"Peygamberin" Arama Sonuçları
Ercümend Özkan ve Hadis anlayışı
Ercümend Özkan’ın sünnet ve hadis konusundaki yaklaşımı oldukça net, arı duru ve Kur’an’a dayalı olmasına karşın tartışma konusu olmaya devam ediyor. Vefatından hemen önce İktibas’ta yayınladığı bir yazısında da yine bu konuya değiniyor, hadisin “Peygamberin söylediği söylenen sözler” olduğu vurgusunu yineliyordu.
Ercümend Özkan’ın sünnet ve hadis konusundaki yaklaşımı oldukça net, arı duru ve Kur’an’a dayalı olmasına karşın tartışma konusu olmaya devam ediyor. Vefatından hemen önce İktibas’ta yayınladığı bir yazısında da yine bu konuya değiniyor, hadisin “Peygamberin söylediği söylenen sözler” olduğu vurgusunu yineliyordu.
Ercümend Özkan'dan "Kur’an ve Sünnet" bütünlüğüne dair
Peygamberi Kur’an’dan ayırmak mümkün değildir. Zira peygamberin son nefesine kadar görevi Kur’an’ı anlamak ve uygulamak olmuştur. Kur’an’ı kabul ederiz ama peygamberi saf dışı bırakırız anlayışı ne akla ne de nakle uygun değildir.
Peygamberi Kur’an’dan ayırmak mümkün değildir. Zira peygamberin son nefesine kadar görevi Kur’an’ı anlamak ve uygulamak olmuştur. Kur’an’ı kabul ederiz ama peygamberi saf dışı bırakırız anlayışı ne akla ne de nakle uygun değildir.
Kadir gecesi üzerine
İşte böylesi şerefli, şanlı, değil sadece o günkü Mekke’de, tüm tarihin en mühim günü olarak kaydedilecek bir gecede Allah vahyini peygamberine sunuyordu. O peygamber ki o güne kadar da kitap nedir, iman nedir bilmiyordu… (42/52) İşte ondan bu gece oldukça hayırlı, bin aydan da, bin yıldan da hayırlı bir gece idi.
İşte böylesi şerefli, şanlı, değil sadece o günkü Mekke’de, tüm tarihin en mühim günü olarak kaydedilecek bir gecede Allah vahyini peygamberine sunuyordu. O peygamber ki o güne kadar da kitap nedir, iman nedir bilmiyordu… (42/52) İşte ondan bu gece oldukça hayırlı, bin aydan da, bin yıldan da hayırlı bir gece idi.
Vefalı olmak
En büyük vefakarlık, yaratanını tanımak, kulluk görevlerini yapmak O’nun verdiği nimetlerin kıymetini bilmektir, şükür etmektir. En büyük nankörlük de kulun, Rabini inkâr etmesi, şirk koşması, O’nun yüceliğini tanımamasıdır. Ahde vefa, kulun Allah'a, ümmetin peygamberine, dostun dostuna, aile fertlerinin birbirine sevgi ve sadakatidir.
En büyük vefakarlık, yaratanını tanımak, kulluk görevlerini yapmak O’nun verdiği nimetlerin kıymetini bilmektir, şükür etmektir. En büyük nankörlük de kulun, Rabini inkâr etmesi, şirk koşması, O’nun yüceliğini tanımamasıdır. Ahde vefa, kulun Allah'a, ümmetin peygamberine, dostun dostuna, aile fertlerinin birbirine sevgi ve sadakatidir.
Ahmet Cevdet Paşa’nın meşhur eserinde Hz. Peygamberin vasıfları
Ahmet Cevdet Paşa’nın altı ciltlik ünlü Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa (Peygamber Kıssaları ve İslam tarihi) adlı eserinde Hz. Peygamberin vasıfları da anlatılır.
Ahmet Cevdet Paşa’nın altı ciltlik ünlü Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa (Peygamber Kıssaları ve İslam tarihi) adlı eserinde Hz. Peygamberin vasıfları da anlatılır.
Murat Kirişçi: Dijital dönüşümü doğru anlamak zorundayız
İktibas dergisinde 15 günde bir düzenlenen konferansların bu haftaki konuğu, ‘yapay zekâ’ konulu sunumu ile Doç.Dr. Murat Kirişçi oldu. Endüstri devriminin bir uzantısı olarak bugün dijital dönüşümün hayatı nasıl değiştirdiğini değerlendiren Kirişçi, Peygamberin (a.s.) hayatın her alanına hakim olduğunu belirterek, peygamberin örnekliğinde hayatı yaşamak zorunda olduğumuzu vurguladı.
İktibas dergisinde 15 günde bir düzenlenen konferansların bu haftaki konuğu, ‘yapay zekâ’ konulu sunumu ile Doç.Dr. Murat Kirişçi oldu. Endüstri devriminin bir uzantısı olarak bugün dijital dönüşümün hayatı nasıl değiştirdiğini değerlendiren Kirişçi, Peygamberin (a.s.) hayatın her alanına hakim olduğunu belirterek, peygamberin örnekliğinde hayatı yaşamak zorunda olduğumuzu vurguladı.
Yarım hurma kaç dolar?
Dünya insanlık adına ve Müslümanlar aleyhine hiçde iç açıcı bir yere gitmiyor. Tüm dünya coğrafyasında nerede bir zülüm, eziyet ve katliam varsa mutlaka bundan sadece Müslümanlar etkileniyor. Yani aslında tüm planlar Müslümanlar üzerine yapılıyor. Sıranın hangi ülkeye, hangi topluluğa geleceğini kimse garanti edemez. Hal böyleyken ve her birimiz kendi ahiretimize hazırlanırken Hz. Peygamberin rehberliğine ve önderliğine hiç olmadığımız kadar ihtiyaç duyuyoruz. Ne buyuruyordu Hz. Peygamber : “Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun.”
Dünya insanlık adına ve Müslümanlar aleyhine hiçde iç açıcı bir yere gitmiyor. Tüm dünya coğrafyasında nerede bir zülüm, eziyet ve katliam varsa mutlaka bundan sadece Müslümanlar etkileniyor. Yani aslında tüm planlar Müslümanlar üzerine yapılıyor. Sıranın hangi ülkeye, hangi topluluğa geleceğini kimse garanti edemez. Hal böyleyken ve her birimiz kendi ahiretimize hazırlanırken Hz. Peygamberin rehberliğine ve önderliğine hiç olmadığımız kadar ihtiyaç duyuyoruz. Ne buyuruyordu Hz. Peygamber : “Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun.”
Kavram: Endâd
Halk yığınları yönetici, patron, işveren, cemaat lideri gibi kimseleri tanrısal sıfatlarla yüceltip, ilahlaştırmakta pek bir mahirdir. Fakat ilahlaştırılan insanların da ilahlaştırılmaktaki payları çok büyüktür. Hiçbir peygamberin hayatta iken ilahlaştırılmamış olması son derece manidardır.
Halk yığınları yönetici, patron, işveren, cemaat lideri gibi kimseleri tanrısal sıfatlarla yüceltip, ilahlaştırmakta pek bir mahirdir. Fakat ilahlaştırılan insanların da ilahlaştırılmaktaki payları çok büyüktür. Hiçbir peygamberin hayatta iken ilahlaştırılmamış olması son derece manidardır.
Doğru Hadis anlayışı
Sünnet, nesilden nesile gelen uygulamalar iken Hadis, birileri tarafından Peygamberin (a.s.) söylediği iddia edilen sözlerdir. İkisi farklı şeylerdir.
Sünnet, nesilden nesile gelen uygulamalar iken Hadis, birileri tarafından Peygamberin (a.s.) söylediği iddia edilen sözlerdir. İkisi farklı şeylerdir.
Bir sufi sapkınlık örneği: Muhyiddin İbnu’l Arabi'nin Fusus’ul Hikem'i
İbnü’l Arabi, kitabın önsözünde, Hicri 627 senesi Muharrem ayının son on günü bir gece rüyasında Hz. Peygamberin kendisine bir kitap verdiğini, adının Fusus’ul Hikem olduğunu, onu insanlara ulaştırmasını istediğini, hiçbir yorum katmadan eksiksiz olarak alıp insanlara ulaştırdığını ifade eder.
İbnü’l Arabi, kitabın önsözünde, Hicri 627 senesi Muharrem ayının son on günü bir gece rüyasında Hz. Peygamberin kendisine bir kitap verdiğini, adının Fusus’ul Hikem olduğunu, onu insanlara ulaştırmasını istediğini, hiçbir yorum katmadan eksiksiz olarak alıp insanlara ulaştırdığını ifade eder.
Gömleği önden yırtılan gençlere!
Genç kardeşim! Şeytan, senin gibi Peygamberin Medine’sindeki gençlere bile “haydi gelsene” çağrısını yaptı. Onlardan da bu çağrıya uyup senin gibi hata yapanlar oldu.
Genç kardeşim! Şeytan, senin gibi Peygamberin Medine’sindeki gençlere bile “haydi gelsene” çağrısını yaptı. Onlardan da bu çağrıya uyup senin gibi hata yapanlar oldu.
''Hz.Peygamber'in Mücadele Sünneti -2-'' konferansı bugün
Kalem-Der'in organize ettiği aylık Konferanslar serisinin "Mekkeden Medineye Hz Peygamberin Mücadele Sünneti ve Yoldaki İşaretler" Konferansının 2. Bölümü 01 Kasım 2014 günü yapılacak!
Kalem-Der'in organize ettiği aylık Konferanslar serisinin "Mekkeden Medineye Hz Peygamberin Mücadele Sünneti ve Yoldaki İşaretler" Konferansının 2. Bölümü 01 Kasım 2014 günü yapılacak!
Müslümanlar, "ılımlı" ya da "silahlı" yollara zorlanıyor
Kalem-Der'in organize ettiği aylık konferanslar serisinin Ekim ayı konferansı "Mekke'den Medine'ye Hz. Peygamberin Mücadele Sünneti ve Yoldaki İşaretler" konferansının 1. bölümü yapıldı.
Kalem-Der'in organize ettiği aylık konferanslar serisinin Ekim ayı konferansı "Mekke'den Medine'ye Hz. Peygamberin Mücadele Sünneti ve Yoldaki İşaretler" konferansının 1. bölümü yapıldı.
M. Pamak ''Hz. Peygamberin Mücadele Sünneti''ni anlatacak
Kalem-Der'in organize ettiği konferanslar serisinin Ekim ayı bölümü, inşaallah 25 Ekim 2014 Cumartesi günü dernek binasında gerçekleştirilecek. İlkav Başkanı, Araştırmacı Yazar Mehmet Pamak'ın konuşmacı olarak katılacağı konferansın konusu "Mekkeden Medineye Hz Peygamberin Mücadele Sünneti ve Yoldaki Işaretler" olacak.
Kalem-Der'in organize ettiği konferanslar serisinin Ekim ayı bölümü, inşaallah 25 Ekim 2014 Cumartesi günü dernek binasında gerçekleştirilecek. İlkav Başkanı, Araştırmacı Yazar Mehmet Pamak'ın konuşmacı olarak katılacağı konferansın konusu "Mekkeden Medineye Hz Peygamberin Mücadele Sünneti ve Yoldaki Işaretler" olacak.
M. Pamak ''Hz. Peygamberin Mücadele Sünneti''ni anlatacak
Kalem-Der'in organize ettiği konferanslar serisinin Ekim ayı bölümü, inşaallah 25 Ekim 2014 Cumartesi günü dernek binasında gerçekleştirilecek. İlkav Başkanı, Araştırmacı Yazar Mehmet Pamak'ın konuşmacı olarak katılacağı konferansın konusu "Mekkeden Medineye Hz Peygamberin Mücadele Sünneti ve Yoldaki Işaretler" olacak.
Kalem-Der'in organize ettiği konferanslar serisinin Ekim ayı bölümü, inşaallah 25 Ekim 2014 Cumartesi günü dernek binasında gerçekleştirilecek. İlkav Başkanı, Araştırmacı Yazar Mehmet Pamak'ın konuşmacı olarak katılacağı konferansın konusu "Mekkeden Medineye Hz Peygamberin Mücadele Sünneti ve Yoldaki Işaretler" olacak.
"Hz. Peygamberin örnekliği perdelenmek isteniyor"
Balıkesir Edremit’te faaliyet gösteren Kardeşlereli Derneğinde Hz.Peygamber’i (s) doğru anlamak konferansı gerçekleşti. Konferansın konuşmacısı olan Hamza Er, yanlış peygamber algısı üzerinde durarak Peygamberin şahitlik yönüne vurgular yaptı.
Balıkesir Edremit’te faaliyet gösteren Kardeşlereli Derneğinde Hz.Peygamber’i (s) doğru anlamak konferansı gerçekleşti. Konferansın konuşmacısı olan Hamza Er, yanlış peygamber algısı üzerinde durarak Peygamberin şahitlik yönüne vurgular yaptı.
İslami mücadelede gençliğin rolü
Gençlik, İslami mücadelenin temel gücüdür. Gençler toplumdaki en aktif en canlı güçtür. Öğrenmeye en fazla istek gösteren ve düşüncelerinde en az tutucu olan gene onlardır" dolayısı ile Hz peygamberin getirdiği vahiy ölçüleri almaya ve kendini bu ölçülere göre yoğurmaya müsait kitle gençlerdir.
Gençlik, İslami mücadelenin temel gücüdür. Gençler toplumdaki en aktif en canlı güçtür. Öğrenmeye en fazla istek gösteren ve düşüncelerinde en az tutucu olan gene onlardır" dolayısı ile Hz peygamberin getirdiği vahiy ölçüleri almaya ve kendini bu ölçülere göre yoğurmaya müsait kitle gençlerdir.
"İslam'ın devlet önerisi yok demek, gerçeği görmemektir"
Hüseyin Bülbül: Hukukta bir kaide vardır: ”Bir vacibin yerine getirilmesi için gerekli olan şey de vacibdir” diye. Bu emirlerin yerine getirilmesinin imkânını düşündüğümüz zaman, İslam’ın hayata hâkim olmadığı bir sistemde bu hükümlerin yerine getirilmesi mümkün değildir. Bunu, içinde yaşadığımız acı tecrübe ile görüp bilmekteyiz. Bu hükümlerin uygulanabilirliği ancak bu düşüncenin hâkim olduğu bir devlet düzeninde mümkün olacaktır. Bunca delile rağmen “İslam’ın DEVLET önerisi yoktur, Peygamberin devlet kurması kabile asabiyetinin sonucudur, o istemedi ama Kabile asabiyetinin sonucu kucağında buldu ve reddetmedi” gibi anlayışlar güneşi görmemek için gözünü kapamaktır. Allah ve Resulüne iftiradır.
Hüseyin Bülbül: Hukukta bir kaide vardır: ”Bir vacibin yerine getirilmesi için gerekli olan şey de vacibdir” diye. Bu emirlerin yerine getirilmesinin imkânını düşündüğümüz zaman, İslam’ın hayata hâkim olmadığı bir sistemde bu hükümlerin yerine getirilmesi mümkün değildir. Bunu, içinde yaşadığımız acı tecrübe ile görüp bilmekteyiz. Bu hükümlerin uygulanabilirliği ancak bu düşüncenin hâkim olduğu bir devlet düzeninde mümkün olacaktır. Bunca delile rağmen “İslam’ın DEVLET önerisi yoktur, Peygamberin devlet kurması kabile asabiyetinin sonucudur, o istemedi ama Kabile asabiyetinin sonucu kucağında buldu ve reddetmedi” gibi anlayışlar güneşi görmemek için gözünü kapamaktır. Allah ve Resulüne iftiradır.
"Ercümend Özkan ısrarla Kur'an'a vurgu yaptı"
Hüseyin Alan, Özkan'ın, doğru dini öğrenmek için zihni kodlama yaptığını, Kur’an'a ısrarla, tekrar tekrar vurgu yaptığını, Hz. Peygamberin hayatının en az kendi hayatımız gibi öğrenilmesi, içselleştirilmesi gerektiğini, önemsediğini, kavramları sistematik hale getirip ısrarla üzerinde durduğunu, dört diye belirlenmiş şeri delillerin tersinden, aşağıdan yukarı doğru değil, Kur’an'dan başlayarak işletilmesi gerektiğini savunduğunu anlattı.
Hüseyin Alan, Özkan'ın, doğru dini öğrenmek için zihni kodlama yaptığını, Kur’an'a ısrarla, tekrar tekrar vurgu yaptığını, Hz. Peygamberin hayatının en az kendi hayatımız gibi öğrenilmesi, içselleştirilmesi gerektiğini, önemsediğini, kavramları sistematik hale getirip ısrarla üzerinde durduğunu, dört diye belirlenmiş şeri delillerin tersinden, aşağıdan yukarı doğru değil, Kur’an'dan başlayarak işletilmesi gerektiğini savunduğunu anlattı.
Makaleler
Hava Durumu