KENDİMİZİ VE AİLEMİZİ ATEŞTEN KORUMAK
Emrullah AYAN
26-12-2020 12:31
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakacağı insanlar ve taşlar olan cehennemden koruyun.” (Tahrim: 6)
Bir mü’min, kendisinin hidayeti ve kalbinin ıslahıyla mükellef olduğu gibi aile ve evinin de hidayet ve ıslahıyla mükelleftir.
İslâm, aile dinidir. Bu bakımdan âyet-i kerime, mü’minin ailesi ve evine karşı sorumluluk ve görevlerini ifade etmektedir. Çünkü “Müslüman ev”, Müslüman cemaatin çekirdeğidir. Cemaati oluşturan hücrelerden biridir. Canlı bir varlık durumunda olan İslâm toplumu, işte bir araya gelen bu hücrelerin ürünüdür.
Mü’min bir ev, bu akîdenin bir kalesi demektir. Şu halde bu kalenin kendi içinde sağlam ve sarsılmaz bir yapıya sahip olması gerekir. Her bireyin kendi tarafını koruması ve gedik açılmasına müsaade etmemesi gerekir. Aksi takdirde saldırgan bir düşmanın bu kaleyi içten vurup dağıtması zor olmayacaktır. Bu bakımdan mü’minin görevi; en başta aile ve evini davet etmektir. Bu kalenin iç güvenliğini sağlamaktır. Daveti dışarıya götürmeden önce evin içindeki gedikleri kapatmaktır. Bu görev için Müslüman bir annenin de bulunması gerekir. Çünkü Müslüman baba, tek başına kalenin güvenliğine yetmez.
Demek ki, bir baba ve bir annenin varlığı kız ve erkek çocukları korumak için şarttır. Çünkü sadece erkeklerden meydana gelen bir toplulukla İslam toplumunu kurmaya çalışmak boşuna bir iştir.
Kadın, bu toplumun vazgeçilmez bir gereğidir. Çünkü kadın, yeni neslin koruyucusudur. Yeni nesil ise, geleceğin tohum ve meyvesidir. Bundan dolayı Kur’an, hem erkeklere, hem de kadınlara inmiştir. Evlerini İslâmî programa göre düzenleyen mü’minlere hem kendi nefislerinin, hem de ailelerinin sorumluluğunu yükleyen Kur’an diyor ki:“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi cehennemden koruyun.”
İslam davetçilerinin bu noktayı çok iyi anlamaları gerekir.
Çabanın başlangıcı eve; zevceye, anaya, çocuklara ve bundan sonra da tüm aileye yönelik olmalıdır. Müslüman kadın yetiştirmeye fazlasıyla önem verilmelidir. Çünkü bu, “Müslüman bir yuva” oluşturmanın vazgeçilmez bir gereğidir. “Müslüman bir yuva” kurmak isteyen kimse, öncelikle Müslüman bir hanım bulmak zorundadır. Aksi takdirde Müslüman cemaatin kuruluşu gecikip uzayacaktır. Çünkü Müslüman hanımı olmayan bir evin, pek çok boşluk ve gediği olacaktır.
İlk İslâm cemaatinin işi, bugünümüzle kıyaslanmayacak kadar kolaydı. Medine’de kurulan İslâm toplumuna egemen olan; İslâm’dı. Beşer hayatına ilişkin arı-duru düşüncesiyle ve bu düşüncenin ürünü olan şeriatıyla İslam’dı. Kadının da erkeğin de başvurduğu merci, Allah ve Rasulüydü. Allah ve Rasulünün hükmüydü. Bir hüküm indiğinde bu nihaî karardı. İşte böyle bir toplumun varlığından ve bu topluma İslâmî düşünce ve geleneklerin egemen oluşundan dolayı kadının yetişmesi gerçekten kolaydı. İslâm’ın istediği şekilde yetişmesi için kolaydı. Kocalar açısından da kolaylık vardı. Çünkü gerek hanım ve gerekse çocuklarını kolayca İslâmî metodun doğrultusunda eğitip yetiştirebiliyorlardı.Ne var ki, günümüzde tamamen değişik bir konumdayız. Çünkü bir cahiliyenin içinde yaşıyoruz. Toplumu cahilî, kanunları cahilî, ahlakı cahilî, gelenekleri cahilî, nizamı cahilî, edep ve kültürü cahilî olan bir ortamda yaşıyoruz. Tabiatıyla kadın bu cahilî toplumla etkileşim içindedir. İslâm’a icabet etmek istediği anda bu toplumun ağırlık ve eziciliğini ensesinde hissetmektedir. Kadının kendi kendisine İslâm’ı bulması veya kocası, kardeşi ve babası vasıtasıyla tanımış olması bu gerçeği değiştirmez.
Dünün erkeği de, kadını da, toplumu da bir tek düşünce, bir tek hüküm ve bir tek önderliğe başvuruyordu. Ama günümüzde böyle mi? Erkek, pratik hayatta hiçbir geçerliliği bulunmayan mücerred bir dünya görüşüne başvurmaktadır. Kadın ise, bu dünya görüşüne ezdirilmektedir. Yani, İslâm’a düşmanlık ilan eden serkeş cahiliye toplumunun baskısı altında ezilmektedir. Şurası şüphesizdir ki, kadının cahilî toplum ve geleneklerden gördüğü baskı, erkeğinkinden kat kat fazladır. Bundan dolayı mü’min erkeğin görevi de kat kat artmaktadır. Çünkü böylesine ezici bir baskı ve korkunç bir saplantı ortamında hem kendisini hem de ailesini ateşten korumak zorundadır. Bu bakımdan mü’min erkek, görevinin ağırlığını kavramalıdır. Bunun için, kat kat çaba sarfetmesi, yani ilk Müslüman cemaatindeki kardeşinden kat kat fazla çalışması şarttır.Öyleyse bir yuva kurmak isteyen kimsenin en başta gelen görevi; evini koruyacak bir hanım aramaktır. Kendisiyle aynı kaynaktan, yani İslâm’dan gelen düşünceyi paylaşacak bir hanım… Tabii ki bu uğurda bir takım fedakarlıkları göze alacaktır. Yani kadının yalancı güzelliğini önemsemeyecektir. Etli, kanlı ve zengin olmasından feragat edecektir. Cahiliye toplumunu süsleyen göz kamaştırıcı cilveleri istemeyecektir. Neden? Dindar birini bulmak için. Müslüman bir yuva ve kalenin kurulmasında kendisine yardımcı olacak birini bulmak için… İslâmî dirilişten yana olan mü’min babaların vazgeçilmez görevi ise, bu dirilişi sağlayacak canlı hücrelerin ellerinde bulunduğunu bilmektir. Ve bu hücreleri, henüz başkaları el atmamışken İslâmî davetle eğitmek, hazırlamak ve yetiştirmektir. Çünkü mü’min babalar, kendilerine seslenen Yüce Allah’a icabet etmek zorundadırlar.
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi cehennemden koruyun.”
-
Feyyaz Özaksoy 31-12-2020 15:57
Allah razı olsun Emrullah abi
- 08-11-2021 SEKÜLER-LAİK ANLAYIŞ, İNSANİ BİR DEĞER ÜRETEMEZ
- 28-10-2021 SABİKÛNDAN BİR İSİM: AHMED KALKAN
- 10-10-2021 KALPLERİ KATILAŞANLAR GİBİ OLMAMAK
- 27-09-2021 KUR'ANÎ BİR HAYATA BAKIŞ
- 23-04-2021 RAMAZAN, KUR’ÂN’IN KENDİSİNDE İNDİRİLDİĞİNDEN DOLAYI MÜBÂREKTİR
- 13-04-2021 RAMAZAN, KUR’AN VE MÜSLÜMANLAR
- 03-04-2021 DÜNYA HAYATI VE MUTTAKÎLER
- 24-03-2021 MÜ'MİNLER BOŞ ŞEYLERDEN YÜZ ÇEVİRİRLER
- 04-03-2021 MÜ'MİNLER ALLAH'A AİTTİR
- 07-02-2021 HELÂLİ VE HARAMI RABBİMİZ OLAN ALLAH BELİRLER
- 19-01-2021 CÂHİLİYE, GELENEKSELİ VE MODERNİYLE KUR’AN’LA YOK EDİLECEKTİR
- 12-01-2021 TEVBE SAMÎMİ OLURSA KABULE ŞÂYAN OLUR
- 26-12-2020 KENDİMİZİ VE AİLEMİZİ ATEŞTEN KORUMAK
- 19-12-2020 GÜZEL SÖZ; KÖKÜ SAĞLAM, DALLARI GÖĞE YÜKSELEN MEYVELİ BİR AĞAÇTIR
- 08-12-2020 DÜNYA HAYATI VE MUTTAKİLER
- 01-12-2020 YERYÜZÜNDE İLÂHÎ ADALETİ GERÇEKLEŞTİRME GÖREVİ MÜ’MİNLERİNDİR
- 21-11-2020 İLİM, İSLÂMÎ HAREKET VE ULEMÂ
- 28-05-2018 İBADET; ALLAH’IN İSTEDİĞİ GİBİ YAŞAMAKTIR
- 15-05-2018 KÂFİRLER HOŞLANMASALAR DA ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR
- 06-05-2018 KUR'AN'LA YAŞAMAK
- 29-04-2018 EY İMAN EDENLER, İMAN EDİNİZ
- 08-04-2018 DÂVETÇİ VE UZLAŞMA TEKLİFLERİ
- 18-12-2017 MESCİD-İ AKSA ÖZGÜR OLANA DEK
- 04-07-2017 GERÇEK BÜYÜK BAŞARI
- 01-01-1970 VELÂ İLE MÜSAMAHAYI AYIRT ETMEK
- 24-11-2015 MUTLAK GÜÇ VE HİKMET SAHİBİ ALLAH'TAN BAŞKA İLAH YOKTUR
- 04-06-2014 ŞEHİDLİĞİN YOLU ŞAHİDLİKTEN GEÇER
- 29-04-2014 BEŞERİN BEŞERE KULLUĞU CAHİLİYEDİR
- 07-04-2014 KUR'AN'I YAŞAMAK
- 21-03-2014 HAKLA BÂTIL UZLAŞTIRILABİLİR Mİ?
- 13-03-2014 ULUHİYET VE RUBUBİYET BİLİNCİ
- 04-03-2014 KUR'AN'I YAŞAYANLARIN VASIFLARI
Makaleler
Hava Durumu