Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD) seminerleri  "Kur'an Okumaları" başlığında bu hafta "Müzzemmil Suresi"nin konu edildiği ders ile devam etti. Konuyu Ahmet Örs sundu. Müzzemmil Suresi'nin bugünün sosyal ve siyasal işleyişiyle ilgili mesajlarını konu edinen Örs, Müzzemmil Sûresi'nin, İslami eğitim ve mücadelenin ilkelerini açıklayan bir içeriğe sahip olduğunu ifade etti.

Ahmet Örs, Müzzemmil Suresi ile ilgili şu vurguları yaptı:

-Kişisel ve toplumsal değişimi gerçekleştirecek olan İslamî eğitim ve mücadelenin ilkelerini, yöntemlerini ve uygulamalarını açıklayan bir sûre karşısındayız.  

-Gecenin bir kısmında kalkıp ağır ağır Kur'an okunması emri Peygamber'i ve Müslümanları mücadele sürecine hazırlayan manevi ve bilgilendirici sürecin başlangıcıdır.

-Özellikle gecenin dinginliğinde Kur'an okunması, bir kısım zamanın da ibadetle geçirilmesi son derece önemlidir. Ama tarih içinde bilgilenme yerine sadece ritüel olarak ibadet anlayışı öne çıkmıştır. Özellikle tasavvufun ürettiği anlayışlar doğrultusunda bilgilenme çabası küçümsenmiştir.

-"Tertil", ağır ağır ve anlamını hissederek Kur'an okumayı ifade ederken zamanla sadece tecvid bahsinde anlam kazanan bir kavrama dönüşmüştür.

-Gündüz meşgalelerinin yorucu olması nedeniyle Allah, peygamber ve arkadaşlarından gece kendilerini bilinç, bilgi ve bunların sonucu olarak içsel zenginliklerle donatmalarını ve mücadeleye hazırlık yapmalarını istemektedir.

-Surede peygamber ve müslümanlardan bütün varlıklarını Allah'a adamaları istenmektedir. Hayat ve inanç ancak bu şekilde anlam kazanacaktır. Ayrıca aynı pasajda ifadesini bulan "doğunun ve batının Rabbi" nitelemesi hayatı bölüp parçalamadan Allah'a kulluk ekseninde bir araya getiren evrensel bir ifadedir. Bu ifade "kamusal alan" dayatmalarının Allah'ın kudreti karşısındaki anlamsızlığını çarpıcı bir şekilde dile getirmektedir.

-Sabır, İslami mücadelede anahtar kavramlardandır. Sabır, bu davayı omuzlayacak kimselerin azığı, cephanesi, kalkanı, silahı, sığınağı ve korunağıdır. Sabır cihaddır. (S. Kutub)

Sabır, tarih içinde "belalara boyun eğerek geri çekilme" şeklinde bir anlam kaymasına uğramıştır. "Onlardan uygun şekilde uzaklaş." insan ilişkilerinde Müslümanları nasıl davranacaklarına ilişkin olarak eğiten önemli bir vurgudur.

-Kur'an bu surede de vahye meydan okuyan ve peygambere engel olan şımarık, varlıklı sınıfları ahiretteki azapla uyarmaktadır.

-Sûre, Musa peygamberle Resulullah Muhammed'in mücadelesi arasında bir paralellik kurmaktadır. Kur'an, yalanlayanların sonunun Firavun gibi olacağını belirtir. Firavun ve Haman-Karun birlikteliği toplumu ekonomik ve kültürel olarak sömürmekte ve onlara soykırım uygulamaktadır. Mekke'de de faizci bir sömürü düzeni vardır. Yetimlere, yoksullara yardım edilmez. Rızık endişesiyle çocuklar öldürülür. Günümüzde de acımasız bir sömürü düzeni vardır. Mekke toplumu eğer Firavun'un yolundan gitmeye ısrar eder ve Hz. Peygamber'in çağrısına uymazsa Allah onları da Firavun gibi kahredici bir tutuşla kıskıvrak yakalayacaktır.

-Kıyamet gününün dehşeti "çocukların saçlarının ağaracağı gün" mecazıyla anlatılır ve o günün azabından korunma tavsiye edilir.

-Allah'ın istediği tek şey, Peygamberimizi,  hayatının geride kalan bölümü boyunca sırtında taşıyacağı ağır göreve hazırlamak ve kendisi ile bu çetin yola giren az sayıdaki mü'minin onun temposuna ayak uyduracak olgunluk düzeyine yükselmelerini sağlamaktır.

TOKAD seminerleri önümüzdeki hafta Özgür-Der Çorum Şube Başkanı Bülent Gökgöz'ün sunacağı "Hadise Yaklaşımda Usul" konusuyla devam edecek.