
"Ritel" Arama Sonuçları

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Çinli otoritelerin, Sincan Uygur Özerk bölgesinde Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik yasa dışı gözetleme ve keyfi tutuklama faaliyetleri için mobil bir uygulama kullandığını öne sürdü.

Hayatının tamamına veya bir kısmına Kur’an yerine başka kuralların, hükümlerin, otoritelerin ya da heva ve arzuların yön verdiği kimseler, zamanla o yaşadıklarının doğruluğuna inanmaya başlarlar. Hatta o yaşadıklarını meşrulaştırmak, doğruluğunu ispat etmek için Hakkı tahrif edip, kendi batıl hâllerini ve tercihlerini Hakk’a tasdik ettirmeyi bile zorlamaya başlarlar.

Ahmed el-Kâtib, Şia’nın temel inançlarından olan “İmamet”, “On İki İmam”, “Velayeti Fakih”, “Takiyye”, “Beklenen İmam” gibi fikirleri reddetmekle, aslında Şii düşüncesinin bütün otoritelerini karşısına almış, bütün bir Şii tarihi ile çatışmaya girmiş, siyasi-toplumsal ve ideolojik temellere dayalı bu köklü geleneği sarsmış oluyordu.

Zayıf yaratılmış olan insanoğlu zorda kalınca birine sığınma ihtiyacı hisseder. Böyle durumlarda Allah dışındaki varlıklara sığınmak, büyük bir onursuzluktur. Hem dünyada hem de ahrette rezil olmaya yol açar. Görece bir başarısızlık durumunda bile mü’minler, tağûtî otoritelerin görece güçlerine değil, bâkî olan Allah’a sığınmalıdırlar. Çünkü tağûta sığınmak, karanlığa teslim olmaktır. Müslümanlar ise her rek’at namazda okudukları “Yalnız Senden yardım dileriz” (Fatiha: 4) ibaresiyle sadece Allah’tan yardım dilerler.

Yegâne merci ve otorite yalnızca O’dur. Meşruiyetinin meşruluğunu tüm otoriteler O’nun otoritesinden alır. Muhtaç konumunda olan, bilinen veya bilinmeyen her türlüsü ile varlık O’nun tasarrufu altındadır. Onlar, aciz varlıklar olarak yardıma muhtaç iken ve yetki paylaşımında bulunurken bu, O’nun için muhaldir. Çünkü Malik, Melik, İlah, Rabb olan Allah; insanın fark ettiği veya etmediği, insanın bildiği veya bilmediği, insanın kavradığı veya kavramadığı, insanın ihata ettiği veya etmediği tüm fikir, algı ve duyuların üzerinde; ama onlara hâkim yegâne güçtür.

‘Müsamahakâr otorite’ diye bir kavram var... Belli bir müsamaha çevresinde, otoriteyi elden bırakmamak. Anne ve baba, çocuklarla arkadaşlık etmeyi önemli bir meziyet sanıyor bazen. Bu çok yanlış. Anne ve baba, çocuğuna ahlaki standartları sağlayan kişidir. Onların otoritesini, çocuk her zaman hissetmelidir. Türkiye’de anne ve babalar, otoritelerini o kadar kaybetmişler ki çocuklarla denk bir kuvvet olarak çekişiyorlar. Buradan mutluluk çıkmıyor.
Makaleler
Hava Durumu