
"hireti" Arama Sonuçları

Halimizin Muhasebesi: Hem Dünyayı Hem Âhireti Kaybediyoruz I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Direniş bir varoluştur ve her daim samimi insanların eliyle var olacaktır. Şehadetin ne büyük bir nimet olduğunu onlar çok iyi biliyorlar. "Sizin dünya hayatını sevdiğinizden daha çok onlar ahireti seviyorlar" hakikatinin canlı şahitleridir.

Sadece televizyon muhabirleri değil, bütün insanlar olarak, sadece deprem enkazından sağ çıkartılan insanlar değil, bütün insanların, bütün canlıların, bütün ‘cansızların’, bütün doğumların ve bütün ölümlerin gerçek birer mucize olduğunu bilmemiz gerekmektedir.

Şefaat hayata nebilerin izince müdahale etme ve yönlendirme çabalarının tümüdür desek abartı olmaz sanırım, çünkü her hamle kulun hem dünyasını hasen/güzel, hem ahiretini hasen/güzel kılma çabasıdır.

Eğer kişi ile Kur’an’ın arasında çekilmiş bir perdeden söz edeceksek, ayete geri dönüp baktığımız vakit, ahirete iman konusunu birinci kefeye koymak gerek. Çünkü ahireti inkar, perdenin varlığına işarettir.

Hâlbuki bu kısacık dünya hayatının kendisi için bir imtihan alanı olduğunu ve yaşanan her anın hesabının verileceğini idrak eden müslim kişi, hesabı verilecek bir yılın daha geride kaldığının bilinciyle, geçmiş olan zaman diliminde ahireti için neler biriktirdiğinin sorgulamasını öne çıkarır.

Rabbimizi, Rasulünü, Kitabını, Âhireti (ve kapsamındaki Hesap Gününü) doğru anlayıp doğru tanımak da, öncelikle onlarla ilgili tarihsel süreçte ve bugün insanlar tarafından birer ümniyye (kuruntu), zan ve vehim ürünü olarak ortaya atılmış olan, geleneksel, modern ve post-modern tüm çeşitleriyle yanlış/bâtıl yaklaşım ve tanımları (üretilmiş, uydurulmuş isim ve sıfatları) tekzip etmek ve bu tekzip hafriyatıyla ortaya çıkan temiz, berrak zeminde, inzal edilmiş isim ve sıfatlar ile bu iman esaslarını kavrama cehdine yönelmek…

*Bolluk ve lüks içinde yaşamak. Biliyorsunuz ki rahata ve lükse kapılmış olanlar, Allah yolunda cihattan ve ahireti hatırlamaktan hoşlanmazlar. Lüks ve rahatlık kişiyi rehavete götürür, rehavet ise helak oluş sebebidir. Müslümanlar yöneten ve yönetilenleri ile lüks ve konfora dalıp hantallaştılar. Dünya hayatı tamamıyla onları meşgul etti.

Koronadan kurtulmak için Allah’a yönelip tevbe etmemiz, kendimizi hesaba çekmemiz gerektiği unutuluyor, unutturuluyor. Korona insanın en fazla dünyasını mahveder, öldürür. Şirk virüsü ise, dünyada rezil bir hayata sebep olduğu gibi âhiretini tümüyle mahveder.

İstanbul Şirinevler'de faaliyet gösteren Kur'an Nesli İlim ve Dâvet Merkezi, "Esma Dersleri" programıyla bu sezonki halka açık çalışmalarını başlatıyor. İnşallah her hafta Cumartesi günleri Şükrü Hüseyinoğlu'nun sunumuyla gerçekleştirilecek olan derslerde Rabbimizi, Raslü'nü, Kitabı'nı ve asıl kalıcı yurt olan âhireti Kur'an'daki isimleriyle tanımak amaçlanıyor.

Dünya insanlık adına ve Müslümanlar aleyhine hiçde iç açıcı bir yere gitmiyor. Tüm dünya coğrafyasında nerede bir zülüm, eziyet ve katliam varsa mutlaka bundan sadece Müslümanlar etkileniyor. Yani aslında tüm planlar Müslümanlar üzerine yapılıyor. Sıranın hangi ülkeye, hangi topluluğa geleceğini kimse garanti edemez. Hal böyleyken ve her birimiz kendi ahiretimize hazırlanırken Hz. Peygamberin rehberliğine ve önderliğine hiç olmadığımız kadar ihtiyaç duyuyoruz. Ne buyuruyordu Hz. Peygamber : “Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun.”

Evlerimize başta faiz olmak üzere hiçbir haram kazancın girmesine müsaade etmeyeceğiz. Evlerimize giren, eşlerimizin ve çocuklarımızın boğazından geçen her haram kazancın dünya ve ahiretimizi berbat edeceğini asla unutmayacağız.

Venhar Cumartesi sohbetlerinin geçtiğimiz haftaki konuşmacısı A.Durmuş idi... Durmuş özellikle "Ahiret inancı" ile "ahirete iman" kavramları arasındaki fark üzerinde durduktan sonra, "Ahirete imanı günlük hayatın içine taşıyabilmek" için bir öneri getirdi. Ahiret hayatını ayrı bir mekan olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ve bu hayatın aslında insan için şuanda başlamış olduğunu vurguladıktan sonra ahiret konusunda bir çok kesimden insanla yaptığı mini anketi de katılımcılarla paylaşan Durmuş'un konuşma metnini sizler için alıntılıyoruz.

Allah'a değil dünya müstekbirlerine kulluğu seçmişti, ahireti değil geçici dünyayı tercih etmişti. Toprağı bol olsun!

“Benim bütün Müslüman gençlere nasihatim en başta İslam ahlakıyla ahlaklanmalarıdır. Doğruluk, güvenilirlik, ahde vefa, sevgi, kararlılık, çalışma ve üründe ihlas, Müslümanlarla yardımlaşmak ve onların dertleriyle dertlenmek de İslam ahlakının gereklerindendir. Allah yolunda cihad ve Allahu Teala’nın kelamının en yüce olması için başkalarıyla yardımlaşmakda İslam ahlakının gereklerinden biridir. Müslümanlara da ilme önem vermelerini tavsiye ediyorum. İlim gelecekte bizim düşmanımıza karşı zafer elde etmekte kullanacağımız silahımız olacak. Cehaletle zafer elde edemeyiz. Dini, dünyayı ve ahireti kuşatacak bir ilimle ancak zafer elde edebiliriz.”

Vahyin inşa ettiği zihnin ilgi alanı, kıyametin ne zaman kopacağı, cennet ve cehennemin nerede olduğu, meleklerin mahiyetleri gibi gaybi konular değil, ahiretin tarlası olan dünya hayatını nasıl ihya edebileceği, yeryüzündeki şirk, zulüm, sömürü, fısk ve fücura karşı tevhid ve adalet mücadelesinin nasıl sürdürüleceği, bu konuda Mü’minlerin üzerine düşen vazifelerin ne olduğu gibi hayat alanlarıyla ilgili konulardır. Kısacası, Mü'min bir zihnin ilgi alanı gayb âlemi değil, Rabbani imtihanın gerçekleştiği hayat alanlarıdır.

Hakan Aksu: Merhameti doğru algılamak gerekir. Merhamet sınırsızca vermek değildir. Rabbimiz, vahiyle sınır (yasak) koymuştur. Baba, anne, koca, abi, yönetici vs sevdiklerine dünya ve ahiret için sınır koymalıdır. Modernitenin sınırsız akıl ve mümeyyiz akıl saçmalıklarına karşı, yemede, giyside, harçlıkta ve davranışta sınır koymak karşımızdakinin hem dünyasına hemde ahiretine fayda sağlayacaktır.

İki dünyalılara, iki dünyası arasında denge kuranlara, âhiretini dünya karşılığında satmayan akıllı tüccarlara ne mutlu!

Türkiye’deki domuz çiftliklerine ve yurtdışından ithal edilen jelatinlerin yapısına dikkat çeken Büyüközer, “Her yıl Türkiye’de kesilen 1 milyon domuzu kim yiyor?” diye soruyor.

Sonsuzluğa inanan Müslüman, sonsuzluk adına hiçbir beyanı, görüşü olmayan bir araca nasıl binsin? Müslüman inancında Allah, her şeyi düzenleyendir. Dünyayı düzenleyen O, hayatı düzenleyen O, ölümü yaratan O, ahireti var eden O. O zaman yine sormak gerekiyor: “Demokrasinin ahiretle ilgili bir beyanı, bir görüşü; hatta bir kelimesi var mıdır?”
Makaleler
Hava Durumu