TUNUS VE MISIR AYAKLANMALARININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Hikmet ERTÜRK
06-02-2011 13:48
Batılı devletler şu günlerde Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali’nin halk isyanı sonucu ülkeden kaçmasının ardından yönetim kaosu yaşayan Tunus’ta 25 yıllık sıkı laik rejimin ardından İslamcı bir iktidarın gelip gelmeyeceği sorgulanmaya başlamışlar.
Bunun nedeni olarak gösterilen şey ise, Bin Ali rejiminin Londra’da sürgünde yaşamaya zorladığı, “Tunus’un Humeynisi” lakaplı Tunus İslamcı partisi Ennahda’nın (Yeniden Doğuş) Lideri Raşid Gannuşi’nin yıllar sonra ülkeye dönmesi. “Ennahda olmadan yeni bir hükümet kurulamaz” diyen Gannuşi, Tunus’a “İran modeli” getireceği konusundaki endişeleri dağıtmaya çalışıyormuş.
Gannuşi ayrıca bir açıklamasında Türkiye’de iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin görüşlerine çok yakın olduklarını ifade etmiş.
Ne diyelim, kendisi bilir, kendini nerede görmek istediği kendi seçimi.
Bu cümlelere, ben de şu şekilde birkaç cümle ekleyeyim. Acaba, laik medyanın deyimi ile, İslamcı liderler şeriat istiyorlar mı? Bu soru bu günlerde sıkça soruluyor ve tabiî ki laiklerin bu endişelerini yatıştırmak amaçlı bu liderlerden de bolca onları yatıştırıcı sözler sarf ediliyor. Anlaşılan o ki daha ne istediğini açıkça söyleyemeyen kimseler bu ümmete önderlik yapıyor.
Hepsi söz birliği etmişçesine İslam’ın ne olduğunu taleplerinin neyi kapsadığını söylemekten kaçınıyorlar?
Hatırlarsanız Türkiye’de de bir dönem İslam’ın öncüleri olarak gösterilen bir çok alim! ard arda “İslam’ın bir devlet talebinin olmadığını” söylemeye başlamışlardı. Tüm bunlar kanımca çok organize bir yapıyı işaret ediyor. Sanki bir el tüm bu isimlere Müslüman halklar adına bir şeyler söylettiriyor.
İşte bir örnek daha;
Mısır’da önde gelen muhalif grup Müslüman Kardeşlerin sürgündeki yetkilisi Eşref Abdülgaffar, Mısır’daki halk ayaklanmasının, Batı basınına yansıdığı gibi İhvan’ın isyanı değil, Mısır halkının ortak tepkisi olduğunu söylemiş.
Doğru söylemiş bence de Müslüman Kardeşlerin böyle bir vizyonu zaten hiç olmadı. Binlerce taraftarı öldürülüp işkencelerden geçirildiğinde bile kollarını kıpırdatmadan beklemeyi tercih ettiler.
Aslında Hasan El Benna özelinde ihvan Türkiyeli Müslümanlarca da çok doğru tanınmıyor. Türkiye’de bu harekete benzeyen cemaatlere çok sert eleştiriler yapılırken İhvan’a yapageldiklerinden dolayı hiç eleştiri gelmiyor. “Hapishanede özellikle Seyyid Kutub, İhvan’a göre “radikal” olan düşüncelerini ifade ettiğinde İhvan mensupları büyük tepkiyle karşılıyorlar. Hatta idama mahkûm olup, idam için götürülürken, İhvan mensuplarının büyük bir çoğunluğu “Cehenneme git Kutub! diye bağırıyorlar.” (Ercümend Özkan İle söyleşiler sayfa; 132 A.B. Bircan’ın Sorusu) Anlaşılan Seyyid Kutub’un son çıkışları o yıllarda bu hareket için rahatsızlık oluşturmuşa benziyor. Demem o ki bu cemaatin emperyalistlere karşı örnek alınacak fikirsel kimi net duruşları olsa da metotsal davranışları Türkiye’deki Nurcu akımlara daha çok benzemektedir.
İleri ki dönemlerde eğer ki bu halk ayaklanmaları İhvan tarzı İslami cemaatlere iktidardan pay verme şansı doğurursa halklarına nerelere taşıyacaklarını hep birlikte göreceğiz. Fakat şunu hemen belirtelim ki bu oluşumların maalesef siyasi basiretleri yok.
Takiyüddin el-Nebhani’nin bu hareketten ayrılma sebebini de bu bağlamda okuyabiliriz. Ama ne hikmetse Müslüman halklar bu tarz hareketleri omuzlarında taşımayı tercih ediyor.
Görülen o ki şu günlerde bu İslam coğrafyalarında uygulanan şeyler yıllar öncesinden planlanmış. Ve burada yıllardır Müslümanların farkına vardıkları emperyalist düşüncelerin bir bir gerçekleştiği görülüyor. Model olarak görülenler ise maalesef bizden! birileri. Her halde ne kadar övünsek azdır!
Oluşan resim bizlere o coğrafyadaki hak arayışlarının renginin İslam olmadığını gösteriyor. Ancak bu halkların sebebi ne olursa olsun böyle bir cesaret göstermeleri de önemsenecek bir durumdur. Bize düşen ise bu aktörler içerisinde yer alan Müslümanların nasıl bir tutum sergilediklerini iyi gözlemlemektir. Buradan çıkan sonuçlara göre bu uygulamaların Müslümanları nereye götürdüğünden dersler çıkarabiliriz. Fakat bu dersleri çıkartırken inşallah kendimizi de darı ambarında zannetmeyiz. Kendimiz ve orada yaşayan Müslümanlar arasındaki kültürel fark ve mücadelesel tecrübelerimizi iyi etüt etmeliyiz. Sonra çok büyük hayal kırıklıkları ile karşı karşıya kalabiliriz. Fakat burada kesin olan bir şey var ki halka rağmen hiçbir şey ayakta kalamıyor. Öyle ya da böyle bu çağın Firavunlarının devrilişini izlemek bu çağa tanıklık adına güzel bir şey. İleride bir şeyin açıklığa kavuşması gerekiyor. Burada ayaklanan halk gerçekten yıllardır kendilerine yapılan zulümlere karşı kendi istek ve becerisi ile mi meydanlara inmiştir? Eğer böyle ise dış aktörler bu ayaklanmalar karşısında hazırlıksız yakalanmış olabilir. Ve tüm bu dış çabalar bu kalabalıkları kendi istedikleri yöne kanalize etme uğraşısı olabilir. Fakat olayların çok öncelerini göz önüne alıp resme bir bütün olarak bakarsak bence tüm bunlar planlı bir projenin ürünüdür. Bunu ilerleyen günlerde sonuca bakarak göreceğiz. Şuan sebebi ne olursa olsun bize düşen bu mazlum halkın acılarını, geçmişte çektikleri sıkıntılarını önemsemek, şehidleri için saygı duymak düşer.
Son söz: Umulur ki bu halklar tıpkı İran’da olduğu gibi sadece ve sadece İslam’ın hakim olması içinde meydanları doldurmayı göze alabilirler. Fakat şunu unutmamak gerekir ki;
“Bir toplum kendilerinde bulunan (iyi davranışlar)ı değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği bir nimeti değiştirmez ve şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." (Enfal–53)
Selam ve dua ile…
- 21-05-2020 ASIK SURAT
- 30-09-2016 YUSUF (A.S.) KISSASI VE DÂVET METODU
- 18-11-2015 DOĞRU KAVRAYIŞLI BİR ADAM
- 14-01-2015 ONLARIN İŞLERİ ARALARINDA DANIŞMA İLEDİR
- 30-08-2014 FARKINDA OLMADAN YAŞANAN HAYATLAR
- 22-07-2014 ŞEHİD GAZZE
- 13-05-2014 SÜREGELEN TEKRARLAR
- 12-04-2014 BATI'NIN KAVRAMLARI
- 11-03-2014 YALNIZ HAYATLAR
- 15-12-2013 DOĞRU DİN BİRDİR, DEĞİŞMEZ!
- 28-10-2013 GEÇMİŞİN DİLİ
- 12-09-2013 KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYDİK
- 04-09-2013 MISIR'DA SİVİL DİRENİŞ
- 03-07-2013 HASBİHAL
- 04-05-2013 ULUS KİMLİK
- 29-03-2013 BEŞERİ SİSTEMLER VE MÜSLÜMANLAR
- 19-02-2013 VAHDET ÜZERİNE
- 09-01-2013 ŞÛRA VE DEMOKRASİ
- 08-11-2012 PEYGAMBER (s) BİZLERE NEYİ EMRETTİ
- 27-09-2012 NEREDEN BAŞLAYALIM?
- 28-06-2012 FAUST
- 29-05-2012 YAHUDİ VE HIRİSTİYANLAR DA CENNETE GİDECEKLER Mİ?
- 20-04-2012 MÜSLÜMAN OLARAK YAŞLANMAK
- 14-03-2012 SINAVA DÂHİL OLMAK
- 14-02-2012 AŞK, SEVGİ, "SEVGİLİLER GÜNÜ"
- 12-01-2012 İNFAK: EN SEVDİKLERİMİZDEN
- 17-11-2011 AMERİKAN BAHARI
- 06-10-2011 OLUMSUZ BAĞIŞIKLIKLAR
- 15-09-2011 KISKANÇLIK/HASET
- 20-07-2011 KENDİNİ BEĞENMİŞLİK
- 17-06-2011 İKİYÜZLÜLÜK
- 11-05-2011 BÜYÜKLENMEK
- 11-04-2011 DÜNYA SEVGİSİ
- 08-03-2011 "KAZA" VE "KADER"
- 06-02-2011 TUNUS VE MISIR AYAKLANMALARININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
- 01-02-2011 DÜRÜST ADAM, HIRSIZ ÜLKE
- 11-01-2011 İktibas Dergisi'nin 31. Yılı
- 16-12-2010 O gün
- 29-11-2010 SULANDIRILAN KAVRAMLARIMIZ VE GÜNDEMİMİZ
- 12-11-2010 KURBAN BAYRAMINDA İSLAM COĞRAFYALARI
- 19-10-2010 TEK DİN İSLAM
- 20-09-2010 MÜSLÜMAN OLMAM NEYİ GEREKTİRİR?
- 23-08-2010 UMRE İZLENİMLERİ
- 27-07-2010 RAB VE İLAH KAVRAMLARINI YENİDEN HATIRLAMAK
- 25-06-2010 İLK GÜNKÜ GİBİ OLABİLMEK
- 26-05-2010 AZ KALSIN MÜSLÜMAN KALAMAYACAKLARDI…
- 29-04-2010 MECNUN’UN DEVESİ
- 12-04-2010 "ESKİLERİN MASALLARI"
- 25-03-2010 GÖKYÜZÜNÜN ERİMİŞ MADEN GİBİ OLACAĞI GÜN
- 03-03-2010 KAVGAYI GÖRMEK GEREK
- 22-02-2010 GERÇEK TAKVA SAHİPLERİ
- 25-01-2010 DOĞRU DİN BİRDİR, DEĞİŞMEZ!
- 05-01-2010 İMANIN HAKİKATİ
- 15-12-2009 KÖKTEKİ BİLİNÇ
- 01-12-2009 HİCRET
- 30-10-2009 AHDE VEFA
- 04-10-2009 İÇİMİZDEKİ 'BEN'
- 08-09-2009 ORUÇ, "GIYBET"İ YOK ETMELİ
- 13-08-2009 RAMAZAN AYI KUR’AN AYIDIR
- 14-07-2009 ALLAH'IN İSİMLERİNİ EZBERLEMEK
- 18-06-2009 NUH'UN GEMİSİ
- 19-05-2009 EBU LEHEB’İN ELLERİ KURUSUN!
- 21-04-2009 SAHİPLİĞİ DEĞİL ŞAHİTLİĞİ OMUZLAMAK
- 14-04-2009 ÇEÇENİSTAN’I UNUTMAYALIM–2
- 24-03-2009 YOL AYRIMI
- 16-03-2009 ÇEÇENİSTAN’I UNUTMAYALIM
- 26-02-2009 28 ŞUBAT TAMAM, YA İÇİMİZDEKİ 28 ŞUBATLAR
- 08-02-2009 MÜNAFIKLAR HAKKINDA…
- 14-01-2009 ŞEHİD GAZZE
- 22-12-2008 SABIR GÜNLERİ
- 29-11-2008 ÖZGÜVEN İÇERİSİNDE YOL ALMAK
- 10-11-2008 YUSUF KISSASI VE DAVET METODU
Makaleler
Hava Durumu