"ideolojik" Arama Sonuçları
Abdurrahman Arslan: Din hayattır
“Biz biliyoruz ki ne İslam siyasetten vazgeçebilir, ne de siyaset kendinde içkin herhangi bir dünya görüşü olmaksızın var olabilir. Zira her düzenleme faaliyeti ideolojik bir özellik taşır.”
“Biz biliyoruz ki ne İslam siyasetten vazgeçebilir, ne de siyaset kendinde içkin herhangi bir dünya görüşü olmaksızın var olabilir. Zira her düzenleme faaliyeti ideolojik bir özellik taşır.”
Siyonistin mutedili var mı?
Siyonistlerin bazıları da “aşırı siyonist” olarak nitelendiriliyor. Bu biraz normal olmakla birlikte, bundan siyonistin mutedilinin de olabileceği sonucu çıkarmak doğru olmaz. Çünkü siyonizmin bir tür ırkçılık olduğu tescillenmiştir. Irkçılık ise insanlık açısından bir ayıp ve ideolojik yönden de bir aşırılıktır.
Siyonistlerin bazıları da “aşırı siyonist” olarak nitelendiriliyor. Bu biraz normal olmakla birlikte, bundan siyonistin mutedilinin de olabileceği sonucu çıkarmak doğru olmaz. Çünkü siyonizmin bir tür ırkçılık olduğu tescillenmiştir. Irkçılık ise insanlık açısından bir ayıp ve ideolojik yönden de bir aşırılıktır.
Ben bir insanım (VİDEO)
Irkçı-faşist provokatör politikacılar hedeflerine ulaştı. Baştan sona faşist ideolojik kalıplar ve yalanlar üzerine Suriyeliler konusunda toplumsal bir histeri yaşanıyor. İşte genç bir Suriyelinin İstanbul'da muhatap olduğu histerik tepkiler ve gencin gerçekleri izah çabası...
Irkçı-faşist provokatör politikacılar hedeflerine ulaştı. Baştan sona faşist ideolojik kalıplar ve yalanlar üzerine Suriyeliler konusunda toplumsal bir histeri yaşanıyor. İşte genç bir Suriyelinin İstanbul'da muhatap olduğu histerik tepkiler ve gencin gerçekleri izah çabası...
Hanım teyzeler Oruçbaba'ya, vekil ablalar Anıtkabir'e!
Resmi ideolojik dayatmalarla uygulanan Mustafa Kemal’i tazim ve tapınma eylemlerinin son dönemde iktidar yetkilileri ve mensuplarınca artık gönüllü bir tarzda icra edilmeye başlanmasına istinaden, sitemiz yazarlarından Hasan Bakırcı'nın 2016 yılında kaleme aldığı ''Hanım teyzeler Oruçbaba'ya, vekil ablalar Anıtkabir'e!'' adlı makalesini tekrardan istifadenize sunuyoruz.
Resmi ideolojik dayatmalarla uygulanan Mustafa Kemal’i tazim ve tapınma eylemlerinin son dönemde iktidar yetkilileri ve mensuplarınca artık gönüllü bir tarzda icra edilmeye başlanmasına istinaden, sitemiz yazarlarından Hasan Bakırcı'nın 2016 yılında kaleme aldığı ''Hanım teyzeler Oruçbaba'ya, vekil ablalar Anıtkabir'e!'' adlı makalesini tekrardan istifadenize sunuyoruz.
Hanım teyzeler Oruçbaba'ya, vekil ablalar Anıtkabir'e!
Resmi ideolojik dayatmalarla uygulanan Mustafa Kemal’i tazim ve tapınma eylemlerinin son dönemde iktidar yetkilileri ve mensuplarınca artık gönüllü bir tarzda icra edilmeye başlanmasına istinaden sitemiz yazarlarından Hasan Bakırcı'nın 2016 yılında kaleme aldığı ''Hanım teyzeler Oruçbaba'ya, vekil ablalar Anıtkabir'e!'' adlı makalesini tekrardan istifadenize sunuyoruz.
Resmi ideolojik dayatmalarla uygulanan Mustafa Kemal’i tazim ve tapınma eylemlerinin son dönemde iktidar yetkilileri ve mensuplarınca artık gönüllü bir tarzda icra edilmeye başlanmasına istinaden sitemiz yazarlarından Hasan Bakırcı'nın 2016 yılında kaleme aldığı ''Hanım teyzeler Oruçbaba'ya, vekil ablalar Anıtkabir'e!'' adlı makalesini tekrardan istifadenize sunuyoruz.
Türkiye'de Peygamber’e sövmek serbest, “Atatürk ilâh değildir” demek suç!
Peygamber’e sövmek yasal olarak suç olduğu halde bunu yapanların serbest bırakıldığı, “Atatürk ilah değildir” demek yasal olarak suç olmadığı halde bu sözü söyleyenin tutuklandığı Türkiye’de, Ahmed Kalkan ve Mehmet Pamak, Edirne’de “Atatürk ilah değildir” dediği için tutuklanan Emine Şahin’e ideolojik yargı kararıyla yapılan zulmü kınayan ve konu hakkında bilgi veren bir açıklama yayınladılar.
Peygamber’e sövmek yasal olarak suç olduğu halde bunu yapanların serbest bırakıldığı, “Atatürk ilah değildir” demek yasal olarak suç olmadığı halde bu sözü söyleyenin tutuklandığı Türkiye’de, Ahmed Kalkan ve Mehmet Pamak, Edirne’de “Atatürk ilah değildir” dediği için tutuklanan Emine Şahin’e ideolojik yargı kararıyla yapılan zulmü kınayan ve konu hakkında bilgi veren bir açıklama yayınladılar.
Esaret altında parçalanmış zihinler, özgün ve bütüncül İslami düşünce üretemez
Küresel ve yerel sistemin, fiziki kuşatmasından, bedenimizi çevreleyen zindanından daha önemli ve daha etkili olan kuşatması ve zindanı, zihinlerimizde gerçekleştirdiği kuşatması ve zihinlerimizin onun ideolojik paradigmasının zindanına hapsolması halidir. Kültürel anlamda sömürgeleştirilmiş ideolojik işgal altıdaki zihinler bağımsız düşünemez ve özgün düşünceler üretemezler.
Küresel ve yerel sistemin, fiziki kuşatmasından, bedenimizi çevreleyen zindanından daha önemli ve daha etkili olan kuşatması ve zindanı, zihinlerimizde gerçekleştirdiği kuşatması ve zihinlerimizin onun ideolojik paradigmasının zindanına hapsolması halidir. Kültürel anlamda sömürgeleştirilmiş ideolojik işgal altıdaki zihinler bağımsız düşünemez ve özgün düşünceler üretemezler.
Yanlış anlamalar ve ideolojik saldırılar karşısında, "İslam devleti" mefhumunu doğru anlamak
Acaba, İslam devletinin değil de, ‘leviathan’ terimine birebir denk düşen çağdaş demokratik devletin tam bir totaliterizm olduğunu söyleyecek bir babayiğit var mıdır, muhafazakar demokratlar arasında? İslam'ın değil, İslam dışında ne kadar cahiliye ideolojisi varsa, onların zorla yaşatılmaya ihtiyacı vardır. Bunu, kendisini İslam'a nisbet eden her gazeteci-yazarın bilmesi gerekir.
Acaba, İslam devletinin değil de, ‘leviathan’ terimine birebir denk düşen çağdaş demokratik devletin tam bir totaliterizm olduğunu söyleyecek bir babayiğit var mıdır, muhafazakar demokratlar arasında? İslam'ın değil, İslam dışında ne kadar cahiliye ideolojisi varsa, onların zorla yaşatılmaya ihtiyacı vardır. Bunu, kendisini İslam'a nisbet eden her gazeteci-yazarın bilmesi gerekir.
Ahmed el-Kâtib: Mehdi beklemeyen bir Şii Müslüman
Ahmed el-Kâtib, Şia’nın temel inançlarından olan “İmamet”, “On İki İmam”, “Velayeti Fakih”, “Takiyye”, “Beklenen İmam” gibi fikirleri reddetmekle, aslında Şii düşüncesinin bütün otoritelerini karşısına almış, bütün bir Şii tarihi ile çatışmaya girmiş, siyasi-toplumsal ve ideolojik temellere dayalı bu köklü geleneği sarsmış oluyordu.
Ahmed el-Kâtib, Şia’nın temel inançlarından olan “İmamet”, “On İki İmam”, “Velayeti Fakih”, “Takiyye”, “Beklenen İmam” gibi fikirleri reddetmekle, aslında Şii düşüncesinin bütün otoritelerini karşısına almış, bütün bir Şii tarihi ile çatışmaya girmiş, siyasi-toplumsal ve ideolojik temellere dayalı bu köklü geleneği sarsmış oluyordu.
Mufazakarlar, toplum nezdinde sekülerizmi meşrulaştırıyor
"Bu noktada ikinci sonuç olarak çok daha çelişkili durum ortaya çıkıyor. Muhafazakarlar siyasette ve sosyoekonomik alanda konumlarını pekiştirirken aynı zamanda kendilerini de dönüştüren sekülerliğin meşrulaşmasına yol açmakta, en hafif tabirle varoluşsal anlamda bir sorun olmaktan çıkmaktadır. Siyasal alan seküler muhtevasını kaybetmeden muhafazakarlaşıyor ve bu durum devlet aygıtının tüm etkinliklerini de meşrulaştırıyor. Özünde seküler olmasına karşın muhafazakarlar nezdinde dini bir meşruiyet kazanarak fiziki olmanın yanı sıra zihinsel, ideolojik eklemlenme de gerçekleşiyor."
"Bu noktada ikinci sonuç olarak çok daha çelişkili durum ortaya çıkıyor. Muhafazakarlar siyasette ve sosyoekonomik alanda konumlarını pekiştirirken aynı zamanda kendilerini de dönüştüren sekülerliğin meşrulaşmasına yol açmakta, en hafif tabirle varoluşsal anlamda bir sorun olmaktan çıkmaktadır. Siyasal alan seküler muhtevasını kaybetmeden muhafazakarlaşıyor ve bu durum devlet aygıtının tüm etkinliklerini de meşrulaştırıyor. Özünde seküler olmasına karşın muhafazakarlar nezdinde dini bir meşruiyet kazanarak fiziki olmanın yanı sıra zihinsel, ideolojik eklemlenme de gerçekleşiyor."
Arap Baharı'ndan elde ne kaldı?
Meydanlara dökülen kitlelerin talepleri, gösteri biçimleri bir devrimden çok apolitik bir ayaklanmaya benziyordu. Örgütlü olmayan, siyasal-ideolojik temelden yoksun, sosyal medya üzerinden örgütlenmiş bir medyatik devrim hikayesi anlatılıyordu. Bu kadar gevşek, hedefsiz, projesiz yığınların örgütlü devlet mekanizmasını yıktığı düşünülüyordu.
Meydanlara dökülen kitlelerin talepleri, gösteri biçimleri bir devrimden çok apolitik bir ayaklanmaya benziyordu. Örgütlü olmayan, siyasal-ideolojik temelden yoksun, sosyal medya üzerinden örgütlenmiş bir medyatik devrim hikayesi anlatılıyordu. Bu kadar gevşek, hedefsiz, projesiz yığınların örgütlü devlet mekanizmasını yıktığı düşünülüyordu.
Ermenileri de, Müslüman halkı da katledenler batıcılardı
1915 yılındaki acı hadiselerin karşılıklı aktörlerinin ideolojik formasyonları, dünya görüşleri ne idi? Ermenilere yönelik tehcir, Müslümanların alıp uyguladığı bir karar mıydı, bir İslam-Hıristiyanlık çatışmasının sonucu muydu?
1915 yılındaki acı hadiselerin karşılıklı aktörlerinin ideolojik formasyonları, dünya görüşleri ne idi? Ermenilere yönelik tehcir, Müslümanların alıp uyguladığı bir karar mıydı, bir İslam-Hıristiyanlık çatışmasının sonucu muydu?
Akif Emre, postmodernizme sığınma yanlışını yazdı
"Ulusdevletin ideolojik dayanaklarını, ulusçuluğu, tek boyutlu - tek sesli toplum modelini eleştirmede kullanışlı argümanlar sunan postmodern teorinin temelde modernite içi eleştiri olduğu, modernitenin kimi sonuçlarına ve bunu besleyen Batı toplumlarının yerleşik değerlerine bir tür kafa tutmaktan ibaret olduğunu göz ardı ederek aceleci ve de pragmatist bir tutumun tuzağına düşüldü. Hıristiyanlık eleştirisinin aynı zamanda bir din eleştirisi ve dolayısıyla İslam eleştirisi olabileceğini bile fark edecek 'entelektüel basiret'i gösteremediklerini söyleyebiliriz." Akif Emre, "Postmodern tasavvur tuzağı" başlığıyla yazdı...
"Ulusdevletin ideolojik dayanaklarını, ulusçuluğu, tek boyutlu - tek sesli toplum modelini eleştirmede kullanışlı argümanlar sunan postmodern teorinin temelde modernite içi eleştiri olduğu, modernitenin kimi sonuçlarına ve bunu besleyen Batı toplumlarının yerleşik değerlerine bir tür kafa tutmaktan ibaret olduğunu göz ardı ederek aceleci ve de pragmatist bir tutumun tuzağına düşüldü. Hıristiyanlık eleştirisinin aynı zamanda bir din eleştirisi ve dolayısıyla İslam eleştirisi olabileceğini bile fark edecek 'entelektüel basiret'i gösteremediklerini söyleyebiliriz." Akif Emre, "Postmodern tasavvur tuzağı" başlığıyla yazdı...
ÖYB'nin 28 Şubat panelinden notlar
Özgür Yazarlar Birliği'nin düzenlediği panelde konuşan Şükrü Hüseyinoğlu: "Batıl uzlaşı teklif etse dahi bunu reddeden ofansif bir anlayışı ortaya koymuş olan İslam’a inananların, batılla böyle bir uzlaşı arayışına girmesi kabul edilemez. Bunun için öncelikle tevhidi merkeze alan sosyal ve siyasal mücadeleyi farklı ideolojik formlara sığdırma arayışlarına da girmeden yeni bir mücadele anlayışı geliştirmemiz gerekmektedir.”
Özgür Yazarlar Birliği'nin düzenlediği panelde konuşan Şükrü Hüseyinoğlu: "Batıl uzlaşı teklif etse dahi bunu reddeden ofansif bir anlayışı ortaya koymuş olan İslam’a inananların, batılla böyle bir uzlaşı arayışına girmesi kabul edilemez. Bunun için öncelikle tevhidi merkeze alan sosyal ve siyasal mücadeleyi farklı ideolojik formlara sığdırma arayışlarına da girmeden yeni bir mücadele anlayışı geliştirmemiz gerekmektedir.”
Özdenören, kavramlara dikkat çekti
Sanmayalım ki, yakıştırma yalnızca laiklik kavramındadır! Nitekim ben yukarıda sözünü ettiğim toplantıda laiklik, milliyetçilik gibi kavramların Batı dünyasından iktibas edildiğini, bu kavramların Batı dünyasında reel karşılıkları olduğunu, oysa aynı kavramların ülkemizde ideolojik bir muhteva ihraz ettiğini söylediğimde, toplantı yöneticisi bana itirazla: "İyi ama, demokrasi ve hürriyet kavramlarını da Batı'dan aldık, onları da mı reddetmemiz gerekecek?" sorusunu yöneltmişti. Ben de: "Evet, bu kavramların da kendi asli kültürümüz içinde irdelenmesi gerekiyor" demiştim.
Sanmayalım ki, yakıştırma yalnızca laiklik kavramındadır! Nitekim ben yukarıda sözünü ettiğim toplantıda laiklik, milliyetçilik gibi kavramların Batı dünyasından iktibas edildiğini, bu kavramların Batı dünyasında reel karşılıkları olduğunu, oysa aynı kavramların ülkemizde ideolojik bir muhteva ihraz ettiğini söylediğimde, toplantı yöneticisi bana itirazla: "İyi ama, demokrasi ve hürriyet kavramlarını da Batı'dan aldık, onları da mı reddetmemiz gerekecek?" sorusunu yöneltmişti. Ben de: "Evet, bu kavramların da kendi asli kültürümüz içinde irdelenmesi gerekiyor" demiştim.
Baas'ın son kozu: Laiklik
Dışişleri Bakanı Muallim yaptığı zehir zemberek açıklamada, Türkiye ile ilişkilerin Müslüman Kardeşler yüzünden koptuğunu, Türkiye ile aralarında laikliğe bakış farkı olduğunu söyleyerek laikliğe vurgu yapan beyanlarda bulunmuş. "Bizim Müslüman Kardeşler'e bakışımız farklı. Türk hükümeti ile ideolojik farklılığımız var" diyen Suriyeli bakan Muallim Türk hükümetini de Müslüman Kardeşler üzerinden açığa düşürmek isteyen bir dil kullanıyor.
Dışişleri Bakanı Muallim yaptığı zehir zemberek açıklamada, Türkiye ile ilişkilerin Müslüman Kardeşler yüzünden koptuğunu, Türkiye ile aralarında laikliğe bakış farkı olduğunu söyleyerek laikliğe vurgu yapan beyanlarda bulunmuş. "Bizim Müslüman Kardeşler'e bakışımız farklı. Türk hükümeti ile ideolojik farklılığımız var" diyen Suriyeli bakan Muallim Türk hükümetini de Müslüman Kardeşler üzerinden açığa düşürmek isteyen bir dil kullanıyor.
Çorumlu Müslümanlardan okullardaki "andımız" zulmüne protesto
Çorum Merkez PTT önünde toplanan İlke-Der ve Özgür-Der Çorum Şubesinin gönüldaşları “Eğitim sistemindeki resmi ideolojik dayatmaların sona ermesi” için basın açıklaması yaptılar.
Çorum Merkez PTT önünde toplanan İlke-Der ve Özgür-Der Çorum Şubesinin gönüldaşları “Eğitim sistemindeki resmi ideolojik dayatmaların sona ermesi” için basın açıklaması yaptılar.
Demokrasi afyonu! (Günün karikatürü)
İşte farklı ideolojik grupların ve halkın afyonu işlevi gören demokrasinin karikatürü:
İşte farklı ideolojik grupların ve halkın afyonu işlevi gören demokrasinin karikatürü:
Darbelerin anası 27 Mayıs mı? (Günün Yorumu)
"Darbelerin anası"nın bizatihi bu rejimin kuruluş felsefesi olduğunu, 27 Mayıs'ı "darbelerin anası" olarak nitelemenin çok önemli bir tarihsel yanılgıyı ifade ettiğini ve bu tür ideolojik yanılsamaların Müslümanların sisteme dair devrimci perspektifini zaafa uğrattığını bilmemiz gerekir.
"Darbelerin anası"nın bizatihi bu rejimin kuruluş felsefesi olduğunu, 27 Mayıs'ı "darbelerin anası" olarak nitelemenin çok önemli bir tarihsel yanılgıyı ifade ettiğini ve bu tür ideolojik yanılsamaların Müslümanların sisteme dair devrimci perspektifini zaafa uğrattığını bilmemiz gerekir.
Akif Emre'den "çoğulculuk" yorumu
İdeolojik kirliliğin son dönemde adeta zirve yaptığı Müslüman mahallesinde dillere pelesenk edilen Batılı kavramlardan biri de çoğulculuk. Söz konusu kavramın ideolojik arka planını ve dönüştürücü niteliğini ıskalayıp bu kavrama başta Medine modeli olmak üzere İslam tarihinden sözümona örneklerle İslamilik kazandırmaya çalışanlar az değil. İşte Akif Emre, bugünkü yazısında bu önemli sorunu masaya yatırıyor ve çoğulculuğun gerçekte ne olduğunu dile getirerek Müslümanlara önemli bir ikazda bulunmuş oluyor.
İdeolojik kirliliğin son dönemde adeta zirve yaptığı Müslüman mahallesinde dillere pelesenk edilen Batılı kavramlardan biri de çoğulculuk. Söz konusu kavramın ideolojik arka planını ve dönüştürücü niteliğini ıskalayıp bu kavrama başta Medine modeli olmak üzere İslam tarihinden sözümona örneklerle İslamilik kazandırmaya çalışanlar az değil. İşte Akif Emre, bugünkü yazısında bu önemli sorunu masaya yatırıyor ve çoğulculuğun gerçekte ne olduğunu dile getirerek Müslümanlara önemli bir ikazda bulunmuş oluyor.
Makaleler
Hava Durumu