KORKU CUMHURİYETİ
Bünyamin ZERAN
16-03-2017 07:52
Disipline edici iktidarın giderek mutlak iktidara dönüştüğü zamanlardayız. İktidar kendi gibi düşünmeyenleri “normalleştirme” çabası içine girmiştir. Artık hapishaneler, gözaltılar, işkenceler ve sürekli izlenmeler mevcut iktidarın kendi erkini sağlamlaştırmak için kullandığı yöntemler olmuştur.
Devlet belki de cumhuriyetten bu yana bizzat kendi eliyle toplumu ötekileştirici bir dili bu kadar kullanmamıştır. Hani kötü biri ölür onun yerine gelen ölene rahmet okutur ya şimdiki iktidar cumhuriyet dönemi ve milli şef dönemi iktidarlara rahmet okutacak cinsten.
Malumdur ki başkanlık sistemine dair bir referandum süreci içindeyiz. “Kandil “hayır” diyor sen de “hayır” diyorsan onlar gibi düşünüyorsun” diyerek toplumu ya bizdensin ya da hasmımsın diyerek sınıflara bölen bir iktidar kime hizmet etmektedir diye sormamız gerekiyor. Toplumu referandumda hayır çıkması durumunda kaosla, iç savaşla tehdit edenler yine mevcut iktidarın adamlarıdır.
Çünkü bu toplumu kucaklayacak bir dile sahip olmadıkları gibi ortaya koydukları sistemi halka doğru düzgün analatabilecek bir birikime de sahip değiller. Kitlenin zihnine hitap etmekten çok duygularına hitap ederek konuşan bir siyasi dil kullanılmaktadır. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığından şikayet edenler bizzat iktidarı bil fiil ondört yıldır ellerinde tutan kimselerdir.
Okullarda bilimsel düşünce gelişmediği gibi üniversitelerde de bilim gelişmedi. Çünkü bu iktidar düşünen bir nesil yerine sürüleştirilmiş bir nesil inşa etme yoluna gitmiştir. Kemalizmin kalesi olarak görülen üç kurum; Yargı, Silahlı Kuvvetler ve Üniversite süreç içerisinde teslim alınmıştır. Yargı ve TSK'nın ele geçirilmesi için Gülen ve ekibi bil fiil devlet tarafından kullanılmıştır. İşleri bitince kenara atılan bu gruptan sonra da bazı cemaatler eliyle üniversiteler şekillendirilmeye çalışılmaktadır.
Bunun en güzel örneği de hurafeci, hikayeci bilimle ilimle hiç ilgisi olmayan Nihat Hatiboğlu gibi adamların YÖK üyesi olarak atanmasıdır. Bu ülkede sanki okuyan, akleden kimse kalmamış gibi bu tarz adamlar sözüm ona bilimsel olma iddiasında olan kuruma üye olarak atanabilmektedir. Meselenin üniversitelerde aranılan şeyin bilimsellik olmadığı, yargıda adalet arayışı olmadığı apaçıktır. Mesele kendilerine her koşulda biat eden, iktidarlarını kutsayan bir zemin oluşturmaktır.
Ellerini kaldır deyince kaldıran indir deyince indiren bir kadro. Şimdiki iktidarın eleştirdiği Kemalizm'den ne farkı kalmıştır. Onlar da liyakatı esas almadan sırf kendi adamlarıdır diye kadrolara adam atarlardı şimdikiler de aynısını yapıyorlar. Öyleyse partinizin adını niçin adalet koymaktasınız. Kimin adaleti bu. Zira adalet kavramı Allah'a ait bir kavramdır ve sizlerin keyfince kirletilmeyecek kadar arı duru bir kavramdır. Bu kavram dün size nasıl ihtiyaç olduysa bundan sonra da daima ihtiyaç duyacağınız bir kavramdır.
İktidar mutlaklaşma sürecinden önceki disipline edici tüm iktidar biçimlerini kullanabilmek için tüm kurumları zaptu rapt altına almıştır. İlkav vakfının bir cuma saatinde proveke edilerek hem de sinkaflı küfürlerle provake edilerek bir kısım insanların bizzat provake eden sivil polislerce gözaltına alınması ardından Mehmet Pamak'ın gözaltına alınması, Hizbut Tahrir üyelerinin aileleriyle birlikte gözaltına alınması, İmam Buhari Vakfı'nın başkanı Zafer Mert'in öldürülmesi ve Türkiye'de bazı vakıf ve derneklerin Gülen cemaatiyle ilgisi olmamasına rağmen tahkikate uğramaları ya da kapatılması artık iktidarın mutlak iktidara döndüğünün işaretidir.
Bu ülkede yaşayan herkese verilen mesaj açıktır. Her yerde gözleniyorsunuz, fişleniyorsunuz, biliniyorsunuz. Ya bizim isteklerimize uyarak “normalleşeceksiniz” ya da hasım olarak bilinecek devletin baskı aygıtlarıyla hegemonyamız altına alınacaksınız.
Devlet kendine biat eden ve her yaptığı zulmü onaylayan camialara müsaade edeceğini ifadelendirme derdine düşmüştür. Oysa mümine yakışan tavır zulme herdaim karşı bir nefes olmaktır. Hiçbir zulüm karşısında susamayız. Çünkü Allah'ın iktidarı mutlak olandır ve en nihayetinde onun huzurunda toplanıp hesaba çekileceğiz.
Mümin olmak zor zamanda konuşmaya cesaret edebilmektir. Bugün tüm bu zulümlere rağmen hala iktidara kuyruk olma derdinde olan islamcılar bir gün kendilerinin de kullanılan bir paçavra gibi bir kenara atılacağını görmeliler.
Mümini yeryüzünde onurlu kılan şey, büyük kılan şey hakkın şahitliğini en güçlü olduğu zamanlarda da en zayıf olduğu zamanlarda da haykırabilmesidir. Bizim tek ukbamız Allah'ın huzuruna tertemiz bir kalple çıkıp hesap verebilmektir. Ancak mesajımız o vakit doğru bir şekilde insanlara ulaşır. Ancak o vakit tebliğ ettiğimiz hakikatler insanların kalbine nüfuz eder.
Allah, farklılıklara düşman bir insanlık istemiyor. Allah farklılıkları kabul etmemizi ve yalnızca ifsad edici şeylere karşı mücadele etmemizi emrediyor. İnsanları ötekileştirmeyen bir dili yalnızca biz müminler kuşanabiliriz. Çünkü bunu herhangi bir sistem, ideoloji ya da iktidarlar adına değil yalnızca Allah rızası için yaparız.
Yaptığımız şeyleri bir lütuf olarak görmek yerine Allah'ın bizlere yüklediği sorumluluk olarak görürüz. Ve yaptığımız bu şeyi hayatımız pahasına dahi olsa hayatımızı elinde bulunduranın emanetini aldığı güne kadar yaparız. Yeryüzünü ıslah adına ifsad edenler bilmelidirler ki kadiri mutlak olan yalnız Allah'tır. İtaat edilecek tek mercii de Allah'tır.
En'am Suresi 80 ve 81. ayetlerinde İbrahim (as)'ın söylediği gibi “... söyleyin güvende olmaya en layık olan kimdir?” Tabiiki Allah'a gönülden iman ederek Allah'a olan salatlarında haşyet içinde olanlardır.
YORUMLARHenüz Yorum Yok !Diğer Yazıları
- 15-08-2024 YA EYYÜHEL MÜZZEMMİL
- 16-03-2024 SAHİP ÇIKILASI KELİMELERE TUTUNULMALI
- 09-12-2023 BEN FİLİSTİNİM
- 30-06-2023 HAYAL İL KURGU ARASINDA
- 01-12-2022 İNSANIN ALLAH'A OLAN YOLCULUĞU
- 03-08-2022 İNSANIN, ALLAH İLE OLAN İLİŞKİSİ
- 11-03-2022 İSLAM, TESLİM OLAN DEĞİL TESLİM ALAN BİR DİNDİR
- 01-05-2021 FEMİNİZM -II-
- 20-04-2021 FEMİNİZM -I-
- 27-06-2018 İSLAMİ DURUŞTAN TRANSEKSÜEL İSLAMCILIĞA GEÇİŞ
- 10-04-2017 İSLAMİ DÜŞÜNCE ÜZERİNE ELEŞTİREL BİR DENEME
- 16-03-2017 KORKU CUMHURİYETİ
- 02-09-2016 İSLAM OLMAK NE DEMEKTİR?
- 20-02-2015 BİZLERİ İNŞA EDEN TERBİYE KİME AİT?
- 16-03-2014 RACHEL CORRİE
- 31-12-2013 İSLAMİ MUHALEFET GELENEĞİNE DUYULAN İHTİYAÇ
- 04-11-2013 "ORTADOĞU"DAKİ OLAYLAR VE MÜSLÜMANLAR
- 08-09-2013 SAFLARI KARIŞTIRMADAN NEREDE DURDUĞUNU BİLMEK GEREK
- 30-04-2013 MODERNİTENİN TÜKETTİĞİ İNSAN
- 04-02-2013 ÇAĞA TANIK OLMAK AMA HANGİ BİLGİ TEMELİNDE!
- 27-01-2013 BATI’NIN DÜNÜ VE DÜNYANIN BUGÜNÜ
- 24-12-2012 İHMAL EDİLMİŞ BİR TERİM OLARAK "İSLAMİ MÜCADELE"
- 01-12-2012 ÇAĞIN DİNAMİKLERİNE KARŞI DURUŞ
- 14-10-2012 TEVHİD SÖYLEMİMİZ NEDEN KİMSEYİ RAHATSIZ ETMİYOR?
- 14-09-2012 TÜKETİM TOPLUMUNDAN TÜKETİLEN TOPLUMA
- 24-06-2012 KELİMELERİN EDEBİ
- 16-05-2012 ALİM OLMAK MI ENTELEKTÜEL OLMAK MI?
- 12-04-2012 DÜŞÜNCE, KURUMLARDAN ÜSTÜN TUTULMALIDIR
- 15-03-2012 ÇAĞIN İLERİSİNDE VE GERİSİNDE OLMAK...
- 13-02-2012 MODERN DÜNYAYI İSLAM'LA YENİDEN TANIMLAMAK
- 13-01-2012 HAYATA RABB’İN ADIYLA BAKABİLMEK
- 22-11-2011 ÇAĞIN YENİ PUTÇULUĞU: MARKALAŞMA
- 04-11-2011 KUR’AN’DA İSİM KAVRAMI
- 26-10-2011 AÇLIK GÜNÜNDE YOKSULU DOYURMAK...
- 04-10-2011 BİR KUR'AN KAVRAMI OLARAK "İLİM"
- 05-09-2011 BATI’NIN DÜNÜ VE DÜNYANIN BUGÜNÜ
- 02-08-2011 MEKKE TOPLUMU VE YAŞADIĞIMIZ TOPLUM KARŞILAŞTIRMASI
- 20-06-2011 AKIL TOPLUMU
- 21-04-2011 MÜSLÜMANLARIN ZİHNİ SAVRULMALARINA DUR DENMELİDİR
- 24-12-2010 ÖLÜM ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ
- 30-11-2010 AHLAKI ALLAH’LA TEMELLENDİRMEK GEREK
- 28-10-2010 KUR’AN’I TERSİNDEN OKUMAK
- 07-10-2010 DÜŞÜNCEYİ DİRİ TUTABİLMEK GEREK
- 20-09-2010 ÖZELEŞTİRİYE İHTİYACIMIZ VAR
- 23-08-2010 KULLUĞU ÖZGÜRLÜĞE TERCİH EDİYORUM
- 31-07-2010 ÇOCUKLAR NEYİN MİRASÇISIDIR?
- 15-07-2010 ZAMANIN FIRTINALARINDAN KORUNMAK GEREK
- 05-07-2010 NİTELİK Mİ NİCELİK Mİ?
- 21-06-2010 GÜNDEMLER GÜNDEM OLA
- 07-06-2010 GELİŞİM Mİ, BAŞKALAŞIM MI?
- 25-05-2010 MÜSLÜMAN OLMAK TARAF OLMAKTIR
- 11-05-2010 SALİH AMEL KÂFİRLERİ NİÇİN ÖFKELENDİRMELİDİR?
- 25-04-2010 NUH’UN GEMİSİNE BİNMEK
- 14-04-2010 SORULAR VE SORUMLULUKLARIMIZ
- 30-03-2010 DOKUNULMAZLIKLARIMIZI KALDIRALIM
- 18-03-2010 HAYATA HİKMETLE DOKUNABİLMEK GEREK
- 25-02-2010 BİZ HANGİ SINIRLARIN ADAMIYIZ?
- 13-02-2010 BEN DEĞİŞMEDEN DÜNYA NE KADAR DEĞİŞİR?
- 05-02-2010 AÇILIMDAN YANA MIYIZ HİCRETTEN YANA MI?
- 01-02-2010 AHLAK, İNSANIN KENDİNE YABANCILAŞMASINA ENGELDİR
- 17-01-2010 BİLİNCİME SAHİP MİYİM!
- 07-01-2010 FARK EDEBİLİYOR MUYUZ?
- 22-12-2009 UZUN BİR YOLCULUĞUN İMGELERİ
- 31-07-2009 İÇE DÖNÜK ŞAHİTLİK VE BİREY OLGUSU
- 04-02-2009 BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
- 18-01-2009 KUŞANMAK YA DA SLOGANLARLA DEŞARZ OLMAK
- 31-12-2008 GAZZE’DE GÖZÜ YAŞLI ÇOCUKLAR
- 29-11-2008 YAŞAMAYA DAİR...
- 16-11-2008 AYNADA KENDİMİZİ SEYRETMEK
- 03-11-2008 ŞEHADET ANCAK ŞAHİTLİK YAPANLARINDIR
- 07-10-2008 "VE SİZLER ÜÇ SINIF OLDUĞUNUZ ZAMAN..."
- 05-09-2008 KUR'AN "AYKIRI" BİR MESAJDIR
Makaleler
Hava Durumu