Kitap tanıtımı: Hz. İbrahim
1998 yılında ilk baskısı yapılan Şaban Piriş'in kaleme aldığı ''Hz. İbrahim'' adlı eser 'Maruf Yayınları' tarafından yeniden yayımlandı.
28-09-2017
Olcay Durgun / İslam ve Hayat
Kur’an-ı Kerim, Hz. İbrahim’i büyük bir peygamber olarak tanıtmaktadır. Allah Teâlâ onun adını Kur’an’da 69 defa tekrarlamıştır. Onu ne kadar çok sevdiğini Nisa Sûresi’nin 125. ayeti kerimesinde şöyle açıklıyor:
“Erkek olsun, kadın olsun mü’min olarak, kim doğruları yaparsa işte onlar cennete gideceklerdir. Kendilerine zerre kadar haksızlık edilmez. İyi bir kimse olarak, kendisini Allah’a teslim eden ve hanif olan İbrahim’in yoluna uyandan, din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah İbrahim’i dost edinmişti.”
Hz. İbrahim, her yönüyle örnek bir kuldu. Önder bir insandı. İşte bu kitapta sizlere bu örneklikten ve önderlikten pasajlar aktarmaya çalışacağız. Sizde göreceksiniz ki, Allah Teâlâ’nın bizlere tavsiye ettiği “İbrahim’in yolu”, “Millet-i İbrahim” ne kadar büyük ve doğru bir yoldur. O yol, Allah’ın son nebisi, bizim nebimiz, Hz. Muhammed’in de (s.a.v.) yoludur.
Eser;
BİRİNCİ BÖLÜM
Hz. İbrahim'in yaşadığı çağı ve çevresi
İbrahim'in çocukluğu
Baba ve oğul ayrı dünyalar
Genç İbrahim putları kırıyor
Cesaret örneği
Yeniden dirilişin nasıl olacağı düşüncesi
İKİNCİ BÖLÜM
Hz. İbrahim ve inananların hicreti
Hz. İbrahim'in evliliği
Hz. İsmail'in doğumu ve Mekke'ye götürülüşü
Hz. İsmail'in kurban ediliş öyküsü
Hz. İbrahim'in imtihanları
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kabe'nin yapımı
Kabe'nin misyonu ve haccın önemi
Hz. İbrahim'in misafirleri
Hz. İbrahim'e indirilen sahifeler
Hz. İbrahim'in vefatı
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Hz. İbrahim'in örnek kişiliği
İbrahim'in milleti
Hz. İbrahim ile ilgili kuran ayetleri, başlıklarını içeriyor, yazar kitabın önsözünde;
Hz İbrahim büyük Peygamber!
Peygamberlerin atası!
Onun hayatını yazabilmek ve bunu hakkıyla yapabildim diyebilmek benim gücümü ve bilgi sınırlarımı aşan bir hakikattir.
Ancak benim yapabildiğim, Yüce Rabbimizin buyurduğu üzere ''İbrahim ve onunla beraber olanlar da sizin için bir örnek vardır.'' Mümtehine/4 emrine ittiba ederek, bu güzel örnekten bir nebzede istifade etmeye çalışmaktır. Bu güzel örneği siz değerli okuyucularıma biraz da olsa tanıtabilmektir.
Kitapta bizlere bu örneklikten ve önderlikten pasajlar aktarmaya çalışacağını belirttikten sonra
Ne mutlu Hanif olanlara, şirkten uzak duranlara!
Ne mutlu İbrahim'i örnek alanlara! diyerek giriş yapıyor.
ESERDEN KISA KISA
Hz. İbrahim'in yaşadığı çağ hakkında elimizde son derece kısıtlı ve ispatlanması hemen hemen mümkün olmayan bilgi kırıntıları vardır. Biz bunları sizlere kesin doğrular oldukları için değil ; Hz. İbrahim'in yaşadığı çağı tanımada bir fikir vermesi açısından değerlendirilebilecek notlar olarak gördüğümüz için veriyoruz.
HZ. İbrahim'in içinde yaşadığı çağı ve şartları bize daha çok İsrailoğullarına ait kaynaklar ve bu kaynaklardan İslam araştırmacı ve tarihçilerinin yaptıkları iktibaslar gösteriyor.
İBRAHİM'İN ÇOCUKLUĞU
İbni İshak'tan gelen rivayetlere göre, Yüce Allah, Hz. İbrahim'i (a.s.) peygamber olarak göndermek istediğinde, müneccimler Nemrut'un huzuruna gelerek dediler ki: '' Biz, astrolojinin yardımıyla senin ülkende, şu yılın şu ayında, İbrahim adında bir çocuğun doğacağını ve halkı dinden çıkaracağını ve putları kıracağını biliyoruz.''
Bunun üzerine Nemrut belirtilen yılda cellatlarını toplayarak doğan tüm erkek çocukları öldürtür. Rivayetlere göre bu sürede hamile olan İbrahim'in annesi İbrahim'e hamile kaldığını belli etmeyerek onu gizlice bir mağarada dünyaya getirir. Uzun bir süre annesi, kimseye fark ettirmeden İbrahim'e mağarada gizlice bakar, belli aralıklarla mağaraya gidip ihtiyaçlarını karşılar, yalnız kalması için gerekli ortamı hazırlar ve evine geri döner. İbrahim'in babası Azer, İbrahim'in yaşadığından habersizdi öğrenince duruma sevindi. Çünkü annesi onu doğurduğunu, fakat öldüğünü söylemiştir ve Azer'de inanmıştır.
İbrahim ilk çocukluk yıllarını mağarada geçirir yaşı ilerledikçe, düşünce melekesi geliştikçe, etrafındaki nesneleri değerlendirmeye çalışıyor ve bunların nasıl var olduğunu düşünüyor, yaratıcısını araştırıyordu.
İçinde yaşadığı dünyayı kim var etmişti? Gökyüzünü, yeryüzünü, içinde yaşadığı mağarayı, aydınlığı ve karanlığı, dağları ve taşları yaratan kimdi?
Kur'an bize, İbrahim'in daha çocukluk dönemindeki bu arayış ve gerçeği bulma çabasını bakın nasıl tasvir ediyor:
İşte böylece İbrahim'e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun.
Üzerine gece karanlığı basınca bir yıldız gördü. "İşte Rabbim!" dedi. Yıldız batınca da, "Ben öyle batanları sevmem" dedi.
Ay'ı doğarken görünce de, "İşte Rabbim!" dedi. Ay da batınca, "Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse mutlaka ben de sapıklardan olurum" dedi.
Güneşi doğarken görünce de, "İşte benim Rabbim! Bu daha büyük" dedi. O da batınca (kavmine dönüp), "Ey kavmim!" Ben sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım" dedi.
"Ben hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben Allah'a ortak koşanlardan değilim." En'am: 75-79
Yukarıdaki ayetlerin yorumunda bazı tefsirciler bu olayın cereyan şeklinin,İbrahim'in rabbini araması olarak, onun düşünce ufkundaki gelişmeler ve arayışın bir göstergesi olarak; bazı müfessirler ise, bunun İbrahim'in halka yönelik bir senaryosu olarak yorumlamışlardır.
BABA OĞUL VE AYRI DÜNYALAR
İbrahim, bir başkasını telkiniyle tek olan Allah'ı tanımamıştı. O, içinden gelen sese kulak vermiş, yüreğini dinlemiş, beynini çalıştırmış, gözlerini açmış ve kulaklarını tıkamamıştı. İşte bu gerçeği bulmanın birinci şartıydı. Fıtratın, doğallığın ta kendisiydi. Ama babası Azer böyle değildi. O, kavminin usta putçusuydu.
Önceleri İbrahim, putlar hakkındaki nefretini içinde sakladı. Babası, yaptığı putları İbrahim'e verir, pazara götürüp satmasını istermiş. İbrahim de gönülsüz olarak onları alır, pazara gidermiş. Pazarda:
''Faydaları da zararları da dokunmayan bu putları satın alan varmı?'' diye bağırır, müşterileri kaçırırmış, satılmayıp elinde kalan putlarla evin yolunu tutan İbrahim, bir ırmağın kenarına gelince halkın batıl inançları ile alay atmak ve putları aşağılamak için suya daldırıp, çıkararak:
''Çok susadınız, biraz su için'' deyip, putları baş aşağı suya daldırıp çıkarırmış. İbrahim ile babası putlar sebebiyle her zaman tartışıyordu. İbrahim, babasını putların anlamsız ve faydasız birer nesne olduğuna ikna etmeye çalışıyor. Kafası atalarının sapıklığı üzerinde sabitlenmiş babası, bir türlü boş inadından vazgeçmiyordu. Kur'an birçok yerde İbrahim'in babası ile yaptığı mücadeleyi bize nakletmektedir.
CESARET ÖRNEĞİ
İbrahim'in put kırma eylemleri sırasında mücadele ettiği kavmiyle arasında geçen diyaloglar halkın kafasında soru işaretleri oluşturmaktaydı. Hz. İbrahim'in bu cesur ve anlamlı, aynı zamanda kapsamlı ve uyarıcı tepkisi, beyinlerde çakan hakikat kıvılcımlarına rağmen, gönüllere sinmiş inkar, sulta ve korku duvarına çarpıyor ve gerisin geri ye şiddet olarak yankılanıyordu.
Kavminin tapmakta olduğu putları kırmasının cezası olarak ateşe atılan İbrahim'i ateşin yakmadığını gören Nemrut ona:
-Ey İbrahim, rabbine bağlılık ve ibadetinden dolayı, senin hakkında rabbinin güç ve azametini gördüğüm için, rabbine yakın olmak için bir kurban keseceğim, der. İbrahim ise
-Sen putlara ibadetten vazgeçmedikçe yüce Allah senin hiçbir kurbanını kabul etmez, diye yanıt verir. Nemrut ona, şöyle karşılık verir:
-Ey İbrahim ne yapayım ki mal ve mülkümden vazgeçemem!
Nitekim rivayetlere göre Nemrut'un 4000 inek kestiği söyleniyor. (İbnü'l-Esir, 1/92-93)
KABE'NİN MİSYONU VE HACCIN ÖNEMİ
Putları yerle bir ettiği için ateşe atılarak cezalandırılan İbrahim'in torunları onun tevhidin merkezi olsun diye yaptığı Kabe'nin içini hınca hınç putlarla doldurmuştu. Kabe'yi tavaf ederken, edepsizce üstlerini başlarını çıkarabiliyorlardı. Kurbanlarını ise Allah adına kestikleri kadar, putlar adına da kesmekten çekinmiyorlardı. Orucu tam tutmuyorlar, fakirleri doyururken, vurgunculuk yapmaktan da utanmıyorlardı. Haram ayların yerlerini değiştirerek, içinde Allah'ın haram kıldığı savaşı, işlerine geldiği zaman yapıyorlardı.
Ama tarih hep tekerrür ediyor ve kendisinden önceki elçiler gibi, sonradan gelenler tarafından yanlış anlaşılıyor ve yanlış inanılıyordu. Onun arınmak isteyenler için, şirkten kurtulmak ve doğru inancı sahiplenmek isteyenler için kurduğu ev, adeta şirk merkezi haline getiriliyordu.
Hz. Muhammed döneminde ataları ve önderleri İbrahim'in adına Kabe'ye 360'dan fazla put doldurmuşlardı. Müşrik Mekke halkı, hem Hz. İbrahim'in kendi ataları olmasıyla iftihar ediyorlar, hem de onun öğretilerini ayaklar altında çiğniyorlardı. Putları kırdığı ve paramparça ettiği için ateşin ortasına atılan İbrahim'in torunları ona olan sevgilerini, onun bina ettiği kutsal mabede yüzlerce put doldurarak gösteriyorlardı. bu nasıl bir sevgiydi? Bu nasıl bir bağlılıktı?
Kitabın Künyesi
Adı: Hz İbrahim
Yazar: Şaban Piriş
Yayın Evi: Ma’ruf Yay.
Sahife: 101
Basım Tarihi: Haziran 2016
İrtibat: www.kitapbilir.com
- Kitap Tanıtımı: “Mektuplaşmalar”
- Yusuf Kültür'e ait 5 eser ücretsiz olarak okuyucuyla buluşuyor
- Mukaddes Özkan’ın “Hatıralarım” kitabı çıktı
- Kitap tanıtımı: “Dava ve Davet Erlerine Ana Hatlarıyla İslâm”
- Süleyman Dilmen'in "Namaz Kılsak Ne Mi Olur?" kitabı çıktı
- Kitap Tanıtımı : İslam Topraklarındaki Rejimleri Anlamak
- Kur’ân ve Kadın/ Kur’ân’da kadın
- Kitap Tanıtımı: Yeni Nesillere Nasihatler ve Büyüklere Tavsiyeler
Makaleler
Hava Durumu