
"ylmad" Arama Sonuçları

Dr. Hussam Ebu Safiya, tüm benliğiyle zulme karşı durdu. Mesleğinin ve mümin kimliğinin tüm gereklerini yerine getirerek mücadelesinde yalnız kalmasına rağmen yılmadı. İyilerin safında kalmanın kaderi hep yalnızlık olmamalıdır. Bu konuda bu kadar yalnızlık, bu kadar suskunluk iyilikler için, yarınlar için hiçbir umut taşımıyor. Bu suskunluk, tepkisizlik, keyfilik zalimleri daha da zalimleştiriyor.

Onları tutan oruç, Allah yolunda yılmadan mücadele ve mücahedeye sevk eden oruç, bizi de tutar mı, ne zaman tutar!? Birileri, sair müslüman beldesi için oruç, imsak, iftar vakti iken Gazzeli kardeşlerimiz için mahza ‘iftihar’ vakti!..

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında “Şanlıurfa’da 3 bina daha yıkıldı” paylaşımını yapan Hayati Sedef dün mahkemeye bile çıkarılmadan tutukluluk süresi uzatıldı.

Siyonizm insanlık suçudur, siyonistler insanlık düşmanı caniler ve zalimlerdir. Siyonizm yeryüzünden kazınıp atılmadıkça insanlığa huzur gelme imkanı yoktur. Siyonist işgal çetesinin kuruluş dönemini yaşayan dönemin işgal askerleri, işledikleri cinayet ve tecavüz suçlarını nasıl nasıl gülüp eğlenerek anlatıyorlar:

Bu sebeple, hiç ara vermeden bir yandan tevhidî davet, şahidlik ve eğitim çabalarımızı yeni hamleler yaparak bıkmadan, yılmadan ve yaşanan büyük olumsuzluklara rağmen asla umutsuzluğa düşmeden sürdürmek, diğer yandan da hiçbir sebeple asla terk edemeyeceğimiz emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker görevimizi yerine getirmek sorumluluğu altındayız.

Sahabe dediğimiz Kur’an nesli, Muhammed (sav)’in yürüttüğü nebevî tebliğin akıbeti hakkında çıkar merkezli umutlara kapılmadılar. Onlar nasıl bir davaya adam olduklarını çok iyi biliyorlardı.

İslâm nizamındaki her tür ayrıntıya Âhiret hayatına iman açısından bakılabilir. Ahiret hayatının düşünceye bahşettiği güzellik, yücelik ve enginlik açısından, ahlâka verdiği üstünlük, arılık ve hoşgörü bakımından hak ve takva konusundaki sıkı tavsiyelerden ve insânî faaliyetlere bahşettiği samimiyet, güven ve düzenlilik zaviyesinden bakılabilir. İşte bütün bunlardan dolayı âhirete kesin bir şekilde inanılmadan İslâmî bir hayatın istikamet bulmasına imkân yoktur.

Egemenliğin, yani hükmün kaynağının insana ait olmadığı, kula kulluğun dayatılmadığı Allah’ın emir ve nehiylerinin hayatı şekillendirdiği bir düzen ve zaman diliminde muhakkak ki adalet bir güneş gibi tüm insanlığın üzerine doğacaktır!

İstanbul'da bir hayat nizamı, fert ve toplum hayatında belirleyici olacak bir yön/kıble seçimi yapılmadı. Sadece, neo-liberal kapitalist sosyo-ekonomik işleyişin sağ-muhafazakârlar tarafından mı, yoksa sol-kemalistler tarafından mı yönetileceğine dair bir seçim yapıldı. AKP kazansaydı AVM'leri sağ-muhafazakârlar dikmeye devam edecekti, CHP kazandı ve Beylikdüzü'nde olduğu gibi AVM'leri onlar dikecek, rantına onlar ortak olacak. Gerisi işin esasına dair olmayan ayrıntılardır.

Aramızda tekrar edip durduğumuz bir ilke olan cahiliyyenin tüm şahıs ve kurumlarını Reddetmedikçe araya kırmızı bir çizgi koymadıkça cahiliyyeden ayrılmadıkça Nebevi hareket metodu uygulanamaz.

Ahmed Kalkan’la, Kur’an’da Rabbimizin Müslümanlara yüklediği temel bir yükümlülük olmakla birlikte, tarihsel süreçte unutulmaya terk edilen, öyle ki “İslam’ın şartları” arasında bile kedisine yer bulamayan emri bil maruf ve nehyi anil münker ilkesi üzerine konuştuk. Kalkan “Gayrı İslâmî düzene ve câhiliye kültürüne entegre olmayan Müslümanlar bile, çoğunluk itibarıyla emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker adlı can simidine sarılmadılar. Böylece zilleti ve mağlûbiyeti kabullenmiş oldular. Başta İslâm âlimleri, cemaat ve kanaat önderleri, yazarlar ve hatipler olmak üzere, Mü’min olan herkes, bildiği ve gücü yettiği oranda bu görevi yapması gerektiği halde, ciddi anlamda bunun yerine getirildiği iddia edilemez. Bu görev, şer odaklarının şerre davet ettikleri kadar bile yapılmıyor” tesbitinde bulunuyor.

Bu yazı serimizde kredi kartının tarihi, kredi kartının hükmü ve pos cihazı kullanmanın hükmü konuları olacaktır. İlkyazımız kredi kartının çıkışı, değişimi ve yayılışını yazacağız. Bu geçmiş tarihi serüven anlaşılmadan şimdiki halimiz doğru anlaşılmaz.

210 hanenin 191'i yandı. Olay yerinde 585 boş kovan bulundu, kovanlara balistik incelemesi yapılmadı. Olayın ardından gözaltına alınan Gürsel Aktaş, Hasan Boztaş, Ali İhsan Akgül, Cahit Aktaş, Aleattin Boztaş, Kenan Uludağ, Hayri Uludağ, Erdal Karakoç, Şahin Karakoç, Aziz Bozoğlu'nun da bulunduğu 14 sanık suçlarını itiraf etti. Katliama karıştığı iddia edilen kişiler, sanık yakınlarıyla yüzleştirilmedi. "Teşhis usulsüz" denilerek tetikçiler serbest bırakıldı ve bir daha da bulunamadı. Erzincan DGM'de görülen dava İzmir DGM'ye alındı. Erzincan'da 4, İzmir'de 24 duruşma yapıldı. İtirafçı olan iki kişi PKK terör örgütüne yardım ve yataklık suçunu işlediği gerekçesiyle ceza aldı. Başbağlar davasında ise, ceza alan tek sanık olmadı.

İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV'ın provoke edilen Cuma konferansı ve Cuma namazından sonra ilk Cuma konferansını Vakıf başkanı Mehmet Pamak verdi. Pamak, konferansında İLKAV ve yaklaşık 30 yıllık pratiği hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra, son bir haftada yaşanan olayları değerlendirdi ve ülkede yaşananlardan nihâi anlamda sorumlu olan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetine bazı hatırlatma ve uyarılarda bulundu. İLKAV çevresindeki Müslümanlara da, bütün faaliyetlerinin yalnız Allah'a kulluk yapma ekseninde gerçekleştiğini, haklı olduklarını ve bu sebeple de hiçbir korku taşımadıklarını söyleyerek Hak yolda korkusuzca sabır ve direnme çağrısı yaptı. Konuşmanın bütününde, Allah yolunda tam bir kenetlenmeyle zulme, şirke, ifsada karşı tevhidî mücadeleyi, her şeye rağmen ve şartlar ne olursa olsun yılmadan hep birlikte sürdüreceklerinin mesajını verdi.

Dünyada mezhepçilik kavgası yapanlar var diye İran’ın cinayetlerinin ve zulmünün üzerini örtenler katliamın ortaklarıdır. Önce şu konu iyi anlaşılmadır; Amerika,İsrail,Rusya,Çin,İran ve Türkiye, Suriye sürecinin bölgede kendi çıkarları adına mazlum insanların ölümüne ve sürgününe sebep olan aktörlerdir. İran'ın Suriye’de ne işi var?

Mısır'da açlık grevi yapan tutuklu aktivist Muhammed Sultan, çıktığı duruşmada çeşitli işkencelere maruz kaldığını ve tam bayıltılmadan ameliyat edildiğini söyledi

Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya saldırı düzenleyerek 12 kişiyi öldüren Kuaşi kardeşler, toprağa verildi. Tarihte cellat mezarlıklarında olduğu gibi mezar taşlarına isim yazılmadı.

Uluslararası Af Örgütü, Afganistan’daki ABD ve NATO güçlerinin en belirgin savaş suçlarının dahi incelenmediğini ve cezalandırılmadığını açıkladı.

Suriye'nin başkenti Şam'ın Hacerül Esved bölgesinde bulunan iki küçük çocuk, yol kenarında bulunan ekmek kırıntılarını toplayarak karınlarını doyurmaya çalıştı. Acı tablo o an yanlarında bulunan bir kişi tarafından kameraya alındı. Kendilerine hiçbir yardımın yapılmadığını söyleyen küçük kız, toprakla iç içe girmiş olan ekmek kırıntılarını ayırdıktan sonra ağzına atıyor. Kardeşiyle birlikte karınlarını doyurmaya çalışan bu iki çocuğun yaşadığı açlık dramı internet dünyasında büyük yankı uyandırdı.

31 Temmuz 1932’de Belçika’da yapılan Dünya Güzellik Yarışması’nda, Keriman Halis oylama bile yapılmadan birinci ilân edilmişti... Keriman Halis’i birinci ilân eden jüri başkanı; “Bugün Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. Çünkü bugün İslâmiyet bitmiştir, onu bitiren Avrupa’dır!.. demişti.
Makaleler
Hava Durumu