Gazze’yi Kurtarmaya Gidenlerin Halleri!

Kazım ŞENSALTIK

07-02-2025 10:02


Bu yazıyı yazmak için çok düşündüm, vicdanım galip geldi ve yazmaya karar verdim. Bu yazıyı her Müslüman kendi özelinde değerlendirsini istirham ediyorum.

Yetim peygamberin, yetim ümmeti Gazze yetimleri.

Onları rableri yardımsız bırakmadı ve bırakmayacak.

Bedel ödeyip beşerî olarak yapmaları gereken her şeylerini yaptıktan sonra Allah’ın yardımı gelecek.

Gördüğümüz kadarıyla da, Allah’ın yardımına muhatap oluyorlar.

Ya biz Türkiye toplumunun kendine Müslüman, “muhafazakâr” diyenleri, biz ne yaptık.

Gazze kan ağlıyor deyip kürsülerde, meydanlarda, yalancı gözyaşları döktük.

Gazze dedik ciğerimiz yanıyor dedik, onlar aç iken biz tok kalamayız dedik,

Restoranlarda, kebabı, sofralarımızda kebapları götürürken canlı yayında izledik.

Onların yardıma ihtiyacı var dedik, yardım toplama kampanyaları düzenledik,

Toplumdan yardım toplayıp oraya ulaştırmaya çalıştık.

Cemaatlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve onların liderleri,

Bir yandan yardım topladı toplumdan bir yandan da!

Bu cemaat ve liderleri Gazze bu haldeyken kendilerini umre tatillerinde, zemzem tavırdan Kâbe manzaralı kahve yudumlamaktan alıkoyamadılar.

Gazze de insanlık ölüyor, Müslümanlar açlıktan ölüyor diye, camilerde hutbe okuyan, yardım talep eden cami imamlarımız, maaş promosyonlarını faizli bankalardan neden verilmediğini protesto ediyordu. Alacakları promosyonları acaba Gazze’ye mi gönderecektiler! Bu imamlara sorun Gazze için hiç toplanıp hepsi beraber protesto yapmışlar mı?

Protesto için meydanlara koşan İsrail’e bağırıp horozlanan cemiyetlerimizin ve onların yöneticilerinin miting yorgunluğunu mağazalarda, restoranlarda attığını izledik.

Gazze de çocuklar yiyecek bulamıyor dedik, kendi çocuklarımıza en kral yemekleri yedirdik.

Gazzeli çocuklar giyecek bulamıyor dedik, kendi çocuklarımıza en kral markalardan giydirdik.

Gazzeli kadınlar giyecek bulamıyor diyen kadınlarımız, meydanlarda giydikleri marka kıyafetleriyle defile yapıyordu.

Gazzeli çocuklar içecek süt bulamıyor dedik, kendi çocuklarımıza arı sütü içirmekten geri durmadık.

Gazzeli çocuklar eğitimden yoksun dedik, kendi çocuklarımızı özel kolejlerde okutmaktan geri durmadık.

Gazzeli Müslümanlar kıyafet bulamıyor dedik, meydanlara en pahalı marka kıyafetlerle onların yanında olduğumuzu haykırmaya koştuk.

Gazzeli kadınlar kıyafetini yıkayacak su bulamıyor dedik, kendi evimize bir çamaşır makinesi yetmez birde kurutma makinası lazım dedik.

Gazzeli Müslüman kardeşlerimiz içecek temiz su bulamıyor derken, kendimiz en kaliteli suyu tüketiyorduk.

Öyle bir haldeyiz ki neresinden tutsan elinizde kalıyor.

Gazzeli insanların evleri yıkıldı açıkta kaldılar derken, kendi evimizi kiraya verirken en pahalı fiyattan vermek için zengin kiracı aramaktan uzak duramadık.

Gazze de bizim toplumun insanları olsaydı kuzey yıkıldı, güneydeki evleri kiralamak için, ne bedeller biçerdik?

Olmaz demeyin bunu şubat depremlerinde yaşayarak tecrübe ettik. Binaları yıkılmış canları enkaz altında kalmış insanların cebinde kalan paralarına nasıl göz diktiğimizi izledik, cevrede kiraların kaç kat arttığını hepimiz yaşadık.

Birde tüccarlarımız var bizim, Gazze diye ağlayan, bunlar Gazze için ağlamıyordu aslında İsrail ile rahat ticaret yapamayacaklarına ağlıyorlardı.

 Bozulacak olan ticaretlerine ağlıyorlardı.

Bir yandan kahrolsun İsrail diyor, öbür yandan İsrail’e nasıl mal satarım diye yollar arıyorlardı.

Yardım kuruluşlarımız Müslümanların zekâtlarını hayır hasenatını toplayıp götüren kuruluşlarımız.

Gazze’ye yardım sokmak için İsrail dostu, onların izin verdiği tüccardan malı al faturayı göster tırın direk Gazze’ye gider, onların tüccarından almıyorsan sınır kapısında aylarca bekletiliyorsun.

Topladığımız yardım paralarını bile onların sisteminden geçirmeden kullanamıyorsun, para transferleri nasıl yapılıyor biraz araştırın isterseniz.

Kurulan düzen onlara çalışıyor, savaşıyla barışıyla ona kazandırıyor, vicdanlı insanların yardımları bile onlara kazandırıyor. Gazze’yi kurtarmak isteyen varsa buyursun işe buralardan başlasın. Böyle delikanlı var mıdır bilemiyorum.

Müslümanların kendi aralarında yaptıkları para transferlerinin gelirini buraya aktaracak bir sistemimiz bile yok.

Gazze için yanıp tutuşan insanımız hiç empati yaptı mı? Müslüman kardeşim bu haldeyken ben umrelerimi erteliyor, parasını Gazze’ye gönderiyorum diyen kaç Müslüman var bu toplumda?

Gazze bu haldeyken bindiği lüks arabaları en azından garaja çekip, kullanmaktan utanan kaç Müslüman var bu toplum da?

Gazze bu haldeyken en azından, evinin lüks eşyasını yenilemekten vaz geçen, bu ücretleri Gazze’ye gönderen kaç Müslümanız bu toplum da?

Gazze bu haldeyken çocuklar açlıktan ölüyorken, eğitim hakkından mahrum iken, bu toplumda kaç Müslüman çocuklarını kolejlerde okutmaktan hayâ edip vazgeçti, bu paraları kardeşlerine gönderen kaç Müslüman var bu toplum da?

Gazze de çocuklar ölüyor diyerek vicdan yapanlar, kendi çocuklarına doğum günü partileri, vermekten kaçınan kaç Müslüman var bu toplumda? Gazze’de yeni doğan çocuklar kuvözlerde ölüme terk edildiğini canlı yayında izleyip gözyaşı dökenlerimiz, kendi çocuklarını en lüks hastanelerde dünyaya getirmekten duydukları huzuru mutluluğu sosyal medya hesaplarımızdan paylaşmaktan geri duramadık.

Anadolu da bir kültür vardı, babalar toplum içinde çocuklarını sevmezdi, bunun sebebinin kurtuluş savaşında hemen her aileden bir yetimin olmasıydı. Bu yetimler babasızlığın ızdırabını yokluğunu hissetmesinler diye insanlar kendi çocuklarını sevmekten uzak dururdu. Sevgilerini içlerine atarlardı, evlerinde yalnızken severlerdi çocuklarını. Sahi Gazzeli bu kadar çocuk ölmüşken bu kadar yetim varken Suriye’de bu hassasiyeti gösteren kaç Müslüman kaldı bu toplumda!

Gazze de insanlar evsiz kaldığını canlı yayında izleyen bu toplumun Müslümanlarının kaç tanesi, yaşadığı lüks evlerini satıp sıradan bir eve taşındı. Artan parayı buraya gönderebilen kaç Müslüman duydunuz bu toplumda?

Oysa İsrail’i bu şekilde destekleyen dindaşlarını anlatıyoruz, onlar sadece mallarını ortaya koymuyorlar, dünyanın birçok ülkesinden savaşmak için gelen Siyonist olduğunu biliyoruz.

Biz yardım işini bile bu toplumda gariban dar gelirli insanımızdan topluyoruz, zenginlerimiz mallarının azalmasından korkuyorlar. Sizce bu işte bir tuhaflık yok mu? Oysa bizim kitabımız mülkün sahibi Allah’tır buyuruyor. Bizim toplumda atık mülkün sahibi gibi davranıyoruz!

Bütün bunları şöyle düşünün; Hz. Peygamber aramızda olsaydı yine aynı şekilde davranır mıydık?

Ya da Hz. Peygamber bugün bu toplumda yaşasaydı Gazze için neler yapardı, bizim yaptıklarımızı mı yapardı, yoksa bambaşka şeyler mi yapardı?

Kendi toplumunda “lime kuyusu”nu anlamayanlar, Hz. Osman olamayacaklarını, onu anlayamayacaklarını bilmeleri gerekiyor. Sahi Hz. Osman (r.a.) “lime kuyusu”nun yarısını satın alınca neden tüm halka ücretsiz yaptı. Allah’ın peygamberi bugüne, bizlere mesaj yolluyordu ta o zamandan, “sömürücülere karşı siz Müslümanlar işte böyle hareket ederseniz toplumu kimse sömüremez” diye haykırıyordu. Biz onu da anlayamadık.

Gazze’yi kurtarmak istiyorsak, önce kendi toplumumuzu kurtarmakla işe başlamamız gerekiyor. Eğer bugün Gazze’yi bize teslim etseler oraya dönük elle tutulur bir programımız var mı? Böyle bir planımızın olmadığını Suriye’de görüyoruz. Allah bize yeryüzünü inşa etmemizi emrediyor, biz ellerimizi açıp “Allah’ım sen onlara yardım et” diyoruz. Oysa Allah onlara sizin ellerinizle yardım edeceğini söylüyordu.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN