ÖNCELİK ve MÜSAİTLİKLER
Coşkun UZUN
27-08-2019 12:26
Evlatlar hep yoğundur, meşguldür, mazeretleri vardır ve bir türlü müsait olamaz, önceliği aileye ve anne/babaya veremezler…Fakat anne/babalar bütün ömürlerince, evlatları için, her zaman ve her şartta ya müsaittir ya da müsait olmak için uğraşırlar…
Onlara göre evlatları kendilerinden hep daha önceliklidir.
Anne/babalar (genelde anneler) taa bebeklikten başlayıp uzun yıllar boyunca çocukları ekseninde bir hayat yaşarlar.
Adeta yemez yedirir, giymez giydirirler.
Yani atacakları adımlardan önce çocuklarının durumuna göre ince/dakik bir hesap yapar ve sonrasında yine onlara göre davranırlar. Çünkü hizmetçilik, dadılık, bakıcılık anne/ebeveyn olmak, bunu gerektirir.
Örf, kültür, aile, toplum, inanç, ahlâk bu fedakârlık ve sorumluluğu ebeveynin/annenin omuzlarına yüklemiştir.
Çocukların ihtiyaçları, destek ve yardıma muhtaçlıkları anne ve babayı hep hayatın dışında veya bir adım gerisinde bırakmıştır.
Şöyle ki;Çocukların/bebeklerin mutlaka ilgiye, sevgiye ihtiyacı vardır, ateşlidir, öksürüyordur, ağrısı-sancısı vardır, aşı olmuştur, hastadır, diş çıkartıyordur, bir şey dokunmuştur, nazar değmiştir…
Belki
Okula gidecektir, ders çalışacaktır, arkadaşları gelecektir, velî toplantısı vardır, gezi-piknik-tiyatro-yılsonu etkinliği olacaktır, sınavı vardır, uyuyamamıştır, yemeği beğenmemiştir, arkadaşlarından etkileniyordur, uyuyakalmıştır, oyuna dalmıştır, unutmuştur, okulda-yolda-serviste başına bir şey gelmiştir…
Belki
Aklı ermiyordur, anlamamıştır, annesi kıyamıyordur, sokakta özenmiştir, canı çekmiştir, büyüyordur, gençtir, aklı bir karış havadadır, gönlü akmıştır, belki bir sevdiği vardır…
Belki
Mezun olacaktır, puanı eksik gelmiştir, istediği okula girememiştir, sevdiğini söyleyememiştir, annesinden-babasından utanıyordur, arkadaşlarıyla anlaşamamıştır, sigaraya/spora başlamıştır…
Belki
Geziye gidecektir, kursa başlayacaktır, ehliyet alacaktır, sınavı vardır, üniversite/şehir/büyükşehir hayatı başkadır, ani/acil bir işi çıkmıştır, belki de yoldadır…
Belki
Arkadaşları onun kanına/aklına girmiştir, araba özeniyordur, istemeye geleceklerdir, dünürlüğe gidilecektir, sözlenecektir, nişanlanacaktır, nikâhı/düğünü/balayı vardır…
Belki
İzne/tatile çıkacaktır, çocukları olacaktır, yetiremiyorlardır, para biriktiremiyorlardır, eşi onu anlamıyordur, yorgundur/dinlenemiyordur, iş yerinde bazı sorunları vardır, çocukları onu çok üzüyordur, okul masrafları başlamıştır…
GİBİ PEK ÇOK
Mazeret, meşguliyet ve bahaneler sebebiyle veya bu ihtimaller dolayısıyla…
Anne/babalar, ancak çocuklarından arta kalan zamanlarda kendileri için yaşarlar.
Hep onların müsait olmalarını bekler, daha müsait ortam ve zeminler için fırsat kollarlar.
Hayat, üç aşağı beş yukarı böylece/hızlıca akıp gider.
Fakat büyüyen ve kendilerine yeni, mutlu bir aile kurup baba ocağından, anne kucağından sevinçle, heyecanla yâr hanesine ayrılan akıllı, terbiyeli, iyi huylu, dünyalar güzeli bu çocuklar…
Bizim çocuklarımız;
Uyandırmaya kıyamadığımız, öpmeye/sevmeye doyamadığımız, başına güneş, ayağına taş, sırtına rüzgâr değmesin diye dualar ettiğimiz, başucunda gözümüzü bile kırpmadan sabahladığımız…
Çocuklarımız;
İşten, güçten, (bizimkinden çok daha ağır ve farklı olan) hayat mücadelesinden yakasını kurtarıp, fırsatını bulup, müsait olup da bir türlü anne/babasını arayıp soramaz, ziyarete gelemez/gidemezler…!
Fakat toplumsal roller, aile içi ilişkiler, kardeşlik hukuku, insan hayatındaki köşe taşlarını oluşturan sabiteler ve değişkenler; kulluk eksenine, fıtrî görevlere, evrensel değerlere, ahlâkî ölçülere göre şekillenmişse sorun yok demektir.
Kur'an; anne/babaya iyilikte bulunmayı ve onlara öf bile dememeyi emrederken, ebeveynler tarafından çocuklarına iyilik yapılması gibi bir konu dillendirilmez.
Çünkü ana babalar fıtrî olarak evlatları için her şeylerini feda edip vermeye, her daim güç yetirebildikleri kadar onlara kol kanat germeye hazırdırlar ve buna müsait olarak yaratılmışlardır.
Dolayısıyla ebeveynlere bu yönde bir hatırlatma yapılmaz.
Fakat dünya hayatının aldatıcı cazibesi, iniş-çıkışları, günübirlik gel-gitler ve gaflet hali evlatlara anne babayı unutturabileceği için bunu Kur'an özellikle hatırlatır.
Hatta, müminlerin her namazdan sonra anne/babaları için dua etmeleri, yaşanagelen ilâhî ve nebevî pratikle sabittir.
Sonuç olarak çocuklar; yaşanmışlıkları, ailenin insan hayatındaki ağırlığını, kıymetini, hiçbir şeyle değişilmesinin mümkün olmadığını, ebeveynin veya kardeşlerin yerini hiç kimsenin dolduramayacağını biliyor olmalılar…!Dua edelim de hayata dair önceliklerini unutup hayatî yanılgılara düşmesinler.
Ve çocuklar dünyanın çekim gücüne dur deyip (ahirete doğru baktıklarında, yani) atalarını arayıp sormak, eskiden olduğu gibi hep beraber ailece güle oynaya mutlu mesut beraber olmak istediklerinde, yani müsait olduklarında yeter ki anne/babalar da müsait olsun ve iş işten geçmiş, geç kalınmış olmasın…!
YORUMLARHenüz Yorum Yok !Diğer Yazıları
- 01-04-2023 DİNİN SAHİBİ DEĞİLİZ!
- 10-10-2022 GEÇMİŞ İÇİN MANİFESTO!
- 27-05-2022 KİFAYETSİZ MUHTERİSLER OLAMAYIZ
- 13-01-2022 OKUMAK ve ÜFÜRMEK
- 08-06-2021 YOL AYRIMI
- 24-02-2021 SELÂM
- 19-09-2020 TARAFIMIZ
- 11-06-2020 BİZ KİMİZ
- 06-04-2020 KORONA GÜNLERİ
- 26-02-2020 GÜL’ÜN DİKENİ!
- 29-10-2019 UYANMAK LÂZIM!
- 27-08-2019 ÖNCELİK ve MÜSAİTLİKLER
- 16-05-2019 DÛA NİYETİNE
- 02-12-2018 İSLÂMÎ MÜCADELE ve STK’LARA SORULAR
- 20-10-2018 SU(UD)ÎKAST'LAR ÜLKESİ
- 29-06-2018 VATANSEVER TROL(KARDEŞ)LER!
- 05-04-2018 KIRMIZI ÇİZGİLERİN GÜNCELLİĞİ
- 03-11-2017 MUHASEBEDEN MURAKABEYE
- 10-10-2017 MÜSAİT ZAMANLAR MÜSLÜMANLIĞI!
- 14-07-2017 SÖZ MİLÂT’TIR
- 14-04-2017 NASİHAT
- 18-03-2017 ZULÜM İLE ABÂD OLUNMAZ
- 23-02-2017 MÜSLÜMANLARI BEKLEYEN TEHLİKELER
- 11-11-2016 BEYÂN ve ARZ-I HÂL
- 04-03-2016 ŞEHÂDET DEYİŞLERİ
- 22-12-2015 PEYGAMBER (S.A.V.) ARAMIZDA OLSAYDI?
- 21-08-2015 ŞAHSİYET, KİMLİK VE MİSYON
- 15-06-2015 RAMAZAN ve BİZ
- 27-01-2015 CHARLİE HEBDO ALÇAKLIĞI ÜZERİNE
- 01-06-2014 ‘BEKRİ MUSTAFA’LARLA MECLİSTE KUR’AN HALKASI
- 25-02-2014 PARALEL MÜSLÜMANLIKLAR..!
- 30-12-2013 HAYATIN İÇİNDEN
- 19-10-2013 RESMÎ DİN - DEVLETİN DİN ANLAYIŞI
- 15-08-2013 YOZLAŞMA - 1
- 01-07-2013 SAMİMİYET VE GAYRET
- 11-02-2013 YOLNÂME
- 27-12-2012 İSLÂMÎ MÜCÂDELEDE SİSTEM ALGISI
- 29-11-2012 M. İSLAMOĞLU’NA AÇIK MEKTUP
- 05-11-2012 BİRLEME ve BİRLEŞME
- 26-10-2012 DOĞRU TEPKİ ve NEZAKET TELLALLARI
- 10-09-2012 ALNINDAN ÖPMEK!
- 09-07-2012 HANGİ PEYGAMBER?
- 20-02-2012 ÇOCUKLARIMIZ VE MEÂL BULUŞMASI
- 11-02-2012 PAVLUS VE BİZİMKİLER
- 17-01-2012 KUR’AN’A TESLİM OLMAK
- 01-01-2012 KUR'ANİ İLKELER Mİ, ATAYASA MI?
- 30-10-2011 MUHAFAZAKÂR DEMOKRAT İNCİLER
- 01-10-2011 BİR DAMLA SU...
- 14-08-2011 "RAMAZAN ŞENLİKLERİ"
- 19-07-2011 MÜSLÜMAN OLMAK!
- 11-06-2011 SEÇİMLERİMİZ...
- 19-05-2011 İSLAM KİMİNLE VE NASIL GELECEK?
- 17-04-2011 "MÜSLÜMAN AÇILIMI" NE ZAMAN?
- 15-03-2011 GÖZ BEBEĞİ
- 06-02-2011 SIRA TÜRKİYE'DE Mİ?
- 30-12-2010 Mavi Marmara
- 06-12-2010 HİCRET: YOL ve YOLCULUĞUN ADI
- 19-11-2010 BİR NUMARA MI, ON NUMARA MI?
- 04-11-2010 DEĞİŞMEYECEK, DEĞİŞTİRECEĞİM!
- 18-10-2010 Hz. PEYGAMBER'İ UNUTMAK
- 06-10-2010 OTORİTENİN ŞAHİTLERİ ve ŞEHİDLERİMİZ
- 29-09-2010 GÖZLEMLER
- 11-09-2010 TERCİHİMİZ İSLAMİ OLMALI
- 30-08-2010 REFERANDUMA BAKIŞ
- 03-08-2010 ZALİM OTORİTEYİ REDDEDİYORUZ!
- 14-08-2010 DUYARLILIK ÇAĞRISI
- 14-07-2010 RAMAZAN'IN FESTİVALLEŞTİRİLMESİNE HAYIR!
- 10-07-2010 SÖZDE MÜSLÜMANLAR -2-
- 25-06-2010 SÖZDE MÜSLÜMANLAR -1-
- 09-06-2010 GÜLEN ÖZÜR DİLEDİ, HELALLİK İSTEDİ!
- 31-05-2010 GAZZE FİLOSU ve KÜRESEL İNTİFADA
- 22-05-2010 GAZZE GEMİLERİNE ve DİRENİŞE BİN SELÂM!
- 08-05-2010 DİNİ BİRLEMEKTEN DİLİ BİRLEMEYE!
- 23-04-2010 "KUTLU DOĞUM" KUTLAMALARI ÜZERİNE
Makaleler
Hava Durumu