
"yanla" Arama Sonuçları

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Genel Sekreteri Christopher Lockyear, İsrail’in saldırıları altındaki Gazze’de yaşayanların kıyamet koşullarında hayatta kalmaya çalıştığını ancak burada hiçbir yerin güvenli olmadığını belirtti.

Hakikatin farkına varamayanlar dünyada da ahirette de rezil olmaya ve acıklı bir azaba mahkumdurlar. Tevhidden uzak her türlü yaşantı insanı hürriyetten, izzet ve şereften mahrum edecektir. Sömürülmekten, kölelikten, kullanılmaktan, onursuzca yaşamaktan insanı İslam kurtaracaktır.

Şimdilerde Gazze’de yaşananlar, toplumda yazarlığı veya hatipliği ile bilinen ve iktidara geçmişte çokça destek veren birçok ismin şaşırma taklidi yapmasına veya beklenti yönetiminde kötü sınavlar vermesine neden oluyor… Önemli olan, sistemin tenceresinde kaynamadan çok önceleri bunu fark edebilmek ve hatta mümkünse o tencereye hiç girmemektir.

Dilimle Müslüman olduğumu söyler de yaşantımla kafirlere, müşriklere, münafıklara, modernistlere, laiklere, Hristiyanlara, Yahudilere, mala ve mülke kul olmuş kârunlara, firavunlara yaranmak için bin bir takla atan belamlara ve nefsinin uydusu olmuş zavallılara benzersem öbür dünyada halim nice olur? Bunu şimdiden düşünmem/düşünmeniz lazım gelmektedir.

İnsan nisyanla malüldür derler. Öğrendiğimiz şeyleri hayat düsturu haline getirmezsek çabuk unutabiliyoruz. Yaşam biçimimizi, düşünme ve eyleme biçimimizi yeniden gözden geçirme fırsatı sunan bu kıyamı daima aklımızda tutarak varlık bilincimizi bileylemeliyiz. İşte bu yüzden Gazze bize iyi bir öğretmendir. Bu öğretinin kıymetini bilelim.

Cuma hutbesi: Allah'ı Gereği Gibi Tanıyanların İzzeti I Şükrü Hüseyinoğlu

AKP Hükümeti, toplumdan yükselen İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere AmeriKAN üslerinin kapatılması taleplerine kulaklarını tıkıyor, somut bir adım atmak yerine miting yaparak dostlar tepkide görsün politikası uyguluyor.

Kendisiyle hükmedilsin diye inzal olunan Kur'an'ın ahlak ve ahkâmına ittiba etmek yerine, Batının heva ürünü ideoloji ve yasalarına tâbi olanlar ve onları uygulayanların Kur'an'a sahip çıkma iddiası münâfıklıktan öteye geçemez.

Demokrasi adı altında bütün bir ümmete Allah’sız bir hayatın dayatıldığını anlama vakti hala gelmedi mi? Kur’an’ın bizi kullara kulluktan vazgeçip, kulların Rabbi Allah’a kul olmaya çağırdığını hatırlama zamanında değil miyiz? Duyanlara, duymayanlara, sağır ve kör sultanlara duyurmak isteriz.

Geçtiğimiz Şubat ayında vefat eden İktibas Dergisi yazarlarından Osman Dindarzade hakkında onu yakından tanıyanlardan Ömer Faruk Balıkçı, kaleme aldığı yazısında “Osman Ağabey, Kitap Vakfımızda düzenli olarak her hafta Kur’an’dan bir mev’ize dinleyip öğüt almak üzre perşembe günleri icra ettiğimiz derslerimizin temel taşlarından birisiydi" ifadelerini kullandı.

İktibas’ın yeni sayısı ‘deprem’ gündemi ile çıktı. Derginin manşetinde “Depremin Öğreticiliğinden Bize Yansıyanlar” vurgusu yer aldı.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi futbolizmin “haccı” niteliğine haiz bu organizasyon sona erdiğinde, kendilerini İslam dâvâsına nispet ettikleri halde, futbolizm ve din kavramı konusunda futbolizmin “baş rahibi” konumundaki FIFA Başkanı kadar dahi bir kavrayış düzeyine sahip olmayanlara, kendilerine takdim edilen “futbolizm üstü hadis” paketine fit olmalarının utancı kalacak.

Tarihî tercübe, "İsrail’de" hâkim trend haline gelen bu durumun, devletin ömrünü de kısaltacağını gösteriyor. “Nasıl”ını ve “niçin”ini görebilmek için, biraz tarih bilgisi yeterli. Nitekim aklı başında "İsrailli" tarihçiler ve sosyal bilimciler, göz önünde duran bu hakikati kendi toplumlarına duyurmaya çalışıyor. Ancak onların çabaları da gürültülü hezeyanların ve faşizm nöbetlerinin içinde kaybolup gidiyor.

İslam hak ve ona dayalı adalet eksenli bir öğretidir ve İslam'ın iktidarı da Allah'ın tüm kullarına merhamet üzere adaleti sağlamayı esas alır. Fakat bu coğrafyada yaşayanlar, bir kişinin putlaştırılıp topluma dayatılması demek olan Kemalizm dininin, batıdan ithal bâtıl öğretisi adına ne cinayetler işlediğini, ne büyük zulümler irtikap ettiğini çok iyi bilir.

Ülkedeki üsleri kullandırıp İslam coğrafyasını bombalatarak batı emperyalizmine, Çin'le yakınlaşma adına onun bir halkı topyekün yok etme politikasına susarak, susmayanları da cezalandırarak doğu emperyalizmine zulümde ortaklı etmeye dayalı "denge politikası".

Her devirde güçlü ya da cılız olsun Allah’a karşı çıkmalar, O’nun emirlerini nefislerine uydurma tezahürleri görülmüştür. O’nu açıkça reddetmeye az rastlanmakla birlikte olmuştur. Lâkin Allah’a karşı çıkma daha çok O’nu bilen ve tanıyanlardan sâdır olmuştur. Kureyş’in de Allah’ı bildiğini, O’nu yücelediğini biliyoruz. Tamamen teorik düzeydeki bu yücelemenin hayatın gerçeklerinden uzak, hayattan uzak bir yüceleme olduğunu da görüyoruz.

Rusya'ya ait savaş uçağının, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ilinde Hristiyanların yaşadığı Yakubiye ve Cudeyde köylerine düzenlediği hava saldırısı sonucu 5'i çocuk 7 sivil katledildi, 13 sivil yaralandı.

İslam’a teslim olanlar tavrını Allah’tan yana koyanlardır. Batı ile işbirliği yapmayan, onun tüm düşünme biçimlerine karşı duran, kendi inancına yaslanan ve İslam’ın yeryüzüne hakim olmasını isteyen kimselerdir. Küfrün düzenine çanak tutmayan, kendi mahallesine küfrederek öteki mahalleye yaranmaya çalışmayan kimselerdir.

İslam’ın değerleri ‘kutsal’ sözcüğüyle de ifade edilmez. İslam akidesi, hükümleri (ahkamı), haramı-helali, sevabı-günahı olan bir dindir. İslam’ın ‘kutsalları’na saldırının olmadığı bir tek an ve saldırıdan muaf bir tek ‘kutsal’ var mıdır? İlk saldırı, Allah’ın ilah ve rab sıfatınadır. Arzın dört bir yanı, Allah’ın yerine ikame edilen bin bir türlü rabler ve ilahlara doluyken, bu ‘görmedim-duymadım-bilmedim’ tiyatrosunu ustalıkla oynayanlar herkesi kandırabilirlerse de, Allah’ı kandıramazlar.
Makaleler
Hava Durumu