İBRAHİM (A.S.)’IN, MUSA (A.S.)’IN, MUHAMMED (A.S.)’IN RABBİNE İMAN ETMEK
Şükrü HÜSEYİNOĞLU
18-12-2021 10:25
Geçmişten bugüne insanların çoğunluğunun (ekserun nas), yegâne yaratıcı olarak Allah’ın varlığına inandıkları bilinen bir husustur. Bu itibarla da, Rabbimizin hidayet önderleri olarak görevlendirdiği Peygamberlerin (a.s.) risaletlerinin konusu, insanları Allah’ın var olduğuna inandırmak olmamıştır. Bilakis, yegâne yaratıcı olarak inandıkları Allah’ın, hayatın tüm alanlarında yegâne ilah ve rab olduğunun beyanıdır, tüm Peygamberlerin dâvetinin esası.
Bunun için de, zaman içerisinde insanın türlü eksikliklerle malul algı ve tasavvuruyla, zanları ve hevası üzere oluşturulmuş “Allah” algı ve inanışı, bizatihi Rabbimizin kendisini tanıtan beyanlarıyla izâle ve tashih edilmiş, tevhidin temeli olan Allah’a iman akidesi bu izâle ve tashih üzere bina edilmiştir. Kur’an’da, Mekkeli müşriklere ve tabii ki onlar nezdinde her çağın müşriklerine yöneltilen şu ve benzeri sorular ve devamında yapılan açıklamalar hep bu meyandadır:
“Andolsun ki, onlara; ‘Gökleri ve yeri kim yarattı?’ diye sorsan, muhakkak ki; ‘Allah’ diyeceklerdir. De ki; ‘Öyleyse, Allah'tan başka taptıklarınızı gördünüz mü? Allah bana bir zarar dilese, onlar O'nun zararını kaldırabilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilese, onlar O'nun rahmetini tutabilirler mi?’ De ki: Allah bana yeter. Tevekkül edenler yalnız O'na tevekkül etsinler." (Zümer, 39/38)
Rabbimiz, Kur’an’da kendisine iman, Kur’an tilaveti, cihad gibi konularda “hakkıyla” vurgusunu yapmaktadır. Allah’ın kadrini hakkıyla takdir etmek[1], Kur’an’ı hakkıyla tilavet etmek[2], hakkıyla cihad etmek.[3] İşte Kur’an’ın tüm öğretisi, bu “hakkıyla” vurgusu etrafında biçimlenmiştir. Kur’an bize, hakkıyla takdir edebilmemiz için Âlemlerin Rabbi Allah’ı tanıtmakta, kendisini hakkıyla tilavet etmenin ve Allah yolunda cehd/cihad etmenin esas ve usullerini öğretmektedir.
İnsanların çoğunluğu, tarih boyu, yaratan, yaşatan ve fakat emretmeyen, hükmetmeyen bir Allah algı ve inanışına sahip olmuşlardır. Nuh (a.s.)'ın helak edilen kavmi de, Semud da, Mekkeliler de, bugünün dünyasındaki egemenler ve kitleler de hakeza bu algı ve inanışı yaşatmaktadır.
İnanılan, fakat kullarına sınır çizen değil, kullarınca kendisine (hâşâ) sınır çizilmeye çalışılan, hâkim değil mahkûm bir Allah algısı. Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki her şeyin, tüm an ve alanların rabbi, hâkimi, meliki değil, yalnızca göklerin ve dar anlamda mâbedlerin[4] rabbi olan, hangi alanda sözünün geçip geçmeyeceğini insanların belirlediği bir Allah algı ve inanışı.
İşte Rabbimiz, Kitab-ı Keriminde isim ve sıfatlarıyla kendisini bize tanıtmaktadır ki, O’nu sınırlı ve yanılgılara açık algılarımız ve hevamızla değil, hakkıyla tanıyalım ve hayatımızın tüm an ve alanlarında ancak O’nu rab ve ilah edinelim. Birçok kelam kitabında yer alan “Allah’ın varlığı akılla bilinebilir, ancak O’nu vasıflarıyla tanımak ancak vahiyle mümkündür” ifadesi de bu gerçeği ifade etmektedir.
Kur’an’da bu hususta gerçekten dikkat çekici ifadeler vardır. Rabbimiz, “mü’minlerin iman ettiği gibi iman etmekten” söz etmekte, Yakub (a.s.)’ın oğullarının dilinden“İbrahim'in, Yakub’un, İsmail'in ve İshak'ın ilahı” tabirini aktarmakta, Musa (a.s.)’ın, İbrahim (a.s.)’ın, Muhammed (a.s.)’ın Rabbi olarak kendisini insanlara tanıtmaktadır:
“Yoksa Yakub'a ölüm geldiğinde, oğullarına: ‘Benden sonra neye kulluk edeceksiniz?’ diye sorduğu ve oğullarının da: ‘Senin ilahın ve ataların İbrahim'in, İsmail'in ve İshak'ın ilahı olan tek ilaha’ diye cevap verdikleri sırada siz orada mıydınız?” (Bakara, 2/133)
Kısacası, İslam’ın bizlerden istediği Allah’a iman mükellefiyeti; İbrahim (a.s.)’ın, Musa (a.s.)’ın, Muhammed (a.s.)’ın Rab ve İlahına iman etmektir. Yani Allah’a, bizim için hidayet önderleri kıldığı Nebileri gibi, onların vahiyle tanıttığı çerçevede iman etmektir. Bu da açık olarak göstermektedir ki, vahiyle belirlenip biçimlenmemiş olan bir Allah inancı, İslam açısından makbul bir iman değildir. İşte geçmişte ve günümüzde insanların temel sorunu, ilhadı budur ve dolayısıyla öncelikle tashih edilmesi gereken husus da budur.
Yaratan, Yaşatan ve Emreden Rabbe Kulluk/İtaat Dâveti
İnsanlığa son hidayet rehberi olarak bildirilen Kur’an-ı Kerim, Âlemlerin Rabbini bize isim ve sıfatlarıyla olduğu gibi, Nebilerin dilinden de tanıtmaktadır. Böylece bizi, kendi hidayete muhtaç algılarımızla ve hevamızla tanımladığımız, yani kendi kendimize yontmuş olduğumuz bir rab inanışı yerine, Nuh (a.s.)’ın, İbrahim (a.s.)’ın, Musa (a.s.)’ın, Muhammed (a.s.)’ın Rab ve İlahına iman etmeye dâvet etmektedir.
Zira insanlar, kendi algı ve hevalarıyla yontmuş oldukları rabbe her ne kadar “Allah” ismi veriyor olsalar da, gerçekte bu rab algı ve inanışının Âlemlerin Rabbi Allah ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Her şeyden önce, yukarıda da belirttiğimiz gibi kitlelerin rabbi, insanlar için sınır çizen, itaat mercii egemen bir rab değil, kendisine sınır çizilen, itaatkâr bir rabdir. Oysa Nebilerin insanları kendisine dâvet ettiği Âlemlerin Rabbi Allah, el-Hak olarak hakkın, hakikatin yegâne kaynağı, yegâne yol gösterici, hüküm ve itaatin ana mercii, yaratan ve yaşatan olduğu gibi emreden egemen bir Rab ve İlahtır. İşte İslam ile gerek kadim, gerekse modern câhiliyenin ayrıştığı temel husus burasıdır.
Bizler, bugün kitlelere İslam dâvetini teklif ederken, bu temel ayrışmayı izahla işe başlamak ve Rabbimizi tıpkı Nebilerin tanıttığı gibi tevhid akidesi üzere tanıtmakla mükellefiz. Nuh (a.s.) da, İbrahim (a.s.) da, Musa (a.s.) da, İsa (a.s.) da, Muhammed (a.s.) da ve tabii ki diğer tüm Nebiler de evvelemirde bunu yapmıştır. Hepsinin dâvetinin esası “Yalnızca Allah'a kulluk edin, sizin ondan başka ilahınız yoktur” çağrısıdır. Bu çağrı düzleminde, insanlara Âlemlerin Rabbi Allah’ı tanıtacak açıklamalar yapmışlardır.
“Hani İbrahim, babasına ve kavmine: ‘Neye tapıyorsunuz?’ demişti. ‘Putlara tapıyoruz ve onlara tapmaya devam edeceğiz’ diye cevap verdiler. İbrahim: ‘Peki’ dedi, ‘yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı? Yahut size fayda ya da zarar verebiliyorlar mı?’ Şöyle cevap verdiler: ‘Hayır, fakat biz babalarımızı böyle yapar bulduk.’ İbrahim dedi ki: Şu halde ister sizin, ister önceki atalarınızın neye taptığınızı düşündünüz mü? İyi bilin ki onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi hariç. O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. Beni yediren, içiren O'dur. Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur. Benim canımı alacak, sonra beni diriltecek O'dur. Ve hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur.” (Şuarâ, 26/70-82)
Görüldüğü üzere İbrahim (a.s.), toplumuna içerisinde bulundukları şirkle/putperestlikle ilgili muhalefetini dile getirdikten sonra, onlara Âlemlerin Rabbi Allah’ı tanıtmaktadır. Dikkat edilirse, İbrahim (a.s.) bu kısa açıklamasında, Âlemlerin Rabbi Allah’ı, dünya ve âhiret hayatında kendisine yönelinecek, sığınılacak, yol gösterici kabul edilip itaat ve ittiba edilecek, af ve mağfiretin, şefaatin ancak kendisinden bekleneceği yegâne merci olarak tanıtmaktadır. Birkaç kelimede özetleyecek olursak; Allah, dünya hayatının hak meliki[5], âhiret hayatının da yegâne mâlikidir.[6]
Yine İbrahim (a.s.), insanlık tarihinin yaygın hurafelerinden olan “gök tanrı”, “göklerin rabbi” inanış ve anlayışı karşısında, muhataplarına Âlemlerin Rabbi Allah’ı şöyle tanıtmaktaydı:
"(İbrahim) Hayır, dedi, sizin Rabbiniz, yaratmış olduğu göklerin ve yerin de Rabbidir ve ben buna şahitlik edenlerdenim." (Enbiyâ, 21/56)
Kendisini Mısır mülkünün ve insanlara yol gösterip hükmetme hakkının sahibi, en üstün otorite (ulu rab)[7] ilan eden o günün Mısır Firavununa, Musa (a.s.), Âlemlerin Rabbi Allah’ı şu şekilde tanıtmaktaydı:
“Firavun: ‘Sizin Rabbiniz kimdir ey Musa?’ dedi. Musa dedi ki: Bizim Rabbimiz, her şeye yaratılışını veren, sonra doğru yolu gösterendir.” (Tâhâ, 20/49-50)
Böylece Musa (a.s.), Allah’ın yaratma ve yaşatma olduğu gibi, yol gösterme ve emretmenin de kendisine ait olan egemen bir rab olduğunu, dolayısıyla O’nun mülkünde rablik (üst otorite, egemenlik mercii, yol gösterici olma) iddiasında bulunmanın hadsizlik ve tuğyan olduğunu Firavun’a ifade etmiş oluyordu.
“‘Ben, sizin ulu rabbinizim (en yüce, üstün otoriteyim)” sözü o günün Mısır Firavununa ait olsa da, bu tuğyan onunla sınırlı değildir. Dün de, bugün de, Âlemlerin Rabbinin yol göstericiliğine, hayat menbaı ölçülerine tâbi olmayan, insanlar arasında o ölçülerle hükmetmek yerine, kendi hevalarından ürettikleri prensiplerle Allah’ın kullarını yönetmeye kalkışan tüm merciler, hal diliyle aynı şeyi söylemiş olmaktadırlar.
Buna karşılık, tarih boyunca Nebiler ve onların izleri üzere hareket eden dâvetçiler her zaman bu tuğyana karşı çıkmış ve yegâne rabbin (en üst otorite, talim-terbiye ve yol göstericiliğin sahibi ve egemenlik merciinin) ancak Âlemlerin Rabbi Allah olduğunu ifade etmişlerdir.
İnsanlığa yönelik nihai Rabbani yol göstericiliğin elçisi olan Muhammed (a.s.) da, kendisine ancak aracı yarı-ilahlarla ulaşılabilen uzak bir ilah ve egemenlik ilişkilerine müdahil olmayan, salt göklerin ve Kâbe’nin (mâbedin) rabbi şeklinde bir Allah inancına sahip olan Mekkelilere, yaratmanın olduğu gibi emretmenin de kendisine ait olduğu egemen bir rabbe[8], insana şah damarından da yakın olan[9], hayatın hiçbir alanında şerik kabul etmeyen, yegâne hak İlah ve Rab olan Allah’a iman ve itaat dâvetinde bulunmuştur.
İnsanların, Allah’a dair tarihsel süreçte türlü muharref inanışlarla, zan ve kulaktan dolma bilgilerle, hevalarıyla biçimlendirdikleri algılarını yıkarak, bizatihi Rabbani beyanlarla doğru bir Allah algı ve inanışını ikame etmiştir.
Bugün de, egemenlerin ve kitlelerin Allah’a dair algı ve inanışları ile, Kitab-ı Kerim’de bize isim ve sıfatlarıyla bizatihi kendisi tarafından tanıtılan Allah inancı arasında dağlar kadar fark vardır. Bugün egemenler de, onların destekçisi durumundaki kitleler de, maalesef İbrahim (a.s.)’ın, Musa (a.s.)’ın, Muhammed (a.s.)’ın Rabbine iman etmekten uzak bir durumdadırlar. Dolayısıyla da hem egemenler, hem de kitleler, Allah’ı tevhid akidesi üzere tanıma dâvetine muhtaçtırlar.
İslam dâvetçileri olarak, insanlara öncelikle iletmemiz gereken mesaj, “Tağutların/tağut düzenlerinin hevaları üzere tanımlayıp sınırını çizdikleri, göklerin ve dar anlamda mâbedlerin rabbine değil, Nebilerin Rabbine, İlahına iman edin” mesajı olmalıdır.
Zira kitleler, tağutların hevalarıyla tanımlayıp sınırını çizdikleri mevcut mahkûm ilah inanışını, Allah’a iman diye algılamakta, dolayısıyla da kendilerini iman üzere, İslam üzere zannetmektedirler. Bu köhne, çürük, çarpık binayı yıkamaz ise, gönüllerde ve zihinlerde onun yerine hakkı ikame edemeyiz.
Rabbimiz Bakara sûresi 137 ve 13. ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
“Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse doğru yolu bulmuş olurlar, dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.” (Bakara, 2/137)
“Yine onlara; 'İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin' denildiğinde: 'Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?' derler. Bilin ki, gerçekten düşük akıllılar asıl kendileridir, fakat bunu bilmezler.” (Bakara, 2/13)
Evet, iman esasları, Rabbimiz tarafından vahiyle bildirilmiş, tüm Nebiler muhataplarına vahyin bildirdiği üzere imanı öğretmiştir. Yegâne sahih ve makbul iman budur. Vahye dayanmayan, şu veya bu ölçüde insan algı ve hevasıyla şekillenen bir inanış, asla Rabbimizin insandan istediği iman değildir. İman edenler gibi iman etmektir, olması gereken.
Mekke egemenlerinin, iman dâvetine karşı ayette bildirilen tavrı, yani 'Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?' şeklindeki tutumları, onların tekebbür ve tuğyanlarını ortaya koyar niteliktedir. Bu açıdan da, dünden bugüne değişen bir şey olmadığını görmekteyiz. Bugünün egemenleri de farklı bir tutum içinde değildir.
Bu tekebbür ve tuğyan, onları takvadan alıkoymakta ve Ebu Cehillerin, Vail b. Asların, Velid b. Muğirelerin “imanı” ile, Haticelerin, Sümeyyelerin, Ebu Bekirlerin, Alilerin, Musabların (r.a.) imanı arasındaki dağlar kadar farkı fark edememektedirler. Asıl acı olan ise, kitlelerin de bu farkı fark etmiyor olması yahut bizim onlara fark ettirmeyi henüz başaramamış olmamızdır.
Makalemizi, Rabbimizin şu beyanlarıyla noktalayalım:
“De ki: Allah her şeyin Rabbi iken ben ondan başka Rab mı arayacağım? Herkesin kazanacağı yalnız kendisine aittir. Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. Ve O, anlaşmazlığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir.” (En’am, 6/164)
“De ki: Ben ancak, bu şehrin (Mekke'nin) Rabbine -ki O, burayı dokunulmaz kılmıştır- kulluk etmekle emrolundum. Her şey O'na aittir. Bana Müslümanlardan olmam ve Kur'an okumam emredildi. Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur, kim de saparsa, ona de ki, ben sadece uyarıcılardanım.” (Neml, 27/91-92)
[1] “Onlar Allah'ı hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyâmet günü yer tamamen O'nun avucundadır ve gökler sağ elinde dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir.” (Zümer, 39/67, Ayrıca bkz: Hac, 78/74
[2] “Kendilerine vermiş olduğumuz Kitab'ı hakkıyla okuyanlar, işte onlar ona iman ederler. Kim de bunu inkar ederse kesin zarara uğrayanlar işte onlardır.” (Bakara, 2/121)
[3] “Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dininde olduğu gibi. Allah bundan daha önce de, bu Kur'an'da da sizi Müslümanlar olarak isimlendirdi, ki elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız. O halde namazı ikame edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı.” (Hac, 22/78)
[4] Günümüzde mâbedlerde dahi, “resmi din” uygulamalarıyla rabliğin/egemenliğin Allah’a bırakılmadığı aşikârdır. Türkiye’de laik düzenin “din kurumu” durumundaki Diyanet eliyle câmilerde sürdürülen “dini pratik” bu durumun en bariz örneklerinden biridir. Laik düzen, Diyanet vasıtasıyla açık şekilde “İslam benim işleyişime müdahil olamaz, ancak biz İslam’a ve onun ibâdetlerine dilediğimiz şekilde müdahil oluruz” demiş olmaktadır.
[5] “Yegâne hak melik olan Allah yücedir…” (Tâhâ, 20/114)
[6] “Din (hesap) gününün mâlikidir.” (Fâtiha, 1/4)
[7] “(Firavun): ‘Ben, sizin ulu rabbinizim (en yüce, üstün otoriteyim)’ dedi.” (Nâziat, 79/24)
[8] “Dikkan edin, yaratmak da, emretmek de Allah’a mahsustur. Âlemlerin Rabbi Allah’ın şanı ne yücedir.” (A’raf, 7/54)
[9] “Andolsun ki, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler verdiğini biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.” (Kâf, 50/16; Ayrıca bkz: Bakara, 2/186)
(Not: Bu makale, İktibas Dergisi'nin Aralık 2021 sayısında yayınlanmıştır.)
YORUMLAR
Ş. Hüseyinoğlu 03-01-2022 22:28
Ve aleykum selam ve rahmetullah kıymetli ağabey. İlgi ve katkınız için teşekkür ederim. Bilmukabil. Siz de Allah'a emanet olun.
Ferhat Karasari 03-01-2022 00:07
Merhaba esselamu aleykum degerli kardesim Sükrü bey..anlamli makalele leriniz icin tesekkür ederim.. sorunuzun basida herhalde Rabbimizi hakkiyla takdir edememek olsa gerekdir.. Rabbimizi hakki ile tanimayinca kelimei tevhidimizinde manasi kalmiyor. yani gömlegimizin dügmesi bastan yanlis iliklenince digerleride yanlis oluyor Esmai hüsna yi ne kadar anlarsak o hadar Rabbimizi tanimis olacagiz.. Mesela El VEDUD olan Rabbimiz sevgimizin basinda olacaktir ve en büyük sevgide o zaman en büyügün olmus olcakdir.. El KUDDÜS olan rabbimizden baska hic bir nesne yer ve mekani kisi ve kullari kulsal kabul etmeyecegiz böyle devam eder gider.. Calismamiz bu minvalde oldugu Zaman Yüce Allah hayatimiza yön verecek tekrar elimizden tutacakdir diye inaniyorum... tesekkür ederim degerli kardesim sag olun var olun sihhatte olunuz insaAllah..AEO..
Ş. Hüseyinoğlu 25-12-2021 10:10
Cümlemizden inşallah kardeşim.
Mustafa 19-12-2021 07:44
Rabbim razı olsun hocam
Diğer Yazıları
- 23-04-2024 ÂHİR ZAMANDA ERDEMLİ OLMAK VE ERDEMLİ KALMAK
- 08-02-2024 5816’YA KARŞI HAK VE HUKUK SAVUNMASI
- 19-01-2024 MÜSLÜMANLAR OLARAK BİR “BAYBURT DÂVÂMIZ” OLMALI
- 06-01-2024 KİTAB’IN ORTASINDAN KONUŞANLARA KULAK VERMEK
- 13-12-2023 ZULME VE ZALİME TUFAN GEREK!
- 26-10-2023 TERÖR NE? TERÖRİST KİM?
- 12-09-2023 SELAMUN ALEYKUM ARAPÇA, GÜNAYDIN TÜRKÇE Mİ?
- 27-08-2023 MEDYANIN GÜCÜ MÜ, GÜCÜN MEDYASI MI?
- 10-08-2023 KADİM BİR PUT OLARAK “GAVS” İNANCI
- 25-07-2023 DEĞİŞİM, ZORUNLU BİR İSTİKAMET MİDİR?
- 26-06-2023 DİYANET NİÇİN KURULDU, MEVCUT DURUMDA İŞLEVİ NEDİR?
- 10-06-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -III-
- 13-05-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -II-
- 13-04-2023 İYİ YAZMAK
- 23-03-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI
- 07-03-2023 İZLENİMLER... DEPREM DEĞİL KIYAMET
- 10-01-2023 TESETTÜRÜN EVRENSELLİĞİNDEN, ÇIPLAKLIĞIN EVRENSELLİĞİNE
- 08-12-2022 "TEVHİDİ" TARİKATLAR
- 11-11-2022 SEYYİD KUTUB BAĞLAMINDA DURUM TESBİTİ
- 15-10-2022 MODERN İNSAN, BİZ MÜSLÜMANLAR VE “HAYVAN HAKLARI”
- 09-09-2022 "BÜYÜK İKRAMİYE" HEP DÜZENE!
- 17-08-2022 KOMPLO TEORİLERİ VE SAVRULMALAR ARASINDA 15 TEMMUZ MUHASEBESİ
- 22-07-2022 KERVAN MI, ORDU MU?
- 20-06-2022 POLİTİK VE EKONOMİK BİR ENSTRÜMAN OLARAK “HOLOKOST” KAVRAMI
- 17-05-2022 TRİBÜNLERE OYNAMAK!
- 11-04-2022 MÂBED DİLİ, SİYASAL DİL, DÂVET DİLİ
- 15-03-2022 FARKLI BOYUTLARI VE MERHALELERİYLE “HİCRET” KAVRAMI
- 10-02-2022 YAŞANAN İSTİKAMET KRİZİ SÜRECİ VE “MERHALE FIKHI” SÖYLEMİ ÜZERİNE
- 12-01-2022 MUTAFFİFÎN DÜZENİ OLARAK KAPİTALİZM
- 18-12-2021 İBRAHİM (A.S.)’IN, MUSA (A.S.)’IN, MUHAMMED (A.S.)’IN RABBİNE İMAN ETMEK
- 08-12-2021 DİYARBAKIR İZLENİMLERİ
- 16-11-2021 KADİM VE GÜNCEL BOYUTLARIYLA “CÂHİLİYE”
- 06-11-2021 HATIRALARLA, AHMED KALKAN HOCAYA TANIKLIĞIM
- 11-10-2021 ALLAH’A İMAN ETMEK NE DEMEKTİR?
- 25-09-2021 POST-MODERN BİR İĞVA BİÇİMİ OLARAK “KUR’AN’IN GÖRECELİLİĞİ” İDDİASI
- 15-09-2021 RABBİMİZİ, KUR’AN’DAKİ İSİM VE SIFATLARIYLA TANIMAK, BİZİ KULA KULLUĞUN HER TÜRÜNDEN KORUR
- 06-09-2021 AFGANİSTAN’DA BATI VE DOĞU EMPERYALİZMİ ARASINDA İSTİKRAR ARAYIŞI VE TALİBAN'IN DÖNÜŞÜ
- 22-08-2021 ULÛHİYYET, RUBÛBİYYET VE İSİM-SIFAT TEVHİDİ TASNİFİ NE ANLAMA GELİYOR?
- 20-07-2021 TEVHİDİN İKAMESİNDE TEBERRİ VE HAMD KAVRAMLARININ ÖNEMİ
- 07-07-2021 BAŞÖĞRETMEN
- 11-06-2021 TEVHİD ESMÂSI VE ŞİRK ESMÂSI
- 11-05-2021 AKİDEMİZİ GELENEKSEL, MODERN VE POST-MODERN HURAFELERDEN ESMÂ İLE SELİM KILMAK
- 14-04-2021 TEMEL İMAN İLKELERİNİ, KUR’AN’DAKİ ESMÂ İLE KAVRAMAK -I-
- 11-03-2021 KAPİTALİST-MODERNİST TUĞYANA TEOLOJİK HİZMETTE SON ZIRVA: "BAŞÖRTÜSÜZ TESETTÜR"
- 02-02-2021 ÜMNİYYE/EMANİYYE KAVRAMI
- 09-01-2021 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ -II-
- 11-12-2020 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ
- 14-11-2020 DİRİLERE MENKIBE, ÖLÜLERE KISSA!
- 11-10-2020 LAİK DÜZENDE HUTBE VE KILIÇ!
- 16-09-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -V-
- 08-09-2020 İKTİDARIN EMPERYALİZM KARŞITLIĞI (!) GÖZ DOLDURUYOR
- 15-08-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -IV-
- 26-07-2020 HACCIMIZ, KURBANIMIZ, NAMAZIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 10-07-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -III-
- 09-06-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -II-
- 14-05-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -I-
- 01-05-2020 DİYANET BAŞKANI'NIN ÇIKIŞI, TEPKİLER VE HİÇ EKSİK OLMAYAN MASALLAR
- 17-03-2020 İP
- 10-02-2020 LAİK DÜZENİN TOKİ’Sİ, LAİK DÜZENİN BANKASI, LAİK DÜZENİN DİYANET’İ
- 08-01-2020 SANDALYELER KALDIRILINCA CÂMİLER ASLINA DÖNMÜŞ OLDU MU?
- 11-12-2019 AFRİN İZLENİMLERİ
- 19-11-2019 CÂHİL DOSTLARI VE AZGIN DÜŞMANLARI KISKACINDA PANODAKİ AYET
- 03-11-2019 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 10-10-2019 MODERNLEŞME POLİTİKALARININ NESNESİ VE DOLAYISIYLA MAĞDURU OLARAK KADIN
- 12-09-2019 “ATALAR DİNİ”NE HAYIR, “ATA DİNİ”NE EVET Mİ?
- 08-08-2019 KURBAN İÇİN, BIÇAĞINDAN ÖNCE BİLİNCİNİ BİLE!
- 10-07-2019 TARAF OLAN BERTARAF OLUR!
- 03-07-2019 İLİM HAKLA BÂTILI AYIRMAK, ÂLİM YAŞADIĞI ÇAĞDA HAKLA BÂTILI AYIRANDIR
- 23-06-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-06-2019 ASIRLARDIR “SEMBOLİK KRAL” MUAMELESİ YAPILAN KUR’AN’I, YENİDEN KAYNAK EDİNMELİYİZ
- 11-05-2019 TÜM MESELE, “TEMEL KAYNAĞIN” NE OLDUĞU
- 10-04-2019 SELEFİYYE, HURAFELERE KARŞI SAHİH İSLAM SÖYLEMİNDE NE KADAR TUTARLI?
- 24-03-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-02-2019 YAŞAR NURİLEŞME TEMAYÜLÜ
- 01-01-2019 BÜYÜ, NAZAR, RUKYE VE CİNLERLE ETKİLEŞİM KONULARINA GİRİŞ
- 10-12-2018 SON AYLARIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERİMİZE DAİR KISA KISA
- 10-11-2018 KEMALİSTLERİN ANDI, BİZİMSE AKİDEMİZ VAR!
- 09-10-2018 AVM VE STADYUM ARASI “MESCİD”, CAHİLİYE ARASI “İSLAM”
- 09-09-2018 İSLAM COĞRAFYASINDAKİ İKTİDARLARIN ALLAH’I OLSAYDI, ONLARIN DOLARI OLMAZDI
- 28-08-2018 RASULULLAH (A.S.) YERLİ VE MİLLİ MİYDİ?
- 08-08-2018 KUTSAL DEVLET OLUR MU?
- 07-07-2018 MUHAFAZAKÂR CENAHTA YÜKSELEN TREND: LAİKLİKTEN LAİKLİK BEĞENMEK
- 19-06-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 07-06-2018 DÜNYEVİLEŞME SADECE “TEK DÜNYALILAR”IN SORUNU MU?
- 22-05-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 11-05-2018 İSLAM DÂVÂSININ/DÂVETİNİN İLK AŞAMASI: HAKLA BÂTILIN AYRIŞTIRILMASI
- 27-04-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 09-04-2018 MÜ'MİN İLE MÜRİD FARKI
- 30-03-2018 ÇİFTLİK BANK OLAYI, KUR'AN'I KABİRLERDE OKUYUN FERMANI VS
- 13-03-2018 MEYDANI DİN HAKKINDA AHKÂM KESENLERE BIRAKMIYORUZ!
- 06-03-2018 “YENİ TÜRKİYE”DE “ESKİ TÜRKİYE”LEŞME TEMAYÜLLERİ
- 12-02-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR TESBİTLERİM
- 27-01-2018 CAHİLİYEYE İSLAM AŞISI BİD’ATI
- 04-01-2018 HAYAT: İKİ “İKRA” EMRİ ARASI
- 22-12-2017 EMANİYYEDEN/KURUNTULARDAN İLME, ÜMMİLİKTEN KİTABİLİĞE
- 16-12-2017 KUDÜS GÜNDEMİNE DAİR
- 27-11-2017 KERKÜK'ÜN DİLİ OLSA
- 15-11-2017 SON KURTARICILAR KEMALİZMLE BÜTÜNLEŞİRKEN…
- 05-11-2017 KADINLARIN, KOCALARININ İSTİKAMETSİZLİĞİ İLE İMTİHANI
- 17-10-2017 DİNDARLAŞMA TRENDİNDEN, DİN(İ)DARLAŞMA TRENDİNE
- 08-10-2017 SUS PAYLARINA RÂZI OLMAK VEYA OLMAMAK
- 19-09-2017 İSLAM YOLUNUN, KRALLARI DEĞİL KURALLARI VARDIR
- 31-08-2017 KURBAN ETİ "DİN"LENDİRİLMELİ
- 13-07-2017 KUR’AN’DA “DAMAL SİLUET ŞENLİKLERİ”
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (HAZİRAN)
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (MAYIS)
- 30-05-2017 TARİHTEN İKİ ÖRNEK OLAY IŞIĞINDA GÜNCEL ŞAHİTLİK YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ
- 21-05-2017 KADINLARA AÇIK MEKTUP
- 26-04-2017 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 13-04-2017 GÜNCELE DAİR KISA KISA
- 13-03-2017 “KUTSAL DEVLET” ANLAYIŞI ZULÜM ÜRETİYOR
- 08-03-2017 LÂ DEMEK VE FAKAT İLLALLAH DİYEMEMEK!
- 30-01-2017 KUR’AN’I NİHAİ BAŞVURU, HÜKÜM VE ÇÖZÜM MERCİİ OLMAKTAN ÇIKARMAK
- 22-12-2016 HALEP, ŞEHİD ŞEHİRLER KERVANINA KATILIRKEN…
- 10-11-2016 ERDOĞAN’IN “MÜSLÜMAN SİYASETİ" SÖZÜNE DAİR
- 03-10-2016 STK'DAN CEMAATE, KİLİSE FORMUNDAN MESCİDE
- 24-09-2016 SÖZ KONUSU OLAN İSLAM İSE, HİÇBİR ŞEY TEFERRUAT DEĞİLDİR
- 17-09-2016 KURBAN VE HACC, BİR SON MUYDU, BAŞLANGIÇ MI?
- 20-07-2016 YALNIZ DARBEYE DEĞİL, DEMOKRASİYE DE TEKBİRLE DİRENMELİ
- 07-07-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –II-
- 22-06-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –I-
- 29-05-2016 PARÇALANAN BEDENLERİMİZ VE PARÇALANAN AKİDEMİZ
- 26-04-2016 YENİ TÜRKİYE ve LAİKLİK
- 07-03-2016 MUHAFAZAKÂR KESİMDE PERİNÇEKLEŞME SENDROMU
- 24-02-2016 SELEFİLİĞİN, KUR’ANİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ -I-
- 05-02-2016 ŞAPKAYI NASIL GİYDİRDİLER?
- 31-12-2015 ALLAH’A KARŞI TAŞKINLIK, HALKA KARŞI TAŞKINLIK
- 04-12-2015 SEKÜLERLEŞEN DİL
- 15-11-2015 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 27-10-2015 “NAZAR” VAR MI?
- 19-09-2015 NAMAZIMIZ, HACCIMIZ, KURBANIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 28-07-2015 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 22-06-2015 ALLAH’TAN BAŞKALARIYLA KORKUTULMAK
- 21-05-2015 “DİNDAR” KELİMESİ HANGİ BOŞLUĞU DOLDURUYOR?
- 31-03-2015 İNSANIN HAKKI, ALLAH’IN HAKKI
- 18-02-2015 “LAİKLİĞE VEDA” MI?
- 13-01-2015 MÜSLÜMAN DUYGUYLA DEĞİL, ÖLÇÜYLE HAREKET EDER
- 17-12-2014 DEVLETİN PARALELİ, DİKEYİ
- 18-10-2014 İSLAM'A TESLİM OLMAK MI, İSLAM'I TESLİM ALMAK MI?
- 03-10-2014 ALAN HÂKİMİYETİ VERSUS BÖLGESEL VE KÜRESEL HÂKİMİYET
- 16-09-2014 "ESKİ TÜRKİYE" - "YENİ TÜRKİYE" FARKI
- 27-08-2014 GAZZE HALKI İZZETİ ÖĞRETİYOR
- 03-08-2014 RİVAYET KÜLTÜRÜYLE HESAPLAŞILMADAN, IŞİD’E KARŞI ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
- 19-07-2014 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 23-05-2014 TEKASÛR SORUNU ve SOMA FACİASI
- 30-04-2014 HİRA SONRASINA AİT BİR DURUŞA SAHİP OLMALIYIZ
- 01-04-2014 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -IV-
- 05-03-2014 MÜSLÜMANLARIN KURUMSALLAŞMAKLA İMTİHANI
- 27-02-2014 PAKİSTANLI ÇOCUKLARA 10. YIL MARŞI OKUTAN "HİZMET"
- 11-02-2014 FİRAVUN'UN SARAYINDA İMANINI GİZLEYEN MÜ'MİN KISSASI BİZE NE DİYOR?
- 11-01-2014 BU NEYİN KAVGASI?
- 12-12-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -III-
- 28-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -II-
- 17-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -I-
- 12-11-2013 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 11-10-2013 CAMİ AVLUSUNDAKİ LAİK REJİM
- 06-10-2013 CAMİ–CEMEVİ VE CAMİ-AVM
- 27-09-2013 DEĞİŞEN MEDYA DÜZENİ, DEĞİŞMEYEN MEDYA ALIŞKANLIKLARI
- 17-09-2013 BİR KÖYDE İKİ MUHTAR OLMAZ
- 25-08-2013 MURSİ'YE YAKIŞAN, MISIR'IN SARAYI MI ZİNDANI MI?
- 11-08-2013 ERGENEKON VE İKİ MAĞARANIN TANIKLIĞI
- 19-07-2013 BATI PUTUNU, MÜSLÜMANLAR İLKELERİNİ YİYOR
- 08-07-2013 DEMOKRASİNİN SINIRLARI
- 04-07-2013 KAVRAM TÜKETİCİLİĞİ
- 22-06-2013 MÜSLÜMANIN İSTİKAMETİNİ KONJONKTÜR DEĞİL İLKELER BELİRLER
- 16-06-2013 PEYGAMBERLERE İMAN, ALLAH'IN HAYATA MÜDAHİL OLUŞUNA İMANDIR
- 08-06-2013 MAHKÛM DEĞİL, HÂKİM OLAN ALLAH'A İMAN ETMEK
- 31-05-2013 YEREL ERGENEKON MU, KÜRESEL ERGENEKON MU?
- 20-05-2013 MAVİ MARMARA ÜZERİNDEN SİYONİST REJİMİ MEŞRULAŞTIRMAK
- 28-04-2013 BİR MUHASEBE DENEMESİ VE İSTİKAMET HATIRLATMASI
- 22-04-2013 KUR'AN KISSALARINDA TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN İLKELERİ
- 12-04-2013 "ANKARA'DA KIRK BEŞ YIL" KİTABI ÜZERİNE
- 06-04-2013 "SOSYAL MEDYA" VEYA ÇAĞIN LOTUS ÇİÇEKLERİ
- 22-03-2013 “ÖZGÜR SURİYE” Mİ, “İSLAMİ SURİYE” Mİ?
- 17-03-2013 BÖYLE BİR CİHAD ANLAYIŞI OLUR MU?
- 28-02-2013 AKP'NİN YAPTIĞI "KİMLİK SİYASETİ" DEĞİL Mİ?
- 12-02-2013 MÜNKERLE BARIŞIK MÜSLÜMANLIK!
- 20-01-2013 "İSLAMİ KAPİTALİZM" SAPTIRMASI
- 10-01-2013 GANNUŞİ’DEN DEMOKRASİ VAAZI DİNLEMEK
- 28-12-2012 TASAVVUF NEDİR, NE DEĞİLDİR?
- 12-12-2012 SİYASETİ AKİDEDEN BAĞIMSIZLAŞTIRMAK
- 06-12-2012 NEO-MÜRCÎLİK VE NEO-HARİCİLİK ARASINDA
- 30-11-2012 BİZİM "SANDY KASIRGAMIZ"
- 15-11-2012 HAKLA BÂTIL BİRBİRİNE KARILIRKEN MÜSLÜMANLAR NE YAPIYOR?
- 09-11-2012 PEYGAMBER KISSALARINDA İSLAMİ MÜCÂDELENİN İLKELERİ
- 01-11-2012 YARIM KALAN DUA
- 20-10-2012 BU NEYİN REKABETİ?
- 15-10-2012 KUR'AN KARŞISINDA BİR POSTMODERN GÜRÜLTÜ: GÖRECELİLİK İDDİASI
- 08-10-2012 KOMPLOCULUK?
- 01-10-2012 ALLAH'IN DİNİ PAYANDALAŞTIRILIRKEN SESİZ KALMAK
- 16-09-2012 TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI
- 09-09-2012 "ŞAM'IN FAZİLETLERİ" RİVAYETLERİ ÜZERİNE
- 02-09-2012 K. ALPAY VE A. DURSUNOĞLU: GERÇEĞİN İKİ YARISI
- 25-07-2012 SURİYE DİRENİŞİNE BAKIŞIMIZ
- 12-07-2012 RAMAZAN AYI VE BİR FARKINDALIĞI ŞAHİTLİĞE DÖNÜŞTÜRME ZORUNLULUĞUMUZ
- 12-06-2012 "HARAMEYN DÅVAMIZ" DA OLMALI
- 08-06-2012 HARAMEYN VE ACI GERÇEKLER
- 28-05-2012 "ANAYASA" İÇİN SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZ BU MU?
- 23-05-2012 UMRE YOLCULUĞUNUN ÖĞRETTİKLERİ
- 07-05-2012 MÜLK KAVRAMINI DOĞRU ANLAMAK
- 21-04-2012 KULLANAN - KULLANILAN!
- 01-04-2012 FE EYNE TEZHEBÛN!
- 23-03-2012 TARİH NİÇİN TEKERRÜRDEN İBARETTİR?
- 18-02-2012 İDDİALARIMIZ VARDI BİZİM
- 02-02-2012 SURİYE DİRENİŞİ VE ÂDİL ŞAHİTLİK SORUMLULUĞU
- 14-01-2012 DERGİ DEĞİL MEKTEB: İKTİBAS
- 30-12-2011 "KORSAN" VE "KAÇAKÇI" NİTELEMELERİ ÜZERİNE
- 23-12-2011 MÜSLÜMANLARIN KURUMLAŞMAKLA İMTİHANI
- 13-12-2011 KÜRESEL NEVZAT TANDOĞAN: NATO
- 03-12-2011 FETVA
- 18-11-2011 "ÇÖZÜM İSLAM'DA" HAKİKATİNE BURUN KIVIRMAK
- 23-10-2011 "İDEOLOJİSİZ ANAYASA" TALEBİ VE MÜSLÜMANLAR
- 12-10-2011 NİÇİN CİDDE VE KAHİRE?
- 21-09-2011 SUS PAYLARI VE MÜSLÜMANLAR
- 16-09-2011 BİLGİ FETİŞİZMİ
- 19-08-2011 AÇLIK SORUNU, İNSANİ YARDIM VE İSLAMİ MÜCADELE
- 16-08-2011 YÜZDE 81 DİNDAR, YÜZDE KAÇ MÜSLÜMAN?
- 25-07-2011 UNUTULMAYA YÜZ TUTAN DİL: TEVHİDCE
- 20-07-2011 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 07-07-2011 NAMAZDA KUR'AN OKUDUĞUMUZUN FARKINDA OLMAK
- 30-06-2011 HUDEYBİYE İSTİSMARINDA SON NOKTA
- 22-06-2011 İSLAM COĞRAFYASI, TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLAR VE ÜÇ TUTUM
- 13-06-2011 RAHAT KAÇIRAN ÂYETLER!
- 02-06-2011 SİSTEM İÇİ DEĞİŞİM MÜSLÜMANLARIN LEHİNE Mİ İŞLİYOR?
- 27-05-2011 İTİDAL KAVRAMI DOĞRU ANLAŞILIYOR MU?
- 10-05-2011 "MEÂL - TEFSİR" FORMU DOĞRU MU?
- 01-05-2011 "TÖRENLER CUMHURİYETİ" VE ÇOK KUTSALLILIK
- 15-04-2011 İSLAM TOPRAKLARI NİÇİN KOLAY BOMBALANIYOR?
- 10-04-2011 BDP ÇOK GEÇ UYANDI!
- 25-03-2011 SENİN QULHUN SANA, BENİM QULHUM BANA!
- 05-03-2011 BÖLGEDEKİ GELİŞMELER: "İSLAM'SIZ LÂ" NE GETİRİR?
- 28-02-2011 ÖLÜM, İLKELER, PRAGMATİZM
- 18-02-2011 ŞEHADET: ALLAH İÇİN OLMAK
- 12-02-2011 TUNUS VE MISIR DENKLEMİ
- 31-01-2011 “Tarihin sonu"ndan devrimler çağına
- 21-01-2011 BİN ALİ, NE ÖZENTİSİYDİ?
- 07-01-2011 SEYYİD KUTUB VE BİZ: GERİ DEĞİL İLERİ
- 11-12-2010 “SEYYİD KUTUB’U AŞMAK” SÖYLEMİ
- 27-11-2010 KAPİTALİST KUŞATMAYA KARŞI ÇARESİZ MİYİZ?
- 10-11-2010 BİR AĞAÇ GİBİ TEK BAŞINA, BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇE
- 26-10-2010 MÜ'MİNLER BİRBİRLERİNİN VELîSİ Mİ?
- 23-10-2010 DANİEL BEBEK
- 12-10-2010 İSLAMİ SİYASET, MUHAFAZAKÂR SİYASETTEN AYRIŞMAKLA BAŞLAR
- 24-09-2010 KUR'AN MI TEMEL BELİRLEYİCİDİR, HADİSLER Mİ?
- 13-09-2010 AHALİYİ KİMLİKSİZLEŞTİRME PARTİSİ
- 07-09-2010 SON OLARAK...
- 28-08-2010 TERAZİNİN AYARLARIYLA OYNAMAK
- 23-08-2010 PRAGMATİZM ÇIKMAZI
- 13-08-2010 ERCÜMEND ÖZKAN FARKI
- 06-08-2010 HANGİ KÜRT MESELESİ?
- 16-07-2010 DUAYI BİREYSELLEŞTİRMEK
- 07-07-2010 RASULULLAH NİÇİN HABEŞİSTAN’A HİCRET ETMEDİ?
- 21-06-2010 ZAYIFLATILAN İSLAM DEVLETİ PERSPEKTİFİ
- 11-06-2010 ŞEHİDİN ARKADAŞI OLMAK
- 03-06-2010 KAHROLUYORUM
- 21-05-2010 MÜ'MİN ZİHNİN TEMEL KODLARI
- 15-05-2010 İLİŞTİRİLMİŞ DUYARLILIKLAR VE AFGANİSTAN
- 27-04-2010 TEVHİDDEN BAĞIMSIZ ADALET SÖYLEMİ
- 21-04-2010 MÜSLÜMANLAR VE "SİSTEMİN YENİDEN İNŞASI"
- 19-04-2010 TERÖRİZMİ KINAMAK
- 12-04-2010 TEKNOLOJİ: NE MAHRUMİYET, NE MAHKÛMİYET
- 10-04-2010 PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALMAMALI
- 30-03-2010 KENDİ YERİMİZDE VE KENDİMİZ OLARAK...
- 26-03-2010 BUGÜNE KADAR HELAL MİYDİ?
- 12-03-2010 SOMALİ'DE "KORSANLAR VE İMPARATORLAR"
- 02-03-2010 MİNBERLER VE MİHRABLAR
- 19-02-2010 NATO'YA KİM "ONE MİNUTE" DİYECEK?
- 14-02-2010 SORGULANMAYAN VESAYET
- 06-02-2010 BAŞÖRTÜSÜ: ÇÖZÜM YAHUT ÇÖZÜLME
- 25-01-2010 DAVETTE YUVARLAK MASA MODELİ
- 19-01-2010 İSLAM RESTLEŞMEDİR!
- 09-01-2010 ÜÇ TARZ-I SİYASET
- 28-12-2009 BİZİM DE MUNTAZERİLERİMİZ OLMALI
- 17-12-2009 YOL AYRIMINDA İKİ PROJE
- 10-12-2009 O ZATEN KEFENİNİ GİYMİŞTİ
- 02-12-2009 İSLAM, KAPİTALİZMİN VİCDANI KILINAMAZ
- 26-11-2009 KURBAN
- 14-11-2009 GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ DİNDARLIK
- 08-11-2009 KİRLİ ÇORAP - KİRLİ MAHYA İKİLEMİNDE DİYANET
- 31-10-2009 ZİKR: RİTÜELLEŞTİRİLEN HAYAT ÖLÇÜSÜ
- 22-10-2009 İSTİKRAR
- 10-10-2009 ÇÖP İŞÇİSİNİN ÖLÜMÜ
- 24-09-2009 'DİNDARLIK ANKETLERİ'NDE SORULMAYAN SORU
- 06-09-2009 HANGİ EHL-İ SÜNNET?
- 26-08-2009 NAMAZ KILMAYANLAR NİÇİN ORUÇ TUTAR?
- 10-08-2009 RAMAZAN NİÇİN ZAM AYI OLDU?
- 15-07-2009 SEN DE Mİ ADEM!
- 01-07-2009 İSLAM İHTİLALCİ DEĞİL İNKILABCIDIR
- 16-06-2009 İRAN'DA "CUMHURİYET MİTİNGLERİ"
- 30-05-2009 DİNİ PAYANDALAŞTIRMAK
- 16-05-2009 OBAMA'DAN "CAN ALICI" MESAJLAR
- 04-05-2009 NÖBET YERLERİMİZİ NE ÇABUK TERK ETTİK
- 19-04-2009 "KUTLU DOĞUM" NE ZAMAN?
- 03-04-2009 "BEN YAPTIM OLDU" UMURSAMAZLIĞI
- 26-03-2009 BULDUĞUMUZ DEĞİL UMDUĞUMUZ
- 19-03-2009 PUTİN RUSYASI ve İSLAM
- 11-03-2009 BEN “SEÇİM”İMİ O GÜN YAPMIŞTIM
- 28-02-2009 AK PARTİ 28 ŞUBAT’IN MUSA’SI MI, ÂSÂSI MI?
- 19-02-2009 BAŞÖRTÜSÜNÜ SAVUNMAYA VAR MISINIZ?
- 13-02-2009 GAZZE'NİN KİMLİK İHRACI VE ÇOCUKLAR
- 30-01-2009 BİR AYAKKABI DA ERDOĞAN’DAN
- 18-01-2009 KAZANAN GAZZE HALKI OLDU
- 05-01-2009 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 11-12-2008 ARABESKİN EN TEHLİKELİSİ
- 28-11-2008 KURBAN ORTAKLIĞI
- 20-11-2008 BÜYÜCÜLER VE KEMALİSTLER
- 08-11-2008 OBAMA KİMİ KURTARACAK?
- 08-10-2008 KÜRT SORUNU: ÇÖZÜMSÜZLÜK MÜ, ÇÖZÜM MÜ?
- 18-09-2008 RAMAZAN, KUR’AN VE KADINLAR
- 07-09-2008 ANNE-BABAYA "ÖF" DEMEYEN BİR TOPLUM!
- 27-08-2008 RAMAZAN DENİNCE
- 19-08-2008 AKVARYUM MÜSLÜMANLIĞI
- 03-08-2008 PUTLARIN HAKKI DEVİRİLMEKTİR, ISLAH EDİLMEK DEĞİL!
- 17-07-2008 İSLAM’IN İLK ŞARTI CİDDİYETTİR!
- 08-07-2008 MÜSLÜMANLAR CAHİLİ SİSTEME KANAT OLMAMALI!
- 29-06-2008 ÇİZGİ FİLMLER NE KADAR MASUM?
- 20-06-2008 PROVOKATÖR İTHAMI ÜZERİNE
- 03-06-2008 DOĞRU CAMİLER AÇIK, FAKAT NEYE?
- 24-05-2008 YANGINDA İLK KURTARILACAK
- 14-05-2008 BOYKOTUN ÖNEMİNİ KAVRAYAMAYANLAR İÇİN BİR HABER
- 03-05-2008 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 19-04-2008 NE "HOŞKÖRÜ", NE ŞİDDET KÖRÜ!
- 05-04-2008 HATİM KAMPANYALARI
- 11-03-2008 KADIN-ERKEK: REKABET Mİ, VELAYET Mİ?
- 01-03-2008 “MÜCAHİD DENKTAŞ” İSLAMİ DEĞERLERE KARŞI!
- 23-02-2008 KUR’AN İLAÇ DEĞİL REÇETEDİR
- 07-02-2008 HERKES DİNİNİN SAHİCİ ADAMI OLMALI
- 26-01-2008 BU KADAR CEHALET İÇİN "AYDIN" OLMAK ŞART MI?
- 20-01-2008 BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI KEMALİZM-APOİZM İTTİFAKI MI?
- 06-01-2008 NAMAZLARIMIZI HIZDAN KORUYALIM
- 25-12-2007 HACCIMIZI GERİ İSTİYORUZ
- 04-12-2007 BU SENARYO, ALFRED HİTCHCOCK'A MI AİT?
- 19-11-2007 KUDÜS BULUŞMASI: RENKLER AYRI, DUYGU VE SLOGANLAR AYNI
- 01-11-2007 TOPLUM MÜHENDİSLERİNİN YENİ GÖZDELERİ: NEOMENKIBECİLER
- 08-10-2007 TV ESİR ALIYOR; ESİR OLACAK MIYIZ?
- 01-10-2007 "NİŞANLILIK DÖNEMİ NİKAHI": KİTABA UYMAK YERİNE KİTABINA UYDURMAK
- 11-09-2007 BELEDİYELER VE RAMAZAN: GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ!
- 01-09-2007 KAVRAMLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM!
- 07-08-2007 “İSLAMSIZ İSLAM” SAPTIRMALARINI BOŞA ÇIKARMAK
- 27-07-2007 ULUSALCILARIN MUMU YATSIYA KADAR YANDI!
- 23-07-2007 İSLAMİ MÜCADELE BİR BÜTÜNDÜR, PARÇALANAMAZ!
- 12-07-2007 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 02-07-2007 JAKOBENİZMİN YENİ MEVZİSİ, YENİ MASKESİ: ULUSALCILIK
- 14-06-2007 ÇEVRESEL İFSADIN SONUCU: "SEKÜLER KIYAMET" BEKLENTİSİ
- 05-06-2007 LAİSİZMİN MERCAYUN'U, İSLAM'IN BİNT CİBEYL'İ
- 25-05-2007 İSLAM SADECE ANLATILMAZ, YAŞANIR
- 12-05-2007 ÇÖZÜM; MEŞAKKATLİ FAKAT İSABETLİ OLAN NEBEVİ HAREKET METODUDUR
- 01-05-2007 HAYALCİ VE ERTELEMECİ SİYASETİN SONU: "TİYATROMUZ BURAYA KADARDI!"
- 27-04-2007 PROVOKASYONLAR, TEKTİPÇİ ULUS KİMLİK KURGUSUNDA DÜĞÜMLENİYOR
- 18-04-2007 “ILIMLI MÜSLÜMAN” KİMDİR?
- 11-04-2007 KAVMİYETÇİLİK, EMPERYALİZME KUSURSUZ HİZMETİNİ SÜRDÜRÜYOR
- 30-03-2007 İNTERNETİ MÜSLÜMANCA KULLANMAK
- 22-03-2007 ESKİDEN BAKKALLARIMIZ VARDI
- 12-03-2007 “BÜYÜK BULUŞMA"DAN BÜYÜK TAHRİBAT
- 23-02-2007 “MUHAFAZAKAR DEMOKLES”İN KILICI İLKAV’IN TEPESİNDE
- 07-02-2007 KUR'ANI TAHKİR VE TEZYİF SUÇU
- 22-01-2007 İKİ YÜZLÜ MEDYANIN “ÇILGIN TÜRKLER”İ
Makaleler
Hava Durumu