda eşi Ummu Muhammed şöyle diyor: “Onun kadar şehadete özlem duyan birini görmedim. Allah ona en güzel vakitte ikramda bulundu. Ebu Muhammed, şehadetin mübarek olsun!”
Ebu Muhammed El-Caberi’nin iki eşinden 11 çocuğu var. Şehit olmadan önce her zaman dillendirdiği üç isteği yerine getirdikten sonra şehit oldu. Komutan El-Caberi arkasında Allah’tan başka hiç kimseden korkmayan bir ordu oluşturmak, bu ordunun işgalciye hiç unutamayacağı dersleri verdiğine şahit olmak ve Siyonist işgal zindanlarında bulunan esirleri kurtarmak istiyordu. Bunları gerçekleştirdiğini gören eşi şöyle diyor: “Esirleri kurtaran anlaşma yürürlüğe girdiğinde onun evlendiğimiz gündekinden daha fazla sevindiğini gördüm. Tanımlanması zor bir şekilde sevinmişti.” Komutan El-Caberi’nin diğer bir isteği de İslam’ın beşinci şartı olan hac farizasını yerine getirmekti ve onu da bu yıl gerçekleşti. Şehit olmadan üç gün önce hacdan dönmüştü.
İsrail ordusu Gazze’ye karşı saldırılarını yoğunlaştırınca eşinin kendisinden dışarı çıkmama talebine tebessüm eden El-Caberi “Bu aşamada şehit olursam çok mutlu olurum” diyordu. Ve Büyük komutan arzusuna ulaşarak şehit oldu. Ummu Muhammed bu zor ve mübarek günde eşini nasıl hazırladığını ve onu nasıl uğurladığını şöyle anlatıyor: “Onu uğurladığımda Allah’ın onu seçtiğini düşünmüştüm. Eline aldığı küçük mushafla şehadet parmağını kaldırıp bana tebessümle baktı. Ondan duyduğum son söz ise ‘Allah senden razı olsun’ oldu. Hayatımda ondan hep bunu işitmek istiyordum.” Bunları anlatan vefalı eşi Ummu Muhammed gözyaşlarına hâkim olamıyor.
Büyük komutanın bazı özellikleri
Büyük komutan Ahmed El-Caberi (Ebu Muhammed)’in kuşkusuz birçok güzel hasleti vardı. Ama eşi Ummu Muhammed’e göre onun en büyük hasleti cesareti ve yiğitliğiydi. Düşmana karşı içinde hiçbir zaman korku duymazdı. Eşi şöyle diyor: “İşgalcinin ne uçaklarından ne de tanklarından korktuğuna şahit oldum. Siyonist F16 uçaklarını görünce, sanki yokmuş gibi hareket ederdi. Uçakları görünce tedbir babından dışarı çıkmamasını istediğimde, kendisinin cihada koştuğunu gördüm. Ebu Muhammed oldukça mütevaziydi. İnsanlar arasında onu görünce çoğu kez fark etmez, onun bir komutan olduğunu hissetmezdin. İnsanlar onu çok severdi. Ne güzel bir eş ve ne güzel bir babaydı!”
İlk ve son haccı
Hacı Ebu Muhammed ilk ve son haccını ifa edip evine dönünce insanları ağırlamaya daha doğrusu onlarla vedalaşmaya başladı. Sanki onun son hatırası ve hediyesiymiş gibi herkese kendi ismiyle bir hediye veriyordu.
Eşi Ummu Muhammed şöyle diyor: “Onunla çarşıya çıktım. Baktım yakın uzak herkese hediye almaya gayret ediyor. Çarşıda kimseyi unutmadı. Bununla yetinmeyen Ebu Muhammed annesi ve kardeşleri için bir yemek vermekte ısrar etti. Ebu Muhammed’i annesi görünce çok sevindi. Gece yarısına kadar insanları ağırladı. Sanki bu karşılama değil vedalaşmaydı. Hacca beni de götürmek istiyordu. Ancak güvenlik nedeniyle götüremedi. Allah nasip ederse gelecek sene beni götüreceğini ifade etmişti.”
Hac arkadaşları onun hacda yaptığı duada en fazla şehadeti istediğini gördüklerini belirterek kendilerinin ona “selametle ey şehit” diye hitap ettiklerini söylüyorlar.
Çocukları çok severdi
Ebu Muhammed çocukları çok severdi. Çıktığı kısa televizyon programında çocuğu ve torunuyla görülüyordu. Torunu Şehid, şehit olan babasını görmediğinden Ebu Muhammed’e baba derdi. Dokuz yaşına geldiğinden artık çok değişmiş, dedesine daha fazla bağlanmıştı. Eve dönerken oynamak için dedesini dört gözle beklerdi. Onun yaşıtı olan kızı Melak ise babasını kaybettiği için çok üzüldüğüne rağmen şehadetin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Babasının söylediği birçok ilahiye eşlik etmişti Melak.
En fazla tavsiye ettiği şey namazdı
Onu yakından tanıyanlar çocuklarına en fazla namazı tavsiye ettiğini ve bu konuda titizlik gösterdiğini söylüyor. Namaz vakitlerinde çocuklarını evde gördüğünde çok kızardı. Kızı Merve babasının bu yönünü şöyle anlatıyor: “Kardeşlerimin hepsini namaz kılarken ve Kur’an okurken, öğrenirken görmek istiyordu. Babam, kardeşlerimin Kur’an surelerini ezberlediklerini görünce çok sevinirdi.”
(Kaynak: Filistinhaber)
- Ûlu’l-Emr Olmanın Şartı ‘Bizden’ Olmasıdır
- Büyük Felaket (Nekbe) İngilizlerin Kudüs'e girişi ile başladı
- Tarih Gazze'yi Yazacak!
- Soykırım saldırılarında katledilen Gazzelilerin sayısı 34 bini geçti
- Hamas’tan uluslararası topluma, “ABD’nin iradesini aşın” çağrısı
- İsrail’in sonu göründü mü?
- Mehdi Kudüs'e indi mi?
- Hamas: Siyonist zihniyet tamamen vahşi ve canavar bir zihniyet
Makaleler
Hava Durumu