
<.
"drak" Arama Sonuçları

Bir çox ölkədə olduğu kimi Azərbaycanda da qurban sadəcə bir ənənə, bir adət olaraq anlaşılır. Gerçəkdə Tövhidi bir hərəkat və Allaha təslimiyyətin bir rəmzi olan Qurban bayramı cəmiyyət tərəfindən ənənəvi bir ritual olaraq illərdi öz canlılığını itirmiş halda qeyd olunur. Həyatında İslam olmayan, Tövhidin nə olduğunu bilməyən neçə-neçə insan şüursuz şəkildə ənənəvi bir anlayışla qurban kəsir, təbrik statusları paylaşırlar.

Kur'an Nesli TV'de 2015 yılında yayınlanan "Ramazan'ı Nasıl İdrak Etmeliyiz?" konulu programı dikkatlerinize sunuyoruz. Merhum Ahmed Kalkan Hoca, Rıdvan Dinçer ve Şükrü Hüseyinoğlu'nun katıldığı programda Ramazan'ın Kur'an'la dirilme ve donanma ayı olduğu vurgusu yapılmıştı.

Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin "Salı Sohbetleri"nde bu haftaki konu, Rıdvan Dinçer'in sunumuyla "Kur'an Ayı Ramazan'ı İdrak Etmek" idi.

Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin "Salı Sohbetleri"nde bu haftaki konu "Kur'an Ayı Ramazan'ın İdrakı".

Hâlbuki bu kısacık dünya hayatının kendisi için bir imtihan alanı olduğunu ve yaşanan her anın hesabının verileceğini idrak eden müslim kişi, hesabı verilecek bir yılın daha geride kaldığının bilinciyle, geçmiş olan zaman diliminde ahireti için neler biriktirdiğinin sorgulamasını öne çıkarır.

Öncelikle samimi bir tevbe gereklidir. Tevbe: günahlarımızdan, isyan, yanlış ve suçlarımızdan pişman olup onları yapmaktan vazgeçip o yoldan doğruya, Allâh’a dönmemizdir. Hiçbir zaman murakabeden (kulun, sürekli biçimde Allah'ın gözetimi altında bulunduğunun şuur ve idrakinde olması) geri durmamalıyız.

Kurban, bir marketten kredi kartı siparişiyle koli içinde eve teslim edilen bir ‘et’ parçasına indirgeniyorsa, kurban kesmenin hikmetini nasıl bulacak Müslümanlar? Dahası bunun sırf Allah rızası için yapıldığını nasıl idrak edecekler?

Kur'an Nesli TV'de yayınlanan "Ramazan'ı Nasıl İdrak Etmeliyiz?" konulu programı dikkatlerinize sunuyoruz. Ahmed Kalkan, Rıdvan Dinçer ve Şükrü Hüseyinoğlu'nun katıldığı programda Ramazan'ın Kur'an'la dirilme ve donanma ayı olduğu vurgusu yapıldı.

Mehmet Pamak'ın bir yıl önce yazmış olduğu makaleyi tam da yaşadığımız sürece hitap etmesi sebebiyle tekrar paylaşmak istedik. Rabbimiz, ibret alıp sorumluluklarımızı idrak etmeyi ve gereğince amel edip mübarek rızasını kazanmayı hepimize nasip etsin İnşaAllah.

Özellikle genç kuşak hakikate yakın diğer bir modelin varlığından habersiz bu akıma kapılıp gitmiş durumda. Alışveriş ve festivallerde çılgınca tüketen, sanat algısını Alişan ve Ebru Yaşar’la şekillendiren, arabesk şarkılar dinleyerek coşan, takipçi sayısına göre paha biçtikleri fenomenleri görünce kendisinden geçen, tesettürün ve muhafazakârlığın ruhuna yarı çıplak bando gösterilerini yakışmadığını idrak dahi edemeyen bir anlayışa teslim oldular. Boyunları gözüken, kolları sıvalı, ziynetleri tamamıyla ortada bırakan, bütün güzelliği davetkâr bir formda ortaya seren bir moda ve tesettür anlayışının tesiri altında büyüyorlar.

Gençlere ve onların ebeveynlerine sesleniyorum, lütfen iyi, anlayarak idrak etmeye çalışarak okuyalım. Bilinçli ve şuurlu bir nesil istiyorsak oturduğumuz yerden olmaz. Mücadele şart… Fedakârlık şart… Uyanık olmak şart… Oynanan oyunları bilmek şart… Ona göre önlem ve tedbir şart… Dış mihrakların oyunlarına değineceğim, iç mihrakların ki de; artık fertlerin kendini yetiştirip anlaması lazım.

‘Tezkiye, ittika, tekbir ve teşekkür’ ayı olan Ramazan öyle görünüyor ki bu ahval ve şerait sürdükçe, hal ve gidişatımızı düzeltmedikçe gelecek ve gidecek… O emre amade bir şekilde işini yapacak… Bizler de ‘Niye olmuyor?’, ‘Niçin İslam hüküm ferma olmuyor?’, ‘Batıl niçin zail olmuyor/yıkılıp gitmiyor?’ diye hayıflanıp duracağız.

‘İdrak yollarını’ açık, stabil/steril tutmak, korumak/vikaye/ittika için de; en az ‘idrar yollarını’ sağlıklı tutmak için gösterdiğimiz hassasiyetlerden daha güzelini, fazlasını, titizini göstermek zorundayız.

Bir “Kutlu Doğum Haftası” daha geride kaldı. Artık gelecek sene Nisan ayına kadar Peygamber bu toplumun gündemine kolay kolay girmeyecek. Kutlu Doğum Haftasının hemen devamında 23 Nisan kutlamaları geliyor. Niye bayram yaptıklarını anlamayacak, egemenliğin ne anlama geldiğini kavramayacak yaştaki çocukların bayramı. Bayrama katılanlar veya bu günleri bayram kabul edenler de kendilerinin çoluk-çocuk yerine konulduğunu bile idrâk edemeyecek çocuktan da çocuk çoğunluk.

Sayısız nimetin kendisine bahşedildiği insan, aldığı ve verdiği her nefeste, işittiği her seste, gördüğü her şeyde, tattığı her lezzette, dokunduğu her nesnede, kavradığı, idrak edebildiği her gerçekte bu kabiliyetleri kendisine veren Allah’ı anmalı, kendi âcizliğinin farkına varmalı ve kendisine hayat bahşettiği için Yüce Yaratan’a şükran duymalıdır. Unutmamalıdır ki, sadece kendisi değil melekler de dâhil olmak üzere yedi kat göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar hamd ile Allah’a karşı minnettarlıklarını dile getirmektedirler. Dolayısıyla hamdeden bir kul olmak kâinat bütününün anlamlı bir parçası olmak demektir.

1980’liyıllardan beri tüm İslam coğrafyasında, Ramazan ayının son Cuma’sında gündemleştirilmeye başlanan “Dünya Kudüs Günü” İlmî ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV’da da bir konferans ve Cuma namazı hutbesi ile idrak edildi.

Ramazan Ayı’nın gelmesiyle dünya Müslümanlarında manevi bir coşku hakim. Oruç ibadetinin gerçekleştiği mübarek ayı Müslümanlar çeşitli şekillerde idrak etme çabasında. Bununla birlikte birçok sıkıntıya da muhatap durumdalar.

Venhar Kur'an Evi ve Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin ortak çabaları ile 3 ayda bir yayınlanmak üzere yola çıkan İslam ve Hayat dergisi, ilk sayısında Kur'an ayı Ramazan'ı Rabbimizin ona verdiği anlam çerçevesinde anlamak ve öylece idrak etmek gayesine matuf bir içerikle yayınlandı.
Makaleler
Hava Durumu