CUMHURİYET, KİMİN BAYRAMI?
Ahmed KALKAN
30-10-2019 08:57
Dün, kimilerinin bayram kabul ettiği 29 Ekimdi. Türkiye Cumhuriyeti adıyla yeni bir devletin, yeni bir rejimin kuruluşunun üzerinden tam 96 yıl geçmiş. İslâm şeriatının tümüyle kaldırılıp, yerine Batı tarzı demokratik, laik, Kemalist bir rejimin kurulduğu zaman dilimini biz kutlamıyoruz, bu vesileyle rejime karşı tavrımızı gündeme getiriyoruz. Tâğuta karşı çıkmayı imanî bir görev bilen mü’minler olarak, tağutî yönetimi reddettiğimiz gibi, böyle bir yönetimin başlatıldığı günü, şeriata, İslâmî devlet anlayışına düşmanlık günü olarak kabul ediyoruz. Devletin onca yönlendirmesi, belediyelerin katkıları, okulların ve medyanın onca teşviki olduğu halde, halkın da bu resmi bayram kabul ettirilen günleri bayram kabul etmediğini görüyoruz. Belediye zabıtalarının zorlamasıyla esnafın iş yerlerine bayrak asmasından başka halkın bayramla herhangi bir ilgisinin olmadığını görüyoruz. Devletin hiçbir katkısı olmadığı halde, halk sadece Ramazan ve Kurban Bayramlarını bayram olarak kabul eder; o günlerde temiz elbiseler giyer, birbirini ziyaret ederek bayramlaşır; o günleri sevinçle kutlar. Yarın sanırım içinizden hiç kimse, hiçbir akraba ve dostunu ziyaret edip bayramını kutlamaya kalkmaz.Hz. Peygamber Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman, Medinelilerin iki bayramı olduğunu öğrendi. Medineliler bu bayramlarında oyun oynar ve eğlenirlerdi. Bu durumu gören Hz. Peygamber, bu günlerin bayram olarak devam etmesini kabul etmedi ve şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ size kutladığınız bu iki bayrama bedel olarak daha hayırlısını, Ramazan Bayramı ile Kurban bayramını lûtuf olarak vermiştir.” (Ebû Davûd, Salât 239, Nesâî, Iydeyn 1; Ahmed bin Hanbel, Müsned, III/103, 178). Bu Peygamberî tavırdan yola çıkarak, bir müslüman, bu iki bayramın dışında başka bir bayram kabul edemez.
“Cumhur” halk, topluluk demektir. Fransızca république sözcüğünün Türkçe çevirisi olarak benimsenmiştir.
Latince res publica klasik kullanımda "kamusal olan" anlamındadır. Bir topluluğa onların birleştirmek suretiyle halk olma özelliğini kazandıran, kamusal nesne anlamına gelir. Bu hal monarşiye karşı, devlet başkanının halk tarafından seçildiği ve halk iradesince meşrulaştırıldığı devlet şekli anlamında kullanılmıştır.
Cumhuriyeti cumhuriyetçiler şöyle tanımlar: Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi. Hükûmet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu oligarşi kavramının zıddıdır. Cumhuriyet kavramı, genel olarak temsili demokrasinin uygulanmasını ifade eder.Cumhuriyet, cumhurun yani halkın egemen olması, onun dediğinin uygulanması demek olduğu halde; halkın inancı, nasıl bir yönetim istediği Cumhuriyet yönetiminde hiç önemsenmemektedir. Halk yönetimi demek olan cumhuriyet yönetiminde halk etken değil, edilgendir. Meselâ halkın kaçta kaçı kravat takar? Ama kravatsız, kendine benzeyen birini yönetici seçemez, yöneticiler hep kravatlıdır. Halkın kaçta kaçı Kur’an’ın kanun olarak uygulanmasına karşıdır? Ama cumhuriyet denilen güya halkın yönetimi, rejim ve yöneticileriyle Allah’ın kanunlarını yok sayar, halkın seçtikleri, kendileri kafalarından kanunlar çıkarırlar.
İslâm’ın idare tarzı, devlet anlayışı çok farklıdır. İslâm, halkın yönetimi değil; Hakkın yönetimi esasına dayanır. İslâm devleti, bey’atle işbaşına gelen, şûrâ denilen emin ve ehil şahsiyetlerin yönetime katıldığı, adâletle, yani Allah’ın indirdiği hükümlerle, kanunlarla halkın yönetildiği bir devlet ortaya koyar. Ehl-i hal ve’l-akd denilen âlimlerin öncelikle uygun görüp tayin ettikleri, kendisine imam, halife, ülü’l-emr, İslam devlet başkanı gibi ad verilen yönetici, devlet başkanı, eğer adaletten ayrıldıysa, Allah’a isyan ediyor veya insanları Allah’ın kanunlarıyla yönetme görevini tam olarak yapmıyorsa onu makamından uzaklaştırır.
Demokrasi ve cumhuriyet; hâkimiyetin halkın elinde olmasının adıdır. Krallık, hâkimiyetin kralın elinde olmasıdır. Teokrasi, hâkimiyetin Allah adına konuştuğunu iddia eden din adamı sınıfının ya da kendini tanrı yerine koyanların elinde olmasıdır. Buna benzer diğer bütün sistemler de böyledir. Yani siyasî sistemler, hâkimiyeti elinde bulunduranlara göre tanımlanır ve ona göre isimlerini alırlar. Yalnız İslâm, hâkimiyeti Allah’ta görür, hâkimiyeti Allah’ın bir hakkı olarak kabul eder. Bunun dışındaki diğer bütün beşerî sistemlerin (dinlerin) özelliği ise, hâkimiyeti Allah'ta görmeyip insanda görmeleridir. Hâkimiyeti insanda görmek gibi ortak bir paydaya sahip olduktan sonra, bu insanların “kim veya kimler?” sorusuna verdikleri farklı cevaplara göre isim alsalar da, müslümana göre bütün bunlar tâğutî ideoloji ve şeytanî düzenlerdir.Sadece İslâm, inanç, davranış, sosyal ve siyasal düzen, ahlâk, dünya görüşü ve âhiret anlayışı, düşünce ve yaşama biçimi, insanın kendisiyle, çevresi ve Rabbiyle tüm ilişkilerini tanzim eder. Tüm bu alanlarla ilgili kuşatıcı hükümler koyar. Bütün beşerî ideolojiler, tüm ahlâk görüşleri, sosyal ve siyasal insanî görüşler, hangisi olursa olsun, İslâm'ın bakışına göre esas itibarıyla birer dindir.
Dolayısıyla biz hakkı ve hakikati başarılarda, çoklukta, azlıkta, önde ve arkada olmakta değil; Allah'ın kitabına ve Rasûlün sünnetine mutabakatta ararız. Allah'ın Kitabına ve Rasûlün sünnetine uygun oldumu bir iş güzeldir; neticesi dünyevî olarak hiç olsa bile. Önemli olan Allah'ın vereceği değerdir. Dünyevî sonuçları Allah verirse ne âlâ, vermezse vermez. Hayatımız ve ölümümüz, Allah için olabiliyorsa, netice odur. İşte bu anlamıyla hayatı kuşatan biricik sistem, kâmil din, sadece Allah Teâlâ'nın dinidir.
Kaynağı insan aklı olan, bu aklın yaşadığı ortamdan etkilenmişliğinin ürünü olan fikirleriyle biri, diğerinden farklı yerlere varan akılların çoğunluğunun veya azınlığının varacağı yer, kendine ters düşen yerdir. Kendini yadsıyan yerdir. İnsanı kendinden uzaklaştıran, kendinin farkına varmasını engelleyen yolda kullanılan akıl, insanoğlu var oldu olalı kendi başına doğru yolu bulamamıştır. Ancak Yaratan Rabbi insana sırât-ı müstakîmi, bu doğru yolu göstermiştir. "Ne yapacağını bilmez halde bulup da doğru yolu göstermedi mi?" (93/Duhâ, 7). İnsan, kendine gösterilen yolu bile koruyamazken, bu yoldan ayrılmamayı bile beceremezken, kendi başına tümüyle doğru bir yol bulmasını ondan beklemek, olmayacak şey beklemektir. Zaten kendi de, kendi bulduğu yoldan memnun olmamış, olamamıştır.
Aklını, hevâsını tanrı edinen insan, bu tanrısından râzı değildir. Aklın ve arzuların tanrı kabul edildiği demokrasiler, insanların kendine gelmelerini önleyen bir uyuşmuşlukla, kendilerine gelmelerini engellemektedir. Afyonun insanı uyuşturduğu gibi insanları uyuşturan, bu uyuşturup uyutmada müzik, futbol ve medyadan da yararlanan demokrasiler, onlar için yalnız ekonomik insan, seksolojik insan tanımı getirebilmekte, insanı bir türlü bu yönleri de bulunan ama, asla bunlardan ibaret olmayan bir varlık olduğunu görebilmesine imkân bırakmamaktadır.
Teslim olmadan, bir rabbe kul olmadan yapamadığı görülen insanın, teslim olmaması değil; kime ve neye teslim olacağı ile ilgili tercihleri sözkonusudur. İnsan, "kendi hevâsına mı, başkalarının (çoğunluğun) hevâsına mı, yoksa Allah'a mı teslim olmalıdır?" sorusuna verilecek isâbetli cevap insanın ufkunu açacaktır. Açılan şuuru, insanın bütünü görmesini, kendinin farkına varmasını sağlayacaktır. Önü açılan insanın görebildiği bütün karşısında yapacağı seçim elbette daha isabetli olacaktır. Hayat, kendisine hayat verene teslim olmakla anlamlanacaktır. Teslim olamadan yapamayan insan, en güvenilir (el-Mü'min) teslim olmakla (müslümanlıkla) ancak tatmin olabilir.Hamdolsun, biz Atatürk’e ve onun düzenine değil; Allah’a ve onun nizamına teslim olanlarız.
YORUMLARHenüz Yorum Yok !Diğer Yazıları
- 28-09-2023 DEVLET DİNİ VE DİYANET
- 13-05-2023 SEÇMECE BUNLAR!
- 09-07-2022 BAYRAMLARI BAYRAM YAPAN, ALLAH'A YAKLAŞMA ŞUURUDUR
- 24-05-2022 TEKFİRCİLİK HASTALIĞI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
- 15-10-2021 ELMALILI TEFSİRİNİ M. KEMAL Mİ YAZDIRDI?
- 12-09-2021 DİNSİZ DEVLET Mİ OLUR BE HEY ŞAŞKIN?
- 12-04-2021 BİTCOİN VE DİĞER KRİPTO PARALAR CÂİZ Mİ?
- 04-02-2021 MÜCAHİD'İMİZİN ARDINDAN
- 16-12-2020 MUSTAFA ÖZTÜRK’E REDDİYE YA DA “MUSTAFA ÖZTÜRK’E KIZIP BENZER SUÇLARI İŞLEYENLER” YAZISINA EK
- 10-12-2020 MUSTAFA ÖZTÜRK’E KIZIP BENZER SUÇLARI İŞLEYENLER
- 26-11-2020 MUSHAF’IN SAYFALARINI YIRTMAK MI, KUR’AN’IN HÜKÜMLERİNİ ÇİĞNEMEK Mİ DAHA BÜYÜK SUÇTUR?
- 24-11-2020 KUR'AN'I YIRTIP TÜKÜREN NECİS BÖYLE BİR SAYGISIZLIĞA NASIL CÜR’ET EDEBİLİYOR?
- 17-11-2020 BEKÇİNİN İŞLEDİĞİ BÜYÜK SUÇA BAKAR MISINIZ?
- 17-09-2020 BAE VE BAHREYN, TÜRKİYE’Yİ ÇOK GERİDEN TAKİP EDİYORLAR
- 03-09-2020 DENİZ ÜZÜMÜ DENİLEN KENDİ BEYNİNİ YİYEN HAYVAN
- 27-08-2020 NE KADAR AKLEDİYORSANIZ O KADAR MÜ’MİNSİNİZ; NE KADAR MÜ’MİNSENİZ O KADAR AKLEDERSİNİZ
- 18-07-2020 ÂİŞE ANNEMİZ, PEYGAMBERİMİZLE EVLENDİĞİNDE 18-19 YAŞLARINDA İDİ
- 10-06-2020 IRKÇILIĞIN FARKLI GÖRÜNTÜLERİ
- 26-04-2020 KORONAVİRÜSTEN EN ÇOK ETKİLENENLER, NİÇİN BATILI ÜLKELER?
- 02-04-2020 KORONA VİRÜS HAKKINDA KUR’AN VE HADİSLER NE DİYOR?
- 11-01-2020 MEZHEP SAVAŞLARINA DOĞRU MU SÜRÜKLENİYORUZ?
- 07-01-2020 SÜLEYMANİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ ÜZERİNE
- 28-12-2019 SANKİ UZAY DOLMUŞU İCAT ETMİŞİZ
- 10-12-2019 MODERN KÖLELİK VE ÖZGÜRLÜK ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
- 10-11-2019 PEK BİLİNMEYEN BİR MÂCERA; RASÛLULLAH’IN PUTLARI KIRMASI
- 30-10-2019 CUMHURİYET, KİMİN BAYRAMI?
- 31-08-2019 İSMAİLLERİMİZDEN ALLAH İÇİN VAZGEÇEBİLMENİN ADIDIR HİCRET
- 18-05-2019 ADIM ATMA, AYAK BASMA BAYRAMI
- 02-05-2019 ÂLİM KİMDİR, ÂLİM OLDUĞUNU SANAN KİM?
- 20-03-2019 İSLÂM DÜŞMANLARI! TERÖRÜ SİZ ÜRETİYORSUNUZ, TERÖRİST SİZSİNİZ
- 11-03-2019 SULTAN BİRİNCİ TAYYİP HAN CAMİİ VE CAMİLER ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
- 09-01-2019 EVLAT KATİLİ BİR BABANIN İTİRAFLARI
- 07-10-2018 DÂVET, SADECE ÂLİMLERİN HAKKI VE GÖREVİ MİDİR?
- 12-09-2018 İSMAİLLERİMİZDEN ALLAH İÇİN VAZGEÇEBİLMENİN ADIDIR HİCRET
- 14-07-2018 İSLÂM DIŞI DÜZEN! ÖVÜNEBİLİRSİN; EYLÜL’ÜN, LEYLA’NIN BAŞINA GELENLER SENİN ESERİNDİR –III-
- 06-07-2018 İSLÂM DIŞI DÜZEN! ÖVÜNEBİLİRSİN; EYLÜL’ÜN, LEYLA’NIN BAŞINA GELENLER SENİN ESERİNDİR –II-
- 03-07-2018 İSLÂM DIŞI DÜZEN! ÖVÜNEBİLİRSİN; EYLÜL’ÜN, LEYLA’NIN BAŞINA GELENLER SENİN ESERİNDİR –I-
- 25-06-2018 SEÇİM SONUÇLARI ÜZERİNE
- 01-01-2018 KUR’AN’DA YAHUDİLERİN 80 ÖZELLİĞİ ve BUNLAR ÜZERİNDEN GÜNCEL MUHASEBE
- 14-09-2017 İSLÂMÎ UYANIŞA KARŞI TÜRKİYE-İSRAİL İŞBİRLİĞİ
- 31-08-2017 İBRAHİM OLUP EN SEVDİĞİMİZİ ALLAH’A KURBAN EDEBİLME BİLİNCİ
- 25-08-2017 EVLÂT KATİLİ BİR BABANIN İTİRAFLARI -IV-
- 23-08-2017 EVLÂT KATİLİ BİR BABANIN İTİRAFLARI -III-
- 21-08-2017 EVLÂT KATİLİ BİR BABANIN İTİRAFLARI -II-
- 21-08-2017 EVLÂT KATİLİ BİR BABANIN İTİRAFLARI -I-
- 10-07-2017 SURİYELİ HÂMİLE KADININ ESAS KATİLİ, LAİK DÜZENDİR!
- 24-05-2017 RAMAZAN’DA NELER YAPMALIYIZ?
- 16-04-2017 ALLAH'IN DİNİ İLE "HALK DİNİ" ARASINDA KARŞILAŞTIRMA
- 01-02-2017 SİHİR/BÜYÜ YÖNÜYLE GÜNÜMÜZ CÂHİLİYESİ
- 09-01-2017 "CİNLERİN MUSALLATI" İLE İLGİLİ, RUKYECİLERE 20 SORU
- 21-12-2016 RUS ELÇİSİNİN ÖLDÜRÜLMESİNİ TASVİP EDEBİLİR MİYİZ?
- 15-11-2016 ELMALILI TEFSİRİNİ M. KEMAL Mİ YAZDIRDI?
- 28-10-2016 T.C. BİR DİN DEVLETİDİR
- 29-07-2016 DARBELER VE DARBECİ ASKERLER -IIV-
- 24-07-2016 DARBELER VE DARBECİ ASKERLER -IV-
- 22-07-2016 DARBELER VE DARBECİ ASKERLER -III-
- 21-07-2016 DARBELER VE DARBECİ ASKERLER -II-
- 18-07-2016 DARBELER VE DARBECİ ASKERLER -I-
- 27-05-2016 27 MAYIS: ASKERÎ DARBELERİN 56. YILDÖNÜMÜ
- 20-04-2016 DÂVÂ EVLİLİĞİ
- 17-02-2016 ŞEHİDLİK RUHUNUN YENİDEN CANLANMASI
- 02-01-2016 1 OCAK KUTLU OLSUN!
- 18-12-2015 SULTAN I. TAYYİP HAN CAMİİ VE CAMİLER ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
- 30-10-2015 CUMHURİYET’İN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ: O OLMASAYDI OLMAZ MIYDIK?
- 15-10-2015 VUSLAT İÇİN AYRILMANIN DESTANI: HİCRET
- 12-08-2015 TEVHİD VE UZLAŞMA
- 25-06-2015 UNUTULMUŞ BİR İBADET: İ'TİKÂF
- 11-04-2015 DIŞARIDAKİLER Mİ DAHA ÖZGÜR, HAPİSHANEDEKİLER Mİ?
- 10-03-2015 ÂHİR ZAMAN
- 05-02-2015 İMANDA PAZARLIK
- 29-11-2014 EMPERYALİZMİN HİZMETİNDE SANAT
- 07-10-2014 IŞİD'DEN ÖNCE, ABD'Yİ İSLAM COĞRAFYASINI BOMBALAMAYA DAVET EDENLER KINANMALI
- 02-09-2014 NEREDESİN EY GÜZEL İSYAN?
- 21-08-2014 KÖLELİK GERÇEKTEN KALKTI MI?
- 06-08-2014 KÜFÜRDE ÖNDERLER VE ONLARIN İZİNDE GİDENLER
- 16-07-2014 YENİDEN İMANA
- 10-07-2014 HİLAFET ÜZERİNE
- 27-06-2014 HAMD BİLİNCİYLE HAYATA BAKIŞ
- 11-06-2014 GIYBETİN ANLAM VE MAHİYETİ
- 08-05-2014 DEVLET DİNİ VE DİYANET
- 10-03-2014 TASAVVUFUN İSLAM'A VERDİĞİ ZARARLAR -III-
- 03-03-2014 TASAVVUFUN İSLAM'A VERDİĞİ ZARARLAR -II-
- 24-02-2014 TASAVVUFUN İSLAM'A VERDİĞİ ZARARLAR -I-
- 17-02-2014 ŞEHİDLİK, ÖLÜM BİÇİMİ OLMAKTAN ÖTE BİR HAYAT TARZIDIR
- 09-11-2013 HACI VEKİLLERİN BAŞÖRTÜLERİ ACI DÜZENİ Mİ GÜÇLENDİRİYOR?
- 14-07-2013 KUR'ANSIZ RAMAZAN, İÇİ BOŞ SAHTE CENNET GİBİDİR
- 07-12-2012 LAİKLİK BU DEĞİLSE NEDİR?
- 17-10-2012 MEKKE VE MEDİNE: TUZUN KOKTUĞU MEKANLAR - 5
- 05-09-2012 MEKKE VE MEDİNE: TUZUN KOKTUĞU MEKANLAR - 4
- 30-08-2012 MEKKE VE MEDİNE: TUZUN KOKTUĞU MEKANLAR - 3
- 27-08-2012 MEKKE VE MEDİNE: TUZUN KOKTUĞU MEKANLAR - 2
- 18-08-2012 MEKKE VE MEDİNE: TUZUN KOKTUĞU MEKANLAR -1
- 07-07-2012 DÂVET VE TEBLİĞDEKİ ZAAFLARIMIZ
- 03-04-2012 4+4+4, MÜSLÜMANLAR İÇİN NE İFADE EDİYOR?
- 08-11-2011 VAN VE ERCİŞ'TEN İZLENİMLER, İBRETLER
- 18-09-2011 ORTADOĞU VE UMRE HÂTIRALARIM -IV-
- 08-09-2011 MODERN KÖLELİK VE ÖZGÜRLÜK ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
- 28-08-2011 BAYRAMLARI BAYRAM YAPAN, ALLAH'A YAKLAŞMA ŞUURUDUR
- 20-08-2011 ORTADOĞU VE UMRE HÂTIRALARIM -III-
- 10-08-2011 ORTADOĞU VE UMRE HÂTIRALARIM -II-
- 18-07-2011 ORTADOĞU VE UMRE HÂTIRALARIM -I-
- 03-06-2011 ALLAH'TAN BAŞKASINI VEKİL KABUL ETMEK YASAKLANMIŞTIR
- 22-05-2011 SURİYE'DEN MEKTUP VAR
- 09-05-2011 TERÖRÜN TANIMI VE TERÖR İLE CİHAD ARASINDAKİ FARK
- 04-04-2011 SURİYE VE DEVRİM ARAYIŞLARI -2-
- 25-03-2011 SURİYE İZLENİMLERİ -I-
- 02-03-2011 BİN ALİ, İN ALİ, CİN ALİ...
- 14-02-2011 ADALET, ALLAH'IN İNDİRDİĞİYLE HÜKMETMEKTİR -II-
- 01-12-2010 İSMAİLLERİMİZDEN ALLAH İÇİN VAZGEÇEBİLMENİN ADIDIR HİCRET
- 19-11-2010 EN SEVDİĞİMİZİ ALLAH'A FEDA EDEBİLME ŞUURU: KURBAN
- 26-09-2010 GÜNCEL CAHİLÎ EĞİTİMDE ŞİRK
- 14-08-2010 ADALET, ALLAH'IN İNDİRDİĞİYLE HÜKMETMEKTİR -I-
- 25-06-2010 YARDIM FİLOSUNUN OLUMLU VE OLUMSUZ YÖNLERİ -II-
- 22-06-2010 YARDIM FİLOSUNUN OLUMLU VE OLUMSUZ YÖNLERİ -I-
- 03-06-2010 İSRAİL'İN HELÂKININ BAŞLANGICI
Makaleler
Hava Durumu