
"sermaye" Arama Sonuçları

Cuma hutbesi: Şeytani Düzenlerin Tek Sermayesi: Fahşa ve Münker - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim Merkezi - 27 Safer 1443 / 23 Eylül 2022

Bilindiği üzere Erdoğan, tevhide aykırı bir inançla sık tekrar ettiği bir sözünde; “ekonominin, sermayenin dini imanı olmaz” diyor. Her halde bu inancı sebebiyle olsa gerek, ekonomik ilişkilerde bu kadar rahat davranılmış, en sert söylemlerle İsrail’in “terör devleti” olarak suçlandığı süreçlerde bile ekonomik ilişkiler, neo-liberal politikalar gereği piyasa ilahının arzularına uygun ölçüler içinde zirve yaparak sürdürülmüştür.

Kapitalizm, adı üstünde kapitalcilik, sermayecilik/anamalcılık demektir. Ekonomik faaliyetlerin esası olarak, sermaye birikiminin gerçekleştirilmesini ve ona dayalı üretim-tüketim faaliyet ve süreçlerinin örgütlenmesini gören, kısacası sermayeyi esas alan bir iktisadi düzendir.

“Zaman sahip çıkılması gereken bir sermaye, Kur’an’ın üzerine yemin içtiği her vakit kıymetlidir.” "İnsanın bir yasası var; insanın iki temel kanadı olan erkeğin bir yasası var, kadının bir yasası var, toprağın bir yasası var, çiçeğin bir yasası var. Aklınıza gelen varlık içindeki her şeyin bir yasası var." Hayriye Karğı ve Kübra Nur Kayır'ın söyleşisi.

Son günlerde, ABD ve Fransa’da iki bilim adamının İslamcılık üzerine verdikleri iki söyleşide yaptıkları tahrifatlar, düz okumalar ve yanlış mukayeseler çok dikkat çekici. Bunlardan biri ABD kültür sermayesi ve akademik community’den/cemaatten konuşuyor diğeri de Fransa’dan.

Mekke putlar ile doluydu. Mekke’de fahşa vardı, fucur vardı. İçki su gibi tüketilirdi. Faizsiz ticaret neredeyse yoktu. Sermaye, az sayıda bir azınlığın elindeydi ve geriye kalan kim varsa köleydi. O gün Mekke’de ne varsa, bugün dünyamızda fazlası ile var. Değil mi?

Faizsiz bankacılık adı altında bankacılık sektörüne paralel faaliyet gösteren Katılım Bankalarının net kârı bu yılın 9 ayında 2017’nin aynı dönemine göre yüzde 56,3 artışla 2 milyar lirayı dayandı. Faizsiz bankacılığın Londra olan merkezini ise İstanbul’a kaydırmak için yoğun çaba harcanıyor.

Mehmet Emin Babacan’ın 2012 yılında yazdığı “Toplumsal Paylaşım Ağlarında Sosyal Sermaye Pratikleri” başlıklı doktora tezi, Açılım Kitap tarafından “Sosyal Medya ve Gençlik” ismiyle yayınlandı.

Demokrasi, tanım(lar)ından da anlaşılacağı üzere, -içi boş bir iddia olsa da- halkın iradesini esas alan bir yönetim şeklidir. Oysa demokrasilerde hiçbir zaman halkın iradesi esas alınmamıştır. Demokrasilerde esas olan irade bir avuç güçlü, elitist azınlığın iradesidir. Demokrasilerde ister halkın iradesi, isterse bir avuç azınlığın iradesi esas alınsın, her iki halde de hüküm koymada İlahi Vahiy değil, halkın iradesi esas alınmaktadır. Bu ise halkın iradesinin ilahlaştırılması anlamına gelmektedir. Oysa İslami hükümleri esas alan sistemlerde ilahi vahiy esas alınmaktadır. Demokrasiler, çoğunluğun (aslında küçük, ama güçlü kapitalist/sermayedar bir grubun) görüşünü, İslami sistemler ise, -çoğunluk ya da azınlık fark etmez- Allah’ın hükümlerini esas alır. Yani helal ve haramı tayinde, hele kanun ve şeriat vaz’ etmede ‘çoğunluk’ kavramının hiçbir anlamı ve önemi yoktur.

Asgari ücrete yıllık yüzde 10 oranında rekor (!) zam yapılan bir ekonomide, sermayenin 6 ayda yüzde 965 kâr yapması son derece doğal (!) değil mi? Bu vahşi, su katılmamış kapitalist rant ekonomi sistemini maalesef alnı secdeye değen insanlar işletiyor ve Türkiye'deki İslami çevrelerin çoğu da bu duruma muhalefet etmek yerine kimi kazanımlar adına onlara destek veriyor.

28 Şubat soruşturmasında bu kez zenginler mercek altında. Savcılık, MASAK ve BDDK raporlarıyla, 500 kişiye dudak uçuklatan servetlerinin nereden geldiğini soracak

28 Şubat savcısıyla görüşme yapan davanın müştekilerinden Eski Adalet Bakan Şevket Kazan, soruşturma sırasının medya ve sermaye ayağına geldiğini iddia etti.

Öğrenciler, “Bizim düzgün, kaliteli ve ucuz yemeğe ihtiyacımız var. Ama okul, fikrimizi bile almadan kampüse İlly, Robert’s Coffee ve Dunkin’ Donuts ve son olarak da küresel sermayenin simgesi Starbucks’ı açtı” diyor.

Babahan, AKP döneminde, sanıldığının aksine "Anadolu sermayesi" yerine "İstanbul sermayesi"nin daha da güçlendiğini, servetlerine servet kattığını kaydedediyor ve bu tabloya rağmen, "İstanbul sermayesi"nin AKP'ye karşıtlığının sürdüğünü, daha da yoksullaşan alt ve orta sınıfın ise AKP'ye desteğini sürdürdüğünü belirtiyor.

Mehmet Asutay, İslam ekonomisi yerine niçin İslami bankacılığın öne çıkarıldığını şu cümleyle özetliyor; 'Bu Körfez sermayesinin helalleştirilmesi sürecidir!'

Vuslat Dergisi, Ocak sayısında zaman mefhumunu kapağına taşımış. Kapak dosyası "Farkında Olmadığımız Sermaye: Zaman" başlığı taşıyor.

Yüzyılarca birarada kardeşçe yaşamış Müslüman halkların arasına sokulan kavmiyetçi fitneden beslenen karanlık odaklar, tek sermayeleri olan bu fitneyi körüklemeyi sürdürüyor.

"Bence İslâm kapital düşmanlığı yapmaz, Kapitalizm'de olduğu gibi kapitalin insana öncelenmesine karşı çıkar. Kapitalizm'de emek kapitalin üretilmesi için bir araçtır sadece. Benim kanaatime göre, İslâm kapital ile emek arasında bir öncelik değil de denge gözetir. Çünkü İslâm'da sermaye ister devletin ister fertlerin elinde bulunsun sosyal olmak durumundadır. Böylelikle neticede emek de kapital de kamu yararına aykırı kullanılmamış olacağından birinin diğerine öncelenmesi gerekmez."
Makaleler
Hava Durumu