
"okumaya" Arama Sonuçları

Rufi Tiryaki, tam anlamıyla bir “kitap okuru”. Kitap sevgisi, kitaplarla kurduğu sıkı ilişki ve okuduğu kitap sayısı dillere destan. Binlerce kitabın yer aldığı ve bir dekorasyon nesnesi değil, okunan, altı çizilen kitaplarla dolu kütüphanesiyle, Anadolu’daki bir kitap dostu. Rufi Bey’le kitaba dair konuştuk. Kitap okumaya olan ilgisinin nasıl başladığını, kitaplarla irtibatının biçim ve yoğunluğunu, kütüphanesini, hatıralarını konuştuk.

Okumak beyninizi çalıştırır. Vücudunuz için egzersiz neyse beyniniz için de okumak odur. Bize alan, zaman, tarihin enginliğinde dolaşma özgürlüğü verir ve fikirlere, kavramlara, duygulara ve bilgi tabanına daha derin bir bakış sunar.

İktibas Dergisi yazarlarından Hüseyin Alan’la “Siyerin Gölgesinde” kitap serisi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Alan, "Siyerle irtibatımızın zayıflığı yahut Kur’an varken siyere ihtiyacımızın olmadığı gibi bir düşünüş nebevi örnekliğe ve modele göre değil modern zihne, bilimsel bilgiye, hümanizm temelli eleştirel okumaya, tarihselciliğe, seküler veya çoğulcu bakışa vs dayanıyor. Esasta yanlış olansa budur" diyor.

'...Örneğin, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, askeri başarıyı garantilemek için bütün ruhani güçler bizzat halife sultanın izniyle yardıma çağrılmıştı. Dervişler, Şumnu'da dokuz kez şehri tavaf edip dua ettiler ve düşman ordularının geçeceği yerleri 'hiyel-i metin-i takva' ile bağladılar. Sofya'da Aziz Bali'nin ruhani güçlerinden yararlanmak istediler ve hatta Osmanlı sarayında zikir törenleri yapılmaya başlandı. Tabii ki, tüm o hurafeler Osmanlı ordularını feci şekilde yenilmekten kurtaramadı ya da Rus ordularının adı geçen yerleri almasını ve İstanbul'a dayanmasını önleyemedi. Ancak ulema bildiğini okumaya devam etti ve bilmediğini de hurafeler yardımıyla uydurdu...'

Uluslararası Yayıncılar Birliği 2016 verilerine göre, Türkiye'de kişi başına 8.4 kitap düştü. Kitap okumaya ayırdığımız süre günde ortalama sadece 1 dakika.

Burada ‘biz’in yerine ben koyarak okumaya çalışalım, görülecek ki daha iyi sonuçlar çıkacak. Bireyden topluma doğru hem konuşma hem yaşama alanlarında güzellikler yaşanacaktır. "Bir şeyler yapmalıyım!" her zaman "Bir şeyler yapmalıyız”dan daha çok sorun çözecektir, inşallah.

Daniel Streich, minare yasağının uygulanmasını savunan İsviçre Halk Partisi'nin üyelerinden birisi, Freiburg kantonunun Gruyères bölümünün kurucusuydu. Aynı zamanda düzenli olarak kiliseye giden, inançlı bir Katolikti. Partisi, minare yasağını yasalaştırmaya çalıştığı sıralarda Streich da İslâmofobik düşüncelere sahipti. Ve bu düşüncelerini temellendirmek için İslâm üzerine kitapları ve elbette Kur'an'ı okumaya başladı. Ancak bu arayış, onu hiç beklemediği bir yola çıkardı.

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma on yıldır bulunduğu Viyana`dan geçtiğimiz yılın Temmuz ayında Türkiye`ye döndü. Gözlemlerini Özgün Duruş gazetesine aktaran Sırma, Müslümanların 80'li yıllardaki gibi kitap okumaya yönelmeleri gerektiğini belirtiyor.

Özkan, bir Kur'an müslümanı olarak; Kur'an'ı daha çok okumaya ve anlamaya çağırmış, kaynağını Kur'anda bulmayan, ona zıd olan her şeyi reddetmiş, insanların tümüne de Kur'an müslümanı olmalarını salık vermiştir. Anlam Yayınları'nın neşrettiği bu kitapta, Ercümend Özkan yukarıda anılan tüm yanları ile karşımıza çıkıyor. Ercümend Özkan Yazıları kitabı, bizi bu çok yönlü hayatı okumaya, anlamaya çağıran belgesel bir seçki. Özkan'ın gezi yazıları, röportajları, basın açıklamaları ve inceleme yazılarını ihtiva eden kıymetli bir eser.
Makaleler
Hava Durumu