DEVRİM YAPANLAR VE DEVRİM EDEBİYATI YAPANLAR

Kazım ŞENSALTIK

27-12-2024 16:36


Bu yazımızda devrim yapanları ve devrim edebiyatı yapanları anlatmaya çalışacağız. Yaşadığımız toplum da insanlarımız devrim yapanları izliyor, birde devrim edebiyatı yapanları gözlemliyor. Geçmişten günümüze devrim yapanlar önce toplumu, bu gelecek olan düzene hazırladılar. Biz Müslümanlar bunları kitabımız Kur’an’dan okuyoruz, peygamberler birer devrimcidir bu anlamda. Gönderildikleri toplumları dönüştürmek ile görevlendirdiler, kimileri başarılı oldu kimileri başaramadı, kimileri canlarını bu uğurda feda ettiler. Hz. Musa (a.s.) Firavunu devirecek, Hz. İbrahim Nemrut’u devirecek, Hz. Yusuf (a.s.) Mısır yönetimini devirecek. Hz. peygamber (s.a.s.) Mekke site devletini devirecektir. İnsanlık tarihi kadar eski bir kavram devrim, kimi toplumlar devrim yaptı, kimi toplumlar devrim edebiyatı yaptılar. Asıl sorgulanması gereken kim, kime karşı devrim yaptığı. Tarih ve Kur’an bize öğretiyor ki insanlar haddi aşıp rablerine karşı devrim yapanlarla doludur. Devrimi kimileri bir topluluk için tasarlar yapar. Kimileri bütün dünyayı hedefler, yapacağı devrimde, kimileri büyük düşünür, kimileri küçük düşünür. Kimileri büyük toplumları parçalamak için devrimler yapar.

Hz. Peygamber Mekke ve Ortadoğu bölgesine yepyeni bir davet getirir, bu davetinde sadece Mekke’yi değil bütün dünyayı hedefliyordu. Bunun için gerekli kadroları oluşturuyor, bir yandan toplumu dönüşüme hazırlıyordu. Yönetim şeklinden sosyal hayata kadar toplumun her yönünü planlıyordu. Yaşadığı toplumda yanlışları, tuğyanları görüyor, bunlara itiraz ediyordu, gücü yetmese de içinde fırtınalar kopuyordu. Hak, hukuk, adalet, insana insan gibi yaşama hakkı verme, hür özgür bir toplum inşa etmek istiyordu. Bu yüzden kendi toplumu ona “el-emin” güvenilir kişi künyesi veriyordu. Allah bu toplumun ümit bağladığı emin kişiye rahmetiyle yetişiyor, vahiy ile yol gösteriyordu. Kendinden sonra asırlar boyu sürecek bir toplum inşa ediyordu. Öyle bir devrim ki insanlık onun inşa ettiği toplum için hala “asr-ı saadet” diyor. Dünyayı değiştiren devrim büyük düşünen aklın toplumu dönüştürmesi rabbinin yardımıyla sonuç veriyordu.

Kendinden asırlar sonra bu büyük devrimin izlerini silmek ve yerine yepyeni bir devrim projesi planlıyorlardı. Tarım toplumunda bu devrimi silmek çok mümkün değildi, bunun için sanayi diye yepyeni bir çağ inşa ediliyordu. Sanayi devrimi tarım toplumunun bütün değerlerini geride bırakması, geride kalan toplum olarak anlatılacaktır. Yeni gelen sanayi dedikleri sistem ilerici, yaşanan çağın devrimi olacaktır. Müslümanlar bu çağın gelişini kendi dönemlerinde okuyamadılar, gerekli alt yapıları kuramadılar, toplumlarını bu gelen çağa adapte edemediler. Bu çağı iyi okuyan İslam düşmanları kendilerini yenilikçi olarak tanıtacaktı bütün dünyaya. Oysa yeni dedikleri birçok şeyini Müslümanlardan çalmışlardı. Çağı inşa etmek için yola koyulanlar, bu sefer Müslümanlara karşı, İslam düşmanları olacaktır. Fırsatı yakaladılar konjonktürü oluşturdular propaganda gücünü ele geçirdiler, Müslümanları sindirdiler, kendilerini ilerici, çağdaş olarak dünyaya pazarlamayı başardılar. Bugün Müslümanların yaşadığı toplumlar bu propagandanın etkisi altında, yönetim şekilleri, finans sistemleri, sosyal hayat tasavvurları tıpkı onlar gibi. Çünkü onların ürettiklerini alıp hazır kullanıyoruz, yeni bir şey söyleyen yok denecek kadar az. Bu düzeni dünyaya pazarlıyorlar, aksine hareket edenleri terörist ilan edip yok ediyorlar. Allah resulü kendi çağına hitap eden düzeni topluma iyi anlatıyor, toplumu arkasından sürüklüyordu. İşte bunu silmenin başka yolu olmadığını bilen İslam düşmanları, Müslümanlara karşı sanayi devrimiyle gelecektir. Müslümanlar gelen çağı okuyamadıkları için kaybettiler. Bugün önümüzde yepyeni bir çağ geliyor, Müslümanlar bu çağı da okuyamıyor, gelecek çağda da kaybeden taraf olacaklar, görünen bu.

Yani yepyeni bir devrim hazırlığı yapılıyor, bu devrimi yöneten inşa eden maalesef Müslümanlar değiller. İnşa edemediğiniz, yönetemediğiniz çağda sadece yönetilen olacaksınız. Dijital çağ için Müslümanlara ait bir platform var mı? Bu çağa hitap edecek bir medya kuruluşumuz, Müslümanlara hitap eden sosyal medya platformları, veri merkezleri ve buna benzer alt yapıları var mı? Bunları inşa edemeyenler devrim edebiyatı yapmaktan öteye geçemezler. Bunları inşa edenler devrimleri yaparlar, bugün baktığımızda bunları yapanlar maalesef Müslümanlar değil. Adamlar dünya paralar harcıyor sosyal ağlar satın alıyorlar. Biz bunları okuduğumuzda bunlar kafayı yemiş diyoruz, oysa geleceğe yatırım yapıyorlar.

Bizim yardım kuruluşlarımız yarınları inşa etmek perspektifinden çok uzakta, sadece insanların karınları az mı doysun, yoksa çok mu doysun veya aç mı ölsün, yoksa tok mu ölsünün ötesine geçemedik. Hiç düşündünüz mü bilmiyorum Müslümanların fonlarını paralarını Müslümanların coğrafyasında savaş çıkarıp yakıp yıkıyorlar. Müslümanlar bütün kaynaklarını kardeşlerine yardım için kullanıyorlar. Bu savaşlar genelde Müslümanların coğrafyasında oluyor, kaynaklarımızın buralara gitmesini istiyorlar. Biz kardeşlerimizi korumak ve gerekli tedbirleri almak, caydırıcı güç oluşturmaya fırsat bulamasınlar diye bizi buraya odakladılar. Onlar tersini yaptılar, paralarını güç oluşturmaya, caydırıcı güç oluşturmaya harcadılar. Onlar dünyayı yöneten biz ise yönetilen durumuna geldik. Yani biz yapmamız gerekeni yapmadık günün sonunda devrilen taraf olduk. Bosna da yapılanları gördük, ders çıkarmadık, Çeçenistan da yapılanları gördük ders çıkarmadık, Filistin de yapılanları izledik ders çıkarmadık, Irak’ı yaşadık ders çıkarmadık, Afganistan’ı yaşadık ders çıkarmadık. Bugün Suriye’yi yaşıyoruz hiçbir şey yapmadan müspet sonuç bekliyoruz. Yaşadığımız toplumun Müslümanları yardımlarıyla Suriye de büyük işler yaptılar, bu maddi yardım desteklerin, kaymağını Müslümanlar yiyemeyecek. Müslümanların fonlarıyla Müslümanların söz sahibi olmadıkları sonuçlar oluşacak. Çünkü Müslümanlar yardım ediyor ötesi yok, yardımlar karın doyurmadan öteye geçmiyor. Bizim hazır uygulanan bir devlet sistemimiz yok, sanayi çağına uyarlanmış bir İslam modeli mimiz yok, eğer olsaydı burada hazır model uygulanırdı. Amma biz destekliyoruz yardım ediyoruz, kaynaklarımızı buralara aktarıyoruz, sistemi batılılar kuruyor. Suriye’de bundan farklı bir şey olmayacak bu Suriyelilerin suçu değil tüm Müslümanların suçu, çünkü gerekli sistemleri oluşturmamışlar.

Afganistan’la ilgili çarpıcı bir örnek anlatılıyor, sizinle paylaşmış olayım: Afganistan da Müslümanlar ABD’yi kovdular, böyle olduğunu söylüyoruz. Molla Ömer ilk iktidara geldiğinde buda heykelleri vardı, patlattığı meşhur heykeller. Çin, Hindistan molla Ömer’e geliyorlar: “bunları patlatma sana Afganistan’ı inşa edeceğin parayı verelim, görmek istemiyorsan üstünü örtüyle kapat ama patlatma” diyorlar. Molla Ömer bunu akidevî bir sorun olarak görüyor ve patlatıyor Allah kendisine rahmet eylesin. Bugün Afganistan da milli savunma bakanı molla önerin oğlu, babasının patlattığı buda heykelleri Unesco korunması gereken kültürel varlıkları arasında. Yeni Afganistan yönetimi bunları restore etti, molla Ömer’in oğlu milli savunma bakanı burayı koruyor, yani mücahitler burada nöbet tutuyor koruyorlar. Yetmiyor burayı ziyarete gelen insanları beli bir ücret karşılığında gezdiriyorlar. Anlatılanlar doğruysa buraya giriş ücretli, yani önce yıktırdılar sonra yıktığınızı size yaptırıp birde sizi bunların başında nöbetçi yapan sistem kimin sistemi?

Biz İran devrimini gördük, Humeyni bütün dünyadaki Müslümanları davet etti gelin İslam cumhuriyeti kurduk diyordu. Bizim toplumda da yılarca İran güzellemeleri yapılıyordu. Bugün geldiğimiz noktada İran İslam devleti değil, Şii devleti kurmuş. Bütün Müslümanları da gözlerinin içine baka baka kandırmış. Bugün bu İslam devletinin kendi mezhebinden olmayanlara ne zulümler yaptığını yaşayarak görüyoruz. Yaşadığımız toplumda bir devrim yapıldı, İslam ve hilafet sistemi kaldırıldı yerine nasıl bir sistem geldi. Bugün bu toplum kendine biçilen bu sistemi benimsedi siz İslam devrimi deyin size terörist derler. Birileri devrimi dünya üzerinde planlıyor, toplumlara ihraç ediyor. Biz kendi içimizde hangi meşrep, hangi hoca, hangi lider, kişi etrafında yapıyoruz. Bir zalimi deviriyor yerine ne getiriyoruz? Biz deviriyoruz bu doğru amma yerine gelecek sistemi biz belirlemiyoruz, düzeni elinde tutanlar belirliyor. Bugün Suriye yakılıp-yıkılmış, kim gelirse gelsin burayı yeniden inşa edecek, bu kaynağı buraya sunacaklar nasıl bir sistem olması gerektiğini de belirleyenler olacaklar. Oysa biz bugünleri hesaplıyor olmalıydık, gerekli fonları oluşturmuş, gerekli kaynakları hazırlamış iktidara kim gelirse gelsin bizim fonlarımızı istiyorsa, bizim istediğimiz sistemi oluşturacaktı. Var mı böyle bir hazırlığımız, tüm dünya Müslümanları olarak söylüyorum, maalesef yok olanlarda kendi meşreplerine uygun olursa destekleyeceğiz diyecekler. Oysa Allah siz ancak kardeşlersiniz buyuruyordu, tabi olduğumuz kitabında. Allah’ın mülkünde Allah’tan başka hüküm koyanlar. Allah’ın mülküne çöküyoruz, ya kendi malımız olduğunu düşünüyoruz, yâda kendi çevremize paylıyoruz, oysa mülk Allah’ındı, o dilediğine verir dilediğinden çekip alır. Bu çağda Müslümanların nelerin çekilip alındığını oturup düşünmeleri gerekiyor. Allah kitabında devrimin nasıl yapılacağını bizlere öğretiyor. Kur’an başlı başına bir devrim kitabıdır okumasını bilenler için. Allah’ın yarattığı mülkte Allah’ın dediğinin olmadığı yeryüzünde Allah peygamberleriyle devrim yapıyor. Allah'ın hakkını gasp edenlere Allah büyük bir devrimle karşılık veriyor.

Asıl devrim yeryüzünde Allah’ın dediğinin olduğu devrimdir. Bütün bu yazdıklarımızın özeti olsun diye söyleyelim. Hz. Peygamber tarım toplumunun olduğu bir dünyaya gelmişti, Allah’ın mesajını bu tarım toplumuna uyarladı desek yanlış olmaz. Müslümanlar bunları okuyamadılar, tarım toplumlarında en mükemmel model İslam modelidir. Bunu değiştiremeyeceğini bilen İslam düşmanları sanayi devrimi yaptılar, çünkü Müslümanların sanayi toplumuna uyarlanmış bir modellerinin olmadığını çok iyi biliyorlardı. Sanayi devrimi İslam’ın yeryüzünde ki hâkimiyetini kaldırmak için yapmıştır desek yanlış olmaz. Bugün dünyanı okuyun şu soruyu sorun, Müslümanların Allah’ın hükümlerini en güzel şekliyle uyguladıkları bir toplum var mı? Müslümanlar sanayi toplumunda kurup model olarak uyguladıkları bir model var mı? Cevabını bulun üstünde düşünün. Bunun daha vahim olan tarafı gelecek olan dijital çağı nasıl modelliye çekler biz İslam’ı hala tarım toplumuyla modelliyoruz. Sanayi toplumuna uyarlayamadık, dijital çağa nasıl modelleyeceğiz, bunları iyi okuduğunuzda halimizi iyi anlamış oluruz. Bugün Suriye’de devrim yapanları selamlıyoruz, onlara dua ediyoruz, onları takdir ediyoruz, birde onlardan özür diliyoruz. Çünkü yaptıkları devrimin alt yapısını biz Müslümanlar oluşturamadık, onlara uygulayacakları bir model sunamadık, Allah bizi bu konuda affeder mi bilemiyorum. Amma onlardan bizi affetmelerini diliyoruz. İşte devrim yapanlarla, devrim edebiyatı yapanların aralarındaki muazzam farklar. Allah tüm Müslümanlara basiret, feraset ihsan eylesin.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN