
"ynn" Arama Sonuçları

Şeklen aynı yöne, aynı Allah’a yönelmemize rağmen düşünce ve eylemlerimizin pusulası farklı yönleri göstermektedir. Kalıcı olan ahir hayatını değil dünya hayatını öncelediğimiz için daha dün Kur’an’ın elinin tersiyle ittiği bir toplumun kıblesine bugün şeklen olmasa da düşünsel, karakter ve mizaç olarak teslim olmuş vaziyetteyiz. Bu acınası durumdan bizi kurtaracak olan reçete malum, Allah’ın Kitabı ve Rasulün bizzat yaşadığı sünnetidir.

Hayatını hayır faaliyetlerine adamış olan, yıllardır nakil kalple yaşadığı halde Yemen’den Afganistan’a, Suriye’den Çad’a mazlumlara, yetimlere kol kanat germek için koşturan, MUSAİD İnsani Yardım Derneği kurucusu Mehmet Demirel vefat etti.

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun... İslami Direniş Hareketi (Hamas) Siyasi Birimi Başkanı İsmail Heniyye, işgal ordusunun İran’ın başkenti Tahran’a düzenlediği saldırıda şehit oldu.

Bir bilen var mı, İslam beldelerimiz İsrail ve İsrail’ler tarafından işgal edilmişken biz Müslümanların hiçbir şey olmamış gibi bayramlar kutlamamız, ‘kurbanlarımızı’ kesip etlerini dolaplara doldurmamız Rasulümüz Muhammed (sav)’in siret ve sünnetinin ne yanına düşmektedir?

İnsanoğlu Allah’a inanıp güvendiğinde kafir toplumun yaptıkları, güç ve kuvvetleri Allah’ın yardımı ile eksilecektir. Bu Allah’ın sünneti ve inananlara vadidir. Allah’a karşı büyüklük taslayan kafirler, güçlerinin eksileceğini düşünmemişlerdir…

Ercümend Özkan’ın sünnet ve hadis konusundaki yaklaşımı oldukça net, arı duru ve Kur’an’a dayalı olmasına karşın tartışma konusu olmaya devam ediyor. Vefatından hemen önce İktibas’ta yayınladığı bir yazısında da yine bu konuya değiniyor, hadisin “Peygamberin söylediği söylenen sözler” olduğu vurgusunu yineliyordu.

Peygamberi Kur’an’dan ayırmak mümkün değildir. Zira peygamberin son nefesine kadar görevi Kur’an’ı anlamak ve uygulamak olmuştur. Kur’an’ı kabul ederiz ama peygamberi saf dışı bırakırız anlayışı ne akla ne de nakle uygun değildir.

Cuma vaazı: Kur'an ve Sünnette Dua Öğretisi | Hasan Çelenk I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Yaşar Kaplan yönetimindeki Aylık Dergi tarafından 1985 yılında hazırlanan Ehl-i Sünnet özel sayısı kapsamında Ercümend Özkan ile yapılan söyleşi.

Kutub, gavs gibi, kainat ve insanlar üzerinde (haşa) tasarruf etki ve yetkisine sahip olduğu kabul edilen "ricalul gayb" şirk inancının tam göbeğinde bulunan, yaşayan veya ölmüş şeyhlerden istimdadda bulunmayı dini bir öğreti olarak vaz eden, rabıta inanç ve pratiğiyle "aracı ilah" şirk anlayışını yaşatan batınilik temelli inanç sahibi bir topluluğun "Ehl-i Sünnet anlayışı" çerçevesinde değerlendirilmesi, tabii ki abesle iştigal, maalesef apaçık bir cehalet ürünüdür.

Burada bir sünnet var. Hz. Peygamber’in, Bedir Ehline olan muamelesi onun bir sünneti. Peygamber varisleri olduğunu iddia edenler için hem de çok kuvvetli bir sünnet... Bedir Ehli önemli, hem de çok önemli. Hele bugün, bu toplumda Müslümanların önünü açacak kapının burada olduğunu düşünüyoruz. Bedir Ehli bizim için bir süzgeç olmalı, kendimizi ve çevremizi bu süzgeçten geçirmek durumundayız.

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun… Rahmetli Ercümend Özkan’ın kardeşlerinden Alpaslan Özkan, bugün Mucur’da geçirdiği elim bir kaza neticesinde vefat etti.

İktibas, Sünnetin ne olduğunu da en iyi anlatmaya çalışıyor. Daha dikkatli okuyunuz. Hadislerin eleştirisini ise tââ İmam Buhârîler, Müslimler ve hatta daha öncekiler yapmaya başlamışlar. Bunlar da mı müsteşrik idiler? Bunlar da mı İngiliz adamları idiler? Niye düşünmüyorsunuz? Daha Peygamberimiz hayatta iken onun sözlerini nakledenlerden yanlış nakledenleri Hz. Ömer’ler ve daha niceleri Hz. Ali gibi tenkid etmişlerdir. Onlar da mı müsteşrik idiler? Onlar da mı İngiliz adamı idiler? Niye akletmiyorsunuz?

"Dikkat ediniz, karşılaştığınız her şeyi düşününüz, Kitab ve Sünnet’in delâleti ile mukayese ediniz. Kitab ve Sünnet’i öğrenmez, bilmezseniz bu mukayeseyi yapamaz ve sapıtır gidersiniz. Zira gerçekten zehiri teneke kupa içinde sunmamaktadırlar, hep altın kâse ile sunuyorlar…"

İnsanlar, özellikle Allah’ın elçilerini kendilerinden farklı görmeye meyilli olmalarına rağmen Allah insanlara hep kendileri gibi birini elçi olarak göndermeyi, terk etmediği bir sünnet (âdet) olarak benimsemiştir.

‘Ne yapmalı?’ sorusu bizde bilmecburiye iki ana mefhumu aklımıza getirmekte, büyük bir hızla zihnimizi teyakkuza geçirmektedir. Bu iki mefhumdan biri Kur’an diğeri de Rasulullah Muhammed (sav)’in bu aziz Kitabı yaşayan bir hayata dönüştürmesi demek olan sünnetidir.

Kayseri'de ikamet eden kıymetli mü'min Mehmet Kantar ağabey, aylardır tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Rabbimiz kendisine rahmet etsin, şahitliğini makbul kılsın. Ailesi, yakınları ve mü'minlere sabır ihsan etsin.

Ercümend Özkan, bugün ne yazık ki çok çok az Müslümanın sebat ettiği Nebevi metod çizgisinde ömrünün sonuna kadar sarsılmaz bir duruş sergilemiş, Nebevi sünnete tâbi olma konusunda mücadele yöntemi ile namazı aynı çerçevede değerlendirmiştir.

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, “Müslümanca tarihe bakış için, Kur’an’ın ve Sünnetin çok iyi bilinip, Resulullah’ın yönetim sisteminin kabul edilmesi gerekir.” dedi. Sırma, İslami hayat görüşü zaten İslamcılık anlayışını kapsadığı için İslamcılık tabirini yanlış bulduğunu ve kullanmadığını da sözlerine ekledi.

Sâbık olanlar kitaba vâris olanların başında gelirler. Çünkü vâris olmanın tüm vecibelerini gereğince yerine getirirler. Kitab’a ve sünnete uyar, insanlara tebliğ etmekte gayret gösterir ve Din-i Mübîn için fedakarlık hatta kendilerini kurban etmek için öne geçmeye çalışırlar.
Makaleler
Hava Durumu