AÇLIK GÜNÜNDE YOKSULU DOYURMAK...
Bünyamin ZERAN
26-10-2011 16:19
Modern zamanlar içinde yaşayanlar açlığın ne demek olduğunu anlamazlar. Çünkü kapitalizm insanlığı öylesine algıda yanılmalara sürüklemiştir ki açlık nedir tokluk nedir bilinemez hale gelmiştir. Sınırsız insan ihtiyaçları insanları doyumsuzluğa ve beraberinde her şeye karşın bir açlığa götürmüştür insanlığı. Doyumsuz olan insan açtır. Çünkü onun doymada bir sınırı yoktur. Bir ev alır kendine yetmez daha başka evler de almak ister, bir araç alır kendisine yetmez yenilerini de almak ister, bir kazancı vardır ama ister ki bütün kazançlar onun olsun. Tüm bu arzularını ihtiyaç ölçeğinde düşünmediği için arzularının esiridir. Öyle ki daha çok kazanmak için, daha iyi bir itibar elde etmek için kendisi dışındaki herkesin yoksullaşması, değer kaybetmesi onun umrunda değildir.
Kapitalizm yalnızca bir ekonomik sistem olmayıp aynı zamanda toplumu bu doyumsuz arzuların esiri yapmak için gayret eden sistemin adıdır. İnsan Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yaşamayı terketmesinden bu yana cennetten kovulmuş ve yeryüzü sürgünü olmayı haketmiştir. Nefsini ilah edinen ve Allah’ın öğrettiği şekilde yaşamak yerine kendi arzularının esiri olarak yaşamayı seçen insan en büyük açlığı ve yoksulluğu Allah’tan yoksun olmakla yaşamaktadır. En büyük yoksulluğa düçâr olmuş insan acaba açlık gününde yoksulu doyurmayı nasıl becerecektir? Zira kendisi açtır. Kendisi açken başkalarının tokluğu için çalışmak pekâla mümkün olmayacaktır. Allah’ın öğretisinin dışındaki her sistem ve ideoloji kuşkusuz insanı sınırsız kazanmaya, sınırsız hazlara ve sonu gelmez tamahkârlıklara sürükler. Yalnızca Allah’ın sözü adalet ve doğruluk bakımından sapasağlamdır. Çünkü Allah insanın müstağnileşmesinin önüne geçerken ona sürekli abd/kul olduğunu hatırlatmakta ve ibadetlerle onu yükümlü tutarak onun kulluk direncini diri tutmaktadır. Allah kendisine kulluk edenlere mü’min sıfatını vermektedir. Yani kendine iman ederek hayatına yön verenler kulluğun gereğini yapanlardır. Eğer ki insan kulluğun gereğini yapmıyorsa başka ilahlara kul oluyordur ki o zaman Allah bu kimseleri; zalim, kafir, fasık, münafık, müşrik gibi vasıflarla nitelemektedir.
Allah’a kulluk edenlerle tağuta kulluk edenlerin dünyayı algılama biçimleri de, ilah olarak kabul ettiklerinin buyruklarına göre değişmektedir. Kapitalizm insanın yalnızca kendi hazlarına kulluk etmesini öngörür. Kur’an’ın tabiriyle nefsini ilah edinmesini ister. Çünkü nefis doyumsuzdur ve her zaman kötülüğü emreder. Kapitalizm ve diğer izimler kötülüğü emrederken bunu öyle süsleyerek emrederler ki bu buyrukların kulları için en ideal ve olması gereken bir hayat tarzı gibi yansıtırlar. Oysa insanın doyumsuz bir nefsin elinde hiçleştiğini, değersizleştiğini ve köleleştiğini onlara fark ettirmezler. Bunu fark edenler ancak tek olan Allah’a iman edenlerdir. Her şey insanla başlar diyen Protagaros’un aksine Allah her şeyi kendisiyle başlatır. Batı düşüncesi Allah’ın yerine insanı yerleştirirken, Allah’tan kendini uzaklaştırmış insanın hazlarına insanı emanet etmiştir ki bu da tüm insanlığın yasak meyveyi yemesini gerekli kılmıştır. İnsan kendisine çizilmiş olan sınırların dışına taşarak kendinden başka ilah tanımamış ve güçlü olanın yasayı belirlediği, güçlü olanın hükümran olduğu ve güçlü olanın zenginliği elinde tuttuğu bir toplum modeli inşa edilmiştir. Yasalar zengin ve soyluların mallarını korumak, onların daha fazla zenginleşmesini sağlayacak yolları açmak, tiranların zorbalıklarını meşru göstermek ve zayıf olanların zengin olanlar için silahlar kuşanıp savaş yapmasını dolayısıyla ölmelerini haklı göstermek için ihdas edilmiştir. Vergi memurları vergileri efendilerini daha da semiz hale getirmek için toplamakta olup, zayıf olan insanların daha fazla yoksulaşmasını bir hukuka ve gerekçeye bağlamışlardır. Açlık gününde yoksulu doyurmak yerine yoksulluğun artmasıyla kendi erklerini daha da pekiştirme yoluna gitmektedirler. Kolluk güçleri güçlü olanları rahatsız edecek ve onları tehlikeye sokabilecek her türlü eylemi, toplantıyı, gösteriyi suç saymış ve bunları yapanların şiddetle cezalandırılmasını yine doğal hukuka bağlamıştır. Mülkiyet hakkını kutsallaştırıp bu hakkı özgürlüğün temel unsuru sayarak doyumsuz arzularıyla gaspettiği toprakları güvence altına almıştır.
Allah’a iman edenler tek kanun koyucu olarak Allah’ı tanımalarından ötürü nefsinin esiri olmaktan çıkarak Allah acaba eylemlerimize ne der sorusunu sürekli canlı tutup kendisi dışındaki dünyaya saygı göstererek, İsa’nın deyimiyle “içinizde birinci olmak isteyenler en çok hizmet edenler olsun” düsturuyla hareket edip kardeşinin nefsini kendi nefsine önceleyen olmuşlardır. Sürekli müstağnileşme tehlikesine karşın uyarılan müminler Allah’ın kendilerine bildirdiği yoldan dışarı çıkmadan (zalim olmadan), Allah’a verdikleri sözü bozmadan (fasık olmadan), vahyin üzerini örtecek yaşamı, mazeretleri ortaya koymadan (kafir olmadan), yaptıkları hususunda iki yüzlü davranmadan (münafık olmadan) ve azıcık Allah’a azıcık da nefsinin ona emrettiği başka ilahlara kulluk yapmadan (müşrik olmadan) dini yalnızca Allah’a özgüleyerek bir adalet ve mizan içinde hayat kurarlar.
Değişimin çok süratli yaşandığı modern çağlarda açlık şekil değiştirmiştir. Örneğin bugün Somali açlığın pençesindedir. Sorun Somali’de gıdanın üretilememesi veya Somali’nin kaynaklarının ihtiyaç duyduğu gıdayı dışarıdan temin edecek imkâna sahip olmaması değildir. Sorun, kapitalizmin oraya el atması ve efendilerin daha fazla semizleşmesi için bütün bir halkın açlıkla ölüme terk edilmesi meselesidir. Dünyanın en zengin uranyum yataklarına sahip bir ülke olan Somali yalnızca uranyum madeniyle dünyanın en zengini olabilecek konumdadır. Ne var ki büyük şeytan ABD, kapitalizmin en büyük temsilcisi bu madeni kendi ülkesine bedelsiz taşırken halkın açlığıyla ilgili hiçbir vicdani rahatsızlık duymamaktadır. Çünkü kapitalist olmanın kuralı vicdanı arzulara kurban etmektir. Açlık gününde yoksulu doyurmak Somali halkına yalnızca yaşayabilecekleri gıdayı vermek olmasa gerek. Onların kader olarak gördükleri bu açlığı sonlandırabilmek için kendilerini aç bırakanları onlara göstermek, aç kalmamaları için sarılmaları gereken öğretiyi onlara sunarak direniş güçlerini kuvvetlendirmek gerekmektedir. Aksi takdirde yalnızca onları yapılan bağışlarla doyurmak onları köleliklerine razı etmek demektir.
İnsanın açlık gününde yoksulu doyurabilmesi için kendi açlığından kurtulması gerekmektedir. Yani kapitalizmin ve diğer tüm izimlerin esiri, kulu, kölesi olmaktan kurtularak yalnızca Allah’a kul olması gerekmektedir. İnsanın ihtiyaçlarını sınırsız olarak belirleyen, doyumsuz, tamahkâr bir ideolojinin insanlığa hayır getirmeyeceği ortadadır. İnsanı makine gibi gören ve onun fıtratını görmezden gelen bir ideolojinin de insanlığa hayır getirmeyeceği ortadadır. İman ettiğini söyleyen insanların kendi nefsinden başlayarak değiştirecekleri dünya için çok güçlü donanımlara ve sağlam ahlaki duruşlara ihtiyaçları vardır. Ağır bir söz vahyedilmiştir insana. Bu ağırlığı kaldırabilmek için daha fazla dikkate, okumaya ve tefekküre ihtiyaç vardır. Hem kölelik düzenlerine hem de açlık günlerine karşın verilecek mücadelenin özünü ve şeklini bize sunan vahye sahip çıkarak onunla daha fazla meşgul olup ve hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline getirmek zorundayız. Çünkü mümin olmak öncelikle kendisine kulluk ettiğimiz tüm sahte ilahlardan arınmakla başlar. Eğer ki Allah’ın dışında kendisine kulluk ettiğimiz; parti, nefis, ülke, ideoloji, lider vs. tüm bu putlardan azıcık dahi bizde kalsa ilah olarak yalnızca Allah vardır sözümüz havada kalacaktır. Zira biz putlarımızdan arınarak tek ilahı kabullenmiş olmayacağızdır. O zaman da insan kendisine gösterilen sarp yokuşu tırmanırken oksijensiz kalacak ve belli bir noktadan sonra gerisin geriye dönenlerden olacaktır. Günümüz İslam dünyasında bu tabloyu maalesef çok fazla görmekteyiz. Sözün ağırlığına önem verilmediği için sarp yokuşun zorluğuna ve bu yokuş için hazırlanması gereken erzağa da ehemmiyet verilmemektedir. İşte bu yüzden de açlık gününde yoksullar daha fazla açlığa ve yoksulluğa itilmektedirler.
Allah, insanların kul olduğu gerçeğini hatırlayarak yaşamalarını emretmektedir. Kulluk, vahyin insana yap dediklerini gücü ölçeğinde yapmakla yükümlü olduğu şeydir. Yapmaya imkân ve kudreti varken bazı görevlerini yerine getirip bazı görevlerini savsaklaması değildir. Böyle olması durumunda Allah insanı hemen uyarmakta ve bu şekilde yaşamasının şirk olduğunu hatırlatmaktadır. Şirk koşan bir insan arzularının elinde yoksullaşacağından kendi açlığına çözüm üretemeyen bir zavallı olacaktır. Böylesi insanların kendisini mümin görse bile insanlığa ve kendine dair çözüm önerileri kökü toprağın üstünde ağaç misali her an anlamsız ve yıkılmaya mahkûm olacaktır. Açlık gününde yoksulu doyurmak ancak iman edenlerin yapabileceği bir şeydir. Zira müminler yalnızca insanların midesini doyurmakla kalmaz onların kalplerini de, zihinlerini de doyururlar ki bir daha hiç aç kalmasınlar.
- 15-08-2024 YA EYYÜHEL MÜZZEMMİL
- 16-03-2024 SAHİP ÇIKILASI KELİMELERE TUTUNULMALI
- 09-12-2023 BEN FİLİSTİNİM
- 30-06-2023 HAYAL İL KURGU ARASINDA
- 01-12-2022 İNSANIN ALLAH'A OLAN YOLCULUĞU
- 03-08-2022 İNSANIN, ALLAH İLE OLAN İLİŞKİSİ
- 11-03-2022 İSLAM, TESLİM OLAN DEĞİL TESLİM ALAN BİR DİNDİR
- 01-05-2021 FEMİNİZM -II-
- 20-04-2021 FEMİNİZM -I-
- 27-06-2018 İSLAMİ DURUŞTAN TRANSEKSÜEL İSLAMCILIĞA GEÇİŞ
- 10-04-2017 İSLAMİ DÜŞÜNCE ÜZERİNE ELEŞTİREL BİR DENEME
- 16-03-2017 KORKU CUMHURİYETİ
- 02-09-2016 İSLAM OLMAK NE DEMEKTİR?
- 20-02-2015 BİZLERİ İNŞA EDEN TERBİYE KİME AİT?
- 16-03-2014 RACHEL CORRİE
- 31-12-2013 İSLAMİ MUHALEFET GELENEĞİNE DUYULAN İHTİYAÇ
- 04-11-2013 "ORTADOĞU"DAKİ OLAYLAR VE MÜSLÜMANLAR
- 08-09-2013 SAFLARI KARIŞTIRMADAN NEREDE DURDUĞUNU BİLMEK GEREK
- 30-04-2013 MODERNİTENİN TÜKETTİĞİ İNSAN
- 04-02-2013 ÇAĞA TANIK OLMAK AMA HANGİ BİLGİ TEMELİNDE!
- 27-01-2013 BATI’NIN DÜNÜ VE DÜNYANIN BUGÜNÜ
- 24-12-2012 İHMAL EDİLMİŞ BİR TERİM OLARAK "İSLAMİ MÜCADELE"
- 01-12-2012 ÇAĞIN DİNAMİKLERİNE KARŞI DURUŞ
- 14-10-2012 TEVHİD SÖYLEMİMİZ NEDEN KİMSEYİ RAHATSIZ ETMİYOR?
- 14-09-2012 TÜKETİM TOPLUMUNDAN TÜKETİLEN TOPLUMA
- 24-06-2012 KELİMELERİN EDEBİ
- 16-05-2012 ALİM OLMAK MI ENTELEKTÜEL OLMAK MI?
- 12-04-2012 DÜŞÜNCE, KURUMLARDAN ÜSTÜN TUTULMALIDIR
- 15-03-2012 ÇAĞIN İLERİSİNDE VE GERİSİNDE OLMAK...
- 13-02-2012 MODERN DÜNYAYI İSLAM'LA YENİDEN TANIMLAMAK
- 13-01-2012 HAYATA RABB’İN ADIYLA BAKABİLMEK
- 22-11-2011 ÇAĞIN YENİ PUTÇULUĞU: MARKALAŞMA
- 04-11-2011 KUR’AN’DA İSİM KAVRAMI
- 26-10-2011 AÇLIK GÜNÜNDE YOKSULU DOYURMAK...
- 04-10-2011 BİR KUR'AN KAVRAMI OLARAK "İLİM"
- 05-09-2011 BATI’NIN DÜNÜ VE DÜNYANIN BUGÜNÜ
- 02-08-2011 MEKKE TOPLUMU VE YAŞADIĞIMIZ TOPLUM KARŞILAŞTIRMASI
- 20-06-2011 AKIL TOPLUMU
- 21-04-2011 MÜSLÜMANLARIN ZİHNİ SAVRULMALARINA DUR DENMELİDİR
- 24-12-2010 ÖLÜM ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ
- 30-11-2010 AHLAKI ALLAH’LA TEMELLENDİRMEK GEREK
- 28-10-2010 KUR’AN’I TERSİNDEN OKUMAK
- 07-10-2010 DÜŞÜNCEYİ DİRİ TUTABİLMEK GEREK
- 20-09-2010 ÖZELEŞTİRİYE İHTİYACIMIZ VAR
- 23-08-2010 KULLUĞU ÖZGÜRLÜĞE TERCİH EDİYORUM
- 31-07-2010 ÇOCUKLAR NEYİN MİRASÇISIDIR?
- 15-07-2010 ZAMANIN FIRTINALARINDAN KORUNMAK GEREK
- 05-07-2010 NİTELİK Mİ NİCELİK Mİ?
- 21-06-2010 GÜNDEMLER GÜNDEM OLA
- 07-06-2010 GELİŞİM Mİ, BAŞKALAŞIM MI?
- 25-05-2010 MÜSLÜMAN OLMAK TARAF OLMAKTIR
- 11-05-2010 SALİH AMEL KÂFİRLERİ NİÇİN ÖFKELENDİRMELİDİR?
- 25-04-2010 NUH’UN GEMİSİNE BİNMEK
- 14-04-2010 SORULAR VE SORUMLULUKLARIMIZ
- 30-03-2010 DOKUNULMAZLIKLARIMIZI KALDIRALIM
- 18-03-2010 HAYATA HİKMETLE DOKUNABİLMEK GEREK
- 25-02-2010 BİZ HANGİ SINIRLARIN ADAMIYIZ?
- 13-02-2010 BEN DEĞİŞMEDEN DÜNYA NE KADAR DEĞİŞİR?
- 05-02-2010 AÇILIMDAN YANA MIYIZ HİCRETTEN YANA MI?
- 01-02-2010 AHLAK, İNSANIN KENDİNE YABANCILAŞMASINA ENGELDİR
- 17-01-2010 BİLİNCİME SAHİP MİYİM!
- 07-01-2010 FARK EDEBİLİYOR MUYUZ?
- 22-12-2009 UZUN BİR YOLCULUĞUN İMGELERİ
- 31-07-2009 İÇE DÖNÜK ŞAHİTLİK VE BİREY OLGUSU
- 04-02-2009 BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
- 18-01-2009 KUŞANMAK YA DA SLOGANLARLA DEŞARZ OLMAK
- 31-12-2008 GAZZE’DE GÖZÜ YAŞLI ÇOCUKLAR
- 29-11-2008 YAŞAMAYA DAİR...
- 16-11-2008 AYNADA KENDİMİZİ SEYRETMEK
- 03-11-2008 ŞEHADET ANCAK ŞAHİTLİK YAPANLARINDIR
- 07-10-2008 "VE SİZLER ÜÇ SINIF OLDUĞUNUZ ZAMAN..."
- 05-09-2008 KUR'AN "AYKIRI" BİR MESAJDIR
Makaleler
Hava Durumu