Amerikan başkanı seçilmesi, yaşadığımız coğrafyadaki muhafazakâr çevreler tarafından heyecanla karşılanan ve hatta “11 Eylül süreci”nin sona erdiği yorumları eşliğinde kendisine bir de “kurtarıcı” misyonu yüklenen Barack Hüseyin Obama, İslam dünyasına yönelik “can alıcı” mesajlar vermeyi sürdürüyor.

 

Obama, ABD başkanı seçildiğinde İslam dünyasına yönelik sıcak mesajlar vermeye hazırlandığı açıklanmış ve bu sıcak mesajları vermek için hangi ülkeyi seçeceği konusunda spekülasyonlar yapılmaya başlanmıştı. Türkiye’yi mi, Endonezya’yı mı, Mısır’ı mı tercih edecekti, İslam dünyasına seslenmek için? Oysa Obama daha seçim kampanyaları sırasında açık açık ifade etmişti, İslam dünyasına yönelik sıcak ve "can alıcı" mesajları Afganistan ve Pakistan’da vereceğini.

 

Bir süre önce İslam dünyasına seslenmek üzere Türkiye’ye gelip “ABD hiçbir zaman İslam’a düşmanlık etmemiştir ve etmeyecektir” şeklinde büyüklere masallar anlatan ve şimdilerde benzeri bir ziyareti Mısır’a yapmayı amaçlayan Obama, İslam dünyasına yönelik manifesto niteliğindeki açık ve net seslenişini ise seçilmeden önce vaat ettiği gibi Afganistan ve Pakistan’da gerçekleştiriyor.

 

Türkiye’de kendisini alkışlar eşliğinde dinleyen TBMM üyelerine ve kameralara gülücükler saçarak masallar anlatan, dostluk ninnileri söyleyen Obama, Afganistan ve Pakistan’da, bir soykırım imparatorluğu olarak kurulan ve varlığını bu şekilde sürdüren ABD’ye layık bir vahşi batı kovboyu olarak çıkıyor sahneye. Ve aynı anda onlarca masumun kanına giren füzelerle çok açık konuşuyor.

 

Evet, Obama son derece açık ve “can alıcı” konuşuyor. Tıkanan emperyalizme alan açmak için yalan, entrika, katliam dahil her türlü argümanla kurtarıcılık misyonunu yerine getirmeye çalışıyor.

 

Ankara’daki gönül alıcı konuşmasının aksine Afganistan ve Pakistan’daki konuşmaları çok “can alıcı” oluyor. Obama’yla birlikte artık Afganistan ve Pakistan’dan gelen “İşgalci ABD güçlerinin insansız uçaklarla yaptığı saldırıda aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğu onlarca kişi hayatını kaybetti” haberlerinin ardı arkası kesilmiyor.

 

Obama son olarak Afganistan’dan seslendi İslam dünyasına. İşgalci Amerikan ordusunun, Afganistan’ın batısında bulunan Balabölük’e yönelik hava saldırısında 93’ü çocuk, 25’i kadın olmak üzere 140 Afganlı hayatını kaybetti.

 

Obama’nın Ankara’daki ninnilerini sekiz sütuna manşet yapan, müzminleşen bir basiretsizlik ve feraset yoksunluğuyla sevindirik oluveren muhafazakâr yayın organlarının, Afganistan’daki bu “can alıcı” seslenişi sıradan bir haber olarak geçiştirmeleri düşündürücü.

 

Doğrusu Obama seçimden önce ne demişse onu yapıyor. Emperyalizmin tıkanan damarlarını açmak için yeni ve etkili stratejileri uygulamaya koyuyor. Birileri rengine, göbek ismine ve söylediği ninnilere bakıp ona kendilerince farklı misyonlar yüklese de, o bir “ev kölesi” olarak üzerine düşeni layıkıyla yerine getiriyor. Bunu yaparken de kan dökme, çocuk-kadın demeden insan katletme konusunda selefi Bush’tan hiç geri kalmıyor.

 

Bush, Don Kişot misali önüne çıkan her şeye saldırmayı tercih edip ABD emperyalizmini yenilgiden yenilgiye koştururken, Obama soğukkanlı politikalarla Amerikan emperyalizmine eski gücünü kazandırmanın yollarını arıyor. Bunun için de, hedefindeki sürüyü toptan karşısına almayı gözüne kestiremeyince sarı ineği sürüden koparıp yemekle işe başlayan kurdun stratejisini uyguluyor.

 

Türkiye’ye, Mısır’a, Endonezya’ya ve hatta bir ölçüde İran’a barış elini uzatan Obama’nın Afganistan ve Pakistan’da hiçbir insani ve hukuki kaygı gütmeksizin işgal ve katliam politikası yürütmesi, bir füzeyle çoluk-çocuk 140 masumun kanına girmesi her şeyi yeterince izah etmiyor mu?