EŞ VE BABA OLARAK ERKEK

Süleyman GÜLEK

16-02-2018 07:04


Eş Olarak Erkek

Yüce Allah kâinatta her şeyi erkekli ve dişili olarak çift yaratmıştır. İnsan da aynı kanun gereği çift olarak, kadın erkek olarak yaratılmıştır. Dünyadaki ilk insan Hz. Âdem ve Hz. Havva’dır. Allah Teâlâ, Hz. Havva'yı, Hz. Âdem’in onunla huzur ve mutluluk duyması, ona bir hayat arkadaşı olması için yaratmıştır. Aile, erkeğin eksiklerinin kadınla; kadının eksiklerinin de erkekle tamamlandığı, birbirlerinin ihtiyaçlarının temin edildiği, iki cinsi kaynaştıran bir kurumdur.

Aile, bir kadın ve bir erkeğin evlenmesiyle kurulur. Ailenin temeli evliliğe dayanır. Evlilik de nikâha dayanır.  Bu nedenle, İslâm anlayışında ailenin çok önemli bir yeri vardır. Müslüman için aile, bir sosyal müessese olduğu gibi, aynı zamanda İslâmî bir kurumdur. Nikâh, iki müslümanın İslâmî kurallar çerçevesinde bir araya gelmesidir. Aile, toplum eğitimi yaptırarak, kişiyi toplum hayatına hazırlayan sevgi, saygı, şefkat, fedakârlık ve birlik ocağıdır. Evlilik, toplum hayatı ve insan fıtratının gerekli kıldığı ve dinimizin tavsiye ettiği bir ihtiyaçtır. İslâm dinî, nefsin ve neslin korunmasını aile ile onu da evlilik kurumuyla temin etmektedir. Evlilik her şeyden önce bir kadın ve erkeğin aynı çatı altında yaşamaya karar verip, yuva kurma isteğiyle oluşur. Evlilik, kadınla erkeğin birbirleriyle uyuşma ve anlaşmasına dayanan nikâh akdi ile başlar. Bu akdin temelini karşılıklı sevgi, saygı, şefkat, merhamet, sadakat ve güven oluşturur. İnsanın sıcak bir yuvaya, hayatını birlikte geçirebileceği bir eşe ve sahip olacakları çocuklara yaratılışı itibariyle muhtaç olduğu açık bir gerçektir.

Konuya bu açıdan baktığımızda, insanın bir eşe olan ihtiyacının sadece cinsel tatminden ibaret olmadığı anlaşılır. Evlilik bir hayat arkadaşlığıdır. Hayatın sayısız zorlukları, bu birlik sayesinde daha kolay aşılabilir. Eşlerin, zorlukları aşma mücadelesinde birbirlerine maddî ve mânevî olarak destek ve yardımda bulunmaları, bu alandaki başarılarını da arttıracaktır.İslâm, akıllı ve buluğ yaşını aşmış bütün Müslümanları aile yuvası kurmaya çağırdığı gibi, evliliği ve aile hayatını da bir ibadet olarak değerlendirir. Allah’ın rızâsı gözetilerek yapılan, evlilik, başlı başına bir ibadettir. Hz Peygamber (s.a.s.): “Sizden birinizin evliliğinde sadaka sevabı vardır”1buyurarak nikâhın ibadetle ilgisine ışık tutmuşlardır. Ana babaya, velilere evlenme çağına giren bekârların evlendirilmelerini emreden Allah Teâlâ, Hz. Havva'yı, Hz. Âdem’in onunla huzur ve mutluluk duyması, ona bir hayat arkadaşı olması için yaratmıştır. "Sizi bir tek insandan yaratan ve onunla gönlü huzura kavuşsun diye eşini de kendisinden vareden Allah'tır." (A'râf, 7/189; Nahl, 16/72)

Nitekim âyet-i kerimede: “İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O'nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen millet için dersler vardır. (Rûm, 30/21)“Onlar size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz” (Bakara, 2/187) buyrularak, eşlerin birbirlerini tamamlayan bir bütün olduğu ve aile yuvasının sevgi, saygı ve merhamet temeline dayanması gerektiği ifade edilmiştir. İslâm dininde; insan neslinin devamını ve meşru bir şekilde çoğalmasını sağlamak için nikâhla evlenme emredilmiş; fıtrata ve ahlâka aykırı, nesle, nefse ve sosyal hayata zararlı olan zinâ ve fuhuş haram kılınmıştır. Dinimizde gayr-i meşru ve nikâhsız beraberlikler (flört) çirkin görülüp yasaklanmış, evlilik teşvik edilmiştir. Nikâh, iki ayrı cinsiyetten Müslümanın İslâmî kurallar çerçevesinde bir araya gelmesidir. Allah Teâlâ şöyle buyurur;"Sizden bekâr olan kimseleri, köle ve câriyelerinizden uygun olanları evlendiriniz. Eğer onlar fakir iseler Allah fazlından onları zenginleştirecektir. Allah (imkânları ve rahmeti) geniş ve (her şeyi) bilendir" (Nûr 24/32)  Hz. Peygamber (s.a.s.)  muhtelif hadislerinde müslümanları evlenmeye teşvik etmiştir. Meselâ bir hadîs-i şerifinde,"Ey gençler sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin”2 buyurmuştur. İslâm’ın aile kurumuna verdiği önemin en temel nedenleri olarak şunları sayabiliriz:

1. İnsan soyunun devamını sağlamk ve sağlıklı nesiller yetiştirmek. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar, sizleri bir tek şahıstan (Hz. Âdem’den) yaratan, o şahıstan da eşini (Havva’yı) vücuda getiren, ikisinden bir çok erkeklerle kadınlar üreten Rabbinizden korkun ve günah işlemekten sakının” (Nisâ 4/1)

2. İnsanın fıtratında mevcut olan cinsel arzuyu meşru yoldan tatmin etmektir. Câbir (r.a.)’dan. Rasûlullah (s.a.s.) Şöyle buyurur: “Sizden biriniz bir kadın gördüğünde, ondan hoşlanırsa, hanımının yanına gelsin ve onunla beraber olsun. Çünkü böyle hareket etmesi gönlündekini (kötü düşünceyi) def eder.” 3

3. İnsanın maddî ve mânevî görevini en iyi bir şekilde yerine getirmesi için iyi bir ortama ihtiyaç vardır. Bu ortamda aile yuvasıdır. Yüce Allah şöyle buyurur: “Kendileriyle huzur bulasınız diye size kendi (cinsi)nizden eşler yaratması ve aranıza bir sevgi ve merhamet vermesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir.” (Rûm, 30/ 21) Hz. Peygamber (s.a.s.): “Yüzüne baktığı zaman içini mutlulukla dolduracak bir eş’e sahip olmayı, erkek için en değerli nimetlerden biri saymıştır.”4 Toplumunözü ve temeli ailedir. Dinimiz, ailelere, aile kurumuna ve aile bireyleri arasındaki ilişki ve bağlara büyük önem vermektedir.

Erkeğin Eşine karşı Görevleri

Bir aile yuvası çatısı altında buluşan esler, evlendikleri andan itibaren karşılıklı bir takım hak ve sorumluluklar altına girerler. Kur’ân’da Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: “... Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi. Kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler bu haklarda kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azizdir. Hâkimdir.” (Bakara 2/228) Peygamberimiz (s.a.s.) bunu bize bildirmektedir: “Dikkat ediniz, kadınlar üzerinde haklarınız olduğu gibi, kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır.” 5 Aile hayatı yaşamanın insana sağladığı birtakım haklar ve yüklediği sorumluluklar vardır. Bu haklara saygı göstermek ve sorumlulukları yerine getirmek gerekir. Bu da eşlerin her birisinin kendi üzerine düşen görevleri yapması ile mümkün olur. Zaten, Hak denilince de korunması, yerine getirilmesi gereken hususlar akla gelmektedir.

Erkeğin eşine karşı görevlerini şöyle sıralayabiliriz:

1. Mehir: Evlenme sırasında erkeğin kadına ödediği veya ödeme yükümlülüğü altına girdiği para veya mal demektir ve kadının hakkıdır.  Yüce Allah şöyle buyurur"Kadınlara mehirlerini cömertçe verin. Eğer ondan gönül hoşluğu ile size bir şey bağışlarsa onu âfiyetle yeyin." (Nisâ 4/4)

2. Eşler arasında karşılıklı sevgi ve saygı olmalı,

3. Erkek yeme-içme, giyim ve barınma gibi ailenin maddi ihtiyaçlarını helâl yönden temin etmelidir,

4. Erkek, ailesinin İslâmî vazifelerini en iyi şekilde yapmasına yardımcı olmalı ve gerekeni yapmalı. Bu itibarla erkek, aile fertlerinin özellikle de eşinin bilgi ve kültür düzeyinin yükselmesini sağlamalı, özellikle dinî eğitimini alması konusunda çok hassas olmalıdır. Her türlü kötülüklere ve olumsuzluklara karşı ailesinin şeref ve haysiyetini korumalı, eşinin sırlarını ifşa etmemelidir.

5. Erkek, hanımına karşı sert olmamalı, asla şiddet uygulamamalı yumuşak, nazik davranmalı. Çünkü dinimizin emri de budur.

Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Kadınlarla iyi geçinin.” (Nisâ, 4/19) “Peygamberimiz (s.a.s.) de şöyle bildirmektedir: “Mü’minlerin iman yönünden en mükemmel olanı, ahlâken en iyi olanıdır ve sizin en hayırlınız da kadınlara karşı en iyi davrananızdır.”6 “Bir kimse, karısına kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmezse, bir başka huyunu beğenir.” 7 Erkeğin eşiyle mutlu olması için şu husulara da dikkat etmelidir:

- Kadınların  erkeklere Allah’ın bir emaneti olduğu unutulmamalıdır,

- Erkek eşine değer verdiğini hissettirmelidir,

-Erkek, eşiyle iyi geçinmeli, sinirli, hırçın, kaba ve kırıcı olmamalıdır,

- Sohbet bir ihtiyaçtır. Evimizde eşimizle canlı ve aktif bir sohbet atmosferi meydana getirmeliyiz,

- Eşimizin evimizdeki fedakârca çırpınışlarını daima takdirle anmalıyız ve ona mutlaka yardımcı olmalıyız,

- Kendi anne-babanıza, akrabalarımıza götserilmesini istediğiniz saygı kadar, onun da anne, baba ve yakınlarına hürmetkâr olmalıyız,

- Ne kadar meşgul ve çalışmalarınız ne kadar yoğun olursa olsun mutlaka yalnız eşimize ayıracağımız bir vakit bulmalıyız,

- İşyerinde yaşamış olduğunuz problemleri kapının dışına atarak içeriye güler yüzle girmeye çalışmalıyız,

- Arada sırada ufak da olsa hediyelerle eşimizin gönlünü almalıyız,

- Evimizi ilgilendiren hususlarda eşimizle istişare etmeyi ihmal etmemeliyiz. Ondan gizli işler yapmamalıyız,

- Eşimizin hatalarını ararken, bizim de mükemmel ve kusursuz olmadığınızı düşünmeliyiz,

- Prensip olarak tek kadınla evlenilir. İslâm'da aile esas itibarıyla tek evlilik  üzerine kurulmuştur. Fakat belirli durumlarda kocanın dörde kadar evlenmesine izin verilmiştir. Ancak bunun bir emir değil; belirli şartlarla başvurulan bir ruhsat olduğu unutulmamalıdır. (Bkz. Nisâ, 4/3)

- Aile reisi olarak erkek, gereken sorumluluğu yerine getirmelidir. Tabiî ki, ailenin başkanı olmak; gururlu, kibirli ve sert davranmaya sebep değildir. Sorumluluğun erkekte olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Ailesini huzur ve mutluluk içerisinde idare etmeyi bilmeli ve onlara çok iyi davranmalı ve buna çok dikkat etmelidir. Kadın da, evin huzur ve mutluluğu için gereken fedakârlığı yapmalıdır. Erkek olsun, kadın olsun her insanın dünyaya gönderiliş hikmeti, Kur’ân-ı Kerim’de “ibâdet“olarak açıklanıyor. İbâdet, yani kulluk yapmak, Allah’ın emirlerine uygun bir hayat geçirmek. İşte bu gâyenin gerçekleşmesinde karı-koca birbirine yardımcı olacak, sevgilerini ispatlayacaklardır. Öyle ki, beraberlikleri ve mutlulukları, ölümle son bulmasın; ebediyyen devam etsin.

- Dini yaşantımızda Hz. Peygamberin aile hayatını örnek aldığımızda hem dünyada ve hem de ahirette mutlu olacağımızı unutmamalıyız.

Baba Olarak Erkek

Tabii ki, çocuğun dünyasında anne vaz geçilemez, fakat baba da çok önemlidir. Baba her şeyden önce eşi ve çocukları için güven kaynağıdır. Çocuklar babayı daha güçlü, daha çok bilen, daha çok saygı uyandıran kişi olarak bilirler. Babaların eskiye göre çok yumuşadığı çağımızda bile, çocukların babayı algılayışları pek değişmemiştir. Ceza vermese de, korkutmasa da baba daha çok çekinilen ve korkulan kişi olarak tanınmaktadır. Dolayısıyla çocuğun dünyasında babanın varlığı çok önemlidir. Baba, disiplin uygulayıcısı olarak, otoritesini ortaya koyduğunda ve müşfik de olduğunda çocuk gelişimine olumlu katkısı büyük olur.

Çünkü çocuğun örnek alacağı model olarak “baba figürü” çok önemlidir. Babaların olmadığı ailelerde büyüyen çocuklarda pasif kişilik, sosyal gelişiminde aksamalar ve suça eğilim dikkati çekmektedir. Babaların çocuklarına vereceği o kadar çok şey vardır ki; öncelikle çocuklarına aktarılacak büyük bir bilgi ve tecrübe yükü ile donanmıştır. Değer yargılarımızı ve dinî inancımızı benimsetme hususunda da babanın rolü büyüktür. Baba, çocuğun her yaştaki ilgi ve ihtiyaçlarını bilmeli ve hareket ve tutumlarını buna göre ayarlamalıdır.

Baba, çocuğun eğitiminden ve yetiştirilmesinden birinci derecede sorumlu bir kişidir. Çocuğa sevgi, şefkat ve anlayışla muâmele etmek İslâm eğitim sisteminin en belirgin özelliğidir. Baba, gerektiğinde çocuğuyla ilgilenmeli, onunla camiye, müzeye, balık tutmaya gitmelidir.  Baba, çocuğunun sorularını bıkıp usanmadan cevaplandırmalı, onunla sohbet etmelidir. Babanın çocuğuyla ortak faaliyetlerde bulunması, boş zamanını birlikte değerlendirmesi sayesinde çocukla baba birbirlerini daha yakından tanıma ve daha fazla yakınlaşma fırsatını bulacaklardır.Baba ve çocukta karşılıklı olarak sevgi ve saygı ancak bu şekilde gelişebilir. Ancak bu şekilde çocuk, mutlu, başarılı, huzurlu, kendine güvenen, sorumluluğunu bilen, sağlıklı bir kişiliğe kavuşabilir.

Babanın Çocuklarına Karşı Görevleri

Aile yuvasının süsü ve mutluluk kaynağı olan çocuk, anne ve babaya Allah’ın bir emanetidir. Her yeni doğan çocuk, aile için yeni bir mutluluk ve sevinç vesilesi olması yanında yeni sorumluluklar da getirir. Babanın çocuklarına karşı başlıca göevleri şunlardır:

1.  Doğumunun ilk gününde veya en geç yedinci güne kadar çocuğa güzel bir isim koymak,8 çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet okumak.9 Ayrıca Allah Teâlâ’ya şükür için kurban (akika) kesmek.10 Doğumunun ilk gününden büluğ yaşına kadar bir zaman içinde çocuğu sünnet ettirmek,

2. Çocuklarını sağlıklı olarak besleyip büyütmek, çocuklarının beden ve ruh sağlığını korumak,

3. Çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak,Çocuklarına haram lokma yedirmemek,  Peygamber Efendimiz: “Allah yolunda harcanan paraların sevabı en çok olanı, aile fertlerine harcanan paradır”11 diye buyurmuş; başka bir hadisinde de; “İnsanın aile bireylerini sefil bırakması kendisine günah olarak yeter” 12 buyurmaktadır.

4. Çocuğu iyi terbiye etmek, ona ahlâk yönünden güzel örnek olmak. Peygamberimiz: “Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmamıştır”13 buyurarak çocuk terbiyesinin önemini belirtmiştir. Bu sebeple anne ve babaların bütün çaba ve gayeleri çocuklarını istikbale daha iyi hazırlamak, onlara daha güzel bir hayat sunabilmektir. Fakat çocuğunu sadece dünya da rahat ettirmek, onun ahiret hayatını düşünmemek büyük bir gaflettir. Dünyada ayağına diken batmasına bile tahammül edemediğimiz çocuklarımızın ahrette, cehennemde yanmasına nasıl razı olabiliriz. O halde çocuğunun gerçekten geleceğini düşünen aileler, onun ahiret hayatini da hesaba katmalı, yani  iman, ibadet ve güzel ahlak sahibi olmalarına  özen göstermeli ve  ona göre yetiştirmek çabası içerisinde olmalıdırlar.

5. Çocuklarımızı daha küçük yaşlardan itibaren imanla birlikte ibadetlere alıştırmalı, zihinlerine ve kalplerineAllah ve peygamber sevgisini yerleştirmeliyiz. Onları her türlü kötü alışkanlıktan, zararlı fikir ve akımlardan korumalı ve kollamalıyız,

6. Çocuğunu okutmak, geçimini sağlayıcı bir meslek sahibi yap­mak,

7. Çocukları sevmek, onlarla ilgilenmek. Çünkü çocukların yemek içmek kadar sevgiye ve ilgiye de ihtiyaçları vardır.

8. Çocuğuna namaz kılmayı, diğer dinî ve ahlâkî görevleri öğretmek,14

9. Çocuklara sevgi gösterirken, hediye verirken ayrım yapmamak, eşit ve adâletli davranmak:“Allah’tan korkun ve çocuklarınız arasında adâleti gözetin.” 15

10. Evlenme çağına geldikleri zaman çocukları evlendirmek.16

Çocuklara şefkatli ve merhametli olmalı. Onları sevmeli, onların Allah’ın bizlere bir emaneti olduğunu unutmamalı, onların imanlı, ahlâklı, faziletli yetişmesi için gayret etmeli, onlar için çokca duâ edilmelidir. Bir eş ve babanın ailesine olan sevgi ve ilgisinin en önemli göstergesi, onlarla birlikte  güzel, faydalı vakit geçirmesidir.Rabbimiz Allah şöyle buyuruyor: “Ey insanlar kendinizi ve ailenizi (çoluk çocuğunuzu) ateşten koruyun. Onun yakıtı insanlar ve taşlardır.” (Tahrim, 66/6) Kendimizi ve ailemizi cehennem ateşinden korumamız için Allah Teâlâ bizleri uyarıyor!  Ne mutlu Allah’ın sevdiği ve razı olduğu iyi bir eş ve iyi bir baba olanlara!

Dipnotlar

1. Müslim, Zekât 52

2. Buhârî, Nikâh 3; Müslim, Nikâh 1                                                           

3. Müslim, Nikâh 10; Ebû Davud, Nikâh 4; Tirmizî, Rada 9

4. Ebû Davut, Zekât 32 

5. Tirmizî, Radâ 11

6. İbn Mâce, Nikâh 50

7. Müslim, Radâ 61

8. Buhârî, Akika 1

9. Ebû Dâvud, Edeb 108

10. İbn Mâce,  Zebâih 1

11. Müslim, Zekât 38

12. Ebû Dâvud, Zekât 45

13. Tirmizî, Birr ve’s-Sıla 33

14. İbn Mâce, Edeb 3

15. Buhârî, Hibe 12

16. Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi,  c. 4, s. 492

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN