ŞEYTANLARI TAŞLAMAK / SORUMLULUĞUMUZU KUŞANMAK

Mehmed MAKSUT

16-01-2025 20:33


20 yüzyıl büyük savaşlarlar, mega ölümler çağıyla dolu iken 21 yüzyılda küresel emperyalist güçler teknolojik maddi üstünlükleriyle zulümlerini, sömürülerini, haksızlıklarını küreselleştirdi. Hayata biçimsel ve maddesel bir nesne olarak bakmanın sonucu olarak insani, vicdani, manevi olan herşey küçümseniyor, hayatın dışına itiliyor. Bu durum tarihe yeni acılar bırakıyor. İnsanlık küresel kapital sistemin oyuncagı haline getirilerek değersiz nesnelere dönüştürülüyor.

Emperyalizm ve siyonizm işbirliği ile İslam çoğrafyalarının sınırları, algıları, kültürleri, inançları, idareleri şekilleniyor. Dostluklar ve düşmanlıklar, iyiler ve kötüler, dogrular ve yanlışlar küresel sitemin ölçütüyle geçerli kılınıyor. İslam ölçü olmaktan çıkarılarak edilgenleştiriliyor. 

İsrail'deki "din ile milliyet", "din ile devlet" bütünlüğünü bunca zülme, haksızlığa rağmen sorgulamayanlar Müslüman çoğrafyalarda "İslam ile milliyetin", "İslam ile devletin" bir cümlede dahi bir arada kullanılmasına müsade etmiyor. Laiklik, yobazlık, gericilik, çağdışılık, ortaçağ zihniyeti olarak baskılanıyor. Aynı zihniyetler müslüman çoğrafyaların paramparça edilmesine, katledilmesine, teknolojik silahların deneysel alanı haline getirilmesine sessiz kalarak onay veriyor. 

Batı dünyasının tanımlarıyla, değerleriyle, tepkileriyle kendimizi tanımlamamız, değerlendirmemiz, tepkisel pozisyonumuzu belirleme ezikliğinden vazgeçmeliyiz. İmanımızı imkanlarımızla, takvamızı teknolojimizle, merhametimizi maddi medeniyetiyetimizle birlikte kılmalıyız. Dünya ve ahiret bütünlüğünde ahiret bilinçinin ışığında dünyamızı imar etme sorumluluğumuzu kuşanmalıyız. Zalimlere, şer güçlerine, kötülüklere karşı mücadele etme sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız. Sorumluluklarımızdan kaçmak sorunları çoğaltmaktır. Tarihte her kötülüğün arkasında bir sorumsuzluk hali vardır. Hiçbir kötülük sessiz kalarak iyiliğe dönüşmemiştir. Sessizlik, tepkisizlik kötülüğün yayılmasına müsade etmek demektir. 

Çağ ne olursa olsun biz kimliklerimizle var olmalıyız. Kimliksiz olmak hiçbirşey olmaktır.  Kimlik hasasiyetinin erozyona uğratılması, kapital düzenin bizi daha çok sömürmesi isteğidir. "Kimliklerin markalaştığı" bir dönemden "markaların kimlikleştiği" bir döneme geldik. "İnanç" yerine "ihtiyacı" esas alan kimlik tanımlamalarından uzak durmalıyız. İnanç tüm zamanların en büyük ihtiyacıdır. 

Kapitalizm insanın ihtiyaçlarına cevap vermek yerine insanın ihtiyaçlarını ölçüsüz ve sınırsız bir şekilde kışkırtıyor. Kapital düzen bedenleri sınırsız ve şuursuz özgürleştirirken ruhları ve zihinleri sınırsız derecede etkisizleştiriyor, köleleştiriyor

Herşey hızlı bir şekilde ters yüz oluyor, yüzsüzleşiyor, kimliksizleşiyor. İnsan herşeye aşina kendine yabancı kılınıyor. Kendini tanımayan, kendisiyle barışık olmayan insanlar; inançlarla, manevi değerlerle kapital düzenin kışkırtıcı söylemlerinin etkisiyle uzaklaştırılıyor. Kapital düzen yeni ve gereksiz korkular yayarak insanı sürekli kendi çarkına sermaye kılıyor. Köksüz, değersiz, tarihsiz, omurgasız bir yapı ile gelecege varılamaz..

Adalet neyi hak ediyorsak ona sahip olmamızdır. Maalesef inandığımız değerlerin çok gerisindeyiz. İlahi sorumluluklarımızı taşıyamamanın sonuçlarına maruz kalıyoruz. "İslam bizi geri bırakmıyor biz maalesef İslamın gerisinde kalıyoruz."

İnançlardan bağımsız bir adalet inşası tarih boyunca insanı güçlülere karşı koruyamamıştır. Güçlülerin adaleti yerine, adaletin güçlü olması gerektiğini yüce Allah emreder. Adalet; gücün esası, mülkün temelidir. Lakin günümüzde adalet güçlülerin hizmetinde bir araç olmaktan öteye gitmemektedir.

Modern emperyalizm kendisini uygar, ötekileri barbar şeklinde tanımlayarak halkları sömürgeleştirmeyi doğal bir hak sayıyor. Modern emperyalizm güçlülere özgü siyasal, kültürel ve toplumsal çerçeveleri, İslam toplumlarına militer yollarla zorla kabul ettirmeye çalışıyor. Modern emperyalizm özgürlük, insan hakları, demokrasi sloganları altında korkunç kötülükler sergiliyor. Kötülüklerini medya aracılığıyla haklılaştırıp normelleştiriyor.Filistin'de çayır çayır yanan insanlar için bir cümle dahi kur(a)mayanlar Amerika'daki yangınlar için gözyaşı döküyor. Bazılarına insanlık nasip olmuyor lakin insan dahi olamayanların insan haklarına öncülük etmesi de bizi çok yaralıyor.

Emperyalist güçler "Terörizmle savaş" adı altında Müslüman çoğrafyalarda her türlü terörü hiçbir sınır, ahlak, hukuk tanımadan uyguluyor. Terörizmin kendisi olanlar modernizm, özgürlük kavramları maskesinde barbarlığı sergiliyor.

Tarihin iyi yönde ilerleyebilmesi için, her türlü kötülükle mücadele etmeli, pasif suç ortaklığını reddetmeli, kendi değerlerimize ve tanımlarımıza ihanet etmekten vazgeçmeliyiz. Karşı durmadığımız için her gecen gün kötülükler çoğalıyor, sıradanlaşıyor.

Umudumuzu diri tutalım. Her insana ancak çalıştığının karşılığı vardır. (Necm 39)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN