
"gayesi" Arama Sonuçları

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Gazze ile Dayanışma gayesiyle 2 Mart’ta İstanbul Çamlıca Camii Konferans Salonunda bir gece düzenleniyor. Bir grup İslami kuruluş tarafından düzenlenen programın katılımcıları arasında İktibas Dergisi, Venhar, Kur’an Yurdu, Kur'an Nesli, Yeni Nesil İnsani Yardım Derneği, Yetim Derneği ve Darusselam da bulunuyor.

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Vahyin, ilmin, âlimin, okumanın ve yaratılış gayesinin önemini doğru anlamak istiyorsak Kur’an’a kulak vermek zorundayız. “(Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”

Ramazan'ın başlangıcının ayın hareketlerine, dolayısıyla Hilal'in gözetlenmesine bağlanmış olması, Ramazan'ın bir dinamizmle karşılanmasını da beraberinde getiren Rabbani hikmetin bir işaretidir diyebiliriz. Bununla birlikte, Hilal'in gözetilmesi hükmünün "yerelleştirilmesi", İslam'ın evrenselliği ve Müslümanların birliği şiar ve gayesine aykırı düşmektedir, kanaatindeyim.

Şimdilerde piyasaya sürülmüş ve yoğun propagandası yapılmaya başlanmış olan bir "kripto para" tezgahının adına "Caizcoin" denilmiş olması da, aynı taktiğin, kapitalist şeytanlıklarını perdeleme ve câhil insanların gözünde meşrulaştırarak onları söğüşleme gayesinin kötü bir örneğinden başka bir şey değildir.

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Sitemiz yazarlarından Mehmet Kültür'ün kardeşi, ilmi ve cehdiyle İslam davasına hayatını adayan bir mü'min olan Yusuf Kültür, bir süre önce ani kalp krizi sonucu vefat etmişti. Kardeşimizin, geçtiğimiz yıl katıldığı bir Tv programını, ilminden faydalanılması gayesiyle yayınlıyoruz.

Kalem-Der, Kur'an'ı anlamak hayata ve hayatlar hakim kılmak gayesiyle bu Ramazan ayında Kur'an'a daha çok vakit ayıralım, Kur'an'la dostluğumuzu sağlamlaştıralım, ''Evde Kal'' sloganını ''Kur'an'la Ol, Huzur Bul'' sloganına dönüştürelim çağrısı yaptı.

Ben bu tanımlamada, vicdan ile akıl kavramlarının birbirinden farklı anlamı haiz olduklarını belirttim fakat bunu düalist bir perspektif üzerinden yapmadım. Çünkü iki kavram da aynı noktaya ulaşma gayesini taşırlar, şu farkla ki; biri diğeri üzerinde denetim etkisine sahiptir. Karşı taraf ise söz konusu kavramların iç içe geçmiş, yani aynı anlama gelen ve birbirini tamamlayan mefhumlar olduğunu savundu. Ve bana “conscientia” (bu kavram etimolojik olarak latince kökenli olup genelde vicdan, bilinç olarak çevirilir) kavramı üzerine düşünmemi ve bu bağlamda Spinoza’nın, “Aklın Islahı” kitabını incelememi tavsiye etti.

Birkaç aydır herkes ondan söz ediyor, tüm dünya onunla yatıp onunla kalkıyor. Tüm ülkeler amansızca onunla savaşıyor. Hakkında çok farklı yorumlar yapılıyor, bilimsel makaleler yayınlanıyor, Tv kanallarında artık sadece o konuşuluyor, farklı tezler ve komplo teorileri havada uçuşuyor. Peki gerçekte neyin nesidir, kökeni, varlık sebebi ve gayesi nedir? Ne yapmak istiyor, insanlığa vermek istediği bir mesajı mı var?Şimdi söz Koronavirüs'te. İşte yılın röportajı:

Günümüz gençliğinin en önemli sorunu, yaratılış gayesinden habersiz olmalarıdır. Gençlik, bir nevi belirsizlik, arayış ve şekillenme dönemidir. Gençler arasında yaygın olarak kullanılan, “hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun”, “atın ölümü arpadan olsun”, “gençliğini yaşayacaksın” gibi sözler, kural tanımazlıklarını meşrulaştırmaya yönelik olumsuz beyanlardır.

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

Şapka Kanunu’nun kabulünden bir buçuk yıl önce yayınlanan “Frenk Mukallidliği ve Şapka” adlı risalesinden dolayı İskilipli Âtıf Hoca’yı ve şapka dayatmasına karşı çıkan yüzlerce Müslümanı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılayıp darağacına gönderen rejim, “laikleştirme politikasına dinsel meşruiyet kazandırmak” gayesiyle vücuda getirdiği Diyanet teşkilatı ve bu teşkilatın “din görevlileri” aracılığıyla da halkın muhayyilesinde şapkayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.

vet, biz üzerimize düşen görevi hakkıyla yerine getirirsek, Allah kırılmış, parçalanmış olan kalplerimizi bir araya getirecek, uzlaştıracak, birbirine ısındıracak (8 Enfal 63) ve bizleri yeniden kardeşler yaparak; gücümüze güç katacaktır. Bu, cihadı, hayatının gayesi haline getirmiş, şuurlu müminlere Allah’ın bir vaadidir:

Türkiye’nin ‘resmi tarih yalanından’ kurtulması gerektiğini vurgulayan tarihçi yazar Mustafa Armağan, “Yalanlar gerçekmiş zannedildi. Harf devriminde amaç Türkiye’yi İslamsızlaştırmaktı. Şapka devrimi ise iyice saçma” dedi.

Kur'an Nesli İlim Merkezi, son yıllardaki en ağır dönemini yaşayan Gazze'ye kardeş elini uzatıyor. Ramazan ayı boyunca Gazzeli mazlumlara destek gayesiyle kumanya kampanyası başlatıldı.

Venhar Kur'an Evi ve Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin ortak çabaları ile 3 ayda bir yayınlanmak üzere yola çıkan İslam ve Hayat dergisi, ilk sayısında Kur'an ayı Ramazan'ı Rabbimizin ona verdiği anlam çerçevesinde anlamak ve öylece idrak etmek gayesine matuf bir içerikle yayınlandı.

Bugün Mısır memleketinde İslam’ın menfaatlarını müdafaa eden ne kadar hamiyetli kalem varsa hepsi Cemaleddin’in terbiyesi sayesinde yetişmiştir. Tevhid dünyasına binlerce muharrir el, binlerce mütefekkir dimağ hediye eden Cemaleddin Vehhabi olabilir mi? Merhumu ne Afganistan’da, ne Hindistan’da, ne Avrupa’da, ne Osmanlı toprağında rahat bırakmadılar, hiçbir yerde oturtmadılar. Cemaleddin Müslüman aleminde hakiki, sermedi (sürekli, uzun soluklu) bir uyanış başlatmak gayesine matuf olan çalışmasında kısıtlama yapsaydı, bu siyasetine azıcık fasıla verseydi, dünyanın her yerinde şerefiyle mütenasip bir debdebe içinde yaşayabilirdi.

"İlk neslin hayatında meydanların, çarşı-pazarların kitabı olan ve hayatın her alanına müdahale eden bir hayat menbaı olan Kur'an, daha sonraları, inzal ediliş gayesinin dışında bir sevap makinesi, mezarlıklarda okunan, törenler ve ayinler kitabı olarak algılanmaya başlanmıştır. Modertnist yaklaşımlar ise insan aklını temel ölçü kabul etmekte ve Kur'an'ı modern algılara mahkum etmektedir."
Makaleler
Hava Durumu