"imizdeki" Arama Sonuçları
"İçimizdeki Protestan Papazları / İslam'ı Protestanlaştırma Çabaları" kitabı çıktı
Sitemiz yazarı Şükrü Hüseyinoğlu'nun 15. eseri olan "İçimizdeki Protestan Papazları / İslam'ı Protestanlaştırma Çabaları" adlı kitap, Mütalaa Yayınları arasında okuyucuyla buluştu.
Sitemiz yazarı Şükrü Hüseyinoğlu'nun 15. eseri olan "İçimizdeki Protestan Papazları / İslam'ı Protestanlaştırma Çabaları" adlı kitap, Mütalaa Yayınları arasında okuyucuyla buluştu.
Değişimin değişmezleri
Değişimin bir fazilet, bir izzet olduğu zamanlar nefislerimizdeki kötülükleri iyi olanlarla değiştirdiğimiz zamanlardır. Zaten müminlerin savaşı da bu uğurda olanıdır ve bir daha değişmemek üzere tevhidin gölgesine sığınmaktır.
Değişimin bir fazilet, bir izzet olduğu zamanlar nefislerimizdeki kötülükleri iyi olanlarla değiştirdiğimiz zamanlardır. Zaten müminlerin savaşı da bu uğurda olanıdır ve bir daha değişmemek üzere tevhidin gölgesine sığınmaktır.
Koronavirüs salgını ve içimizdeki akl-ı evveller
Hal bu iken, İslami camiada bazı akl-ı evveller, bu salgın ve tedbirler konusunda baştan beri komplocu ve alaycı bir yaklaşımla insanları yanlış yönlendirdiler ve yönlendirmeye devam ediyorlar. Oysa herhangi bir Müslümanın, salgın ve tedbirler konusunda alaycılığa yönelmek gibi bir cahilane tutum yerine, bu tür tutumlar takınan başkalarına müdahale eden bir konumda olması gerekir.
Hal bu iken, İslami camiada bazı akl-ı evveller, bu salgın ve tedbirler konusunda baştan beri komplocu ve alaycı bir yaklaşımla insanları yanlış yönlendirdiler ve yönlendirmeye devam ediyorlar. Oysa herhangi bir Müslümanın, salgın ve tedbirler konusunda alaycılığa yönelmek gibi bir cahilane tutum yerine, bu tür tutumlar takınan başkalarına müdahale eden bir konumda olması gerekir.
‘Dijital dünyada hiçbir şey kaybolmuyor’ (VİDEO-HABER)
Doç.Dr. Murat Kirişci, “Elimizdeki en önemli özgürleşme aracınının bugün internet olduğunu söylüyoruz. Ama internetin ürettiği totarlikten hiç kimsenin haberi yok.” dedi.
Doç.Dr. Murat Kirişci, “Elimizdeki en önemli özgürleşme aracınının bugün internet olduğunu söylüyoruz. Ama internetin ürettiği totarlikten hiç kimsenin haberi yok.” dedi.
Kapitalizme teolojik hizmete mûti, “protestan papazlığı” heveslileri
Bugün İslam'ın “Luther'i” ve özellikle de “Calvin’i” olmaya hevesli birçok kimse türemiş durumdadır. Bu türler, İslam'da Katoliklik veya Ortodoksluk’ta olduğu gibi bir “din adamı sınıfı olmadığını” ve dolayısıyla Kur’an’ı/İslam’ı anlamanın kimselerin tekelinde olmadığını haklı olarak söylerken, kendileri ise “dini anlamayı tekelinde gören din adamlığı”nın ötesinde, Kur’an’ı bağlamlarından koparıp kimi temel emir ve nehiylerini keyfi/subjektif yorumlara açık hale getirerek, İslam’ı temel iddiaları ve ahkâmından soyutlamaya kalkışabiliyor ve böylece tam anlamıyla içimizdeki "Protestan papazları" gibi hareket edebiliyorlar.
Bugün İslam'ın “Luther'i” ve özellikle de “Calvin’i” olmaya hevesli birçok kimse türemiş durumdadır. Bu türler, İslam'da Katoliklik veya Ortodoksluk’ta olduğu gibi bir “din adamı sınıfı olmadığını” ve dolayısıyla Kur’an’ı/İslam’ı anlamanın kimselerin tekelinde olmadığını haklı olarak söylerken, kendileri ise “dini anlamayı tekelinde gören din adamlığı”nın ötesinde, Kur’an’ı bağlamlarından koparıp kimi temel emir ve nehiylerini keyfi/subjektif yorumlara açık hale getirerek, İslam’ı temel iddiaları ve ahkâmından soyutlamaya kalkışabiliyor ve böylece tam anlamıyla içimizdeki "Protestan papazları" gibi hareket edebiliyorlar.
“Güzel söz, kökü sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir''
Sözün aslını kökünü önemsemek gerekiyor eğer bir meyve umuyorsak şayet, maksadımız bağı viran etmek, içimizdeki cerahati orta yere saçmak ise çirkinlik yolunun yolcusuyuz demektir. Söz, nerede sarf edilirse edilsin ondan mesulüz. Kötü sözden medet ummak köksüz kuru bir ağaca çaput bağlamaktan öte bir iş değildir. Güzel sözün müşterisi olmak ise meyvelerinden tekrar toprağa tohum saçan bir ağacın bereket dolu gölgesinde oturmak gibi.
Sözün aslını kökünü önemsemek gerekiyor eğer bir meyve umuyorsak şayet, maksadımız bağı viran etmek, içimizdeki cerahati orta yere saçmak ise çirkinlik yolunun yolcusuyuz demektir. Söz, nerede sarf edilirse edilsin ondan mesulüz. Kötü sözden medet ummak köksüz kuru bir ağaca çaput bağlamaktan öte bir iş değildir. Güzel sözün müşterisi olmak ise meyvelerinden tekrar toprağa tohum saçan bir ağacın bereket dolu gölgesinde oturmak gibi.
Kitap nasıl okunmalıdır?
Yüreklerimiz bombalanıyor her gün. İnsanlar sıcak savaş dönemlerinde düşen bombaları görürler de, soğuk savaş dönemlerinde başımıza yağan bombaların genellikle farkında olmazlar. Her gün binlerce söz, resim, melodi ve filmle beynimiz bombardımana uğrar. Bunların hangisi faydalı, hangisi zararlı? Nasıl ayırt edeceğiz? Elimizdeki ölçü ne olacak?
Yüreklerimiz bombalanıyor her gün. İnsanlar sıcak savaş dönemlerinde düşen bombaları görürler de, soğuk savaş dönemlerinde başımıza yağan bombaların genellikle farkında olmazlar. Her gün binlerce söz, resim, melodi ve filmle beynimiz bombardımana uğrar. Bunların hangisi faydalı, hangisi zararlı? Nasıl ayırt edeceğiz? Elimizdeki ölçü ne olacak?
İçimizdeki fitnenin organizatörü muhafazakâr moda
Özellikle genç kuşak hakikate yakın diğer bir modelin varlığından habersiz bu akıma kapılıp gitmiş durumda. Alışveriş ve festivallerde çılgınca tüketen, sanat algısını Alişan ve Ebru Yaşar’la şekillendiren, arabesk şarkılar dinleyerek coşan, takipçi sayısına göre paha biçtikleri fenomenleri görünce kendisinden geçen, tesettürün ve muhafazakârlığın ruhuna yarı çıplak bando gösterilerini yakışmadığını idrak dahi edemeyen bir anlayışa teslim oldular. Boyunları gözüken, kolları sıvalı, ziynetleri tamamıyla ortada bırakan, bütün güzelliği davetkâr bir formda ortaya seren bir moda ve tesettür anlayışının tesiri altında büyüyorlar.
Özellikle genç kuşak hakikate yakın diğer bir modelin varlığından habersiz bu akıma kapılıp gitmiş durumda. Alışveriş ve festivallerde çılgınca tüketen, sanat algısını Alişan ve Ebru Yaşar’la şekillendiren, arabesk şarkılar dinleyerek coşan, takipçi sayısına göre paha biçtikleri fenomenleri görünce kendisinden geçen, tesettürün ve muhafazakârlığın ruhuna yarı çıplak bando gösterilerini yakışmadığını idrak dahi edemeyen bir anlayışa teslim oldular. Boyunları gözüken, kolları sıvalı, ziynetleri tamamıyla ortada bırakan, bütün güzelliği davetkâr bir formda ortaya seren bir moda ve tesettür anlayışının tesiri altında büyüyorlar.
Evimizdeki pislik kutusu: Televizyon
Batının kasıtlı ve proje ürünü olarak hatta karşılıksız fon desteği sağlayarak ülkemizde aldatma ve eşcinsellik temasını işleyen dizileri desteklediğini biliyor muydunuz? Çünkü biliyorlar ki bir toplumu bozmak için önce kadını sonra da aileyi bozmak yeterlidir. Bu oyuna gelmeyelim. Batının kanalizasyon boruları hükmünde olan, kendi medeniyet fantazilerini, iğrençliklerini, pis kültürlerini bize akıtan birer kanalizasyon borusu hükmündeki televizyonların imha olma vakti sizce de çoktan gelmedi mi?
Batının kasıtlı ve proje ürünü olarak hatta karşılıksız fon desteği sağlayarak ülkemizde aldatma ve eşcinsellik temasını işleyen dizileri desteklediğini biliyor muydunuz? Çünkü biliyorlar ki bir toplumu bozmak için önce kadını sonra da aileyi bozmak yeterlidir. Bu oyuna gelmeyelim. Batının kanalizasyon boruları hükmünde olan, kendi medeniyet fantazilerini, iğrençliklerini, pis kültürlerini bize akıtan birer kanalizasyon borusu hükmündeki televizyonların imha olma vakti sizce de çoktan gelmedi mi?
Edepsizliğin Adı: Ramazan Eğlenceleri
Son 25 yıldır, özellikle İstanbul merkezli enteresan bir Ramazan EĞLENCELERİ, Ramazan ŞENLİKLERİ kültürü ortaya çıktı. Herhalde gayrimüslim azınlığın içimize sokmaya çalıştığı Ramazan eğlenceleri kültürü, içimizdeki yüzsüz ve basiretsiz Müslümanların eliyle tekrar canlandırılacak.
Son 25 yıldır, özellikle İstanbul merkezli enteresan bir Ramazan EĞLENCELERİ, Ramazan ŞENLİKLERİ kültürü ortaya çıktı. Herhalde gayrimüslim azınlığın içimize sokmaya çalıştığı Ramazan eğlenceleri kültürü, içimizdeki yüzsüz ve basiretsiz Müslümanların eliyle tekrar canlandırılacak.
"Evlerimizdeki Truva Atı: Televizyon" 4. baskısı çıktı
Şükrü Hüseyinoğlu’nun “Evlerimizdeki Truva atı: Televizyon” adlı kitabı, televizyonun toplumları esir alan iktidarını sorguluyor ve insanlığın asla hayrına olmayan bu iktidarı alaşağı etme çağrısında bulunuyor. Kitabın 4. baskısı çıktı.
Şükrü Hüseyinoğlu’nun “Evlerimizdeki Truva atı: Televizyon” adlı kitabı, televizyonun toplumları esir alan iktidarını sorguluyor ve insanlığın asla hayrına olmayan bu iktidarı alaşağı etme çağrısında bulunuyor. Kitabın 4. baskısı çıktı.
"Evlerimizdeki Truva Atı: Televizyon" 4. baskısı çıkıyor
Şükrü Hüseyinoğlu’nun “Evlerimizdeki Truva atı: Televizyon” adlı kitabı, televizyonun toplumları esir alan iktidarını sorguluyor ve insanlığın asla hayrına olmayan bu iktidarı alaşağı etme çağrısında bulunuyor. Kitabın 4. baskısı çıkıyor...
Şükrü Hüseyinoğlu’nun “Evlerimizdeki Truva atı: Televizyon” adlı kitabı, televizyonun toplumları esir alan iktidarını sorguluyor ve insanlığın asla hayrına olmayan bu iktidarı alaşağı etme çağrısında bulunuyor. Kitabın 4. baskısı çıkıyor...
Bünyamin Zeran, kavramların önemini anlattı
Pazar günü İktibas Kayseri temsilciliğinin konuğu Bünyamin Zeran idi. Zeran, kavramların İslami bilincimizdeki yeri ve önemini vurgularken, "kavramlar islamileştirilebilir mi" sorusuna da yanıt aradı.
Pazar günü İktibas Kayseri temsilciliğinin konuğu Bünyamin Zeran idi. Zeran, kavramların İslami bilincimizdeki yeri ve önemini vurgularken, "kavramlar islamileştirilebilir mi" sorusuna da yanıt aradı.
"Evlerimizdeki Truva Atı: Televizyon" kitabına dair bir değerlendirme
Hüseyinoğlu'nun eseri, giderek bir illüzyon külliyatına dönüşen medya literatürüne dipnotlar düşmekte; deyim yerinde ise,yazarının mektepli bir iletişimci olmasından hareketle "Medyada Bir Truva Atı" olarak karşımıza çıkmaktadır. Eserde tekrar tekrar haykırılan Rabbani ölçüler, medya şehrinin kapılarını açmakta ve okuyucuyu gerçekleri görmesi için davet etmektedir.
Hüseyinoğlu'nun eseri, giderek bir illüzyon külliyatına dönüşen medya literatürüne dipnotlar düşmekte; deyim yerinde ise,yazarının mektepli bir iletişimci olmasından hareketle "Medyada Bir Truva Atı" olarak karşımıza çıkmaktadır. Eserde tekrar tekrar haykırılan Rabbani ölçüler, medya şehrinin kapılarını açmakta ve okuyucuyu gerçekleri görmesi için davet etmektedir.
Unutulmayan kitap: "Milliyetçi miyiz, Müslüman mıyız?"
Tanıtmaya çalışacağımız elimizdeki kitap Mehmet Sünbül'ün “Milliyetçi miyiz? Müslüman mıyız?" kitabı. Bu kitabın 1992 yılında 4. baskısı Objektif Yayınevi'nden çıkmış. Bu kitabı şuan için belki yayınevlerinde bulamayabilirsiniz fakat kitap milliyetçi camianın içinden gelen biri tarafından yazılması sebebiyle önem arz ediyor. O yüzden kitap tanıtımımızı oldukça geniş tuttuk.
Tanıtmaya çalışacağımız elimizdeki kitap Mehmet Sünbül'ün “Milliyetçi miyiz? Müslüman mıyız?" kitabı. Bu kitabın 1992 yılında 4. baskısı Objektif Yayınevi'nden çıkmış. Bu kitabı şuan için belki yayınevlerinde bulamayabilirsiniz fakat kitap milliyetçi camianın içinden gelen biri tarafından yazılması sebebiyle önem arz ediyor. O yüzden kitap tanıtımımızı oldukça geniş tuttuk.
Pamak: Kur'an neslini yeniden inşa etmeliyiz
Bir kere biz sömürge olmaya müsait hale gelmişiz, kendi içimizdeki yozlaşmayla. Kur'an'dan ve Allah'ın Rasulü'nden uzaklaşmışız. Kur'an'ı terkedilmiş bırakmışız. Dolayısıyla kendi ürettiklerimizi esas almışız. Herkes de sonradan üretilmiş akidelerin ve değerlerin etrafında toplanınca, din parçalanınca, ümmet de parçalanmış. Vahdet ve tevhid aynı kökten kavramlar. Tevhid akidesinde bütünleşmeden ümmetin vahdetinin teşekkül etmesi mümkün değil. O halde yapılması gereken şey, insanların tarihsel süreç içerisinde üretilen iplerden soyutlanıp Allah'ın ipine topluca sarılmaya doğru yönelmesi gerekiyor."
Bir kere biz sömürge olmaya müsait hale gelmişiz, kendi içimizdeki yozlaşmayla. Kur'an'dan ve Allah'ın Rasulü'nden uzaklaşmışız. Kur'an'ı terkedilmiş bırakmışız. Dolayısıyla kendi ürettiklerimizi esas almışız. Herkes de sonradan üretilmiş akidelerin ve değerlerin etrafında toplanınca, din parçalanınca, ümmet de parçalanmış. Vahdet ve tevhid aynı kökten kavramlar. Tevhid akidesinde bütünleşmeden ümmetin vahdetinin teşekkül etmesi mümkün değil. O halde yapılması gereken şey, insanların tarihsel süreç içerisinde üretilen iplerden soyutlanıp Allah'ın ipine topluca sarılmaya doğru yönelmesi gerekiyor."
"Evlerimizdeki Truva Atı: Televizyon" kitabı çıktı
Şükrü Hüseyinoğlu’nun “Evlerimizdeki Truva atı: Televizyon” adlı kitabı, televizyonun toplumları esir alan iktidarını sorguluyor ve insanlığın asla hayrına olmayan bu iktidarı alaşağı etme çağrısında bulunuyor.
Şükrü Hüseyinoğlu’nun “Evlerimizdeki Truva atı: Televizyon” adlı kitabı, televizyonun toplumları esir alan iktidarını sorguluyor ve insanlığın asla hayrına olmayan bu iktidarı alaşağı etme çağrısında bulunuyor.
Pamak: Kur'an neslini inşa etmeliyiz
"Bir kere biz sömürge olmaya müsait hale gelmişiz, kendi içimizdeki yozlaşmayla. Kur'an'dan ve Allah'ın Rasulü'nden uzaklaşmışız. Kur'an'ı terkedilmiş bırakmışız. Dolayısıyla kendi ürettiklerimizi esas almışız. Herkes de sonradan üretilmiş akidelerin ve değerlerin etrafında toplanınca, din parçalanınca, ümmet de parçalanmış. Vahdet ve tevhid aynı kökten kavramlar. Tevhid akidesinde bütünleşmeden ümmetin vahdetinin teşekkül etmesi mümkün değil. O halde yapılması gereken şey, insanların tarihsel süreç içerisinde üretilen iplerden soyutlanıp Allah'ın ipine topluca sarılmaya doğru yönelmesi gerekiyor."
"Bir kere biz sömürge olmaya müsait hale gelmişiz, kendi içimizdeki yozlaşmayla. Kur'an'dan ve Allah'ın Rasulü'nden uzaklaşmışız. Kur'an'ı terkedilmiş bırakmışız. Dolayısıyla kendi ürettiklerimizi esas almışız. Herkes de sonradan üretilmiş akidelerin ve değerlerin etrafında toplanınca, din parçalanınca, ümmet de parçalanmış. Vahdet ve tevhid aynı kökten kavramlar. Tevhid akidesinde bütünleşmeden ümmetin vahdetinin teşekkül etmesi mümkün değil. O halde yapılması gereken şey, insanların tarihsel süreç içerisinde üretilen iplerden soyutlanıp Allah'ın ipine topluca sarılmaya doğru yönelmesi gerekiyor."
Makaleler
Hava Durumu