"liberal" Arama Sonuçları
Liberal İslam ve Vahiy İslamı Ayrımında Seyyid Kutub (video)
Geçtiğimiz pazar günü İktibas’a konuk olan Dr. Zehra Betül Güney, Seyyid Kutub’un döneminin diğer İslamcılarından hangi yönleriyle ayrıldığını ele aldı. Ayrıca Vahiy İslamı ile liberallik, cahiliyye ve tekfircilik arasındaki farklara da değinen Güney, Seyyid Kutub’un din-siyaset bağlamındaki başarısını da değerlendirdi.
Geçtiğimiz pazar günü İktibas’a konuk olan Dr. Zehra Betül Güney, Seyyid Kutub’un döneminin diğer İslamcılarından hangi yönleriyle ayrıldığını ele aldı. Ayrıca Vahiy İslamı ile liberallik, cahiliyye ve tekfircilik arasındaki farklara da değinen Güney, Seyyid Kutub’un din-siyaset bağlamındaki başarısını da değerlendirdi.
İktibas Dergisi “Ekonomi ve Müslümanlar” manşeti ile çıktı
İktibas’ın 537. sayısı ekonomi konusunu manşete taşıyan kapağıyla okurlarına ulaştı. Derginin yorum sayfalarında, kapitalist liberal ekonomik sistemin getirdiği huzursuzluğa dikkat çekilirken, İslami ekonomi düzenin vahyin ışığı altında oluştuğu vurgulanıyor.
İktibas’ın 537. sayısı ekonomi konusunu manşete taşıyan kapağıyla okurlarına ulaştı. Derginin yorum sayfalarında, kapitalist liberal ekonomik sistemin getirdiği huzursuzluğa dikkat çekilirken, İslami ekonomi düzenin vahyin ışığı altında oluştuğu vurgulanıyor.
Dalaletten hidayete, oradan nereye
Yıllar bu şekilde geçip giderken sırat-ı müstakim olan yolumuzun üzerine hem küresel şeytanlar hem de yerel işbirlikçileri demokrat, liberal ve muhafazakâr müslüman adı altında revize edilmiş yeni bir tuzak kurdular. Müslümanların birçoğu sanki Kur’an’ı ve siyer-i nebiyi hiç okumamışlar gibi Lokman suresi otuz üçüncü ayete muhatap olmaktan kurtulamadılar. Yani aldatıcılar Allah’ın adını kullanarak müslümanları aldatmıştı.
Yıllar bu şekilde geçip giderken sırat-ı müstakim olan yolumuzun üzerine hem küresel şeytanlar hem de yerel işbirlikçileri demokrat, liberal ve muhafazakâr müslüman adı altında revize edilmiş yeni bir tuzak kurdular. Müslümanların birçoğu sanki Kur’an’ı ve siyer-i nebiyi hiç okumamışlar gibi Lokman suresi otuz üçüncü ayete muhatap olmaktan kurtulamadılar. Yani aldatıcılar Allah’ın adını kullanarak müslümanları aldatmıştı.
Akif Emre: Müslümanlar hiç Kur'an okumuyorlar mı?
Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?
Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?
Erdoğan’ın söylemleri Filistin’den, somut politikaları siyonist rejimden yana
Bilindiği üzere Erdoğan, tevhide aykırı bir inançla sık tekrar ettiği bir sözünde; “ekonominin, sermayenin dini imanı olmaz” diyor. Her halde bu inancı sebebiyle olsa gerek, ekonomik ilişkilerde bu kadar rahat davranılmış, en sert söylemlerle İsrail’in “terör devleti” olarak suçlandığı süreçlerde bile ekonomik ilişkiler, neo-liberal politikalar gereği piyasa ilahının arzularına uygun ölçüler içinde zirve yaparak sürdürülmüştür.
Bilindiği üzere Erdoğan, tevhide aykırı bir inançla sık tekrar ettiği bir sözünde; “ekonominin, sermayenin dini imanı olmaz” diyor. Her halde bu inancı sebebiyle olsa gerek, ekonomik ilişkilerde bu kadar rahat davranılmış, en sert söylemlerle İsrail’in “terör devleti” olarak suçlandığı süreçlerde bile ekonomik ilişkiler, neo-liberal politikalar gereği piyasa ilahının arzularına uygun ölçüler içinde zirve yaparak sürdürülmüştür.
Akif Emre ile unutulmayan söyleşi: "Müslümanlar hiç Kur'an okumuyorlar mı?"
Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?
Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?
Akif Emre ile unutulmayan söyleşi: "Müslümanlar hiç Kur'an okumuyorlar mı?"
Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?
Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?
“Atalar dini”ne hayır, “Ata dini”ne evet mi?
Bu çevrelerin dil ve kaleminden sâdır olan “uydurulmuş din” tabiri salt, çeşitli hurafelerle mâlul olan geleneksel din anlayışlarını hedef almakta, laiklik, kemalizm, liberalizm, nasyonalizm, kapitalizm, sosyalizm gibi çağın egemen uydurulmuş dinleri hiç bu eleştirilerin kapsamına girememektedir.
Bu çevrelerin dil ve kaleminden sâdır olan “uydurulmuş din” tabiri salt, çeşitli hurafelerle mâlul olan geleneksel din anlayışlarını hedef almakta, laiklik, kemalizm, liberalizm, nasyonalizm, kapitalizm, sosyalizm gibi çağın egemen uydurulmuş dinleri hiç bu eleştirilerin kapsamına girememektedir.
Son birkaç ayın günceline ve sâbitelere dair
İstanbul'da bir hayat nizamı, fert ve toplum hayatında belirleyici olacak bir yön/kıble seçimi yapılmadı. Sadece, neo-liberal kapitalist sosyo-ekonomik işleyişin sağ-muhafazakârlar tarafından mı, yoksa sol-kemalistler tarafından mı yönetileceğine dair bir seçim yapıldı. AKP kazansaydı AVM'leri sağ-muhafazakârlar dikmeye devam edecekti, CHP kazandı ve Beylikdüzü'nde olduğu gibi AVM'leri onlar dikecek, rantına onlar ortak olacak. Gerisi işin esasına dair olmayan ayrıntılardır.
İstanbul'da bir hayat nizamı, fert ve toplum hayatında belirleyici olacak bir yön/kıble seçimi yapılmadı. Sadece, neo-liberal kapitalist sosyo-ekonomik işleyişin sağ-muhafazakârlar tarafından mı, yoksa sol-kemalistler tarafından mı yönetileceğine dair bir seçim yapıldı. AKP kazansaydı AVM'leri sağ-muhafazakârlar dikmeye devam edecekti, CHP kazandı ve Beylikdüzü'nde olduğu gibi AVM'leri onlar dikecek, rantına onlar ortak olacak. Gerisi işin esasına dair olmayan ayrıntılardır.
İşte AKP ekonomisi: Bankalar yüzde 5, kârları yüzde 65 büyüdü
AKP'nin liberal-kapitalist ekonomi politikaları en çok faiz kurumları bankalara yarıyor. Bankalar kârda rekor üstüne rekor açıklıyor.
AKP'nin liberal-kapitalist ekonomi politikaları en çok faiz kurumları bankalara yarıyor. Bankalar kârda rekor üstüne rekor açıklıyor.
Zaman bilinci
Vaktin, sadece dünyevi gelir ve çıkar planında son haddine kadar kullanılma düşüncesi, modern dünyanın, özellikle liberal kapitalist sisteme inanmış toplumların, sürekli gündemde tuttuğu hususlardan biridir.
Vaktin, sadece dünyevi gelir ve çıkar planında son haddine kadar kullanılma düşüncesi, modern dünyanın, özellikle liberal kapitalist sisteme inanmış toplumların, sürekli gündemde tuttuğu hususlardan biridir.
Liberallerle muhafazakarlar arasında ahlaki fark yok
Sosyolog Fatma Barbarosoğlu’na göre, Türkiye çok yoğun bir değişimden geçiyor. Barbarosoğlu “Türkiye’de artık ahlaki değerler bakımından liberallerle muhafazakârlar arasında fark yok. Farkı yaratan, aylık gelirleri. Aylık geliri 5 bin doların üzerinde olanların kullandığı bir dil var, bunun muhafazakârı, sosyalisti, liberali olmuyor” diyor.
Sosyolog Fatma Barbarosoğlu’na göre, Türkiye çok yoğun bir değişimden geçiyor. Barbarosoğlu “Türkiye’de artık ahlaki değerler bakımından liberallerle muhafazakârlar arasında fark yok. Farkı yaratan, aylık gelirleri. Aylık geliri 5 bin doların üzerinde olanların kullandığı bir dil var, bunun muhafazakârı, sosyalisti, liberali olmuyor” diyor.
Kayseri'deki aile faciasından kim sorumlu?
Bu korkunç hadise, bireysel bir cinnetin neticesi şekinde kayıtlara geşse de, aslında ortada kolektif bir cinnet, kolektif bir suç olduğu aşikar. Koç'ların, Sabancı'ların, Ülker'lerin, Boydak'ların her yıl servetlerine servet katmasını sağlayan neo-liberal ekonomi politikaları, zengin-fakir uçurumunu derinleştiriyor ve işsizlik, yoksulluk toplum katmanlarında ciddi sorunlar oluşturuyor.
Bu korkunç hadise, bireysel bir cinnetin neticesi şekinde kayıtlara geşse de, aslında ortada kolektif bir cinnet, kolektif bir suç olduğu aşikar. Koç'ların, Sabancı'ların, Ülker'lerin, Boydak'ların her yıl servetlerine servet katmasını sağlayan neo-liberal ekonomi politikaları, zengin-fakir uçurumunu derinleştiriyor ve işsizlik, yoksulluk toplum katmanlarında ciddi sorunlar oluşturuyor.
Yusuf Kaplan: Neoliberalizm, çağın dinidir
Bütün değerlerin izafileştirilmesi, çözülmesi, değersizleştirilmesi; değersizliğin yegâne değer katına yükseltilmesi; sonuçta bütün 'dillerin' 'liberal dile' ve söyleme dönüştürülerek bitirilmesi...
Bütün değerlerin izafileştirilmesi, çözülmesi, değersizleştirilmesi; değersizliğin yegâne değer katına yükseltilmesi; sonuçta bütün 'dillerin' 'liberal dile' ve söyleme dönüştürülerek bitirilmesi...
"İslamcı Sisi"... Tabi yerseniz!
Amerikalı siyaset bilimci Robert Springbord, darbeci general Es Sisi'nin militarizmle İslamcılığı kaynaştıran bir rejim hayali taşıyor olabileceğini iddia etti, Zaman'ın "darbeye darbe diyemeyen" liberal yazarı Şahin Alpay da bu dolmayı ciddiye alıp okuyuculara pazarlamaya kalkıştı.
Amerikalı siyaset bilimci Robert Springbord, darbeci general Es Sisi'nin militarizmle İslamcılığı kaynaştıran bir rejim hayali taşıyor olabileceğini iddia etti, Zaman'ın "darbeye darbe diyemeyen" liberal yazarı Şahin Alpay da bu dolmayı ciddiye alıp okuyuculara pazarlamaya kalkıştı.
Darbeci Baradey'den itiraf: Darbe için Batı'yla pazarlık yaptık
Nobel Barış Ödüllü liberal darbeci Muhammed el-Baradey, Mursi'nin askeri yolla devrilmesi için Batı'yla uzun süre ikna ve pazarlık çalışması yaptığını itiraf etti.
Nobel Barış Ödüllü liberal darbeci Muhammed el-Baradey, Mursi'nin askeri yolla devrilmesi için Batı'yla uzun süre ikna ve pazarlık çalışması yaptığını itiraf etti.
Müslümanların savrulmaları üzerine bir söyleşi
Şükrü Hüseyinoğlu: Hz. Peygamber çok büyük sıkıntılara maruz kalmıştı, ambargoya maruz bırakılmıştı, tam olarak açlığa ve ölüme mahkûm edilmişti. O dönemde bile Önderimiz aleyhisselam onlara; “Ben belli bir süre sizin putlarınızla uğraşmayacağım, kendi ibadetimle meşgul olacağım” dememişti. Pekâlâ, böyle diyebilir ve “bir arada yaşama kültürü”, “tahammül” gibi birtakım kavramları kullanarak bu boykotları üzerinden atabilirdi. İslam dışı bir ara dönemi asla düşünmedi. Kimi Müslümanın ilk başta araçsal olarak düşündüğü demokratikleşme ve liberalleşme gibi kavramlar, diline ve zihnine girdi. Ve sonrasında bunlar araç olmaktan da çıkıp bir hedef haline geldi. Neticede biz buradan şunu anlıyoruz: İslami çizgide sebat etmek zordur. Müslümanların önü açılsın, buna biz de seviniriz ama biz Müslümanlara alan açılsın diye kendi fikri duruşumuzu bozamayız. Müslümanlara alan açılsın diye kendi hedeflerimizi terk edemeyiz. Nöbet yerlerimizi, durmamız gereken yeri terk edemeyiz. Müslümanca düşünmek işte böyle bir şeydir.
Şükrü Hüseyinoğlu: Hz. Peygamber çok büyük sıkıntılara maruz kalmıştı, ambargoya maruz bırakılmıştı, tam olarak açlığa ve ölüme mahkûm edilmişti. O dönemde bile Önderimiz aleyhisselam onlara; “Ben belli bir süre sizin putlarınızla uğraşmayacağım, kendi ibadetimle meşgul olacağım” dememişti. Pekâlâ, böyle diyebilir ve “bir arada yaşama kültürü”, “tahammül” gibi birtakım kavramları kullanarak bu boykotları üzerinden atabilirdi. İslam dışı bir ara dönemi asla düşünmedi. Kimi Müslümanın ilk başta araçsal olarak düşündüğü demokratikleşme ve liberalleşme gibi kavramlar, diline ve zihnine girdi. Ve sonrasında bunlar araç olmaktan da çıkıp bir hedef haline geldi. Neticede biz buradan şunu anlıyoruz: İslami çizgide sebat etmek zordur. Müslümanların önü açılsın, buna biz de seviniriz ama biz Müslümanlara alan açılsın diye kendi fikri duruşumuzu bozamayız. Müslümanlara alan açılsın diye kendi hedeflerimizi terk edemeyiz. Nöbet yerlerimizi, durmamız gereken yeri terk edemeyiz. Müslümanca düşünmek işte böyle bir şeydir.
ÖYB’den “İslamcılık Ne Önerebilir” Paneli
Özgür Yazarlar Birliği 28 Şubat’ın yıldönümü vesilesiyle Neoliberal Dönemde İslamcılık Tartışmaları serisinin kapanış programı olarak “İslamcılık Ne Önerebilir?” başlıklı bir program düzenliyor.
Özgür Yazarlar Birliği 28 Şubat’ın yıldönümü vesilesiyle Neoliberal Dönemde İslamcılık Tartışmaları serisinin kapanış programı olarak “İslamcılık Ne Önerebilir?” başlıklı bir program düzenliyor.
Post-Kemalist devrin reklamı
'Olmasaydın… Olmazdık.' reklamının 'muhafazakar' medyada boy göstermesini rekabetin, piyasa şartlarının her tür değeri metalaştırma gücü olduğu açıklamasıyla geçiştirilmesi mümkün değil. Reklamda yer alan ifadenin hem reklamı veren hem de yayınlayan açısından çelişkili ve kendini inkarı ihtiva eden anlamı, neo-liberalizmin ne türden bir tipoloji ürettiğine çarpıcı bir örnek.
'Olmasaydın… Olmazdık.' reklamının 'muhafazakar' medyada boy göstermesini rekabetin, piyasa şartlarının her tür değeri metalaştırma gücü olduğu açıklamasıyla geçiştirilmesi mümkün değil. Reklamda yer alan ifadenin hem reklamı veren hem de yayınlayan açısından çelişkili ve kendini inkarı ihtiva eden anlamı, neo-liberalizmin ne türden bir tipoloji ürettiğine çarpıcı bir örnek.
Makaleler
Hava Durumu