Mescid, secde mahallidir, secde edilen yerdir.

Secde, kulluğun eylemsel  zirvesidir.

Secde, en özge bir teslimiyettir.

Yeryüzü, bizim için bir mesciddir, onun için her mescid  yeryüzünün mikro planda minyatürize edilmesidir.

Bu manada arz makro mescid, mescid mikro arzdır.

19 Ekimde Mescid-i Aksa’ya vasıl olduk.

Külli itaatin (ubudiyet) sıkıştırılmış seanslarını (ibadet) mescidlerde deruhte ederiz ya! Her ibadet özgürleşmenin, hürriyetin, adaletin simgesidir aslında.

Alemlerin Rabbine kulluk ettiği ölçüde insan öz-ü-gürleşir, itmi’nana ulaşır, güvene girer, güven veren biri olur.

Onun için, Allah’a iman edene, Salih amel işleyene, adaletin teessüsü için çalışana, vicdanı diri olanlara, iyiliğin tarafını tutanlara, asla korku yoktur ve olmayacaktır.

Bir de korku imparatorlukları var.

Mescid-i Aksa’yı işgal edenlerin yüzünde bunu müşahede ettim.

Korku imparatorluğu İsrail.

Silah ellerinde, ama korkuyorlar.

Güç onlarda, ama korkuyorlar.

Bu, insanı taaccübe sevk eden bir durum

Güçlü, korkak.

Hakim, ürkek.

Korku imparatorluğu askerleri, mescidin her tarafını-kapısını kontrol altına almışlar.

Biz, özgürlük tarafının mensupları olarak varız, onlar kölelik düzeni müntesipleri olarak varlar.

Biz, antisemitist (Yahudi düşmanı) asla değiliz olamayız da.

İslam, bize bunu yasaklıyor. İslam, bizden renk-ırk körü olmamızı istiyor.

Siyonistleri istisna tutarsak, islam’ın  dirilten değerlerini  ahlak-kişilik haline getirebildiğimizde, bunu toplumsal alanda pratize edebildiğimizde Yahudiler emin olsunlar onlarında özgürlük garantisi yine biz olacağız.

Mescidi Aksa mahkum, mağdur, mahzun.

Ancak, peygamberlerimizin (salat-selam hepsine) uğrak mahalli olan bu mekanlar, duyabilenlere seslenerek diyorlar ki : “Secde, özge bir duruştur, sakın duruşunuzu bozmayın!!..

Mescidlerin kurtuluşu sizin duruşunuza bağlıdır…..

Ve Mescid-i Aksa da bir gün özgürlüğüne muhakkak-mutlaka kavuşacaktır.