"elbet" Arama Sonuçları
Müslümanlar Gazze İçin Devletlerden Neyi/Niçin Beklemektedirler
Müslümanların sessizce bu savaşı ve katliamları seyredişlerinin altında ümmet olma fikrinden uzaklaşmış olmaları ve ulusal çıkarların gölgesinde hesap yapıyor olmalarından kaynaklanmaktadır. Elbette ulus devlet düzenini kabul etmiş ve batıl değerleri kendisine misyon edinmiş siyasal erklerin yapacağı şey Allah'ın razı olacağı şeyler olmasa gerek. İsrail terör şebekesiyle ticaret hacminin artarak devam etmesi ulus devlet anlayışı için anlaşılmayacak bir durum olmasa gerek.
Müslümanların sessizce bu savaşı ve katliamları seyredişlerinin altında ümmet olma fikrinden uzaklaşmış olmaları ve ulusal çıkarların gölgesinde hesap yapıyor olmalarından kaynaklanmaktadır. Elbette ulus devlet düzenini kabul etmiş ve batıl değerleri kendisine misyon edinmiş siyasal erklerin yapacağı şey Allah'ın razı olacağı şeyler olmasa gerek. İsrail terör şebekesiyle ticaret hacminin artarak devam etmesi ulus devlet anlayışı için anlaşılmayacak bir durum olmasa gerek.
Suudi Arabistan: "Dini referans alan" bir krallıktan laik bir diktatörlüğe
Bin Selman, haremlik selamlık ve tesettür gibi İslami mefhumları gevşetti. Ülkede sayısız müzik festivali organize edildi ve meşhur müzisyenler ülkeye davet edildi. Peki ya siyasi ve idari alanda reformlar oldu mu? Elbette hayır. Suudi Arabistan, muhalefetin yasaklı olduğu katı bir monarşi olmayı sürdürüyor. Bu imajıyla tıpkı bölgedeki diğer ülkeler gibi görünüyor, Sisi'nin Mısır'ı ve Said'in Tunus'u gibi.
Bin Selman, haremlik selamlık ve tesettür gibi İslami mefhumları gevşetti. Ülkede sayısız müzik festivali organize edildi ve meşhur müzisyenler ülkeye davet edildi. Peki ya siyasi ve idari alanda reformlar oldu mu? Elbette hayır. Suudi Arabistan, muhalefetin yasaklı olduğu katı bir monarşi olmayı sürdürüyor. Bu imajıyla tıpkı bölgedeki diğer ülkeler gibi görünüyor, Sisi'nin Mısır'ı ve Said'in Tunus'u gibi.
Filizdin'le filizleneceğimiz günler de gelecektir
Ben öyle hissediyor ve öyle İnanıyorum ki, Allah’ın izni ile TÜM ŞARTLAR BİR ARAYA GETİRİLDİĞİNDE bu hesap pek yakında görülecektir. Elbette bir gün nefesimizi tüketiriz, ancak küçücük bir “Filizin”kanlarıyla suladığı ağaçlar mutlaka ama mutlaka ayakta ölür.
Ben öyle hissediyor ve öyle İnanıyorum ki, Allah’ın izni ile TÜM ŞARTLAR BİR ARAYA GETİRİLDİĞİNDE bu hesap pek yakında görülecektir. Elbette bir gün nefesimizi tüketiriz, ancak küçücük bir “Filizin”kanlarıyla suladığı ağaçlar mutlaka ama mutlaka ayakta ölür.
Sistemin yeni normali: Teslis
Tamam, Kemalizm bir ideoloji, bir din; elbette teorisi olacak, pratiği olacak, ritüelleri, kutsalları/dokunulmazları olacak… Keza o da kendi din ve ideolojisini tahkim etmek, korumak ve hatta yaymak için yol ve yöntemler, metod ve teknikler uygulayacak, sınırlar çizecek, yasaklar koyacak, ödüller ihdas edecek vs…
Tamam, Kemalizm bir ideoloji, bir din; elbette teorisi olacak, pratiği olacak, ritüelleri, kutsalları/dokunulmazları olacak… Keza o da kendi din ve ideolojisini tahkim etmek, korumak ve hatta yaymak için yol ve yöntemler, metod ve teknikler uygulayacak, sınırlar çizecek, yasaklar koyacak, ödüller ihdas edecek vs…
İslâm’a adanmış bir ömrün mottosu: İstikbal, İslâm’ındır!
İslâm, sadece vicdanların huzura erdirileceği bir yol ya da bir inanç sistemi değildir. Bu vicdani vazifeyi, sadece ibadete sığdırmak da doğru değildir. Seyyid Kutub, herkesten davayı sahiplenmesini, bunun için de aksiyon bekliyor. Kendi üzerinde taşıdığı özellikleri tüm Müslümanlar’dan beklemesi elbette tartışılır. Çünkü Seyyid Kutub, geçtiğimiz yüzyılın en bilge kişilerinden biri idi. Onun acılara katlanma, güçlüklere göğüs germe ve gerektiğinde davası uğruna ölme şuuru herkeste olsaydı herhalde yaşadığımız sorunları yaşıyor olmazdık.
İslâm, sadece vicdanların huzura erdirileceği bir yol ya da bir inanç sistemi değildir. Bu vicdani vazifeyi, sadece ibadete sığdırmak da doğru değildir. Seyyid Kutub, herkesten davayı sahiplenmesini, bunun için de aksiyon bekliyor. Kendi üzerinde taşıdığı özellikleri tüm Müslümanlar’dan beklemesi elbette tartışılır. Çünkü Seyyid Kutub, geçtiğimiz yüzyılın en bilge kişilerinden biri idi. Onun acılara katlanma, güçlüklere göğüs germe ve gerektiğinde davası uğruna ölme şuuru herkeste olsaydı herhalde yaşadığımız sorunları yaşıyor olmazdık.
Dünya Kız Çocukları Günü diye bir gün
BM 11 Ekim'i "Dünya Kız Çocukları" günü ilan etmiş. "Güneş dürüldüğü, yıldızlar döküldüğü gün... Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda. Hangi sebepten ötürü öldürüldüğü. Amel defterleri açıldığında... Evet asıl Dünya Kızlar Günü, hesap günü olacaktır elbette.
BM 11 Ekim'i "Dünya Kız Çocukları" günü ilan etmiş. "Güneş dürüldüğü, yıldızlar döküldüğü gün... Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda. Hangi sebepten ötürü öldürüldüğü. Amel defterleri açıldığında... Evet asıl Dünya Kızlar Günü, hesap günü olacaktır elbette.
Okey'de taş çalmak caiz mi hocam?
Bizim toplumumuzda insanların dinlerine ait bilgileri Tv’lerden öğrenmeye başladığından beri Tv hocaları diye bir kavram girdi hayatımıza. Neredeyse her kanalın kendine özgü bir Hoca’sı vardı ve bu hocalar televizyon ekranlarından kendilerince din anlatmaya çalışıyorlardı. Elbette Hoca ile yayın yapılan kanalın siyasi bakışı arasında da bir uyum olması gerekiyordu, onun için her kanal kendisine yakın olan veya kendisinden yana olacak bir hoca bulmakta pekde zorlanmıyordu.
Bizim toplumumuzda insanların dinlerine ait bilgileri Tv’lerden öğrenmeye başladığından beri Tv hocaları diye bir kavram girdi hayatımıza. Neredeyse her kanalın kendine özgü bir Hoca’sı vardı ve bu hocalar televizyon ekranlarından kendilerince din anlatmaya çalışıyorlardı. Elbette Hoca ile yayın yapılan kanalın siyasi bakışı arasında da bir uyum olması gerekiyordu, onun için her kanal kendisine yakın olan veya kendisinden yana olacak bir hoca bulmakta pekde zorlanmıyordu.
Bak bunlar hep manipülasyon
Bir ülkede herhangi bir alanda sanatta, edebiyatta, ahlak konusunda kriz olduğunu söylemek fena halde sıradandır. Bir ülkede ekonomik kriz olduğunu dile getirebilmek için bir adet anayasa kitapçığı, bir adet yazarkasa, başbakan ve elbette vazgeçilmez bir unsur olarak birkaç yayın organı gereklidir
Bir ülkede herhangi bir alanda sanatta, edebiyatta, ahlak konusunda kriz olduğunu söylemek fena halde sıradandır. Bir ülkede ekonomik kriz olduğunu dile getirebilmek için bir adet anayasa kitapçığı, bir adet yazarkasa, başbakan ve elbette vazgeçilmez bir unsur olarak birkaç yayın organı gereklidir
İnsanın sorumluluğu
Kur’an’ın ifadesiyle birisi takva diğeri ise fısk ve fücur olan iki ana yolu belirleyen unsurlar vardır. Toplumların ana çatılarını oluşturan din ve yaşam biçimi, insanın içindeki farklı seslerin bir uzantısı ve yansımasıdır. Allah da insana aklını ve iradesini, takvasını ve fıskını vererek önünde doğruya ve yanlışa gidebileceği yolları gösteriyor. “Nefse ve onu biçimlendirene, Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki, Elbette nefsini temizleyip arındıran kurtulmuştur. Onu kirletip gömen de ziyan etmiştir”. (Şems: 7-9)
Kur’an’ın ifadesiyle birisi takva diğeri ise fısk ve fücur olan iki ana yolu belirleyen unsurlar vardır. Toplumların ana çatılarını oluşturan din ve yaşam biçimi, insanın içindeki farklı seslerin bir uzantısı ve yansımasıdır. Allah da insana aklını ve iradesini, takvasını ve fıskını vererek önünde doğruya ve yanlışa gidebileceği yolları gösteriyor. “Nefse ve onu biçimlendirene, Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki, Elbette nefsini temizleyip arındıran kurtulmuştur. Onu kirletip gömen de ziyan etmiştir”. (Şems: 7-9)
Demokrasi özgürlük ve halkların kardeşliği yalanı
İlk bölümde kısa ve özet şeklinde geçtiğimiz seçim süreci ve sürecte yaşananlara bakış açımzı, bu bölümde biraz daha esas çevçeve içerisinde değerlendirmek isterim. Nedir bu esas çerçeve ? Meselenin temeline oturtumaya çalışılan ve Müslüman toplumlara yavaş yavaş sevdirilen demokrasi-özgürlük ikilemi toplum tarafından ne sorguya tutuldu vede bunun İslam hukuku açısından durumu değerlendirildi. Bu batıl yaşam biçimleri ve modelleri İslam toplumlarına sevidirilirken elbette yerel güçlerdende destek alındı, zaten toplumsal yaşam biçimleri o toplumun değer verdiği kişiler eliyle gerçekleşirse toplumun ona itibar etmesi daha kolay ve hızlı olur.
İlk bölümde kısa ve özet şeklinde geçtiğimiz seçim süreci ve sürecte yaşananlara bakış açımzı, bu bölümde biraz daha esas çevçeve içerisinde değerlendirmek isterim. Nedir bu esas çerçeve ? Meselenin temeline oturtumaya çalışılan ve Müslüman toplumlara yavaş yavaş sevdirilen demokrasi-özgürlük ikilemi toplum tarafından ne sorguya tutuldu vede bunun İslam hukuku açısından durumu değerlendirildi. Bu batıl yaşam biçimleri ve modelleri İslam toplumlarına sevidirilirken elbette yerel güçlerdende destek alındı, zaten toplumsal yaşam biçimleri o toplumun değer verdiği kişiler eliyle gerçekleşirse toplumun ona itibar etmesi daha kolay ve hızlı olur.
Dünyada para ahirette iman mı?
Ahiret azığımız elbette ki imandır ve fakat paraya gelince sahip olunan mallar,altın, gümüş vs. bunlar dünya hayatının geçici süsleridir. Esas olan bunları baki olacak olan ahiret hayatında Allah’ın rızasını kazana bilmek adına kullanmayı becerebilmektir.
Ahiret azığımız elbette ki imandır ve fakat paraya gelince sahip olunan mallar,altın, gümüş vs. bunlar dünya hayatının geçici süsleridir. Esas olan bunları baki olacak olan ahiret hayatında Allah’ın rızasını kazana bilmek adına kullanmayı becerebilmektir.
Az uyumanın faydaları, çok uyumanın zararları
Uyku denilince aklımıza rahatlama ve tüm geceyi uykuyla rahat bir biçimde geçirmek geliyor elbet. Uyku iki ölümden bir tanesidir, uyku ölümün kardeşi gibidir. Uyurken ruh bedenden ayrılır.. Bu yüzden bu kelimeler uyku için kullanılabilir.
Uyku denilince aklımıza rahatlama ve tüm geceyi uykuyla rahat bir biçimde geçirmek geliyor elbet. Uyku iki ölümden bir tanesidir, uyku ölümün kardeşi gibidir. Uyurken ruh bedenden ayrılır.. Bu yüzden bu kelimeler uyku için kullanılabilir.
İran konusunda dengeli bir değerlendirme: İran’ı kim karıştırıyor?
İran şu anda en az dört ülkede (Suriye, Irak, Yemen, Lübnan) çatışma/savaş finanse eden, en az iki ülkede de (Bahreyn, Nijerya) muhalefet örgütleyen bir iktidar tarafından yönetiliyor. “İslam Devrimi” iddiasının hızlı bir şekilde dar bir Şii fanatizmine evrildiği ülkenin bu dışa dönük genişlemeci politikası, elbette sıradan halka ağır bir ekonomik külfet yüklüyor. Bunun üstüne, gittikçe zenginleşen molla sınıfını, din kisvesi altında özgürlüklerin kısıtlanmasını ve artık ayyuka çıkan yolsuzlukları eklediğimizde, paylarına sadece fakirlik düşen halk kitlelerinin isyan etmesi kaçınılmaz. “Dış mihraklar İran’da olaylar çıkarıyor” demeden önce, bu iç karartıcı tabloyu hesaba katmakta fayda var.
İran şu anda en az dört ülkede (Suriye, Irak, Yemen, Lübnan) çatışma/savaş finanse eden, en az iki ülkede de (Bahreyn, Nijerya) muhalefet örgütleyen bir iktidar tarafından yönetiliyor. “İslam Devrimi” iddiasının hızlı bir şekilde dar bir Şii fanatizmine evrildiği ülkenin bu dışa dönük genişlemeci politikası, elbette sıradan halka ağır bir ekonomik külfet yüklüyor. Bunun üstüne, gittikçe zenginleşen molla sınıfını, din kisvesi altında özgürlüklerin kısıtlanmasını ve artık ayyuka çıkan yolsuzlukları eklediğimizde, paylarına sadece fakirlik düşen halk kitlelerinin isyan etmesi kaçınılmaz. “Dış mihraklar İran’da olaylar çıkarıyor” demeden önce, bu iç karartıcı tabloyu hesaba katmakta fayda var.
Bir sufi sapkınlık örneği: Muhyiddin İbnu’l Arabi'nin Fusus’ul Hikem'i -2-
Tasavvuf kültüründe insanları belli kıvama getirme metotlarından biride, rüya yolunu kullanmaktır. Yanlışlığı tartışılıp sorgulanmayan bu düşüncenin altında yatan sebepler elbette çoktur. Birilerinin, İslam’a ait olmayan ne kadar kadim kültür varsa ya da günün şartlarına göre vermek istediği herhangi bir mesajı varsa, bir kitapta toplayıp rüyasında peygambere onaylattırdıklarını rahatlıkla görebilmekteyiz.
Tasavvuf kültüründe insanları belli kıvama getirme metotlarından biride, rüya yolunu kullanmaktır. Yanlışlığı tartışılıp sorgulanmayan bu düşüncenin altında yatan sebepler elbette çoktur. Birilerinin, İslam’a ait olmayan ne kadar kadim kültür varsa ya da günün şartlarına göre vermek istediği herhangi bir mesajı varsa, bir kitapta toplayıp rüyasında peygambere onaylattırdıklarını rahatlıkla görebilmekteyiz.
Müslümanlığın "ebeveyn mirası" mı, yoksa sen mi seçtin?
İnsanlar ister müslüman bir ailede, isterse de İsviçre'de inançsız bir ailede doğmuş olsunlar farketmez. Eğer onlara verilen akıl içerisinde bulunduğu bedeni ve evreni kendisi "yaratmadıysa" elbetteki bir başkasının yaratmış olduğunu şüphesiz kabul edecektir.
İnsanlar ister müslüman bir ailede, isterse de İsviçre'de inançsız bir ailede doğmuş olsunlar farketmez. Eğer onlara verilen akıl içerisinde bulunduğu bedeni ve evreni kendisi "yaratmadıysa" elbetteki bir başkasının yaratmış olduğunu şüphesiz kabul edecektir.
Dava nedir? Davet neyimiz olur?
Dava Allah Teala ile olan ahdimize sahip çıkmaktan ibarettir. Bu ahdimizde Allah Teala’ya “O’nun Rabb, bizlerin ise kullar” olduğu hakikatine şahitlik etmiştik. Buna göre elbette Allah Teala hayatımıza müdahale edecek, bizden kulluk bekleyecektir. İşte davamız budur. Allah Teala’ya verdiğimiz sözün gereği olarak kulluk etmektir.
Dava Allah Teala ile olan ahdimize sahip çıkmaktan ibarettir. Bu ahdimizde Allah Teala’ya “O’nun Rabb, bizlerin ise kullar” olduğu hakikatine şahitlik etmiştik. Buna göre elbette Allah Teala hayatımıza müdahale edecek, bizden kulluk bekleyecektir. İşte davamız budur. Allah Teala’ya verdiğimiz sözün gereği olarak kulluk etmektir.
Dava ve Müslümanların parayla imtihanı
İnsanın olduğu yerde sorun da var demektir. Problemsiz insan birlikteliklerinden bahsetmek imkânsızdır. Bu anlamda hedefi için çalışan İslamî bir yapının hem yapısal hem de işlevsel sorunları elbette olacaktır. Yapısal sorunların başında cemaatin genel duruşu, bireylerin kaliteli eğitimden geçirilmesi, bireylerin cemaate kazandırılması ve cemaatin gelir-gider kalemlerinin tanzimi gösterilebilecekken; işlevsel sorunların başında daha çok kazanımlar ve bunların değerlendirilmesi gelmektedir.
İnsanın olduğu yerde sorun da var demektir. Problemsiz insan birlikteliklerinden bahsetmek imkânsızdır. Bu anlamda hedefi için çalışan İslamî bir yapının hem yapısal hem de işlevsel sorunları elbette olacaktır. Yapısal sorunların başında cemaatin genel duruşu, bireylerin kaliteli eğitimden geçirilmesi, bireylerin cemaate kazandırılması ve cemaatin gelir-gider kalemlerinin tanzimi gösterilebilecekken; işlevsel sorunların başında daha çok kazanımlar ve bunların değerlendirilmesi gelmektedir.
Bayram harcamalarından harcama bayramlarına
Şimdi pek öyle değil! Sadece çocuklar değil, büyükler de üstüne başına dünyanın parasını harcıyor. Bayramda seyranda bu masraflar katlanarak artıyor. Bayramları birer seyahat imkanı gibi görenlerin tatil masrafları da az buz değil. Donatılan sofralar, ikramlıklar, hediyelikler derken liste uzayıp gidiyor. Bütün bunları tümüyle olumsuzlamak, zinhar yapılmasın demek elbette hem mümkün değil, hem de doğru değil. Ancak işi biraz abarttığımız, hiç azımsanmayacak ölçüde israfa kapı açtığımız da bir gerçek...
Şimdi pek öyle değil! Sadece çocuklar değil, büyükler de üstüne başına dünyanın parasını harcıyor. Bayramda seyranda bu masraflar katlanarak artıyor. Bayramları birer seyahat imkanı gibi görenlerin tatil masrafları da az buz değil. Donatılan sofralar, ikramlıklar, hediyelikler derken liste uzayıp gidiyor. Bütün bunları tümüyle olumsuzlamak, zinhar yapılmasın demek elbette hem mümkün değil, hem de doğru değil. Ancak işi biraz abarttığımız, hiç azımsanmayacak ölçüde israfa kapı açtığımız da bir gerçek...
İslâm düşmanıydı, Müslüman oldu
Daniel Streich, minare yasağının uygulanmasını savunan İsviçre Halk Partisi'nin üyelerinden birisi, Freiburg kantonunun Gruyères bölümünün kurucusuydu. Aynı zamanda düzenli olarak kiliseye giden, inançlı bir Katolikti. Partisi, minare yasağını yasalaştırmaya çalıştığı sıralarda Streich da İslâmofobik düşüncelere sahipti. Ve bu düşüncelerini temellendirmek için İslâm üzerine kitapları ve elbette Kur'an'ı okumaya başladı. Ancak bu arayış, onu hiç beklemediği bir yola çıkardı.
Daniel Streich, minare yasağının uygulanmasını savunan İsviçre Halk Partisi'nin üyelerinden birisi, Freiburg kantonunun Gruyères bölümünün kurucusuydu. Aynı zamanda düzenli olarak kiliseye giden, inançlı bir Katolikti. Partisi, minare yasağını yasalaştırmaya çalıştığı sıralarda Streich da İslâmofobik düşüncelere sahipti. Ve bu düşüncelerini temellendirmek için İslâm üzerine kitapları ve elbette Kur'an'ı okumaya başladı. Ancak bu arayış, onu hiç beklemediği bir yola çıkardı.
"Eski İslâmcıları kırpıp kırpıp politikacı yapıyorlar"
"Dünün keskin devlet karşıtları bugün devlet adına konuşuyorlar. "Devlet adına" lafı hafif kaldı; doğrudan "devlet olarak" konuşuyorlar. Kolay mı, koskoca devlet. İslâmcılar devleti değiştirdi mi? Devleti ele geçirdiler, ama devlet de onları değiştirdi. Hangisi daha çok değişti? Elbette İslâmcılar; değişmek ne kelime bambaşka bir boyuta taşındılar."
"Dünün keskin devlet karşıtları bugün devlet adına konuşuyorlar. "Devlet adına" lafı hafif kaldı; doğrudan "devlet olarak" konuşuyorlar. Kolay mı, koskoca devlet. İslâmcılar devleti değiştirdi mi? Devleti ele geçirdiler, ama devlet de onları değiştirdi. Hangisi daha çok değişti? Elbette İslâmcılar; değişmek ne kelime bambaşka bir boyuta taşındılar."
Makaleler
Hava Durumu