
"Cemaatler" Arama Sonuçları

Aşırılıkları tamponlayabilmek için, hakikatin derinliğine nüfuz etmede acele etmemek, her gruptan müslümanlarla ve farklı cemaatlerle diyalog ve karşılıklı fikir alışverişini önemsemek, hâdiselere çok yönlü ve geniş bakmaya gayret etmek, araştırmaya önem verip taklit ve donukluktan kurtulmak, ahlâken de sabırlı ve hoşgörülü olmak gerekir. Ama, her şeyden önce Kur’an bütünlüğüne vâkıf ve teslim olmak…

Mehmet abi, seküler sisteme hiçbir zaman eğilim göstermedi. Birilerinin zamanla methiyeler dizdiği laiklik, demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi süslü kelimelere kanmadı. Allah’ın ayetlerine karşı savaş açan her düşünceden beri olduğunu yaşamıyla gösterdi. Sistem içi mücadele taraftarı olmadı. Geleneksel bir islamın da taraftarı olmadı. Tasavvuf gibi, çeşitli geleneksel cemaatler gibi ya da muhafazakarlık gibi temeli İslam akidesinden uzak İslam soslu hiçbir düşünceye de meyletmedi. Aksine onlara karşı Kur’ani bir bilinçle mücadele etti.

Meclis Darbe Komisyonu’nun raporunda cemaatlere ilişkin baskı politikalarının sorunu çözmediği vurgulanarak “En uygun yol bir yandan en yüksek seviyede özgürlük sağlamak diğer yandan ise bunu dengeleyecek yeterli kontrol mekanizmalarını tesis etmek” denildi.

Diyanet işleri başkanlığının yapacağı tarihi toplantıya çağrılacak cemaatler ve tarikatlar belli oldu.

Kalem-Der'in düzenlediği konferansta Mehmet Durmuş sunumunu iki genel başlık altında gerçekleştirdi. İlk olarak cematlerin ve cemaat olmamızın müspet yöneri üzerinde durdu. İkinci olarak ise cemaatlerin menfi yönleri üzerinde durdu.

İstanbul'da faaliyet gösteren Kalem-Der'in 28.05.2016 Cumartesi günü misafir konuşmacısı sitemiz yazarlarından Mehmed Durmuş olacak... Durmuş, Türkiye'deki Cemaatler'i konu alacağı konferansı saat 20:00'de başlayacak...

İlkav'da "Cemaatleşme sorumluluğu" ile ilgili konuşan Ahmed Kalkan: Güzel insan olmamız ve mesajımızın güzel olması için, insanları başka şeye, tartışmalı teferrruata değil; sadece Allah’a, Allah'ın mutlak doğrularına, yani hakka dâvet etmemiz ve bunu herhangi bir hizip adına değil, “müslüman” isim ve sıfatımızla, İslâm’ın hizipler üstü temel prensipleri adına yapmamız gerekmektedir: “(İnsanları) Allah’a çağıran, sâlih amel işleyen ve ‘ben müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim vardır.” (41/Fussılet, 33). Müslüman dâvâ adamı, âyetlerdeki bütüncül çağrıya rağmen; parçacı, hizipçi, cemaatlerinin yorumunu öne çıkaran bir yaklaşım sergileyerek kınanacak bir tavra düşebiliyor: “Onlardan dinlerini parçalayanlar ve kendileri de bölük bölük olanlar vardır. (Bunlardan) her fırka, kendi yanındakiyle sevinmektedir.” (30/Rûm, 32).

Suriye'de rejime karşı savaşan en büyük cemaatlerdin biri olan Ahrar Şam İslam hareketi, Liva Hak ve Kürt İslam Cephesi ile birleştiklerini duyurdu. İşte tarafların yaptığı o ortak açıklama...

Kalem-Der’in organize ettiği ''Tasavvufun Halk ve Cemaatler Üzerindeki Etkisi'' adlı konferans gerçekleştirildi.

Kalem-Der'in 2014-2015 Aylık Konferans ve Paneller serisinin ilki 20 Eylül 2014 Cumartesi günü Ferit Aydın'ın sunacağı "Tasavvufun Halkın ve Cemaatlerin Din Anlayışlarına Etkisi" adlı Konferansla başlıyor. Konferans inşaallah 20 Eylül 2014 Cumartesi günü Saat:20:00'da Kalem-Der dernek binasında gerçekleştirilecek.

Kalem-Der'in 2014-2015 Aylık Konferans ve Paneller serisinin ilki 20 Eylül 2014 Cumartesi günü Ferit Aydın'ın sunacağı "Tasavvufun Halkın ve Cemaatlerin Din Anlayışlarına Etkisi" adlı Konferansla başlıyor. Konferans inşaallah 20 Eylül 2014 Cumartesi günü Saat:20:00'da Kalem-Der dernek binasında gerçekleştirilecek.

Kalemderin organize ettiği 2013-2014 yılı aylık Konferans ve Panellerin ilki olan “Cemaatler ve Kendimiz Açısından Kardeşlik ve Vahdet" konulu konferans M. Kamil Gelgör'ün sunumuyla Kalem-Der dernek binasında yapıldı.

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Aliye Çınar: Türk devriminin yaslandığı zihniyet seküler bir zihniyet olduğu için, Batı’da başlayan bir cereyanla birlikte dinle arasına mesafe koymuştur. Osmanlı’dan kopuş zaten devrimin amacı olduğu için, dinî bir zihniyetten beslenen Osmanlı’yı besleyen kaynaklarla irtibatı kesmek ana hedef olmuştur. Ancak toplumun temelinin İslâmî bir yapıyla irtibatı bilindiği için de bu politika, bazen doğrudan yapılsa da gerçekte sürekli sansürlenerek sürdürülmüştür. Ancak bu manipülasyonlar, devletin yasal olarak perdelediği din olgusu için, illegal kanalları beslemiştir. Cemaatlerin doğuşunu ve etkinliğini bu bağlamda okumak mümkündür.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Almanya'da faaliyet gösteren müslüman cemaatlerden bir kısmının, Federal Almanya hükümeti ile "güvenlik konferansı" adı altında müslümanları diğer müslümanlara fişletme/ispiyonlatma anlamına gelen ortak çalışmasına ve Federal Almanya'nın neo oryantalist politikalarına karşı, Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal bir basın açıklamasıyla tepki gösterdi.

Niçin İslam milleti ya da ümmet, şu anda siyasal, kültürel, entelektüel bir iradeye niye sahip değil?! Niçin bir ümmet, bir otorite inşa edemiyor? Niçin ümmet bünyesinde bir şurâ gibi bir organizasyon yok. Yani düşünsel alana, kültürel alana ilişkin, yarın siyasal alana ilişkin bir irade yok? Bunların nedenini bulmak durumundayız. Bunun nedeni şu; bu ümmet çapında bir otoritenin inşa edilememiş olması, şûrânın gerçekleşememiş olmasının nedeni hizip bencilliklerinin, mezhep bencilliklerinin, cemaat bencilliklerinin, lider bencilliklerinin amansız bir şekilde varlığını sürdürüyor olmasından kaynaklanıyor. Bu açıdan evvela bu bencilliklere veda ederek ortak bir ümmet algısı ve bilinci oluşturmak, daha sonra bunun eleştirel bir dille varsa mezhep aşırılıkları, cemaat aşırılıkları, hizip aşırılıkları varsa bütün cemaatleri bu aşırılıklarla yüzleşmeye devam etmek.

Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün talimatıyla cemaatlere sızdığını anlatan 'Ahmet Faruk', özel olarak yetiştirildiğini söylüyor: "Levent Ersöz bana, 'Senin Zekeriya Beyaz'dan, Yaşar Nuri'den neyin eksik? Sen onlardan kat kat üstünsün' diyordu."

Birçok cemaatin gelinen noktada sistemle önemli ölçüde bütünleştiği ve ilgi alanlarını da, sistemde daha fazla yer elde etme ve bununla bağlantılı olarak iktisadi olarak güçlenme yönünde yoğunlaştırdığı görülmekte. Artık birçok cemaat holdingleriyle beraber anılır oldu. Bu meseleyi ele alan Serdar Demirel, cemaatlerin dünyevileşmeye katkısını sorguluyor:
Makaleler
Hava Durumu