Zalimlerin ahlakıyla ahlaklanmayan, onca zülme ve haksızlığa rağmen düşmanlarının dilini kulllanmayan ve davranışına bürünmeyen yiğit Hamas, İslami Cihad, Kudüs Tugayları tüm dünyaya mümin kimliğini ilan ediyor,  insanlık dersi veriyor.

Gazze'nin yerleyeksan olmuş onca acısına rağmen ahkamından, ahlakından, hukukundan taviz vermeyen, elindeki esirlere en güzel şekilde davranan bu yiğitlerin tavrı bir nebze olsun acımızı hafifletiyor, yüreğimizi ferahlatıyor. Yediklerinden yedirmişler. Kendilerini korudukları gibi korumuşlar. İşkence etmemişler, namuslarına el uzatmamışlar. Bedenlerini tutsak ederken bile ruhlarına "el emin" sıfatıyla nufüz edebilmişler. "Kur'an'ın yürüyen ahlakı ve ahkamı olarak" yerin üstünde en zalim, en hukuksuz güçlere karşı mücadele ederken; yerin altında esirlere en iyi şekilde davranmışlar.

Dünyayı cehenneme çevirenlere karşı dünyayı cennete çevirecek olanlar direniyor. Sadece silahla direnmiyorlar. Ahlaksızlığa karşı ahlakla, hukuksuzluğa karşı hukukla, insansızlaştırmaya karşı insanlıkla da direniyorlar. Aslında sadece maddi faktörler ve aktörler değil manevi-medeni aktör ve faktörlerle de direniyor. Tüm yalnızlığa ve yıkıma rağmen onurlu bir direnişin adeta kitabını yazıyorlar. Büyütülen korkuların, bahanelerin çokta inananlar için engel olmadıgı ilan ediyorlar.

Halklarıyla, inançlarıyla, topraklarıyla ve tarihleriyle o kadar barışıklar ki halk bir an olsun onca kayba ve yıkıma rağmen mücadelenin gerekliliğini, haklılığını, varlığını, stratejisini sorgulamıyor. Çünkü sadakat ve samimiyetle mücadele ediliyor. Direnişin öncüleri, halkının sırtına binenler değil halkını en zor zamanda sırtlayanlardır.  Halkına tepeden bakanlar değil halkının onurunu yükseklere taşıyanlardır. Çünkü mesele çile çekmek ise halktan önce öncüler çile çekiyor. Şehadet ise önce liderler şehadete koşuyor. Kanımız hiçbir çocuğun kanından daha değerli değildir diyorlar. Hayatlarında resmi kıyafet, koltuk, makam ve dünya sevdası yok. Yarını ahiret olanların dünyaları da rahmanileşiyor. Sadece rahatta ve refahta değil zorlukta, fedakarlıkta onlar öncüler. Kur'an'ın ifade ettiği " (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir. Sabikunlardır onlar." (Vakıa Suresi 10-11)

Vallahi Filistin'deki bu tohumlar yeşerecek ve küfrün köpüklü varlığını silecek. Vatanın asıl sahipleri inaçlarına, tarihlerine  ve topraklarına bağlı kalarak yeni bir gelecek inşa edecekler inşallah. Din ile direnişin birlikteliğiyle biiznillah zafere ulaşılacağını ispatlayacaklar.  İslam dünyasında yeni ufuklar da açaçaktır. Zaten küfrün ve diktatör kuklaların asıl korkusu da budur. Yıllardan beridir giydirilmek istenen "korku ve batıl gömleği" yırtılıyor.

Esirleri serbest bırakılma törenindeki karelerin her biri bir derstir. Batının yıllardan beri tüm imkanlarıyla inşa etmek istediği "İslam ve terör" algısının ne kadar büyük bir yalan oldugunu adeta tüm dünyaya ilan etmektedir. Yeryüzünde asıl bozguncuların, asıl teröristlerin kimler oldugunu ayan beyan ilan etmektedir. Ortadoguda en büyük teröristin İsrail ve onun banisi Amerika oldugu ayan beyandır. Bu durum karşısında her ne kadar küresel sistemin çarkında yer alan devletler politikalarını sorgulamayacaksa da halklar nezdinde çok ciddi sorgulamalar inşallah başlayacaktır. Bu durumu eylemleriyle Filistin'in direnişine destek veren batı sokaklarında ve üniversitelerinde görüyoruz. Müslüman dünyanın sokaklarında ve üniversitelerinde bile görülmeyen, duyulmayan sesler batıda yükseliyor. Bir çok politikacının karşısında ülkelerinin başkanlarının yüzüne yanlışları haykırıyorlar. Hatta İslam ülkelerinin halklarından daha samimi bir şekilde bunu yapıyorlar. İsrail vatandaşları ve askerleri bunca vahşete rağmen esirlere bunca güzel bakan bir Hamas'a silah doğrultmayı sorgulamalı. Vicdan ayaklanması başlatmalı. Sorunun Filistinden değil kendi devlet politikalarından kaynaklandığını bilmeli, sorgulamalı. Ortadoğu'da tek terörün, şiddetin tek kaynağının İsrail oldugunu kavramalıdırlar. Vicdanı körermemiş herkes vicdan ayaklanmasına başlamalı, suçu engelleyemezse de suça destek vermemelidir.

Ne diyordu Bosna'nın bilge lideri Aliya İzzetbegoviç "Düşmana benzemeyeceğiz, Kitab'a uyacağız". Kitaba uyanlar er yada geç kazanacaktır. Haddi aşmayacağız. "Sizinle savaşanlarla Allah yolunda siz de savaşın. Fakat Allah’ın koyduğu kuralları çiğneyerek haddi aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez." (Bakara suresi 190)

Gazze'nin üstüne bombalar yağarken "Ağızlarından dökülen söz sadece şuydu: “Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizde gösterdiğimiz taşkınlıkları bağışla, ayaklarımızı sâbit kıl! Şu kâfirler topluluğuna karşı bize yardım ve zafer ihsân eyle!” (Ali İmran 147) diye niyaz edenleri sen muzaffer eyle ya Rabbi. Yeryüzüne varis eyle.