
<.
"ranl" Arama Sonuçları

Eğer yeryüzünde gücü elinde bulunduranlar Allah’a (cc) ve Resülüne itiat etmez ve dini Yalnızca Allah’a (cc) has kılmazlar ise; siyasette, ekonomide, sanatta, askeri alanda…Yani hayatın her alanında çağın gerekliliğine değil, Çağlar ötesinden gelen İlahi vahye tabi olmadıkça; Yeryüzünde bu bozgun devam edecektir.

İran’ın İsrail’e müteveccihen bir avuç barut patlatmasını müteakiben ekranlarına ‘İsrail’in sonu’ diye yazan bazı yayın organlarının tutumları bizi acı acı gülümsetse de, müminler olarak İsrail’in sonunun bir gün geleceğine olan inancımız tamdır.

Meydanlarda Filistin davası ile ilgili samimiyetlerinin sorgulanmasına köpürenler, “İsrail’le ticaret Filistin’e ihanet” yazılı sıradan bir pankartın ekranlara yansımasını hazmedemiyorlar. Peki karanlıklarda bile söylenmesinden korkulan bu hakikatin, mahşerde gün gibi ortaya çıkacağını da mı bilmiyorlar?

Kendilerine davet edenlerin davetlerini kabul etmeyiniz. Allah ve Resulüne çağıranlardan olduğunuz gibi başkalarını da Allah ve Resulüne çağırır gördüğünüz takdirde dinleyiniz.

Bir insanın İslam gibi bir nuru yaşadıktan sonra Kemalizm gibi bir karanlığa saplanması, o insanın iyi ve kötü, hayır ve şer algılarının tamamen mefluç olmasıyla izah edilebilir.

Bunlar tam da, kuzu postuna bürünmüş kurtlardır. Ayrıca da; melek maskesi giymiş şeytanlardır... Şeytanizm; sapkın, asi, bağy, karanlık olan, hak, hukuk ve Allah (cc) ve de insan düşmanı olan bir inanç, düşünce, sistem, rejim, anlayış ve ideolojidir...

Batı hayranlığının, neredeyse geri kalmış tüm dünya ülkelerinde korkunç bir etkiye sahip olduğunu görünce, batıya biat etmiş liderlerden daha tehlikeli olan bir şey var ise, şüphesiz o da silahsız işgal anlamına gelen kültür emperyalizmidir. Birincisinden kurtulmak kolay, ama ikincisi o kadar ciddi ve silinmez etkilere sahip ki…

"Kardan adam put mudur" diye soranlar oluyor. Bu sorunun cevabı, yapılan "kardan adam"a bağlı tabii ki.

Her yanına "İslam beldesi" mührü vurulmuş bir şehirle karşılaşmak doğrusu beni Diyarbakır adına son derece umutlandırdı. Bu yoğunlukta kadim İslami eser zenginliği ve özellikle birbirinden güzel camilerin varlığına hayran kaldım. Bu hayranlığımı da kardeşlere "İslam beldesi mührünün bu kadar güçlü vurulduğu bu şehri kemalizm veya apoizm gibi bâtıl ideolojilere bırakamayız" sözleri eşliğinde ifade ettim bir kaç kez.

“Modern çağda tek bir din vardır o da devlet dini” diyen Hüseyin Alan, “Bu din, klasik çağdaki diğer dinleri bireye has olarak özelleştirdi, inançlara dönüştürdü, hukuken bütün inançları eşitledi, aynı statüye soktu ve böylece kategorize etti, onları inançlar çizgisinde bir yere oturttu, bir hükümranlık alanına sınırladı” dedi.

Karanlık olayların yılı 1993'te önce Madımak katliamı tertiplendi; hemen ardından 3 gün sonra Erzincan Kemaliye'ye bağlı Başbağlar köyünde 33 kişi katledildi. Her iki olayın da aynı eller tarafından tertiplendiği, Alevi-Sünni çatışması hedeflendiği yıllarca dillendirildi; ancak şu ana kadar olayın asli failleri hiç yakalanmadı.

"Bitti gitti kurtulduk!" dense de ne yazık ki 28 Şubat'ın karanlık ve soğuk gölgesinden kurtulamıyoruz.

Evet, maalesef bu hakikat biz Müslümanlar içinde de tezahür etmekte ve kardeşlerimizin Allah’ın bu emrini yerine getirmelerine tahammül edemeyip dışlayıcı ve irtibatı koparıcı tepkiler verebilmekteyiz. Bu husus hepimizi çokça düşündürmeli ve İslamî ölçü ve ahlakla bağdaşmayan bu yanlıştan bir an önce kurtulma çabası içine girmeli değil miyiz?

İnsan Hakları İzleme Örgütü, "2020 Olayları 2021 Dünya Raporu"nda Çin'in Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerine, İç Moğolistan ve Tibet özerk bölgelerindeki etnik gruplara yönelik tutumunun gittikçe kötüleştiğini belirterek, Çin'i "1989'da gerçekleşen Tienanmın olaylarından bu yana insan hakları konusunda en karanlık dönemin ortasında olmakla" eleştirdi.

Ne yazık ki insanların kalbine Allah korkusu girmedi. Şayet insanlarımıza sadece Allah'tan korkma öğretebilseydik hem gündüz hem de gece kendisini günahlardan alıkoymaya, Allah'ın yasaklamış olduğu şen'iyetleri işlememeye büyük bir özen gösterirlerdi.

İran Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Bölümü eski Genel Müdürü Kasım Muhibali, Tahran yönetiminin vekalet savaşlarıyla yürüttüğü dış politikanın yanlış olduğunu söyledi.

Hasan Hüseyin Ceylan, Dünya Bizim Kitaplığı’ndan çıkan “Tanrı Uludur’dan Allahu Ekber’e Giden Yol” isimli kitabında Arapça ezan yasağının karanlıkta kalmış yönlerine ışık tutuyor.

Deniz Demirhan,“2019’da, Kovid-19 salgını olmadığı ve üretimin tam kapasite devam ettiği dönemlerde, İstanbul şehrine verilen ortalama su miktarı mart ayında 2 milyon 731 bin 157 metreküp iken, şu an üretimin kısmen de olsa durmuş olduğu bugünlerde de şehre verilen su miktarı aynı değerlerdedir. Bu demektir ki evlerde olduğumuz dönemde de sanki sanayi üretimi devam ediyormuş gibi su kullanmaktayız. Suyu bu şekilde kullanmaya devam edersek, baraj doluluk oranlarımız bu kapasiteyi kaldıramayabilir ve yazın hijyen bakımından zorluk yaşama ihtimalimiz artar.

Evlenen çift sayısı geçen yıl 541 bin 424 ile 2002’den sonra en düşük seviyesine geriledi. Evlenme oranları düşerken, boşanma oranları ise artışta.

İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV'ın Cuma namazı öncesi konferansının konuşmacısı Ali KAÇAR idi. KAÇAR, konuşmasında İranlı General Kasım Süleymanî'nin öldürülmesi bağlamında Ortadoğu'daki son gelişmeleri değerlendirdi. Konuşmanın videosu aşağıda istifâdenize sunulmuştur...
Makaleler
Hava Durumu