Kalkan "Siyaset Bilinci"ni anlattı (HABER - VİDEO)
Fatihte faaliyet gösterin İslami kuruluşlardan HAY-DER'de Pazartesi akşamları gerçekleştirilen İslami bilinç derslerinde bu hafta Ahmet Kalkan, "Siyaset Bilinci" konusunu işledi.
29-02-2012
Fatihte faaliyet gösterin İslami kuruluşlardan HAY-DER'de Pazartesi akşamları gerçekleştirilen İslami bilinç derslerinde bu hafta Ahmet Kalkan, "Siyaset Bilinci" konusunu işledi.
Dersten öne çıkan başlıklar;
*Siyaset hem tavan, hem temeldir.
*İnsanların olduğu yerde yöneten ve yönetilen mutlaka olacaktır.
*Siyaset yönetmek demektir.
*Siyaset İslam alimlerine göre peygamberlerin yönetme sanatını insanlara öğretmesidir.
*İbni Haldun'a göre siyaset insanları dünya ve ahirette kurtulacakları yola iletmektir.
*İnsanları sıratı mustakime ulaştırma gayreti anlamında ki siyaset hiçbir müslümanın terk etmeyeceği bir sorumluluktur.
*Siyaset şeytani veya imani, zalimane veya adilane diye ikiye ayrılır.
*Bir yönetimin adilane olabilmesi Kur'ani bir yönetimle mümkündür.
*İslam'ın ölçüleriyle yönetilmemek, tağuti bir yönetimle yönetilmektir.
*İslami yönetim itaaat, tağuti yönetim isyan gerektirir.
*Rabbimizin hayata dair müdahil olmadığı hiçbir alan yoktur.
*Tek başına ümmet olan Hz. İbrahim kendini başkalarının yönetmesine izin vermemiş, yöneten kendisi yani tek başına devlet olmuştur.
*Biz müminlerin siyaseti ibadet, ibadeti siyasettir.
*Namazımızla, devletimiz arasında kopmaz bir bağ vardır. Cemaatle namaz imamsız olamayacağı gibi, imamsızda devlet olamayacaktır. Namazın imamının müslüman olması ve namazı Kur'an ve sünnete göre kıldırması geretiği gibi, devletinde imamının müslüman olması ve yönetiminin Kur'an ve sünnet ölçülerine uygun olması gerekmektedir.
*İslam'ın siyaset algısı sağcı solcu, tüm tağutları red ve yerine Allah'ı hükmüne uygun bir yönetim getirmektir.
*Bütün bu peygamberlerin gayreti bu yöndedir.
*İslam tarihinin her döneminde (Emevi, Abbasi, Fatımi, Selçuklu, Osmanlı...) İslami yönetimler ne kadar dünyevileşip saltanata dönüşse de, iki şeyi asla terketmemişlerdir; bunlar namaz ve İslam devletidir.
*1924'te İslam tarihi boyunca ümmete hiç kimsenin yapmadığı en büyük ihanet gerçekleşmiş ve hilafet yıkılmıştır.
*Zamanımızda ki din devlet ilişkilerine değinirsek İslam'da din devlete her alanına hakimdir.
* Saltanatlarda ise din devletin içinde bir parçadır ve devletin etkisi altındadır.
* Komünizmde devlet dinin düşmanıdır ve toplumu dinsizleştirmek içi mücadele eder.
* Batı tarzı laiklik Hristiyanlık inancıyla örtüşen bir sistemdir. Din devlete karışmaz, devlet de dine.
* Türkiye tipi laiklikte ise devlet dini işine karıştırmaz. Ancak kendi içinde kurduğu kurumlarla dini kontürolünde tutarak sınırlarını devletin belirlediği ölçüde bir din yaşanmasına müsaade eder.
* Son zamanlarda hoca, kanaat önderi sıfatıyla meşhur olmuş kişiler, dün inandıkları doğruların tersine bugün İslamda devlet yoktur, devletin dini adalettir diyebilecek dalalet içerisindedirler. Bunların içerisinde Kur'an meali yazmış ama Kur'an'ın içerisinde hükümlerden habersiz kalmış insanlarda mevcuttur.
* İslam devletinin üç temel esası vardır:
1) Yöneticiler beyatla iş başına gelmelidir.
Beyatla demokrasi arasında ki en bariz fark, kafirlerden beyat alınmamasıdır. oysa demokratik seçimlerde oy kulanan seçmenin mümin veya kafir olmasına bakılmaz.
2) Yöneticiler Allah'ın hükmüyle hükmetmek zorundadır.
3) Yönetim istişare ile gerçekleştirilmelidir.
-
Mustafa TEKTORUN 29-02-2012 19:20
Değerli arkadaşlar böyle güzel eğitici videolar paylaştığınız için Allah razı olsun lütfen hayder de hangi kavram veya etkinlik düzenleniyorsa yayınlamanızı paylaşmanızı rica ederim. selam ve dua ile...
- Müslümanlar Olarak Bir “Bayburt Dâvâmız” Olmalı
- Mallar ve canlarla imtihan
- "Türk-İslam sentezi" nedir, İslami açıdan meşruiyeti var mıdır?
- Kur'an'la Hükmetmeyip Onu Mehcur Bırakanların, Onun Yırtılmasını Kınama Hakkı Var mı?
- Kurumsallaşmakla imtihanımız
- Feminizm bir sonuçtur
- Müslüman, Sistemin İçinde mi Olmalı, Dışında mı?
- Selamun Aleykum Arapça, Günaydın Türkçe mi?
Makaleler
Hava Durumu