KURBAN
Yasin AYDOĞAN
26-12-2007 17:27
Hakim uygulamalara bakıldığında şu şekilde tezahür ediyor:
“Niyet ettim kurban kesmeye, kavurma yapıp tenekeye basmaya.”
Muhabbete bakın:
"Vallahi maşaAllah iyi mal aldık ha! En az 300 kilo et verir. Kilosu 12 milyondan hesap etsek üç milyar altıyüz milyon. Biz iki milyar beşyüze aldık, kardayız!"
Gardaşlar: “Kurbanı et için kesenlerin payına et.
Kurbanı Allah için kesenlerin payına cennet düşermiş.
Amaç et yemekse bu kadar zahmete ne gerek var ki? Kasaptan almak çok daha kolay.
Kurban aslında şu anlama gelirmiş: “Allah’ım bu kurbanı senin rızan için kesiyorum. Bu benim sana adadığımdır. Ben de sana kurbanım Allah’ım. Kendimi de sana adayacağım.”
Rabbimiz kerim kitabında, Hacc suresinde nasıl bir bakış ve anlayışa sahip olmamız gerektiğini ayan beyan ortaya koymuş. Biz cüceyiz, bize yüce olana sadakat yakışır, yaraşır.
“Onların (kesilen kurbanların) ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşmaz. Sizden Allah’a sadece takvanız, sorumluluk bilinciniz ulaşır.” (Hac 37)
Kurban yaklaşmak, yakın olmak anlamına geliyor.
Aslında her Salih amelimiz kurbandır. Çünkü bizi yakınlaştırır, yakın eyler.
Kurbiyyet, akraba, takrib, takarrüb, mukarebe, mukarreb hep aynı kök (Gaf-ra-be-Garube) fiilden türeyen kelimeler.
Her kurban halis bir niyetle ve sadece rızaen lillah ise bizi Allah’ a yaklaştıran bir hayırlı ameldir.
Her amelde yine aynı vasfı haiz ise Kurban’ dır.
Hayat boyu eğer adayabilmiş, adanabilmişsek çok kurbanımız var.
Müslümanların, yüce Allah'ın emri olan bu baş tacı kurban emrini ifasına katliam diyenler, sofralarından en pahalı et mamüllerini, jambon, pirzola ve pastırmayı eksik etmiyorlar. Onlar iki yüzlü ve iğrenç bir anlayışın acınacak köleleridirler. Onlar göbek büyütürken, tıkınırken yesinler diye kesilenler katliam olmuyor! Kaldı ki onların sofralarında olandan muhtaçlara zırnık bile düşmüyor.
Biz, şanı yüce Rabbimizin hikmet dolu hükümlerine canı gönülden, yüreğin en derininden, seve seve itaat ederiz. Bizim her amelimiz vermeyi, paylaşmayı, bölüşmeyi, muhtaçlara pay ayırmayı öğretir. Sevgili önderimiz (a.s.), ancak verebildiklerimizin bize ait olduğunu öğretiyor. Rabbimizin rızası için ayırabildiklerimizin bizim olduğunu, bunun hanemize yazılacağını ta’lim ediyor.
Hz. Aişe annemizle kesilen bir kurban etinden taksim ederlerken der ki : “Ya Aişe şu parçayı falana, şu parçayı filana ayır. Sonunda sorar Hz. Peygamber: Bize ne kaldı ya Aişe? Kalan az bir parçayı işaretle gösteren annemiz: Ya Rasulallah bize de bu kaldı, der. Rasulullah'ın cevabı muhteşemdir: Hayır ya Aişe, verdiklerimiz bize kaldı.
Hikmetin başöğretmeni efendimizin bu muazzam öğretisini ifadeden sonra fazla söze ne hacet.
Biz yaklaşmak/yakınlaşmak için kurban ederiz.
Vermek/verebilmek/paylaşmak için kurban ederiz.
Veren Rabbimizdir. Verdiklerimiz O’nun verdiklerinden ayırdıklarımız ve ayırmamız emredilendir.
Aziz İslam peygamberi Hz. İbrahim’in en değerli varlığıydı oğlu İsmail (a.s.). En değerli olanı adadı Hz. İbrahim. Aslında kurbanlarımız bizim İsmaillerimizdir. Her kurban Hz. İsmail'i sembolize eder. Yani bizler en değerli varlığımızı adayabilecek miyiz, Allah yoluna verebilecek miyiz?
İsmailimizden şanı yüce rabbimiz için vazgeçebilecek miyiz? Mesele budur.
Mensubu bulunmakla müftehir olduğumuz Aziz İslam'ın her emrinde bir hikmet, anlam, değer var.
Kurbanımız Kur’an’a kurban olacak bir hayata vesile olsun....
Kurbanımız, Ömderimiz Haz. Nebi'nin yoluna kurban olacak bir hayata vesile olsun....
Kurbanımız aziz İslam'a, iman davasına kurban olacak bir hayata vesile olsun....
- 07-01-2018 SORMAK SORUMLULUKTUR
- 14-11-2017 ARZ’IMIZ IRZ’IMIZDIR
- 06-11-2016 MESCİD-İ AKSA
- 26-10-2016 KUDÜS VE BİZ
- 04-10-2016 NEBEVİ HAREKETE DAİR ÇIKARIMLAR
- 22-05-2016 DİN GÖREVLİSİ YOK, İSLAM'IN İNSANI VAR
- 10-02-2016 AHLAK
- 15-09-2015 SINAV/İMTİHAN ÖLÜNCE BİTER
- 29-08-2015 FANATİZM
- 28-02-2014 KRİZ, FAİZİN ÇOCUĞUDUR
- 08-12-2013 MÜSLÜMAN OLMAK YETMİYOR MU?
- 02-05-2013 ÖZELEŞTİRİ
- 27-04-2013 PEYGAMBERLİK MİSYONU
- 13-02-2013 BÜYÜME HIRSI
- 13-01-2013 SİLAH SESİ
- 20-09-2011 HACCA DOĞRU
- 15-07-2011 TESETTÜR, KADININ DIŞARIDAKİ EVİDİR
- 06-06-2011 GERÇEK TERÖR
- 15-05-2011 HALİS DİN`E MUZAHREFAT KARIŞTIRMAYALIM
- 05-05-2010 ÂLEMLERE RAHMET BİR DİN
- 22-04-2010 DİN’İN EGEMENLİK İDDİASI YOK MU?
- 15-04-2010 TELKİN
- 14-03-2010 KUNDAK VE KEFEN
- 16-02-2010 HUZUR AMA NEREDE?
- 12-02-2010 FESAD VE FESADCILAR
- 23-11-2009 KANUN’SUZ TOPLUM, AHLAK’SIZ KANUN, DİN’SİZ AHLAK OLMAZ
- 11-11-2009 TE’LİF HAKKI
- 30-09-2009 DİN GÖREVLİSİ YOK İSLAM’IN İNSANI VAR
- 29-08-2009 SEYAHAT İBADETTİR: İRAN İZLENİMLERİ
- 28-05-2009 ARKAMIZA BAKMAYALIM
- 10-05-2009 EL VE KALEM
- 27-04-2009 BİZ MÜSLÜMANIZ
- 30-03-2009 KAYBETTİĞİMİZ DEĞERLER
- 09-03-2009 BORÇ HUKUKU
- 02-03-2009 KANAAT EN BÜYÜK ZENGİNLİKTİR
- 20-01-2009 GAZZE: REMZ-UL İZZE
- 03-01-2009 YIPRATMA KAMPANYASI NEYE HİZMET EDİYOR
- 24-12-2008 BİZ MİNA'DA, MUNTAZAR IRAK'TA...
- 20-11-2008 KRİZ FAİZİN ÇOCUĞUDUR
- 14-11-2008 BAŞARILI OLMAK
- 25-10-2008 DİN; VERMEKTİR
- 14-05-2008 "ANNELER GÜNÜ"
- 20-03-2008 VİLADET-İ RASUL
- 18-02-2008 MÜCADELE EDİLMESİ GEREKEN, ÖRTÜ DEĞİL ÖRTÜSÜZLÜKTÜR
- 07-02-2008 PEYGAMBERLİK MİSYONU
- 25-01-2008 BİR KALP HASTALIĞI: HASED
- 08-01-2008 MUHARREM AYI
- 26-12-2007 KURBAN
- 13-11-2007 TİCARETE BAKIŞ
- 29-10-2007 ÜCRETİMİZ ALLAH'TAN
- 18-10-2007 ASHAB-I SEFİNE'DEN OLMAK
- 18-07-2007 NAMAZ HEM 'DİN'LENDİRİR, HEM DE DİNLENDİRİR
- 16-04-2007 MÜSLÜMAN OLMAK YETMİYOR MU?
- 06-04-2007 ROMANYA GEZİSİNDEN NOTLAR
- 21-02-2007 EY İNSAN!
- 03-02-2007 ARKADAŞ OLMAK
- 22-01-2007 HACC ÜZERİNE
Makaleler
Hava Durumu