"yryne" Arama Sonuçları
Çin devlet başkanı Şi'den "Dini inançların Çinlileştirilmesi" çıkışı
'Çinleştirme' kavramını, 'dini çevrelerin vatanseverliği teşvik etmesi, Çin ulusuna ve kültürüne aidiyeti pekiştirmesi' olarak tanımlayan Şi, ayrıca inançların ülkeyi yöneten Komünist Parti'ye ve Çin'e özgü sosyalizme bağlılığı güçlendirmesi gerektiğini belirtti.
'Çinleştirme' kavramını, 'dini çevrelerin vatanseverliği teşvik etmesi, Çin ulusuna ve kültürüne aidiyeti pekiştirmesi' olarak tanımlayan Şi, ayrıca inançların ülkeyi yöneten Komünist Parti'ye ve Çin'e özgü sosyalizme bağlılığı güçlendirmesi gerektiğini belirtti.
Hindistan'da Müslümanlara yönelik katliam yaşanıyor
Hindistan’da Müslümanlara yönelik şiddet çığırından çıktı. Hindu çetelerce camileri ateşe verilen, minareleri tahrip edilen Müslümanlar, sokaklarda sürünerek işkence görüyor.
Hindistan’da Müslümanlara yönelik şiddet çığırından çıktı. Hindu çetelerce camileri ateşe verilen, minareleri tahrip edilen Müslümanlar, sokaklarda sürünerek işkence görüyor.
''Şirk''in ayak sesleri
Kul ile Allah arasına serpiştirdikleri bu ilahları, kamuflaj malzemesi olarak kullanan “mele” takımı; kibir ve gururlarından, oyunbazlık ve hokkabazlıklarından, gariban halka karşı ahkam kesiliyorlardı! Bunlar, zalim krallara, despotlara, müstekbirlere karşı ise kırıtarak, sırıtarak, büklüm büklüm oluyor, envai şekil ve kılıklara bürünerek çok yüzlülüğün alasını sergiliyorlardı. Çünkü onların eteklerine yapışarak dünyalık mal, mevki, makam, şan ve şöhret devşirmekteydiler.
Kul ile Allah arasına serpiştirdikleri bu ilahları, kamuflaj malzemesi olarak kullanan “mele” takımı; kibir ve gururlarından, oyunbazlık ve hokkabazlıklarından, gariban halka karşı ahkam kesiliyorlardı! Bunlar, zalim krallara, despotlara, müstekbirlere karşı ise kırıtarak, sırıtarak, büklüm büklüm oluyor, envai şekil ve kılıklara bürünerek çok yüzlülüğün alasını sergiliyorlardı. Çünkü onların eteklerine yapışarak dünyalık mal, mevki, makam, şan ve şöhret devşirmekteydiler.
“Eski 28 şubat”ın 22. yıl dönümünde “yeni 28 şubat”ın 3. yılı yaşanıyor
Laik-Kemalist TC rejiminin kuruluşundan beri ülkede egemen olan, İslam’a, müslümana ve kontrol dışı müslümanlaşmaya düşman, baskıcı, yasakçı, asimilasyoncu ve darbeci zihniyet, süreklilik arz eden bir “28 Şubat” zihniyetidir. İşte bu zihniyetin hedefi; toplumdaki İslami uyanışta bir yükselme olduğunu gözlemledikleri her konjonktürde hemen müdahale edip yeni baskılar, yasaklar, zulümler yaparak ve emperyalizme eklemlenmiş sosyal mühendislik projeleri uygulayarak seküler Batı kültürüne dayalı resmi ideoloji ile Diyanetçe temsil edilen “statüko dini” çizgisinde toplumu yeniden hizaya sokmaktır. Rejimin hudutlarını çizdiği çerçeveyi aşan bir içerikle müslümanlaşmaya yönelen halkı “statüko dini” ve laik kemalist resmi ideoloji çizgisinde hizaya sokma amaçlı bu müdahalelerden birisi de 22 yıl önce alınan MGK kararları ekseninde 28 Şubat 1997’de yapıldı.
Laik-Kemalist TC rejiminin kuruluşundan beri ülkede egemen olan, İslam’a, müslümana ve kontrol dışı müslümanlaşmaya düşman, baskıcı, yasakçı, asimilasyoncu ve darbeci zihniyet, süreklilik arz eden bir “28 Şubat” zihniyetidir. İşte bu zihniyetin hedefi; toplumdaki İslami uyanışta bir yükselme olduğunu gözlemledikleri her konjonktürde hemen müdahale edip yeni baskılar, yasaklar, zulümler yaparak ve emperyalizme eklemlenmiş sosyal mühendislik projeleri uygulayarak seküler Batı kültürüne dayalı resmi ideoloji ile Diyanetçe temsil edilen “statüko dini” çizgisinde toplumu yeniden hizaya sokmaktır. Rejimin hudutlarını çizdiği çerçeveyi aşan bir içerikle müslümanlaşmaya yönelen halkı “statüko dini” ve laik kemalist resmi ideoloji çizgisinde hizaya sokma amaçlı bu müdahalelerden birisi de 22 yıl önce alınan MGK kararları ekseninde 28 Şubat 1997’de yapıldı.
Kalkan: Emri bil maruf ve nehyi anil münker can simidine sarılmalıyız
Ahmed Kalkan’la, Kur’an’da Rabbimizin Müslümanlara yüklediği temel bir yükümlülük olmakla birlikte, tarihsel süreçte unutulmaya terk edilen, öyle ki “İslam’ın şartları” arasında bile kedisine yer bulamayan emri bil maruf ve nehyi anil münker ilkesi üzerine konuştuk. Kalkan “Gayrı İslâmî düzene ve câhiliye kültürüne entegre olmayan Müslümanlar bile, çoğunluk itibarıyla emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker adlı can simidine sarılmadılar. Böylece zilleti ve mağlûbiyeti kabullenmiş oldular. Başta İslâm âlimleri, cemaat ve kanaat önderleri, yazarlar ve hatipler olmak üzere, Mü’min olan herkes, bildiği ve gücü yettiği oranda bu görevi yapması gerektiği halde, ciddi anlamda bunun yerine getirildiği iddia edilemez. Bu görev, şer odaklarının şerre davet ettikleri kadar bile yapılmıyor” tesbitinde bulunuyor.
Ahmed Kalkan’la, Kur’an’da Rabbimizin Müslümanlara yüklediği temel bir yükümlülük olmakla birlikte, tarihsel süreçte unutulmaya terk edilen, öyle ki “İslam’ın şartları” arasında bile kedisine yer bulamayan emri bil maruf ve nehyi anil münker ilkesi üzerine konuştuk. Kalkan “Gayrı İslâmî düzene ve câhiliye kültürüne entegre olmayan Müslümanlar bile, çoğunluk itibarıyla emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker adlı can simidine sarılmadılar. Böylece zilleti ve mağlûbiyeti kabullenmiş oldular. Başta İslâm âlimleri, cemaat ve kanaat önderleri, yazarlar ve hatipler olmak üzere, Mü’min olan herkes, bildiği ve gücü yettiği oranda bu görevi yapması gerektiği halde, ciddi anlamda bunun yerine getirildiği iddia edilemez. Bu görev, şer odaklarının şerre davet ettikleri kadar bile yapılmıyor” tesbitinde bulunuyor.
Hükümetin "nazar boncuğu" başarısı (!)
Kültür ve Turizm Bakanlığının başvurusuyla "nazar boncuğu" internet ortamının vazgeçilmez unsurlarından olan emojilerin arasına dahil edildi. Bu gelişme iktidar medyasında Anadolu kültürünün önemli simgelerinden olan nazar boncuğunun emoji olarak kabul ettirilmesi büyük başarı" şeklinde verildi. Oysa nazar boncuğu denilen bu nesnenin, aslen cahiliye Arap kültürüne ait bir şirk nesnesi olduğu ve temime adıyla anıldığı biliniyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının başvurusuyla "nazar boncuğu" internet ortamının vazgeçilmez unsurlarından olan emojilerin arasına dahil edildi. Bu gelişme iktidar medyasında Anadolu kültürünün önemli simgelerinden olan nazar boncuğunun emoji olarak kabul ettirilmesi büyük başarı" şeklinde verildi. Oysa nazar boncuğu denilen bu nesnenin, aslen cahiliye Arap kültürüne ait bir şirk nesnesi olduğu ve temime adıyla anıldığı biliniyor.
Liderliğin önemi ve ölçüleri
Lider olmaya ehil ve adalet sahibi (taraf tutmayan, herhangi bir damara meyletmeyen, şahsi görüşlerini öncelemeyen, benlik yapmayan) ve işlerin türüne ve gerekliliğine göre kişi veya kişiler ile istişare eden lider Kur’an’ın ortaya koyduğu liderdir. Ehliyetinde veya adaletinde sorun varsa liderlik vasfını yitirmiş demektir.
Lider olmaya ehil ve adalet sahibi (taraf tutmayan, herhangi bir damara meyletmeyen, şahsi görüşlerini öncelemeyen, benlik yapmayan) ve işlerin türüne ve gerekliliğine göre kişi veya kişiler ile istişare eden lider Kur’an’ın ortaya koyduğu liderdir. Ehliyetinde veya adaletinde sorun varsa liderlik vasfını yitirmiş demektir.
İyilik yapmanın sağlığımıza etkileri
Günümüzde İslam toplumları sahip oldukları manevi mirası terk edip, Batının kokuşmuş kültürüne teslim oluyor ve kendilerini bu kokuşmuş kültürün bir parçası olarak algılıyorlar. Müslümanlar İslam’ın tavsiye ve önerilerini kulak ardı ederken, Batılı bilim adamlarının dünyayı yeni keşfetmişçesine afili ifadelerle dile getirdikleri tavsiyelere harfiyen uyuyor ve hiç kaçınmadan benimsiyorlar.
Günümüzde İslam toplumları sahip oldukları manevi mirası terk edip, Batının kokuşmuş kültürüne teslim oluyor ve kendilerini bu kokuşmuş kültürün bir parçası olarak algılıyorlar. Müslümanlar İslam’ın tavsiye ve önerilerini kulak ardı ederken, Batılı bilim adamlarının dünyayı yeni keşfetmişçesine afili ifadelerle dile getirdikleri tavsiyelere harfiyen uyuyor ve hiç kaçınmadan benimsiyorlar.
Hasan el-Benna’nın siyasi düşünceleri
Hilafet sonrası dönemin ilk İslâmî hareketi Müslüman Kardeşlerin kurucusu Hasan el- Benna’nın siyasi düşüncelerini ele alan bir çalışma Türkçeye çevrildi. Ekin Yayınları tarafından Hasan el-Benna’nın Siyasi Düşünceleri adı ile yayımlanan bu çalışma aynı zamanda Türkiye’deki ihvan literatürüne de ciddi bir katkı niteliğinde.
Hilafet sonrası dönemin ilk İslâmî hareketi Müslüman Kardeşlerin kurucusu Hasan el- Benna’nın siyasi düşüncelerini ele alan bir çalışma Türkçeye çevrildi. Ekin Yayınları tarafından Hasan el-Benna’nın Siyasi Düşünceleri adı ile yayımlanan bu çalışma aynı zamanda Türkiye’deki ihvan literatürüne de ciddi bir katkı niteliğinde.
Terörün her türüne karşı açık tavır almalıyız
Müslümanlar olarak her türlü teröre karşı açık tavır almamız gerekir: İslam dünyasında süre giden emperyalist teröre de, işbirlikçi devletlerin terörüne de, her ne adına hareket ederse etsinler örgütlerin terörüne de net ve "ama"sız tavır almadıkça İslam dünyası bu kandan, bu cinnetten kurtulamayacaktır.
Müslümanlar olarak her türlü teröre karşı açık tavır almamız gerekir: İslam dünyasında süre giden emperyalist teröre de, işbirlikçi devletlerin terörüne de, her ne adına hareket ederse etsinler örgütlerin terörüne de net ve "ama"sız tavır almadıkça İslam dünyası bu kandan, bu cinnetten kurtulamayacaktır.
Bugün Gazze ve Suriye için Saraçhane’ye yürünecek
Türkiye’de yaşayan Filistinliler 18 Kasım Pazar günü öğle namazında Fatih Camii’nde buluşup Saraçhane’ye yürüyecekler.
Türkiye’de yaşayan Filistinliler 18 Kasım Pazar günü öğle namazında Fatih Camii’nde buluşup Saraçhane’ye yürüyecekler.
Puthanede İbrahimi çığlık
Dini söylemlerin ve icraatların dönemin konjonktürüne adapte olmak amacıyla etkin bütüncül fikri ve eylemsel akımlarla iç içe geçirilmeye çalışılması, kirli bir din anlayışını ortaya çıkarmaktan başka bir işe yaramaz. Evrensel özellikteki İslami ifade tarzının, dominant konumundaki üst anlatıların ürünleri olan sloganlara ve sembollere meşru kılıf haine getirilmeye çalışılması hiçbir şekilde uygun değildir. İslam’ın doğasına aykırı olan bu girişim, Allah katında lanetli bir çaba olarak kalacaktır elbette... Resmi din algısını Azad Serhıldan sorguluyor yazısında...
Dini söylemlerin ve icraatların dönemin konjonktürüne adapte olmak amacıyla etkin bütüncül fikri ve eylemsel akımlarla iç içe geçirilmeye çalışılması, kirli bir din anlayışını ortaya çıkarmaktan başka bir işe yaramaz. Evrensel özellikteki İslami ifade tarzının, dominant konumundaki üst anlatıların ürünleri olan sloganlara ve sembollere meşru kılıf haine getirilmeye çalışılması hiçbir şekilde uygun değildir. İslam’ın doğasına aykırı olan bu girişim, Allah katında lanetli bir çaba olarak kalacaktır elbette... Resmi din algısını Azad Serhıldan sorguluyor yazısında...
"Evlerimizdeki Truva Atı: Televizyon" kitabına dair bir değerlendirme
Hüseyinoğlu'nun eseri, giderek bir illüzyon külliyatına dönüşen medya literatürüne dipnotlar düşmekte; deyim yerinde ise,yazarının mektepli bir iletişimci olmasından hareketle "Medyada Bir Truva Atı" olarak karşımıza çıkmaktadır. Eserde tekrar tekrar haykırılan Rabbani ölçüler, medya şehrinin kapılarını açmakta ve okuyucuyu gerçekleri görmesi için davet etmektedir.
Hüseyinoğlu'nun eseri, giderek bir illüzyon külliyatına dönüşen medya literatürüne dipnotlar düşmekte; deyim yerinde ise,yazarının mektepli bir iletişimci olmasından hareketle "Medyada Bir Truva Atı" olarak karşımıza çıkmaktadır. Eserde tekrar tekrar haykırılan Rabbani ölçüler, medya şehrinin kapılarını açmakta ve okuyucuyu gerçekleri görmesi için davet etmektedir.
Rusya batı kültürüne savaş açtı: "Sevgililer günü" yasaklanıyor
Liderliğini Putin’in yaptığı iktidar partisi Birleşik Rusya’nın üyesi bazı milletvekilleri, “Batı’nın sadece ahlaksızlığını aldık” anlayışıyla ve “gençliği yozlaşmadan korumak” amacıyla bir dizi yasak öneriyor.
Liderliğini Putin’in yaptığı iktidar partisi Birleşik Rusya’nın üyesi bazı milletvekilleri, “Batı’nın sadece ahlaksızlığını aldık” anlayışıyla ve “gençliği yozlaşmadan korumak” amacıyla bir dizi yasak öneriyor.
Fransa, laikliğini tekmelerken; T. C. laikleri n’apacaklar?
Fransa’nın laik uygulaması, T.C.’de ‘din ve özellikle de İslâm düşmanlığı’ şekline bürünerek taklid edilmiştir.. Diyanet İşl. Başk.lığının kurulmuş olması, İslâm’ı ve müslümanları baskı altında tutabilmek içindir; ama, bu bile, müslüman halka bir lûtuf olarak sunulur..
Fransa’nın laik uygulaması, T.C.’de ‘din ve özellikle de İslâm düşmanlığı’ şekline bürünerek taklid edilmiştir.. Diyanet İşl. Başk.lığının kurulmuş olması, İslâm’ı ve müslümanları baskı altında tutabilmek içindir; ama, bu bile, müslüman halka bir lûtuf olarak sunulur..
Makaleler
Hava Durumu