"emeyi" Arama Sonuçları
Kurban İçin, Bıçağından Önce Bilincini Bile!
Şimdi sen ey Müslüman! Kurban Bayramı için bıçağını bileme derdine düşecek yerde, bilincini bilemeyi öncelemelisin. Bıçağı bilemek, kurbanlık alıp boğazlamak vs bunlar işin madde ve biçim boyutları. Kurbanın neye tekabül ediyor, hayatında Allah için feda edeceğin hangi vazgeçilmezini sembolize ediyor? İşin bu anlam ve bilinç kısımlarına odaklan ve bilincini bilemeye bak.
Şimdi sen ey Müslüman! Kurban Bayramı için bıçağını bileme derdine düşecek yerde, bilincini bilemeyi öncelemelisin. Bıçağı bilemek, kurbanlık alıp boğazlamak vs bunlar işin madde ve biçim boyutları. Kurbanın neye tekabül ediyor, hayatında Allah için feda edeceğin hangi vazgeçilmezini sembolize ediyor? İşin bu anlam ve bilinç kısımlarına odaklan ve bilincini bilemeye bak.
Kemalist rejim, filmlerde "Allah" demeyi bile yasaklamış
“Türkiye’de Sinema Sansürünün Tarihi” ismiyle yayınlanan kitap, 1932 ile 1988 yılları arasındaki Film Denetleme Kurullarının aldığı sansür kararlarını içeriyor. Kitaptaki bilgiler, İslam'a karşı düşmanca tavrın sadece senarist ve yönetmenlerden kaynaklanmadığı, devletin dine dair tüm sahneleri bir bir sansürlediği ve yapımcıları uyardığı ortaya çıktı.
“Türkiye’de Sinema Sansürünün Tarihi” ismiyle yayınlanan kitap, 1932 ile 1988 yılları arasındaki Film Denetleme Kurullarının aldığı sansür kararlarını içeriyor. Kitaptaki bilgiler, İslam'a karşı düşmanca tavrın sadece senarist ve yönetmenlerden kaynaklanmadığı, devletin dine dair tüm sahneleri bir bir sansürlediği ve yapımcıları uyardığı ortaya çıktı.
Lâ diyemeyince...
Talut ve İsrailoğulları sefere çıktıkları bir zaman diliminde, bir ırmaktan geçmeleri gerekiyordu. Ancak Allah azze ve celle, Talut ve askerlerine ırmağı geçerken bir avuç dışında, fazla su içmemeleri konusunda emir buyurdu. Çok susayan ordu için bu imtihan büyük bir imtihandı. Allah azze ve celle ordunun içerisinden, en ufak bir imtihanda bile orduyu yarı yolda bırakacak, “La bilincinden” uzak, iradesi zayıf halkaları temizlemek istiyordu.
Talut ve İsrailoğulları sefere çıktıkları bir zaman diliminde, bir ırmaktan geçmeleri gerekiyordu. Ancak Allah azze ve celle, Talut ve askerlerine ırmağı geçerken bir avuç dışında, fazla su içmemeleri konusunda emir buyurdu. Çok susayan ordu için bu imtihan büyük bir imtihandı. Allah azze ve celle ordunun içerisinden, en ufak bir imtihanda bile orduyu yarı yolda bırakacak, “La bilincinden” uzak, iradesi zayıf halkaları temizlemek istiyordu.
Siyonist Bakan: "Rusya, İsrail’in hava saldırılarını engellememeyi kabul etti"
Siyonist işgal rejimi İskan Bakanı Zeev Elkin, Soçi’de bir araya gelen Putin ve Bennett arasındaki görüşme sonucunda, Rusya’nın, İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarını ‘engellememeyi’ kabul ettiğini duyurdu.
Siyonist işgal rejimi İskan Bakanı Zeev Elkin, Soçi’de bir araya gelen Putin ve Bennett arasındaki görüşme sonucunda, Rusya’nın, İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarını ‘engellememeyi’ kabul ettiğini duyurdu.
Kudüs Şeyh Cerrah Mahallesi olayları ve muhtemel Mescid-i Aksa baskını (VİDEO)
Şeyh Cerrah Mahallesinde yaşayan Kudüs'lü Müslümanlar evlerinden zorla çıkarılarak yerine Yahudi yerleşimciler iskan ediliyor. Ayrıca 10 Mayıs tarihinde onbinlerce fanatik yahudi Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemeyi planlıyor. Muharrem Güneş konuyla ilgili olarak İslami kamuoyunu uyarıyor ve teyakkuz çağrısı yapıyor...
Şeyh Cerrah Mahallesinde yaşayan Kudüs'lü Müslümanlar evlerinden zorla çıkarılarak yerine Yahudi yerleşimciler iskan ediliyor. Ayrıca 10 Mayıs tarihinde onbinlerce fanatik yahudi Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemeyi planlıyor. Muharrem Güneş konuyla ilgili olarak İslami kamuoyunu uyarıyor ve teyakkuz çağrısı yapıyor...
Neden, hak ölçülerle uyaran mü’minleri dışlayıp imanına zulüm bulaştıranları “veli” edindik?
Evet, maalesef bu hakikat biz Müslümanlar içinde de tezahür etmekte ve kardeşlerimizin Allah’ın bu emrini yerine getirmelerine tahammül edemeyip dışlayıcı ve irtibatı koparıcı tepkiler verebilmekteyiz. Bu husus hepimizi çokça düşündürmeli ve İslamî ölçü ve ahlakla bağdaşmayan bu yanlıştan bir an önce kurtulma çabası içine girmeli değil miyiz?
Evet, maalesef bu hakikat biz Müslümanlar içinde de tezahür etmekte ve kardeşlerimizin Allah’ın bu emrini yerine getirmelerine tahammül edemeyip dışlayıcı ve irtibatı koparıcı tepkiler verebilmekteyiz. Bu husus hepimizi çokça düşündürmeli ve İslamî ölçü ve ahlakla bağdaşmayan bu yanlıştan bir an önce kurtulma çabası içine girmeli değil miyiz?
Mushaf’ın sayfalarını yırtmak mı, Kur’an’ın hükümlerini çiğnemek mi daha büyük suçtur?
Devlet, Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmese de olur. Ama, aman ha, kimse Kitabımın yazıldığı sayfaları kitaptan yırtmasın. Yırtanlara engel olun. Mushaf’a saygısızlık yaptırmayın. Ancak, o Kitabı önemsemeyin, mehcur bırakın, sanki Kitapsızmışsınız gibi yaşayın. Okullarınız başka kitapları baştacı etsin, Devletin Anayasa adlı başka kutsal kitabı olsun, onu tatbik etsin. Ekonomide “para” adlı başka kitabınız olsun... Böyle mi diyor Rabbimiz?
Devlet, Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmese de olur. Ama, aman ha, kimse Kitabımın yazıldığı sayfaları kitaptan yırtmasın. Yırtanlara engel olun. Mushaf’a saygısızlık yaptırmayın. Ancak, o Kitabı önemsemeyin, mehcur bırakın, sanki Kitapsızmışsınız gibi yaşayın. Okullarınız başka kitapları baştacı etsin, Devletin Anayasa adlı başka kutsal kitabı olsun, onu tatbik etsin. Ekonomide “para” adlı başka kitabınız olsun... Böyle mi diyor Rabbimiz?
İslam'ın hakimiyet iddiasından vazgeçemeyiz, fakat hakikati bu iddiamıza kurban edemeyiz (VİDEO)
Hutbe: İslam'ın Hakimiyet İddiasından Vazgeçemeyiz, Fakat Hakikati Bu İddiamıza Kurban Edemeyiz - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim Merkezi - 14 Cemaziyelevvel 1441 / 10 Ocak 2019
Hutbe: İslam'ın Hakimiyet İddiasından Vazgeçemeyiz, Fakat Hakikati Bu İddiamıza Kurban Edemeyiz - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim Merkezi - 14 Cemaziyelevvel 1441 / 10 Ocak 2019
Şimdi insan için itikâf vakti
Ramazan ancak talip olanlara öğretir. Yemek yerine aç kalmayı, konuşmak yerine susmayı, hız yerine yavaşlamayı, öfke yerine sabrı, biriktirmek yerine dağıtmayı, “ben” demek yerine “sen” demeyi, “biz” demek yerine “siz” demeyi, açılmak yerine çekilmeyi, isteyerek değil istemeyerek özgürleşmeyi, sahip olarak sevinmeyi değil sahip kılarak sevinmeyi, sınırlarımızı dünya ve âlem ötesine taşımayı, Allah'a kalben yaklaşmayı, el uzatmayı, el tutmayı, el vermeyi, veren el olmayı öğretir.
Ramazan ancak talip olanlara öğretir. Yemek yerine aç kalmayı, konuşmak yerine susmayı, hız yerine yavaşlamayı, öfke yerine sabrı, biriktirmek yerine dağıtmayı, “ben” demek yerine “sen” demeyi, “biz” demek yerine “siz” demeyi, açılmak yerine çekilmeyi, isteyerek değil istemeyerek özgürleşmeyi, sahip olarak sevinmeyi değil sahip kılarak sevinmeyi, sınırlarımızı dünya ve âlem ötesine taşımayı, Allah'a kalben yaklaşmayı, el uzatmayı, el tutmayı, el vermeyi, veren el olmayı öğretir.
Muhammed (s.a.s) bize misafir olarak gelse!
Haklı olarak “ Ey bana iman ettiğini söyleyenler neden benim getirdiğim şeriati tatbik etmiyorsunuz” dediğinde acaba O’na iman ettiğini, O’nun canlarından çok sevdiğini söyleyen insanların bir kısmı, meclisin sıralarına vurarak onun protesto mu ederlerdi? Kimileri de; “çıkarın bunu buradan burası devlete meydan okunacak yer değil” der ve O’nu meclisten mi kovarlardı? Kimileri de; “efendim konjonktür böyle biz sizin getirdiğiniz şeriati tatbik edemeyiz, sizin getirdiğini şeriat çağımızın gereksimlerine uygun değil” mi derlerdi? “Biz devletin nasıl yönetileceğini sizden ve Allah’tan daha iyi biliriz” mi derlerdi?
Haklı olarak “ Ey bana iman ettiğini söyleyenler neden benim getirdiğim şeriati tatbik etmiyorsunuz” dediğinde acaba O’na iman ettiğini, O’nun canlarından çok sevdiğini söyleyen insanların bir kısmı, meclisin sıralarına vurarak onun protesto mu ederlerdi? Kimileri de; “çıkarın bunu buradan burası devlete meydan okunacak yer değil” der ve O’nu meclisten mi kovarlardı? Kimileri de; “efendim konjonktür böyle biz sizin getirdiğiniz şeriati tatbik edemeyiz, sizin getirdiğini şeriat çağımızın gereksimlerine uygun değil” mi derlerdi? “Biz devletin nasıl yönetileceğini sizden ve Allah’tan daha iyi biliriz” mi derlerdi?
Müslümanların bâtıl olana benzemesi, hangi süreçlerde ve nasıl gerçekleşmektedir?
Bozulma ve menfi manada dönüşümün yaşanmaması ve her şartta istikametin korunması için yapılması gerekenler, Kur’an’da gösterilmiş ve Rasûlün önderliğindeki ilk örnek nesil tarafından da pratize edilmiş bulunmaktadır. Arınmak, korunmak ve sırat-ı müstakim üzere bir hayatı yaşamak için, Allah’a, Rasûlüne ve indirdiği Kitaba imanın ve teslimiyetin gereği olarak, hayatın (kamusal-özel, bireysel-toplumsal) hiçbir alanında, hiçbir zaman ve hiçbir sebeple Allah unutulmayacak ve Allah yokmuş gibi davranılmayacaktır. Aksi takdirde, hayatında Allah’ın zikrini hâkim kılmayan insan, Rabbine ve kendisine yabancılaşıp şeytanın yoluna girmekte, hayatını hevasının ve şeytanın arzularına göre düzenleyerek yozlaşmaya, savrulma ve dönüşüm sürecini yaşamaya başlamaktadır. Üstelik zamanla kanıksanarak ilerleyen bu taviz ve yozlaşma sürecindeki büyük dönüşümünü fark bile edemeyip hâlâ kendisini Hak yolda zannedebilmektedir.
Bozulma ve menfi manada dönüşümün yaşanmaması ve her şartta istikametin korunması için yapılması gerekenler, Kur’an’da gösterilmiş ve Rasûlün önderliğindeki ilk örnek nesil tarafından da pratize edilmiş bulunmaktadır. Arınmak, korunmak ve sırat-ı müstakim üzere bir hayatı yaşamak için, Allah’a, Rasûlüne ve indirdiği Kitaba imanın ve teslimiyetin gereği olarak, hayatın (kamusal-özel, bireysel-toplumsal) hiçbir alanında, hiçbir zaman ve hiçbir sebeple Allah unutulmayacak ve Allah yokmuş gibi davranılmayacaktır. Aksi takdirde, hayatında Allah’ın zikrini hâkim kılmayan insan, Rabbine ve kendisine yabancılaşıp şeytanın yoluna girmekte, hayatını hevasının ve şeytanın arzularına göre düzenleyerek yozlaşmaya, savrulma ve dönüşüm sürecini yaşamaya başlamaktadır. Üstelik zamanla kanıksanarak ilerleyen bu taviz ve yozlaşma sürecindeki büyük dönüşümünü fark bile edemeyip hâlâ kendisini Hak yolda zannedebilmektedir.
Uzak olan, daha uzak olandan daha yakındır; Geç olan, daha geç olandan daha erkendir
Neyin zor ve neyin kötü olduğunu da bilemeyiz. Herkese kendi derdi büyük, kendi işi zor gelir. Herkes, başkasının derdini küçük, işini kolay görür. Herkes, karşısındakinin sahip olduğu nimetleri görür ama diğer sıkıntılarını görmez. “Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür” sözünün bir anlamı da budur. Oysa diğer insanların dert ve sıkıntılarını bilmeyiz. Belki o insanlar da bizim yerimizde olmak isterler.
Neyin zor ve neyin kötü olduğunu da bilemeyiz. Herkese kendi derdi büyük, kendi işi zor gelir. Herkes, başkasının derdini küçük, işini kolay görür. Herkes, karşısındakinin sahip olduğu nimetleri görür ama diğer sıkıntılarını görmez. “Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür” sözünün bir anlamı da budur. Oysa diğer insanların dert ve sıkıntılarını bilmeyiz. Belki o insanlar da bizim yerimizde olmak isterler.
Özgürlük yanılsaması gözetlendiğimiz gerçeğini unutturuyor
Sosyolog Nazife Şişman ile, dijital çağda kurgulanan kimlikleri, gözetlenme ve dikizlemeyi, 7/24 çevrimiçi olmayı bütün bunların eşliğinde dijital çağda Müslüman kalabilmenin mümkünlüğünü son kitabı Dijital Çağda Müslüman Kalmak üzerinden konuştuk.
Sosyolog Nazife Şişman ile, dijital çağda kurgulanan kimlikleri, gözetlenme ve dikizlemeyi, 7/24 çevrimiçi olmayı bütün bunların eşliğinde dijital çağda Müslüman kalabilmenin mümkünlüğünü son kitabı Dijital Çağda Müslüman Kalmak üzerinden konuştuk.
Müslümanlar apartman yığınlarını ‘mahalle’ zannediyor
''Mahalle, kırk haneden oluşur. Kırk kapı komşu birbirine kefildir. Avarız akçası da bu kefaletin senedidir. Bir şehir, mahallelerden oluşur. Şehir inşa edemezsek medeniyet de inşa edemeyiz.'' Lütfi Bergen, 'Şehir Sünnettir' kitabı etrafında Yağız Gönüler'in sorularını cevapladı.
''Mahalle, kırk haneden oluşur. Kırk kapı komşu birbirine kefildir. Avarız akçası da bu kefaletin senedidir. Bir şehir, mahallelerden oluşur. Şehir inşa edemezsek medeniyet de inşa edemeyiz.'' Lütfi Bergen, 'Şehir Sünnettir' kitabı etrafında Yağız Gönüler'in sorularını cevapladı.
Sistemle savaşımız ve kölelikten kurtuluş
O halde siyaset ve siyasetçi değişse bile sistem var olacaktır. Bu sefer Müslümanca ezileceğiz. Çünkü var olan sistem içerisinde İslami bir duruş sergileyemeyiz.
O halde siyaset ve siyasetçi değişse bile sistem var olacaktır. Bu sefer Müslümanca ezileceğiz. Çünkü var olan sistem içerisinde İslami bir duruş sergileyemeyiz.
Akîdeye karşı savaş!
Bugünkü modern ‘kabile’cilik evet, akideye galip gelmiştir fakat ortada dişe dokunur bir akide mücadelesi yoktur. Bu, akide mücadelesi hiç yoktur anlamında değildir kesinlikle. Tabi ki bir mücadele var ama bu henüz bebeklik seviyesinde bir mücadeledir. Bu ‘bebeklik’ seviyesindeki mücadele çok mühimdir ve bu aşamadaki mücadele sahiplerine rabbimiz Allah seslenmekte ve şöyle buyurmaktadır özet olarak: Üzülmeyin, gevşemeyin, mümin olduğunuz sürece sizler en üstünsünüz! Bu üstünlüğe imanımız sonsuzdur. Bu açıdan me’yus da değiliz.
Bugünkü modern ‘kabile’cilik evet, akideye galip gelmiştir fakat ortada dişe dokunur bir akide mücadelesi yoktur. Bu, akide mücadelesi hiç yoktur anlamında değildir kesinlikle. Tabi ki bir mücadele var ama bu henüz bebeklik seviyesinde bir mücadeledir. Bu ‘bebeklik’ seviyesindeki mücadele çok mühimdir ve bu aşamadaki mücadele sahiplerine rabbimiz Allah seslenmekte ve şöyle buyurmaktadır özet olarak: Üzülmeyin, gevşemeyin, mümin olduğunuz sürece sizler en üstünsünüz! Bu üstünlüğe imanımız sonsuzdur. Bu açıdan me’yus da değiliz.
"Sizi kışkırtarak kendimize benzeteceğiz"
Hamid Golpira şöyle yazmıştı: Zulme karşı mücadele azmimizi korumalıyız fakat mücadelede düşmanın ahlaksız ve adaletsiz yöntemlerini benimsememeliyiz. İnsanlığımızı kaybetmemeliyiz. Zalimlerin başlıca emellerinden birisi de bu zaten: Bize insanlığımızı kaybettirmek... Onlar bizi insan olarak görmüyorlar ama biz onları insan olarak görmekten (ve onlarla mücadelede insan haklarını gözetmekten) vazgeçemeyiz. Aksi takdirde bizi kendilerine benzeterek savaşı kazanmış olurlar.
Hamid Golpira şöyle yazmıştı: Zulme karşı mücadele azmimizi korumalıyız fakat mücadelede düşmanın ahlaksız ve adaletsiz yöntemlerini benimsememeliyiz. İnsanlığımızı kaybetmemeliyiz. Zalimlerin başlıca emellerinden birisi de bu zaten: Bize insanlığımızı kaybettirmek... Onlar bizi insan olarak görmüyorlar ama biz onları insan olarak görmekten (ve onlarla mücadelede insan haklarını gözetmekten) vazgeçemeyiz. Aksi takdirde bizi kendilerine benzeterek savaşı kazanmış olurlar.
Mevla Allah'ın kendisidir, Mevlana (Mevlamız) Allah'tır
Bize terbiye veren birine Rabbim diyemiyorsak, dost olan birine de Mevlana diyemeyiz. Ha ben derim diyen varsa, buyursun desin, sonuçta demokrasinin put olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Bize terbiye veren birine Rabbim diyemiyorsak, dost olan birine de Mevlana diyemeyiz. Ha ben derim diyen varsa, buyursun desin, sonuçta demokrasinin put olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Abbas Sisi'ye desteğini yineledi
Mahmud Abbas, Mısır'ın Gazze'deki tünellere yönelik operasyonlarına destek verdi, "Mısır'a yönelik tehlikelere karşı alınacak her türlü önlemi desteklemeyi sürdüreceğiz" dedi.
Mahmud Abbas, Mısır'ın Gazze'deki tünellere yönelik operasyonlarına destek verdi, "Mısır'a yönelik tehlikelere karşı alınacak her türlü önlemi desteklemeyi sürdüreceğiz" dedi.
Selahaddin’den Ahmed Yasin’e ümidi diri tutmak
“Benim bütün Müslüman gençlere nasihatim en başta İslam ahlakıyla ahlaklanmalarıdır. Doğruluk, güvenilirlik, ahde vefa, sevgi, kararlılık, çalışma ve üründe ihlas, Müslümanlarla yardımlaşmak ve onların dertleriyle dertlenmek de İslam ahlakının gereklerindendir. Allah yolunda cihad ve Allahu Teala’nın kelamının en yüce olması için başkalarıyla yardımlaşmakda İslam ahlakının gereklerinden biridir. Müslümanlara da ilme önem vermelerini tavsiye ediyorum. İlim gelecekte bizim düşmanımıza karşı zafer elde etmekte kullanacağımız silahımız olacak. Cehaletle zafer elde edemeyiz. Dini, dünyayı ve ahireti kuşatacak bir ilimle ancak zafer elde edebiliriz.”
“Benim bütün Müslüman gençlere nasihatim en başta İslam ahlakıyla ahlaklanmalarıdır. Doğruluk, güvenilirlik, ahde vefa, sevgi, kararlılık, çalışma ve üründe ihlas, Müslümanlarla yardımlaşmak ve onların dertleriyle dertlenmek de İslam ahlakının gereklerindendir. Allah yolunda cihad ve Allahu Teala’nın kelamının en yüce olması için başkalarıyla yardımlaşmakda İslam ahlakının gereklerinden biridir. Müslümanlara da ilme önem vermelerini tavsiye ediyorum. İlim gelecekte bizim düşmanımıza karşı zafer elde etmekte kullanacağımız silahımız olacak. Cehaletle zafer elde edemeyiz. Dini, dünyayı ve ahireti kuşatacak bir ilimle ancak zafer elde edebiliriz.”
Makaleler
Hava Durumu