
"etten" Arama Sonuçları

Bu ayette müminlere duâ adabı öğretilmektedir. Allah’ın öğrettiği birinci adap kul olarak O’na duâ etmemizin zaruretidir. Ayet “üd’û rabbekum” diye başlamaktadır. “De ki, duânız olmasa Rabbim size ne diye değer versin ki!” (Furkan, 77) ayeti de bu zarurete işaret buyurmaktadır. Allah’a duâ etmek kulluğun gereğidir. Duâdan kaçınmak ya cehaletten ya da tekebbürden kaynaklanır ki, her iki halde de tevhide aykırıdır.

Şunu bilmeliyiz ki, bugün iftar sofrası adı altında donatılmakta olan ziyafet sofraları dünya süsüne talip olmaya karşılık gelmektedir. Kitab-ı Kerim’in bizden istediği ise; Allah'ı, Rasulü'nü ve âhiret yurdunu istemek, tercihlerimizi bu yönde yapmaktır.

‘Cahiliye’ malumunuz vahyin son ziya ve şifasının inzal buyrulduğu, o meş’um, istikametten sapmanın vaki, toplumsal çürüme ve bozulmanın meşhur olduğu dönemin ve bunu meydana getirip sürdüren toplumun sıfatı, tesmiyesidir.

“Biz biliyoruz ki ne İslam siyasetten vazgeçebilir, ne de siyaset kendinde içkin herhangi bir dünya görüşü olmaksızın var olabilir. Zira her düzenleme faaliyeti ideolojik bir özellik taşır.”

Hakikatin farkına varamayanlar dünyada da ahirette de rezil olmaya ve acıklı bir azaba mahkumdurlar. Tevhidden uzak her türlü yaşantı insanı hürriyetten, izzet ve şereften mahrum edecektir. Sömürülmekten, kölelikten, kullanılmaktan, onursuzca yaşamaktan insanı İslam kurtaracaktır.

Yıllar bu şekilde geçip giderken sırat-ı müstakim olan yolumuzun üzerine hem küresel şeytanlar hem de yerel işbirlikçileri demokrat, liberal ve muhafazakâr müslüman adı altında revize edilmiş yeni bir tuzak kurdular. Müslümanların birçoğu sanki Kur’an’ı ve siyer-i nebiyi hiç okumamışlar gibi Lokman suresi otuz üçüncü ayete muhatap olmaktan kurtulamadılar. Yani aldatıcılar Allah’ın adını kullanarak müslümanları aldatmıştı.

Adetten İbadete Kurban | İsmail Hakkı Güleç I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Şükrü Hüseyinoğlu: Bugün yaygın bir istikamet krizi yaşandığı, maalesef acı bir gerçektir. Rabbimiz “Haktan sonra dalâletten başka ne vardır?” (Yunus 32) buyurarak, hak ile dalâlet arasında bir “ara form” olmadığını, bir anlayış ve işleyişin ya hak, ya dalâlet olduğunu bildirdiği halde, bugün maalesef İslami bağlamından koparılmış ve tamamen reel politik bir yaklaşıma indirgenmiş bir “maslahat” algı ve söylemiyle, bâtıl bir işleyişe destekçi ve taraftar durumuna düşen ciddi bir potansiyelin varlığına tanıklık ediyor ve gerçekten çok üzülüyoruz.

Bakın sinekgiller ailesinden kendisine bir-iki ayet vahyolunan birisi onlardan farklılaşarak arı oluyor ve neticede hem kendi ailesi hem insanlık için bu iki ayetten ötürü bir şifa üretiyor. Ürettiği çok değerli ürünü insanlar, kuşlar, hayvanlar, sinekler kısacası hepsi bu ilaçtan faydalanmak için yarışıyor.

Hayatın ve hayattaki tüm varlıkların yaratıcısı Rabbimiz, Kitab-ı Keriminde iki cinsiyetten söz ederken, sen kalkmış post-modern tuğyanın "cinsel yönelimler" şeklindeki sapkın söylemini dillendiriyor ve sapkınlıkları meşrulaştırmaya çalışıyorsun.

Terörün, yani (ölçüsüz) şiddetin esas itibariyle İslâm’da yeri yoktur. İslâm kendisini kabul ettirmek için kesinlikle şiddetten medet ummaz, ummamıştır da. Aynı zamanda terör, ikrahın en yüksek boyutlusudur ki, İslâm ikrahın en küçüğünden, en büyüğüne kadar hiçbir boyutta olanına yer vermemektedir.

Bir tarikat şeyhi ölmekle İslam anlayışı, tasavvuftaki mevkii, İslam’a taban tabana zıt görüşleri de ölmemektedir. Ona gösterilen saygı ve hürmetten, onun görüş, düşünüş ve fikirleri, yaşam biçimi de payını almaktadır. İsmailağa Cemaati diye anılan tarikat, liderlerine ihtiram göstermekten öte, o cemaatin bütün üyeleri gibi bir beşer olan bir kişi nasıl rab edinilir, onun örneğini vermektedir. Kur’an’ın onca uyarılarına, Rasulullah’ın (sav) sakındırmalarına rağmen, büyükler ve reisler Allah’tan başka rab, şerik ve endâd edinilmektedir. Fani bir beşerden, bir ilah yontulmakta, İslam’ın şirk hakkındaki bütün uyarıları hiçe sayılmaktadır.

Bugün "Uluslararası Holokost’u Anma Günü" imiş. Peki nedir "Holokost"? İşlevi nedir? Bir süre önceki" Kavramlarla Filistindeki İşgal ve Direniş" başlıklı sohbetten bu konuyla ilgili bir kesit:

Cuma Hutbesi: Allah, Devletten Razı Olur mu? - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim ve Dâvet Merkezi - 9 Rebiülevvel 1443 - 15 Ekim 2021

Türkiye'deki "İslami Çevrelerin" Dönüşümü: Ruczdan Hicretten, Rucza Hicrete - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim ve Dâvet Merkezi - 28 Zilkade 1442 / 9 Temmuz 2021

Postmodernist feminizm ne kadar çok insan varsa o kadar fazla kimlik vardır der. Böylelikle cinsiyetsiz bir toplumu kabul eder. Biyolojik bir cinsiyetten ziyade herkesin kendini hissettiği, kabul ettiği cinsel kimliğini merkeze alır.

Milliyet Gazetesi yazarı Güneri Civaoğlu'nın köşesinde paylaştığı anketin detayları dikkat çekti. Anketten çıkan çarpıcı sonuçlar 'laiklik'in yükselişte olduğunu ortaya koydu.

“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Mâide, 105) buyuruyor Rabbimiz. Şayet 28 Şubatla birlikte Müslümanlar arasında bazı zaaflar, olumsuzluklar ortaya çıktıysa, 28 Şubat bunun sebebi değil, ancak aynası olmuştur diye düşünüyorum.
Makaleler
Hava Durumu