ÂLEMLERE RAHMET BİR DİN
Yasin AYDOĞAN
05-05-2010 17:46
"Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah içindir." (Fatiha 1)
Açış anlamına gelen Fatiha Sûresi'nin ilk ayetinde Rabbimizin âlemlerin rabbi oluşuna vurgu yapılıyor. Dikkat edelim: Rabbul müslimin, rabbul mü'minin değil, rabbul âlemin, yani âlemlere rabb. Sadece müslümanların, mü'minlerin rabbi değil. Tüm varlıkların, hatta ontolojik anlamda varoluşun rabbi. Terbiyecisi, terbiye edicisi.
Âlemlerin rabbi, insan türünde siyahın, beyazın, kızılderilinin, sarının her rengin,her boyanın, her ırkın, her dili konuşanın, "Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin farklı farklı olması O' nun ayetlerindendir. Bunda alimler (âlemler hakkında sahih bilgiye sahip olanlar) için ayetler (İşaret,alamet) vardır. (Rum 22)
"Allah, ayetleri ile zahir, zatı ile batındır" demiş büyükler. Yaratılan herbir şey Allah'ı işaret eder, O'nu gösterir.
Gecenin gündüzün, yerin ve göğün, hayvanatın, nebatatın, şehadet aleminde yada gayb aleminde, bildiğimiz, bilemediğimiz her şeyin rabbi. O' nun hükmü terbiye esaslıdır. Yani Rabb' dir O.
Alır bir yerden son kerteye kadar terbiye eder. Terbiye süreci hiç bitmez. Daima terbiye eder, terbiye edecek hükümler vaaz eder, inzal eder.
Mürebbi' dir. Önce mükemmel şekilde yaratmıştır. Sonra da dinamik varlıklar için nasıl yaşayacaklarını, statik varlıklar için nasıl hareket edeceklerini kendilerine bildirmiş kanuna bağlamıştır. Kur'an O'nun her an bir işte (müdahil) olduğunu (Rahman 29), izni olmadan bir yaprağın dahi kımıldamayacağını haber veriyor. Yani âlemlere rabb olmanın, tüm varlığı kuşatan bir otoriteye sahip olmak anlamına geldiğini anlatıyor. Ontolojik açıdan hiç bir şeyin O'nun otoritesinden azade kalamayacağını, hatırlatıyor. Kulların, âlemlere Rabb olan Allah'ın yasalarından bağımsız, ilahi kanunlara karşı duyarsız olmamaları gerektiği vurgusu da var aslında.
İnkar ehli de bundan payını almalı. Adalet bu, işte. İlahi adaletten pay almalı, tefekkür etmeli, teşekkür etmeli. Âlemlere Rabb olan Allah herkese hitab ediyor, herkesi muhatab alıyor. Eğer düşünürse ehli inkar, onların da rabbi, terbiye edicisidir yüce Allah. Kulak versinler, onlar da müstefid olacaklar, yol bulacaklardır. Rabb: Sahip, kefil olan, rızık veren, ihtiyaçları karşılayan, koruyan, hakim, kanun koyan, yöneten ve düzenleyen, terbiye eden gibi anlamlara geliyor. Rabbimiz bu anlamda âlemlerin rabbidir. Bir sınıfın, gurubun, değil tüm âlemlerin. İnanan, inanmayan, tüm insanların rabbi. Bu krediyi kullanmayan kendine yazık eder.
"Biz seni ancak Âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya 107)
Âlemlerin rabbi olan Allah' ın gönderdiği elçi de, önderimiz Hz. Muhammed de âlemlere rahmet. Hem de öyle bir rahmet ki güneş gibi ışığından ceylan da, yılan da istifade etti, ediyor. Âlemlerin Rabbi, âlemlere rahmet bir elçi vazifelendirmiş. Rahmet oluşundan Ebu Cehil dahi faydalandı Mekke'de. Yıllar yılı aralarında yaşadı, emin dediler, paylaştılar, güvenilir kişiliğinden istifade ettiler, emanet bıraktılar, parmakla gösterdiler, onunla övündüler, akraba oldular, komşuluk yaptılar, yolculuk yaptılar, hulasa hayatı paylaştılar bir zamana kadar. Ama asla zarar görmediler, yanlışına şahid olmadılar.
Gün geldi Rahmet oluşunun üzerine milyon, milyar kat daha fazla eklemek için harekete geçti, onlara rahmet ve merhametle dolu bir dünya sunmak için kalktı ayağa. Rahmet oluşuna hiç bir sınıf ayrılığı, ırk, renk ayrımı yapmadan herkesi kattı. Katmaya çalıştı. Âlemlere rahmet olmak bunu gerektirir çünkü. Görevli kılan Alemlerin Rabbi. Alemlerin Rabbi elbette alemlere rahmet olacak birini tavzif eder. Mekke'de insanlara zahmet olanlara yada kıyamete dek zahmet olmaya çalışacaklara rahmet olmanın yollarını öğretecek bir başöğretmendir önderimiz (a. s.).
Hz. Peygamber sadece müslümanlara, mü'minlere rahmet değil, âlemlere rahmettir. Habeşli siyah Bilal'e, Rumlu Suheyb'e, Farslı Selman'a, Hintli Begüm'e... Hepsine rahmet. Ve daha nicelerine... Bu rahmet havası devam ediyor. Bugün yeryüzünde bu rahmet çağrısından kimler nasibini almamışki. Tabii yüreğini açanlar alıyor, faydalanıyor bu rahmetten. Bir arap şiirinde şöyle der: "El cennetu limen etahu velev kane abden Habeşiyyen, vennaru limen asahu velev kane şerifen Kureşiyyen." Cennet, Habeşli bir köle de olsa Allah 'a itaat edene, cehennem Kureyşli bir asil de olsa Allah'a isyan edenedir. Rahmet (cennet) Bilal'e, Selman'a, Suheyb'e (r.ahm); zahmet (cehennem) Ebu Leheb'e, Utbe'ye, Şeybe'ye...
Âlemlere rahmet. Hayvanata, nebatata canlı cansız her şeye rahmet. Çünkü önderimiz (a. s.) bizim her şeye (kadınlara, çocuklara, komşulara, akrabalara, yolcuya v.s.) haklarını ne şekilde iade edeceğimizi öğretmiş ve bu sayede her şey onun rahmet oluşundan payını almıştır. O âlemlere rahmettir. O âlemlere insan türünden, kendi cinslerinden, içlerinden, örnek alabilecekleri, izini sürebilecekleri bir rahmettir. Bu rahmetten iradelerini kullanmayarak nasipdar olamayanlar akılsızlıklarına ne kadar yansalar az.
"O (Kur'an) âlemler için öğüt-zikr' dir. (Tekvir 27)
Âlemlerin Rabbi âlemlere zikr, uyarı, öğüt, hatırlatma olacak bir kitab inzal buyurmuş. Bu kitab da tüm âlemlere zikr. Yani bir sınıfa, bir kesime, bir guruba, bir ırka, renge değil tüm alemlere zikr. Ve Mubîn, hem açık hem de açıklayan bir vasfı var bu zikr'in. Bu zikr hem özü itibariyle açık, vazıh, anlaşılır hem de açıklamalar getiren, açıklayan, anlaşılmasını kolaylaştıran bir sıfata sahip. Âlemlere rahmet olan önderimiz pratik zikr, âlemlere zikr olan Kur'an da teorik rahmet.
Âlemler içinden kendini kitaba açan, uyarıya kulak kesilen öğüt alacaktır. Âlemlere zikr olan yüce kitabımız her yönüyle bir yol haritası. Bir hablullah (Allah'ın ipi), bu ipe kim tutunduysa kurtuldu. Alemlere zikr olan Kur'an tüm âleme şunu hatırlatır özetle: "La ilahe illa Allah."
Tüm âlemi bu bir ve tek olan etrafında toplamaya, toplanmaya çağırır. Her şeyin "bir"le ilişkisini kurmaya, gözden geçirmeye davet eder. Âlemlere hatırlatma yapar. "Aslını unutma, özünü hatırla" der. Hayatın hiçbir alanını boş bırakmaz bu zikr.
"Muhakkak ki bunda (Kur'an'da) ibadet eden bir topluluk için kafi derecede öğüt vardır."(Enbiya 106)
Bir toplumun sulh ve selameti, huzuru için hayatın tüm alanlarını düzenler, dizayn eder. Âlemlere zikr olan bu kitab çelişkisizdir, evrenseldir, tamdır, noksansızdır. Âlemlerden bahseder, bilgi verir, yeni pencereler açar, çıkış yolu gösterir, formüller sunar, aydınlatır. Âlemlerin rabbi tarafından indirilmiştir. Âlemlere rahmet olanın eliyle sunulmuştur. Bir toplumun salahı, saadeti, selameti, âlemlerin rabbi tarafından inzal buyurulan bu zikri rehber edinmeye bağlıdır. Âlemlere zikr olan kitaba karşı lakayd olana, yol yakınken dönmek icab eder.
Rabbimiz âlemlerin rabbi.
Önderimiz âlemlere rahmet.
Kitabımız âlemlere zikr/uyarı-öğüt.
“Elhamdu lillahi rabbil âlemin.”
“Vema erselnake illa rahmeten lil âlemin.”
“İn huve illa zikrun lil âlemin.”
- 07-01-2018 SORMAK SORUMLULUKTUR
- 14-11-2017 ARZ’IMIZ IRZ’IMIZDIR
- 06-11-2016 MESCİD-İ AKSA
- 26-10-2016 KUDÜS VE BİZ
- 04-10-2016 NEBEVİ HAREKETE DAİR ÇIKARIMLAR
- 22-05-2016 DİN GÖREVLİSİ YOK, İSLAM'IN İNSANI VAR
- 10-02-2016 AHLAK
- 15-09-2015 SINAV/İMTİHAN ÖLÜNCE BİTER
- 29-08-2015 FANATİZM
- 28-02-2014 KRİZ, FAİZİN ÇOCUĞUDUR
- 08-12-2013 MÜSLÜMAN OLMAK YETMİYOR MU?
- 02-05-2013 ÖZELEŞTİRİ
- 27-04-2013 PEYGAMBERLİK MİSYONU
- 13-02-2013 BÜYÜME HIRSI
- 13-01-2013 SİLAH SESİ
- 20-09-2011 HACCA DOĞRU
- 15-07-2011 TESETTÜR, KADININ DIŞARIDAKİ EVİDİR
- 06-06-2011 GERÇEK TERÖR
- 15-05-2011 HALİS DİN`E MUZAHREFAT KARIŞTIRMAYALIM
- 05-05-2010 ÂLEMLERE RAHMET BİR DİN
- 22-04-2010 DİN’İN EGEMENLİK İDDİASI YOK MU?
- 15-04-2010 TELKİN
- 14-03-2010 KUNDAK VE KEFEN
- 16-02-2010 HUZUR AMA NEREDE?
- 12-02-2010 FESAD VE FESADCILAR
- 23-11-2009 KANUN’SUZ TOPLUM, AHLAK’SIZ KANUN, DİN’SİZ AHLAK OLMAZ
- 11-11-2009 TE’LİF HAKKI
- 30-09-2009 DİN GÖREVLİSİ YOK İSLAM’IN İNSANI VAR
- 29-08-2009 SEYAHAT İBADETTİR: İRAN İZLENİMLERİ
- 28-05-2009 ARKAMIZA BAKMAYALIM
- 10-05-2009 EL VE KALEM
- 27-04-2009 BİZ MÜSLÜMANIZ
- 30-03-2009 KAYBETTİĞİMİZ DEĞERLER
- 09-03-2009 BORÇ HUKUKU
- 02-03-2009 KANAAT EN BÜYÜK ZENGİNLİKTİR
- 20-01-2009 GAZZE: REMZ-UL İZZE
- 03-01-2009 YIPRATMA KAMPANYASI NEYE HİZMET EDİYOR
- 24-12-2008 BİZ MİNA'DA, MUNTAZAR IRAK'TA...
- 20-11-2008 KRİZ FAİZİN ÇOCUĞUDUR
- 14-11-2008 BAŞARILI OLMAK
- 25-10-2008 DİN; VERMEKTİR
- 14-05-2008 "ANNELER GÜNÜ"
- 20-03-2008 VİLADET-İ RASUL
- 18-02-2008 MÜCADELE EDİLMESİ GEREKEN, ÖRTÜ DEĞİL ÖRTÜSÜZLÜKTÜR
- 07-02-2008 PEYGAMBERLİK MİSYONU
- 25-01-2008 BİR KALP HASTALIĞI: HASED
- 08-01-2008 MUHARREM AYI
- 26-12-2007 KURBAN
- 13-11-2007 TİCARETE BAKIŞ
- 29-10-2007 ÜCRETİMİZ ALLAH'TAN
- 18-10-2007 ASHAB-I SEFİNE'DEN OLMAK
- 18-07-2007 NAMAZ HEM 'DİN'LENDİRİR, HEM DE DİNLENDİRİR
- 16-04-2007 MÜSLÜMAN OLMAK YETMİYOR MU?
- 06-04-2007 ROMANYA GEZİSİNDEN NOTLAR
- 21-02-2007 EY İNSAN!
- 03-02-2007 ARKADAŞ OLMAK
- 22-01-2007 HACC ÜZERİNE
Makaleler
Hava Durumu