
"rmeye" Arama Sonuçları

Müslümanlar tarafından 63 yıllık zalim Esed tağutizminden kurtarılan Şam, Müslümanların tarihi ve bugünü açısından muhakkak ki önemli bir belde. Her şeyden önce Şam, Kudüs'ün kapısı mahiyetinde. Tarihsel süreçte Kudüs'ün fethi hep Şam'dan geçmiştir. Dolayısıyla Şam'ın fethi hepimizi sevindirdi ve umutlandırdı. Bununla birlikte Şam'dan kişisel yayın yapan bazı Müslümanların "Şam'ın faziletleri" söylemini dillendirmeye başladığı görülüyor ki, işte biz bu konuda karınca kararınca bir pencere açmak istedik. 2012 yılında kaleme alınıp yayınlanan bu makaleyi ilginize sunuyoruz.

İktibas Dergisi 542. sayısı ile okurlarına ulaştı. Yeni sayının kapağında, Gazze için Müslümanların, mevcut devletlerden beklentilerini sorgulayan bir değerlendirmeye yer verildi.

“Holokost” kavramsallaştırması 2. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında Nazilerin işlemiş olduğu korkunç insanlık suçlarını tanımlamayı ve mahkûm etmeyi hedefleyen insani/ahlaki temelli bir kavramsallaştırmanın ötesinde, yapılan zulümler ve çekilen acıların insanlık düşmanı bir ideoloji (siyonizm) ve onun taraftarlarınca, politik ve ekonomik çıkarlar doğrultusunda azami derecede kullanılan bir araç/enstrüman işlevi görmüştür, görmeye devam etmektedir.

İslami Direniş Hareketi (Hamas) Sözcüsü el-Kanu', siyonist işgal rejiminin aslında Aksa Tufanı'nın başlamasından bugüne kadar geçen 24 gün içinde cephede direniş karşısında çok önemli kayıplar verdiğini, sıkıntılar çektiğini, direnişin vurduğu ağır darbeler karşısında kayıp vermeye ve zorlanmaya devam ettiğini ama cephedeki kayıplarının intikamını sivil, silahsız ve savunmasız insanlardan çıkarmaya çalıştığını vurguladı.

Şayet terör, insanları dehşete düşürerek sonuç almak maksadıyla hedef gözetmeksizin insan öldürmeye yönelmek demekse, ki bence terör kelimesinin karşılığı budur, bu fiilin en büyük temsilcisinin Amerika Birleşik Devletleri olduğuna kim itiraz edebilir?

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, "Filistinliler topraklarını sattı" iddiasına ilişkin, "Filistinliler topraklarını satmadığı gibi Yahudiler topraklarına işgalci olarak girmeye başladığında fetvalar çıkartılmış ve 'Yahudi'ye arazi satmanın haram olduğu' konusunda yaygın bir kanaat oluşturulmuştur. 'Filistinliler topraklarını sattı' iddiası bir siyonist propagandasıdır ve vicdansızlıktır. Ne tarihi gerçekler ne vicdan ne de rakamlar bu iddiayı kabul etmemektedir." dedi.

Günümüzde jakoben dayatmacı laiklikten ziyade anglo-sakson ılımlı laikliğin câri olduğu işleyiş içinde Diyanet, kendisi için biçilen işlevi farklı biçimlerde yerine getirmeye devam etmektedir.

Başlık olarak aldığımız ve konumuzu teşkil eden hadise gelince, sıhhati ile ilgili olarak yukarıda bilgi vermeye çalıştık. Yani 9 hadis kitabında bulunmadığını belirttik. Fakat bizi asıl ilgilendiren bu sözün içeriğidir. Geliniz birlikte ifadenin mutlak oluşundan hareket ederek bir takım düşman silahları ile silahlanmaya kalkalım, görelim karşımıza nasıl durumlar çıkacaktır...

Siyonist İsrail rejiminin Filistin’de sürdürdüğü zulüm stratejisi, Hindistan rejimi için adeta rol model oluyor. Hindutva ideolojisinin kurucusu olan Vinayak Damodar Savarkar’ın Siyonizm’e övgüler dizdiği ve Yahudi devletinin kurulmasını desteklediği yazılı belgeler hâlâ göz önünde dururken, Savarkar’ın izini takip eden Hindu ırkçılar da İsrail’i, Hindistan’ın can dostu olarak görmeye devam ediyor.

İnsanlar, özellikle Allah’ın elçilerini kendilerinden farklı görmeye meyilli olmalarına rağmen Allah insanlara hep kendileri gibi birini elçi olarak göndermeyi, terk etmediği bir sünnet (âdet) olarak benimsemiştir.

Taha Kılınç, Esed-İran-Rusya cephesinin zulümleri sonucunda yaşamını çadırda idame ettirmeye mecbur kalmış Suriyeli çocukların dramını muhayyel Eymen karakteri üzerinden çok anlamlı sözlerle gündeme getirmiş. Kaynak: Kışı soğuk çadırlarda yaşamaya mahkum olmuş çocuklar için karın anlamı

Açık bir kapitalist düzen krizi olan kur krizini halka “sistem krizi” olarak propaganda edip, çözümü de “eski sisteme dönüş” olarak ifade eden muhalefet de, buna karşılık parlamenter sistemin işler olduğu dönemdeki daha büyük krizleri gündeme getirerek “cumhurbaşkanlığı sistemi”ni çözüm olarak sunan iktidar da, bu yaklaşımlarıyla kapitalizm adlı kralın çıplaklığını perdelemeye ve onun beyin ölümünü geciktirmeye çalışıyorlar.

Hal bu iken, İslami camiada bazı akl-ı evveller, bu salgın ve tedbirler konusunda baştan beri komplocu ve alaycı bir yaklaşımla insanları yanlış yönlendirdiler ve yönlendirmeye devam ediyorlar. Oysa herhangi bir Müslümanın, salgın ve tedbirler konusunda alaycılığa yönelmek gibi bir cahilane tutum yerine, bu tür tutumlar takınan başkalarına müdahale eden bir konumda olması gerekir.

Meral Akşener, Ahmet Davutoğlu'nun kanalında açıklamalarda bulunmuş. 75 yaşında dindar bir ablası olduğunu ve bu ablasının İstanbul seçimlerinde CHP'ye oy verdiğini, bunun gerekçesini de "Ekrem İmamoğlu'nun yüzünde Rabbi yessir gördüm" şeklinde izah ettiğini söylüyor ve buradan CHP'ye "din istismarının kazançlı bir yatırım olduğu" mesajı vermeye çalışıyor.

Kudüs’te siyonist işgal rejimi tarafından park yapılmaya başlanan Yusufiye Mezarlığı’nda yatan oğlunun kabrini gözyaşları içinde ziyaret eden Umm Alaa, “Beni öldürseler de buradan gitmeyeceğim. Oğlumun mezarının kaldırılmasına izin vermeyeceğim” dedi.

Bu ayet-i kerime bize Kurban ibâdetinin anlam ve şümulünü ifade ettiği gibi, varlık hiyerarşisiyle ilgili de önemli bir hususa vurgu yapar. O da, hayvanların, insanlara musahhar kılındığı, insanların hizmetine verildiğidir. Modern ve post-modern tuğyan, Rabbimizin belirleyip bildirdiği bu varlık hiyerarşisini tekzip etmekte ve tahrif etmeye, değiştirmeye çalışmaktadır.

Ümmetin izzetli sesi, Filistin İslâmi Direniş Hareketi HAMAS’ın kurucusu ve manevi lideri olan Şeyh Ahmed Yasin’i şehadetinin yıl dönümünde rahmetle anıyoruz. Şeyh Ahmed Yasin, Siyonist İsrail tarafından 22 Mart 2004’te Gazze’ye yönelik düzenlenen hava saldırısında şehadete kavuşmuştu. Şehâdetinin yıl dönümü vesilesiyle Şeyh Ahmed Yasin’in hayatı ve mücadelesi hakkında siz okuyucularımızı bilgilendirmeye çalışacağız:

Çabanın başlangıcı eve; zevceye, anaya, çocuklara ve bundan sonra da tüm aileye yönelik olmalıdır. Müslüman kadın yetiştirmeye fazlasıyla önem verilmelidir. Çünkü bu, “Müslüman bir yuva” oluşturmanın vazgeçilmez bir gereğidir. “Müslüman bir yuva” kurmak isteyen kimse, öncelikle Müslüman bir hanım bulmak zorundadır. Aksi takdirde Müslüman cemaatin kuruluşu gecikip uzayacaktır. Çünkü Müslüman hanımı olmayan bir evin, pek çok boşluk ve gediği olacaktır.

Avustralya’da hazırlanan bir rapor, Afganistan’da görevli Avustralyalı askerlerin, 39 silahsız Afganlı sivili tutukladıktan sonra "acemi askerlerin kan görmeye alışması için" kasten öldürdüğünü ortaya koydu.

Makale serimizin bu dördüncü bölümünde, başlıkta sorduğumuz sorunun cevabını, Rasulullah (a.s.)’ın maddi durumu ile ilgili olarak Kur’an’ın ortaya koyduğu tablo ile başta bu makalemizin ana konusunu teşkil eden “Rasulullah’ın, bir Yahudi’ye borçlu olarak vefat ettiği” rivayeti olmak üzere rivayet kültüründe bu konuda çizilen tabloyu karşılaştırarak vermeye çalışacağız, inşallah.
Makaleler
Hava Durumu