KADİM BİR PUT OLARAK “GAVS” İNANCI
Şükrü HÜSEYİNOĞLU
10-08-2023 16:45
Türkiye’deki yaygın din anlayış ve pratiğinde tasavvufun ağırlığı bilinmektedir. Bu itibarla tasavvuf inanış, kavram ve pratiklerinin yaşadığımız toplumda etkinliği ve belirleyiciliği tartışma götürmez bir gerçekliktir.
Tasavvufun ise, bir yazarın kitabına verdiği isimle ifade edecek olursak vahiyden kültüre geçiş sürecinde İslam anlayışlarına arız olmuş, kendine münhasır inanç ve pratikleri olan, İslam’ın tevhid öğretisiyle temelden farklılaşan tanım ve kabullere sahip bir kültür olduğunu söylemek, haksızlık değil, bilakis hakkın tesbit ve teslimidir.
Her dünya görüşü ve inanç sisteminin olduğu gibi tasavvufun da, inanış ve pratiklerini üzerine bina ettiği kavramları vardır. İşte bu kavramlardan biri ve tasavvuf açısından çok merkezi bir konumda olanı “Ricâlulgayb” kavramıdır.
Türkçesi “Gayb adamları” demek olan bu kavram, müşahede alanında yaşayan ve algı, bilgi ve etkinlikleri duyu organlarının yetileriyle ve dolayısıyla müşahede alanıyla sınırlı olan “sıradan insanların” dışında ve fevkinde, gayb alanıyla irtibatları bulunduğuna ve dahası gayb alanı dahil yeryüzü ve kâinat üzerinde tasarrufta bulunma yeti ve etkinliğine sahip olduklarına inanılan ve “kutub”, “gavs” gibi isimlendirmelerle tesmiye edilen, kendilerinde vehmedilen nitelikler itibariyle İslami literatüre göre tam anlamıyla ilahlaştırılmış / ilah mevkiine konulmuş bulunan tasavvuf zevatını tanımlamak için kullanılan bir tasavvuf terimidir.
Tasavvuf, temeli Hint-İran mistisizmi, Yunan ve Mısır felsefesi gibi İslam dışı kültürlere dayanan bir öğreti olarak, kendine has kavramlarının mevcudiyeti yanı sıra, Müslümanlar arasında kendisine meşruiyet zemini bulabilmek için İslam’ın bazı kavramlarını da alıp kendi öğretisi için araçsallaştırmıştır.
Bu kavramlardan biri de, tasavvufun, İslam’a göre tamamen bir şirk inancı niteliği taşıyan “ricâlulgayb” inanışına İslam’dan bir zemin edinebilmek gayesiyle Kur’an’dan alıp, lakin Kur’ani bağlam ve anlamından kopararak söz konusu şirk inancına dayanak kılmaya çalıştığı “veliyyullah / Allah’ın velisi” kavramıdır.
Kur’an’da, Allah’a itaat üzere yaşama bilincine sahip olan insanları, yani mü’minleri/müslimleri tanımlamak için kullanılan[1] bu kavram, kendilerinde kimi ilahlık nitelikleri vehmedilen tasavvuf zevatını nitelemek için kullanılmaya başlanmış, ardından da tasavvuf zevatı için vehmedilen ilahi nitelikler bu kavramın kapsamına dahil edilerek bâtıl, müşrik bir kültürün “ilah” ve “yarı ilahlarına” zemin kazandırılmıştır.
Biz Kur’an’ın öğreti ve tanıklığıyla biliyoruz ki, bir kimse ya Allah’ın velisidir (veliyyullah), yahut da şeytanın velisidir (veliyyuşşeytan). Allah’a iman edip O’na itaat bilinç ve gayreti üzere yaşayanlar Allah’ın velisidir, şeytanın adımlarını takip ederek hevalarına tâbi olanlar ise şeytanın velisidir.
Kur’an’da tüm mü’minleri tanımlayan bu kavram ve sıfatın mü’minler içinde özel bir grup veya sınıfa has kılınması söz konusu değildir, olmamıştır. Bu, az önce de belirttiğimiz gibi tasavvufun bu kavram üzerinden kendi “ricâlulgayb” inancına zemin kazandırması gayesiyle gerçekleştirdiği bir saptırmadır.
Kur’an’da evet mü’minler içinde bazı özel vasıflara sahip kimseleri tanımlayan kavramlar vardır, sâbikûn, mukarrabûn, râsihûn gibi. Allah yolunda cehd ve mücadelede öncülük edenler ve ilimde derinleşenler bu kavramlarla nitelendirilmişlerdir.[2] Fakat veliyyullah sıfatı böyle değildir, o tüm mü’minleri ifade etmek için kullanılmıştır.
Beşeri İlahlar ve İlahçıklar: “Ricâlulgayb”
Tasavvuf öğretisinin temel inançlarından olan “Ricâlulgayb” kavramı, sözlüklerde şu şekilde tanımlanmaktadır: “Âlemde tasarruf sahibi gizli ve âşikâr velîler topluluğu.”[3]Bu kavramla eş anlamlı olarak “Ricâlullah”(Allah adamları) tanımı da kullanılmaktadır.
Bu tanımdaki “âlemde tasarruf sahibi” ibaresi, söz konusu inancın mahiyetini ortaya koymaktadır. Bir mü’min şu tanımı okuduğunda, imanından kaynaklanan bir refleksle “hâşâ” diyerek bu şirk inanç ve yöneliminden teberrisini dile getirir.
Zaman zaman ifade etmeye çalıştığım bir husustur; tasavvuf denilince aklımıza hemen tasarruf kelimesi gelmelidir. Zira tasavvuf, kendilerine “gayb adamları” denilen ve yukarıdaki tanımda da geçtiği gibi gayb âleminde tasarruf yeti ve etkinliğine sahip olduğu vehmedilen kimseler üzerine bina edilen bir inanış ve kültürdür.
İslam’a göre, gayb âleminde ve gaybi hususlarda insanlar üzerinde tasarrufta bulunmak doğrudan doğruya ilahlık vasfıdır. Dolayısıyla bu vasfın kendisine nisbet edildiği herhangi bir varlık veya kimse, ilah olarak kabul ediliyor demektir. “Ricâlulgayb” tanımlama ve inancı için bu sebeple “beşeri ilahlar ve ilahçıklar” nitelemesini kullandık.
“Ricâlulgayb” veya “ricâlullah” olarak nitelendirilen bu beşeri ilah ve ilahçıkların alt isimlendirmeleri olarak ise “kutub” ve “gavs” gibi kavramlar karşımıza çıkmaktadır. Bu kavramlar kaynaklarda şu şekilde tanımlanmaktadır:
“Kutub: Velîler zümresinin başkanı, dünyanın ve âlemin mânevî yöneticisi olduğuna inanılan en büyük velî mânasında kullanılmış, onun işgal ettiği makama da kutbiyyet denilmiştir. Ayrıca kutbun yönetimi altında bulunduğuna inanılan çeşitli velî gruplarının her birinin başkanına da kutub adı verilir”, “Gavs: Kendisinden mânevî yardım istendiğinde kutba verilen unvan.”[4]
Tanımda da belirtildiği gibi, tasavvufta “kutub” diye nitelenen kimseler “dünyanın ve âlemin manevi yöneticisi”olarak görülürken, bu kimseler kendilerinden gaybi/manevi yardım talebinde bulunulduğunda (kendilerinden istiğase ve istimdad dilendiğinde)“gavs”olarak nitelenmektedir.
Gavs, kendisinden istiğase dilenen merci demektir. Dolayısıyla bu niteleme ve inancı doğru anlamak için, öncelikle istiğase terimini bilmek gerekmektedir. “Gavs” niteleme ve inancının nasıl bir şirk niteleme ve inancı olduğunu, “istiğase” ve onunla irtibatlı olan “istimdad” terimlerine tasavvuf inancında verilen anlamlar yeterince göstermektedir:
“Sözlükte “tehlikeli durumlarda yardım isteme, imdada çağırma” anlamına gelen istimdâd, tasavvufta “peygamber ve velîlere sığınıp herhangi bir dileğin gerçekleşmesi için onlardan yardım dilemek” mânasında kullanılmıştır. Ağlayarak ve feryat ederek yardım isteme eylemi için istigase, istiâze ve ilticâ kelimeleri de kullanılmaktadır. Mânevî yardımda bulunma gücüne sahip olduğuna inanılan büyük velîlere gavs denir. Önemli bir tasavvuf kavramı olan himmetin de böyle bir işlevi vardır.”[5]
Her bir cümlesi, Mekke müşrik toplumunun Lat, Menat, Uzza, Hubel gibi, Allah’ın dûnundan (O’nun mutlak ilahlığının bir alt şubesi şeklinde) ilah edindikleri putlarla ilgili inanç ve pratiklerine karşılık gelen bu tanımlarda da görüldüğü üzere, tasavvufun “veliyyullah” tanım ve konumlandırması ile İslam’ın “veliyyullah” tanımı arasında tevhid ile şirk arasındaki kadar fark vardır!
İslam’ın “veliyyullah”ı, Allah’a iman ve ittika üzere yaşamaya gayret eden mü’min fertleri tanımlarken, tasavvuf aynı terimle kendilerinde ilahi vasıflar olduğu vehmedilen, kendilerinden gaybi olarak istimdad ve istiğase dileyen insanlara himmet etme yeti ve etkinliği bulunduğuna inanılıp “kutub” ve “gavs” diye nitelenen beşeri ilah ve ilahçıkları tanımlamaktadır.
Dahası, Kur’an’ın konuyla ilgili beyanları ve tasavvufun söz konusu inançlarıyla ilgili aktardığımız tanımlardan da anlaşılacağı gibi, tasavvufun söz konusu ilah ve ilahçıkları, Mekke müşriklerinin ilah ve ilahçıklarının da fevkinde bir konuma yerleştirilmiş olmaktadırlar.
Zira Mekke müşrikleri putlarına, kendilerini Allah’a yaklaştırsınlar[6] ve kendilerine Allah nezdinde şefaatçi olsunlar[7] diye rağbet ederken, “kutub” ve “gavs” inancında ise doğrudan doğruya kendilerinden manevi/gaybi yardım talebinde bulunulan ve gaybi olarak tasarruf ve himmet yetisine sahip olduklarına inanılan “ilahlar” söz konusudur.
Nuh (a.s.) Kavminin Yeğus’u, Tasavvufun Gavs’ı
Biz yine Kitab-ı Kerim’in beyan ve tanıklığıyla biliyoruz ki “gavs” niteleme ve inancı, bugünün tasavvufçularının peydahlamış olduğu bir niteleme ve inanç da değildir. İlk insan topluluklarından biri olan Nuh (a.s.)’ın kavminin putlarından birinin isminin “Yeğus” olması, bu şirk inancının kadim niteliğini ortaya koymaktadır:
“Dediler ki: Sakın ilahlarınızı bırakmayın. Vedd’den, Suvâ’dan, Yeğûs’tan, Yeûk’tan ve Nesr’den kesinlikle vazgeçmeyin.” (Nuh, 71/23)
“Yeğus”, “gavs”la (doğru telaffuz ve yazılışı “ğavs”tır) aynı kök ve “kendisinden istiğase dileyene yardım eden” şeklinde aynı anlama sahip bir isimlendirmedir. Dolayısıyla görüldüğü üzere şirkin bu boyutunda ta o günlerden bugünlere değişen bir şey yoktur. Tıpkı hüküm/hâkimiyet alanındaki şirk konusunda Nemrudlardan, Firavunlardan bugüne değişen bir şey olmadığı gibi.
Gavs niteleme ve inancı, tasavvuf çevrelerinde bugün de aktif şekilde etkinliğini sürdürmektedir. Konuyla ilgili olarak, Türkiye’de milyonlarca insanın din anlayışını belirleyen Said Nursi’nin “Risaleler”inden iki alıntı ve “Cübbeli Ahmet” olarak tanınan kişinin bir vaazındaki (!) sözlerini aktarmakla yetineceğiz. Bu kişinin ifadeleriyle başlayalım:
“Gavs, Gavs-ı Geylani… Adamı denizin ortasında kurtarır, havada kurtarır. Allah’ın izniyle. ‘Ya gavs” dedinmi, hemen gelirler. Kaç kere denemişim ha, havada düştük düşeceğiz. Küt iniyoruz aşağı, pat çıkıyoruz yukarı. Hayatımız uçaklarda geçti. Oku oku oku, durmuyor. ‘Ya Gavs’ dedinmi, Gavs-ı Geylani gelir.”[8]
Said Nursi ise, bir çocukluk anısını şu şekilde anlatmaktadır:
“Ben sekiz-dokuz yaşında iken, bütün nahiyemizde ve etrafında ahali Nakşî Tarikatı’nda, ve oraca meşhur Gavs-ı Hizan namıyla bir zâttan istimdat ederken, ben akrabama ve umum ahaliye muhalif olarak ‘Yâ Gavs-ı Geylânî’ derdim. Çocukluk itibarıyla elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz bir şey kaybolsa, ‘Yâ Şeyh! Sana bir Fatiha, sen benim bu şeyimi buldur.’ Acîptir ve yemin ediyorum ki, bin defa böyle Hazret-i Şeyh, himmet ve duâsıyla imdadıma yetişmiş.”[9]
Yine Said Nursi, “gavs” niteleme ve inancıyla ilgili şu ifadeleri kullanmaktadır:
“Gavs-ı Âzam gibi, memattan sonra hayat-ı Hızırîye yakın bir nevi hayata mazhar olan evliyalar vardır. Gavs'ın hususî İsm-i Âzamı, ‘Yâ Hayy’ olduğu sırrıyla, sair ehl-i kuburdan fazla hayata mazhar olduğu gibi, gayet meşhur, Mâruf-u Kerhî denilen bir kutb-u âzam ve Şeyh Hayâtü'l-Harrânî denilen bir kutb-u azîm, Hazret-i Gavs'tan sonra mematları hayatları gibidir.”[10]
Görüldüğü üzere kutub ve gavs nitelemeleri, İslami ıstılaha göre tam anlamıyla bir ilahlık nisbetidir. Gelin görün ki, bazıları tarikatlarının liderlerine bu ilahlık vasıflarını bile yeterli görmemekte, bu nitelemelerin dahi liderlerini sınırlamak olduğunu dile getirmektedirler. “İsmailağa” tarikatının mütevaffa lideri Mahmut Ustaosmaoğlu için düzenlenen bir anma programında dile getirilen şu ifadeler bu kabildendir:
“Sana gavstır, kutubdur, kutb-u aktabdır demek, sana makam ve rütbe tayin etmek, seni övmek değil, aslında seni yermektir. Seni anlayamamaktan dolayı seni sınırlandırmak ve seni kısıtlamaktır. Lakin ibare darlığından dolayı ancak bu kadarıyla seni anlatabilmekteyiz efendim.”[11]
Tüm bu tanım, niteleme ve inanışlar karşısında aklımıza gelen ilk ayet-i kerimelerden biri, A’raf Suresi 3. ayet oluyor. Rabbimiz, Mekkeli müşriklerin Allah’tan başka veliler edinmiş ve onlara sığınmakta ve rağbet etmekte olmaları karşısında kullarını şu beyanla ikaz etmekteydi:
“Rabbinizden size indirilene uyun, O'ndan başka velilere uymayın. Ne az öğüt alıyorsunuz?” (A’raf, 7/3)
Evet, insanların geçmişten günümüze en büyük sorunlarından biri, Allah’tan başka veliler edinerek, Allah’ın ölçü ve hükümleri yerine bu velilere ittiba etmek olmuştur. İnsanların dua ve ibadette Allah’tan başka veya Allah’ın yanı sıra, yukarıda misallerini aktardığımız gibi kimi anlamlar yükleyerek kendilerine yöneldikleri ve rağbet ettikleri merciler ile yine Allah’tan başka veya Allah’ın yanı sıra hüküm mercii edinip itaat ettikleri siyasi merciler, insanlık tarihi boyunca Allah’tan başka veli edinilmiş olan merciler olmuştur.
Kendisini İslam’a nisbet eden bir kişi veya topluluğun, İslam’ın tevhid öğretisinin temel boyutlarından biri olan, Allah’tan başka herhangi bir kişi veya varlıktan gaybi yardım istenemeyeceği, bunun doğrudan doğruya bir şirk akide ve ameli olduğu gerçeğinin hilafına olarak “kutub”, “gavs” diye adlandırılan kimselerin gaybi alanda tasarruf sahibi olduğuna inanmaları ve o şekilde niteledikleri kimselerden istimdad dileğinde bulunmaları, gerçekten inanılır gibi değildir.
Bu kişi ve topluluklar, her şeyden önce her vakit namazın her rekatında okudukları Fatiha Suresi’nin 4. ayetinden de mi habersizdirler? Bu kişi ve topluluklar, namazlarında günde onlarca kez Rabbimize “Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz” diye söz verirken, sonrasında gaybi alanda tasarruf sahibi olmak gibi ilahlık vasıfları vehmettikleri bazı kimselere yönelip onlara rabıta yaparak, onlardan istimdad dileyerek hem ibadette hem duada açık bir şirkin içine düşmektedirler.
Bu anlayış ve pratik üzere olan kesimlere, Rabbimizin şu ayet-i kerimelerini hatırlatmakta fayda görüyoruz:
“Gerçek dua ancak Allah'a yapılan duadır. O'ndan başka çağırdıkları (dua ettikleri) ise, kendilerine hiçbir şeyle karşılık veremezler. Onlar, ağzına ulaşması için suya doğru iki avucunu açan kimse gibidirler. Oysa (böyle yapmakla su) ona ulaşmaz. Hakkı bilerek onun üzerini örten kimselerin duaları, dalâlet içinde kalmaktan başka bir şey değildir.” (Ra’d, 13/14)
“Allah'ı bırakıp kendilerine kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olan ve kendilerine yalvarıldığının bile farkında olmayanlardan dilekte bulunandan daha sapkın kim olabilir?” (Ahkâf, 46/5)
“Kullarım sana benden sorarlarsa (bilsinler ki), ben onlara yakınım. Bana dua ettiğinde dua edenin duasına icâbet ederim. Şu halde benim çağrıma kulak versinler ve bana iman etsinler. Olur ki doğru yola yönelirler.” (Bakara, 2/186)
İnsanlığın Put Üretme Geleneği
İşin doğrusu şu ki, insanoğlu tarihi boyunca put üretmekten geri durmamıştır. Put üretip ona tapınmak, kadim zamanların olduğu gibi modern ve post-modern zamanların da yaygın insan davranışı olmayı sürdürmektedir. Rabbimiz, A’raf Suresi 71, Yusuf Suresi 39-40 ve Necm Suresi 19-23. ayetlerde bu duruma değinmekte ve şu ifadelerle putperestliğin tabir yerindeyse beyin filmini çekmektedir:
“Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir." (Necm, 53/ 23; Ayrıca bkz: A’raf, 7/71; Yusuf, 12/39-40)
Günümüzde de olan aynısı değil midir? “Ulu önder”, “Efendi Hazretleri”, “Kutub”, “Gavs”, “Ayetullah” gibi nitelemelerle bazı insanlar yol gösterici, dayanak, sığınak, hayatında ve mematında kendisine rağbet edilecek merci haline getirilmekte ve böylece modern ve geleneksel putlaştırma ameliyesi gerçekleştirilmektedir.
Söz konusu ayetlerdeki “Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir” ifadeleri ne kadar aydınlatıcı, bir örümcek yuvası gibi zayıf/dayanaksız olan putperestliği temelinden sarsan ifadelerdir.
Şirk ve cahiliye cephesinde dün ne oluyorsa, bugün de görüldüğü üzere aynısı olmaktadır. Nuh (a.s.)’ın kavminde, Hud (a.s.)’ın kavminde, Yusuf (a.s.) öncesi Mısır toplumunda ve Mekke müşrik toplumunda olduğu gibi, birtakım yüceltici niteleme ve isimlendirmelerle çeşitli putlar üretilmekte ve Allah’tan başka veya Allah’ın yanı sıra onlara rağbet edilmeye, onlar yol gösterici kabul edilmeye, sığınak ve dayanak edinilmeye başlanmakta ve nesiller boyu bu şirk kültürü yaşatılmaktadır.
Bu hal üzere olan toplumlar, kendilerini yalnız Âlemlerin Rabbi’ne kulluğa çağırıp, tevhidi akide ve pratiğin ölçü ve usullerini öğreten vahye tâbi olmaya dâvet edildiklerinde “Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola tâbi oluruz”[12] cevabını vermişlerdir, vermektedirler.
Konuyu toparlarken son olarak, “kutub”, “gavs” vs gibi nitelemeler altında kendilerinde yarı ilahlık ve ilahlık vasıfları vehmedilen kimselerle ilgili algı ve inanışların bu çerçevede de sorgulanması için, Rabbimizin Kur’an’da Rasulullah (a.s.)’ın bizim gibi bir beşer oluşuna dair vurgularını hatırlatmakta fayda görüyoruz.
Konuyla ilgili ayet-i kerimelerden birkaçını birlikte okuyalım:
“De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Sadece bana vahyolunana uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim.” (Ahkâf, 46/9)
“De ki: Ben ancak sizin gibi bir insanım. Bana sizin ilahınızın tek ilah olduğu vahyolunuyor. Artık kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa sâlih amel işlesin ve Rabbine olan ibadetine kimseyi ortak tutmasın.” (Kehf, 18/110)
“De ki: Ben size 'Allah'ın hazineleri yanımdadır' demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Size benim melek olduğumu da söylemiyorum. Sadece bana vahyedilene uyuyorum. De ki: Görmeyenle gören bir olur mu? Düşünmüyor musunuz?" (En’âm, 6/50)
Evet, Rabbimizin apaçık beyanıyla gaybı bilmeyen bir Nebi (a.s.) ve fakat gaybı bilmenin ötesinde hayatlarında ve mematlarında (hâşâ) gayb âleminde tasarruf sahibi olduklarına, kendilerimnden gayben istimdad dileyenleri (hâşâ) işittiklerine ve onlara gaybi olarak yardımda bulunduklarına inanılan tasavvufun ilahçık ve ilahları!
Bu inanış üzere olan tasavvuf çevrelerine çağrımız, Rabbimizin Kitab-ı Kerim’de, benzer şirk inanış ve pratikleri üzere olan o günün Kitap Ehli’ne yönelik dâvetinden ibarettir:
“De ki: ‘Ey Kitap Ehli! Aramızdaki ortak bir kelimeye gelin: Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp birbirimizi rab edinmeyelim.’ Eğer yüz çevirirlerse: ‘Şahit olun ki, biz Müslümanlarız’ deyin.” (Âl-i İmran, 3/64)
[1] Bkz: Yunus, 10/62-63
[2] Bkz: Vâkıa, 56/10-12; Âl-i İmran, 3/7 vb.
[3] TDV İslam Ansiklopedisi, “Ricâlulgayb” maddesi.
[4] TDV İslam Ansiklopedisi, “Kutub” maddesi.
[5] TDV İslam Ansiklopedisi, “İstimdad” maddesi.
[6] Bkz: Zümer, 39/3
[7] Yunus, 10/18
[8] https://www.youtube.com/watch?v=wURVC9jp4lU
[9] Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 2013, Sh. 251
[10] Said Nursi, Barla Lahikası, 261. Mektup
[11] https://www.youtube.com/watch?v=cW1o1PMwwkg
[12] Bkz: Bakara, 2/170; Mâide, 5/104; Lukman, 31/21
(Not: Bu makale, İktibas Dergisi'nin Ağustos 2023 sayısında yayınlanmıştır.)
YORUMLAR
Ş. Hüseyinoğlu 29-11-2023 08:39
Ve aleykum selam ve rahmetullah. Kıymetli kardeşlerim, abilerim ilgi ve katkılarınız için teşekkür ederim. Sizler de Allah'a emanet olun.
ferhat karasari 28-11-2023 14:39
Esselamu aleykum sevgi deger kardesim... Acik ve anlamli güzel islemissin konuyu tesekkür ederim.. Rabbim islah etsin. Tasavvuf ayri bir dindir bugün.. Hele öyle bir "El alma dua alma bel baglama " türü var ki insan ne diyecegini bilemiyor . Zaten anlatsanda anlamiyor anlamak istemiyorlar Aklina giden tüm yollari kapilari kapatmislar "Dinlerini parcalayip parcaya uyanlari" de Elestirir Rabbimiz ve onlar elerindekilerden memmundurlar" buyrulur.Insanimiz " sirk kosmadan iman etmiyorlar" (12:106) Isin üzücü tarafida bu zaten. "Onlara Allah ve Resulu yetmiyor, az geliyor olsaki Diri yada ölmüs insanlari yada cansiz seylere kutsalik atfetmeden iman edemiyorlar. I edemiyorlar..insanlari Ona Araci ediniyorlar. Oysa yüce Rabbimiz "sah damarimizdan daha yakin olandir" buyurur. Mekke müsriklerinin imanlarida böyle bir durumdu.. zaman dedegissede insanlik degismiyor. Akillar kiraya verilmis. Rabbimizin "Aklinizi kullanin" demesine ragmen. akillarinida gavs lara kiraya vermisler. Onlarin aklina uyuyorlar. " ama onlar gibi biz akledebilirizm? onlar kim biz kim" seklindeki bir akil üzerine ayetin devaminda "Pisligi boca ederiz" buyurur " Mealen.Tevhidin ziddi sirkdir. Sirk "Uzak Allah" inancindan neset eder insanimiza üzülürüm hep Tevhidi bilmiyor anlamiyor ki Sirki anlatalimda bilsin. Yüce Rabbimz ve resülü cagri yapiyor daver ediyor bu davete icabet etmiyor etsede kendi ile arasina birini koymadan iman etmiyor. Zaten bu kolara segisi olmayana da Rabbimiz hidayet etmiyor. Halbuki insan His kimseyi "Allahi sever gibi" sevemez. .Böylene güzel makaleleri okurken ayetler birbirini izliyor aklimda- ne anlatsakda noksan kaliyor. kisacasi insanimiz düsünme yetisini kaybetmis durumda . sitemde "Daha fazla dini düsünmesin" gibi insanlari ceplerine baktiriyor. sisteminde isine geliyor tabi böylesine "SÜRÜ"lestirmek..Trihimize bakarsak Rsid halifelerden sonra hic bir sistemin isine gelmemeistir Kuran ve Kurani anlayanlarimizinda baslarini ipe vermekden kurtulamamislardir. Sürülesmek insanimizinda sisteminde iysine geliyor..Daha fazla akletmek istedigimizde ise "Fitne cikarma" addediliyor.. yoksa bu zillete düsmemizin baska sebebi varmidir anlattiklarimiz üzerinde.. Rabbim yar ve yardimcimiz olsun. Yillarimi kelimei Tevhidi anlatmamla gecdi bir kisiyede anlatamadim..Adam "Tagut" nedir düsündürülmemiski bilsin.. üzgünüm..AEO
Haydari 15-08-2023 11:56
Güzel bir çalışma,derli toparlayıcı bir çalışma olmuş..hem şehadet alemde hemde gayb alanında Allah dışında kendilerine ilahlık yakıştırılanları(ulu önder,gavs ,kutub,kutbul aktab vs.) güzel izah etmişsiniz.Allah ilminizi ziyaseleştirsin.
Ugur Berk 13-08-2023 18:25
Emeğinize sağlık,yazınız çok önemli hatırlatmalar içeriyor.Zira kendilerini dindar zanneden Tevhid'i unutmuş ya da bilmeyen çok sayıda kişi,grup ve topluluklar var.
Diğer Yazıları
- 23-04-2024 ÂHİR ZAMANDA ERDEMLİ OLMAK VE ERDEMLİ KALMAK
- 08-02-2024 5816’YA KARŞI HAK VE HUKUK SAVUNMASI
- 19-01-2024 MÜSLÜMANLAR OLARAK BİR “BAYBURT DÂVÂMIZ” OLMALI
- 06-01-2024 KİTAB’IN ORTASINDAN KONUŞANLARA KULAK VERMEK
- 13-12-2023 ZULME VE ZALİME TUFAN GEREK!
- 26-10-2023 TERÖR NE? TERÖRİST KİM?
- 12-09-2023 SELAMUN ALEYKUM ARAPÇA, GÜNAYDIN TÜRKÇE Mİ?
- 27-08-2023 MEDYANIN GÜCÜ MÜ, GÜCÜN MEDYASI MI?
- 10-08-2023 KADİM BİR PUT OLARAK “GAVS” İNANCI
- 25-07-2023 DEĞİŞİM, ZORUNLU BİR İSTİKAMET MİDİR?
- 26-06-2023 DİYANET NİÇİN KURULDU, MEVCUT DURUMDA İŞLEVİ NEDİR?
- 10-06-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -III-
- 13-05-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -II-
- 13-04-2023 İYİ YAZMAK
- 23-03-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI
- 07-03-2023 İZLENİMLER... DEPREM DEĞİL KIYAMET
- 10-01-2023 TESETTÜRÜN EVRENSELLİĞİNDEN, ÇIPLAKLIĞIN EVRENSELLİĞİNE
- 08-12-2022 "TEVHİDİ" TARİKATLAR
- 11-11-2022 SEYYİD KUTUB BAĞLAMINDA DURUM TESBİTİ
- 15-10-2022 MODERN İNSAN, BİZ MÜSLÜMANLAR VE “HAYVAN HAKLARI”
- 09-09-2022 "BÜYÜK İKRAMİYE" HEP DÜZENE!
- 17-08-2022 KOMPLO TEORİLERİ VE SAVRULMALAR ARASINDA 15 TEMMUZ MUHASEBESİ
- 22-07-2022 KERVAN MI, ORDU MU?
- 20-06-2022 POLİTİK VE EKONOMİK BİR ENSTRÜMAN OLARAK “HOLOKOST” KAVRAMI
- 17-05-2022 TRİBÜNLERE OYNAMAK!
- 11-04-2022 MÂBED DİLİ, SİYASAL DİL, DÂVET DİLİ
- 15-03-2022 FARKLI BOYUTLARI VE MERHALELERİYLE “HİCRET” KAVRAMI
- 10-02-2022 YAŞANAN İSTİKAMET KRİZİ SÜRECİ VE “MERHALE FIKHI” SÖYLEMİ ÜZERİNE
- 12-01-2022 MUTAFFİFÎN DÜZENİ OLARAK KAPİTALİZM
- 18-12-2021 İBRAHİM (A.S.)’IN, MUSA (A.S.)’IN, MUHAMMED (A.S.)’IN RABBİNE İMAN ETMEK
- 08-12-2021 DİYARBAKIR İZLENİMLERİ
- 16-11-2021 KADİM VE GÜNCEL BOYUTLARIYLA “CÂHİLİYE”
- 06-11-2021 HATIRALARLA, AHMED KALKAN HOCAYA TANIKLIĞIM
- 11-10-2021 ALLAH’A İMAN ETMEK NE DEMEKTİR?
- 25-09-2021 POST-MODERN BİR İĞVA BİÇİMİ OLARAK “KUR’AN’IN GÖRECELİLİĞİ” İDDİASI
- 15-09-2021 RABBİMİZİ, KUR’AN’DAKİ İSİM VE SIFATLARIYLA TANIMAK, BİZİ KULA KULLUĞUN HER TÜRÜNDEN KORUR
- 06-09-2021 AFGANİSTAN’DA BATI VE DOĞU EMPERYALİZMİ ARASINDA İSTİKRAR ARAYIŞI VE TALİBAN'IN DÖNÜŞÜ
- 22-08-2021 ULÛHİYYET, RUBÛBİYYET VE İSİM-SIFAT TEVHİDİ TASNİFİ NE ANLAMA GELİYOR?
- 20-07-2021 TEVHİDİN İKAMESİNDE TEBERRİ VE HAMD KAVRAMLARININ ÖNEMİ
- 07-07-2021 BAŞÖĞRETMEN
- 11-06-2021 TEVHİD ESMÂSI VE ŞİRK ESMÂSI
- 11-05-2021 AKİDEMİZİ GELENEKSEL, MODERN VE POST-MODERN HURAFELERDEN ESMÂ İLE SELİM KILMAK
- 14-04-2021 TEMEL İMAN İLKELERİNİ, KUR’AN’DAKİ ESMÂ İLE KAVRAMAK -I-
- 11-03-2021 KAPİTALİST-MODERNİST TUĞYANA TEOLOJİK HİZMETTE SON ZIRVA: "BAŞÖRTÜSÜZ TESETTÜR"
- 02-02-2021 ÜMNİYYE/EMANİYYE KAVRAMI
- 09-01-2021 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ -II-
- 11-12-2020 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ
- 14-11-2020 DİRİLERE MENKIBE, ÖLÜLERE KISSA!
- 11-10-2020 LAİK DÜZENDE HUTBE VE KILIÇ!
- 16-09-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -V-
- 08-09-2020 İKTİDARIN EMPERYALİZM KARŞITLIĞI (!) GÖZ DOLDURUYOR
- 15-08-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -IV-
- 26-07-2020 HACCIMIZ, KURBANIMIZ, NAMAZIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 10-07-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -III-
- 09-06-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -II-
- 14-05-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -I-
- 01-05-2020 DİYANET BAŞKANI'NIN ÇIKIŞI, TEPKİLER VE HİÇ EKSİK OLMAYAN MASALLAR
- 17-03-2020 İP
- 10-02-2020 LAİK DÜZENİN TOKİ’Sİ, LAİK DÜZENİN BANKASI, LAİK DÜZENİN DİYANET’İ
- 08-01-2020 SANDALYELER KALDIRILINCA CÂMİLER ASLINA DÖNMÜŞ OLDU MU?
- 11-12-2019 AFRİN İZLENİMLERİ
- 19-11-2019 CÂHİL DOSTLARI VE AZGIN DÜŞMANLARI KISKACINDA PANODAKİ AYET
- 03-11-2019 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 10-10-2019 MODERNLEŞME POLİTİKALARININ NESNESİ VE DOLAYISIYLA MAĞDURU OLARAK KADIN
- 12-09-2019 “ATALAR DİNİ”NE HAYIR, “ATA DİNİ”NE EVET Mİ?
- 08-08-2019 KURBAN İÇİN, BIÇAĞINDAN ÖNCE BİLİNCİNİ BİLE!
- 10-07-2019 TARAF OLAN BERTARAF OLUR!
- 03-07-2019 İLİM HAKLA BÂTILI AYIRMAK, ÂLİM YAŞADIĞI ÇAĞDA HAKLA BÂTILI AYIRANDIR
- 23-06-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-06-2019 ASIRLARDIR “SEMBOLİK KRAL” MUAMELESİ YAPILAN KUR’AN’I, YENİDEN KAYNAK EDİNMELİYİZ
- 11-05-2019 TÜM MESELE, “TEMEL KAYNAĞIN” NE OLDUĞU
- 10-04-2019 SELEFİYYE, HURAFELERE KARŞI SAHİH İSLAM SÖYLEMİNDE NE KADAR TUTARLI?
- 24-03-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-02-2019 YAŞAR NURİLEŞME TEMAYÜLÜ
- 01-01-2019 BÜYÜ, NAZAR, RUKYE VE CİNLERLE ETKİLEŞİM KONULARINA GİRİŞ
- 10-12-2018 SON AYLARIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERİMİZE DAİR KISA KISA
- 10-11-2018 KEMALİSTLERİN ANDI, BİZİMSE AKİDEMİZ VAR!
- 09-10-2018 AVM VE STADYUM ARASI “MESCİD”, CAHİLİYE ARASI “İSLAM”
- 09-09-2018 İSLAM COĞRAFYASINDAKİ İKTİDARLARIN ALLAH’I OLSAYDI, ONLARIN DOLARI OLMAZDI
- 28-08-2018 RASULULLAH (A.S.) YERLİ VE MİLLİ MİYDİ?
- 08-08-2018 KUTSAL DEVLET OLUR MU?
- 07-07-2018 MUHAFAZAKÂR CENAHTA YÜKSELEN TREND: LAİKLİKTEN LAİKLİK BEĞENMEK
- 19-06-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 07-06-2018 DÜNYEVİLEŞME SADECE “TEK DÜNYALILAR”IN SORUNU MU?
- 22-05-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 11-05-2018 İSLAM DÂVÂSININ/DÂVETİNİN İLK AŞAMASI: HAKLA BÂTILIN AYRIŞTIRILMASI
- 27-04-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 09-04-2018 MÜ'MİN İLE MÜRİD FARKI
- 30-03-2018 ÇİFTLİK BANK OLAYI, KUR'AN'I KABİRLERDE OKUYUN FERMANI VS
- 13-03-2018 MEYDANI DİN HAKKINDA AHKÂM KESENLERE BIRAKMIYORUZ!
- 06-03-2018 “YENİ TÜRKİYE”DE “ESKİ TÜRKİYE”LEŞME TEMAYÜLLERİ
- 12-02-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR TESBİTLERİM
- 27-01-2018 CAHİLİYEYE İSLAM AŞISI BİD’ATI
- 04-01-2018 HAYAT: İKİ “İKRA” EMRİ ARASI
- 22-12-2017 EMANİYYEDEN/KURUNTULARDAN İLME, ÜMMİLİKTEN KİTABİLİĞE
- 16-12-2017 KUDÜS GÜNDEMİNE DAİR
- 27-11-2017 KERKÜK'ÜN DİLİ OLSA
- 15-11-2017 SON KURTARICILAR KEMALİZMLE BÜTÜNLEŞİRKEN…
- 05-11-2017 KADINLARIN, KOCALARININ İSTİKAMETSİZLİĞİ İLE İMTİHANI
- 17-10-2017 DİNDARLAŞMA TRENDİNDEN, DİN(İ)DARLAŞMA TRENDİNE
- 08-10-2017 SUS PAYLARINA RÂZI OLMAK VEYA OLMAMAK
- 19-09-2017 İSLAM YOLUNUN, KRALLARI DEĞİL KURALLARI VARDIR
- 31-08-2017 KURBAN ETİ "DİN"LENDİRİLMELİ
- 13-07-2017 KUR’AN’DA “DAMAL SİLUET ŞENLİKLERİ”
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (HAZİRAN)
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (MAYIS)
- 30-05-2017 TARİHTEN İKİ ÖRNEK OLAY IŞIĞINDA GÜNCEL ŞAHİTLİK YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ
- 21-05-2017 KADINLARA AÇIK MEKTUP
- 26-04-2017 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 13-04-2017 GÜNCELE DAİR KISA KISA
- 13-03-2017 “KUTSAL DEVLET” ANLAYIŞI ZULÜM ÜRETİYOR
- 08-03-2017 LÂ DEMEK VE FAKAT İLLALLAH DİYEMEMEK!
- 30-01-2017 KUR’AN’I NİHAİ BAŞVURU, HÜKÜM VE ÇÖZÜM MERCİİ OLMAKTAN ÇIKARMAK
- 22-12-2016 HALEP, ŞEHİD ŞEHİRLER KERVANINA KATILIRKEN…
- 10-11-2016 ERDOĞAN’IN “MÜSLÜMAN SİYASETİ" SÖZÜNE DAİR
- 03-10-2016 STK'DAN CEMAATE, KİLİSE FORMUNDAN MESCİDE
- 24-09-2016 SÖZ KONUSU OLAN İSLAM İSE, HİÇBİR ŞEY TEFERRUAT DEĞİLDİR
- 17-09-2016 KURBAN VE HACC, BİR SON MUYDU, BAŞLANGIÇ MI?
- 20-07-2016 YALNIZ DARBEYE DEĞİL, DEMOKRASİYE DE TEKBİRLE DİRENMELİ
- 07-07-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –II-
- 22-06-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –I-
- 29-05-2016 PARÇALANAN BEDENLERİMİZ VE PARÇALANAN AKİDEMİZ
- 26-04-2016 YENİ TÜRKİYE ve LAİKLİK
- 07-03-2016 MUHAFAZAKÂR KESİMDE PERİNÇEKLEŞME SENDROMU
- 24-02-2016 SELEFİLİĞİN, KUR’ANİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ -I-
- 05-02-2016 ŞAPKAYI NASIL GİYDİRDİLER?
- 31-12-2015 ALLAH’A KARŞI TAŞKINLIK, HALKA KARŞI TAŞKINLIK
- 04-12-2015 SEKÜLERLEŞEN DİL
- 15-11-2015 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 27-10-2015 “NAZAR” VAR MI?
- 19-09-2015 NAMAZIMIZ, HACCIMIZ, KURBANIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 28-07-2015 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 22-06-2015 ALLAH’TAN BAŞKALARIYLA KORKUTULMAK
- 21-05-2015 “DİNDAR” KELİMESİ HANGİ BOŞLUĞU DOLDURUYOR?
- 31-03-2015 İNSANIN HAKKI, ALLAH’IN HAKKI
- 18-02-2015 “LAİKLİĞE VEDA” MI?
- 13-01-2015 MÜSLÜMAN DUYGUYLA DEĞİL, ÖLÇÜYLE HAREKET EDER
- 17-12-2014 DEVLETİN PARALELİ, DİKEYİ
- 18-10-2014 İSLAM'A TESLİM OLMAK MI, İSLAM'I TESLİM ALMAK MI?
- 03-10-2014 ALAN HÂKİMİYETİ VERSUS BÖLGESEL VE KÜRESEL HÂKİMİYET
- 16-09-2014 "ESKİ TÜRKİYE" - "YENİ TÜRKİYE" FARKI
- 27-08-2014 GAZZE HALKI İZZETİ ÖĞRETİYOR
- 03-08-2014 RİVAYET KÜLTÜRÜYLE HESAPLAŞILMADAN, IŞİD’E KARŞI ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
- 19-07-2014 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 23-05-2014 TEKASÛR SORUNU ve SOMA FACİASI
- 30-04-2014 HİRA SONRASINA AİT BİR DURUŞA SAHİP OLMALIYIZ
- 01-04-2014 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -IV-
- 05-03-2014 MÜSLÜMANLARIN KURUMSALLAŞMAKLA İMTİHANI
- 27-02-2014 PAKİSTANLI ÇOCUKLARA 10. YIL MARŞI OKUTAN "HİZMET"
- 11-02-2014 FİRAVUN'UN SARAYINDA İMANINI GİZLEYEN MÜ'MİN KISSASI BİZE NE DİYOR?
- 11-01-2014 BU NEYİN KAVGASI?
- 12-12-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -III-
- 28-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -II-
- 17-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -I-
- 12-11-2013 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 11-10-2013 CAMİ AVLUSUNDAKİ LAİK REJİM
- 06-10-2013 CAMİ–CEMEVİ VE CAMİ-AVM
- 27-09-2013 DEĞİŞEN MEDYA DÜZENİ, DEĞİŞMEYEN MEDYA ALIŞKANLIKLARI
- 17-09-2013 BİR KÖYDE İKİ MUHTAR OLMAZ
- 25-08-2013 MURSİ'YE YAKIŞAN, MISIR'IN SARAYI MI ZİNDANI MI?
- 11-08-2013 ERGENEKON VE İKİ MAĞARANIN TANIKLIĞI
- 19-07-2013 BATI PUTUNU, MÜSLÜMANLAR İLKELERİNİ YİYOR
- 08-07-2013 DEMOKRASİNİN SINIRLARI
- 04-07-2013 KAVRAM TÜKETİCİLİĞİ
- 22-06-2013 MÜSLÜMANIN İSTİKAMETİNİ KONJONKTÜR DEĞİL İLKELER BELİRLER
- 16-06-2013 PEYGAMBERLERE İMAN, ALLAH'IN HAYATA MÜDAHİL OLUŞUNA İMANDIR
- 08-06-2013 MAHKÛM DEĞİL, HÂKİM OLAN ALLAH'A İMAN ETMEK
- 31-05-2013 YEREL ERGENEKON MU, KÜRESEL ERGENEKON MU?
- 20-05-2013 MAVİ MARMARA ÜZERİNDEN SİYONİST REJİMİ MEŞRULAŞTIRMAK
- 28-04-2013 BİR MUHASEBE DENEMESİ VE İSTİKAMET HATIRLATMASI
- 22-04-2013 KUR'AN KISSALARINDA TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN İLKELERİ
- 12-04-2013 "ANKARA'DA KIRK BEŞ YIL" KİTABI ÜZERİNE
- 06-04-2013 "SOSYAL MEDYA" VEYA ÇAĞIN LOTUS ÇİÇEKLERİ
- 22-03-2013 “ÖZGÜR SURİYE” Mİ, “İSLAMİ SURİYE” Mİ?
- 17-03-2013 BÖYLE BİR CİHAD ANLAYIŞI OLUR MU?
- 28-02-2013 AKP'NİN YAPTIĞI "KİMLİK SİYASETİ" DEĞİL Mİ?
- 12-02-2013 MÜNKERLE BARIŞIK MÜSLÜMANLIK!
- 20-01-2013 "İSLAMİ KAPİTALİZM" SAPTIRMASI
- 10-01-2013 GANNUŞİ’DEN DEMOKRASİ VAAZI DİNLEMEK
- 28-12-2012 TASAVVUF NEDİR, NE DEĞİLDİR?
- 12-12-2012 SİYASETİ AKİDEDEN BAĞIMSIZLAŞTIRMAK
- 06-12-2012 NEO-MÜRCÎLİK VE NEO-HARİCİLİK ARASINDA
- 30-11-2012 BİZİM "SANDY KASIRGAMIZ"
- 15-11-2012 HAKLA BÂTIL BİRBİRİNE KARILIRKEN MÜSLÜMANLAR NE YAPIYOR?
- 09-11-2012 PEYGAMBER KISSALARINDA İSLAMİ MÜCÂDELENİN İLKELERİ
- 01-11-2012 YARIM KALAN DUA
- 20-10-2012 BU NEYİN REKABETİ?
- 15-10-2012 KUR'AN KARŞISINDA BİR POSTMODERN GÜRÜLTÜ: GÖRECELİLİK İDDİASI
- 08-10-2012 KOMPLOCULUK?
- 01-10-2012 ALLAH'IN DİNİ PAYANDALAŞTIRILIRKEN SESİZ KALMAK
- 16-09-2012 TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI
- 09-09-2012 "ŞAM'IN FAZİLETLERİ" RİVAYETLERİ ÜZERİNE
- 02-09-2012 K. ALPAY VE A. DURSUNOĞLU: GERÇEĞİN İKİ YARISI
- 25-07-2012 SURİYE DİRENİŞİNE BAKIŞIMIZ
- 12-07-2012 RAMAZAN AYI VE BİR FARKINDALIĞI ŞAHİTLİĞE DÖNÜŞTÜRME ZORUNLULUĞUMUZ
- 12-06-2012 "HARAMEYN DÅVAMIZ" DA OLMALI
- 08-06-2012 HARAMEYN VE ACI GERÇEKLER
- 28-05-2012 "ANAYASA" İÇİN SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZ BU MU?
- 23-05-2012 UMRE YOLCULUĞUNUN ÖĞRETTİKLERİ
- 07-05-2012 MÜLK KAVRAMINI DOĞRU ANLAMAK
- 21-04-2012 KULLANAN - KULLANILAN!
- 01-04-2012 FE EYNE TEZHEBÛN!
- 23-03-2012 TARİH NİÇİN TEKERRÜRDEN İBARETTİR?
- 18-02-2012 İDDİALARIMIZ VARDI BİZİM
- 02-02-2012 SURİYE DİRENİŞİ VE ÂDİL ŞAHİTLİK SORUMLULUĞU
- 14-01-2012 DERGİ DEĞİL MEKTEB: İKTİBAS
- 30-12-2011 "KORSAN" VE "KAÇAKÇI" NİTELEMELERİ ÜZERİNE
- 23-12-2011 MÜSLÜMANLARIN KURUMLAŞMAKLA İMTİHANI
- 13-12-2011 KÜRESEL NEVZAT TANDOĞAN: NATO
- 03-12-2011 FETVA
- 18-11-2011 "ÇÖZÜM İSLAM'DA" HAKİKATİNE BURUN KIVIRMAK
- 23-10-2011 "İDEOLOJİSİZ ANAYASA" TALEBİ VE MÜSLÜMANLAR
- 12-10-2011 NİÇİN CİDDE VE KAHİRE?
- 21-09-2011 SUS PAYLARI VE MÜSLÜMANLAR
- 16-09-2011 BİLGİ FETİŞİZMİ
- 19-08-2011 AÇLIK SORUNU, İNSANİ YARDIM VE İSLAMİ MÜCADELE
- 16-08-2011 YÜZDE 81 DİNDAR, YÜZDE KAÇ MÜSLÜMAN?
- 25-07-2011 UNUTULMAYA YÜZ TUTAN DİL: TEVHİDCE
- 20-07-2011 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 07-07-2011 NAMAZDA KUR'AN OKUDUĞUMUZUN FARKINDA OLMAK
- 30-06-2011 HUDEYBİYE İSTİSMARINDA SON NOKTA
- 22-06-2011 İSLAM COĞRAFYASI, TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLAR VE ÜÇ TUTUM
- 13-06-2011 RAHAT KAÇIRAN ÂYETLER!
- 02-06-2011 SİSTEM İÇİ DEĞİŞİM MÜSLÜMANLARIN LEHİNE Mİ İŞLİYOR?
- 27-05-2011 İTİDAL KAVRAMI DOĞRU ANLAŞILIYOR MU?
- 10-05-2011 "MEÂL - TEFSİR" FORMU DOĞRU MU?
- 01-05-2011 "TÖRENLER CUMHURİYETİ" VE ÇOK KUTSALLILIK
- 15-04-2011 İSLAM TOPRAKLARI NİÇİN KOLAY BOMBALANIYOR?
- 10-04-2011 BDP ÇOK GEÇ UYANDI!
- 25-03-2011 SENİN QULHUN SANA, BENİM QULHUM BANA!
- 05-03-2011 BÖLGEDEKİ GELİŞMELER: "İSLAM'SIZ LÂ" NE GETİRİR?
- 28-02-2011 ÖLÜM, İLKELER, PRAGMATİZM
- 18-02-2011 ŞEHADET: ALLAH İÇİN OLMAK
- 12-02-2011 TUNUS VE MISIR DENKLEMİ
- 31-01-2011 “Tarihin sonu"ndan devrimler çağına
- 21-01-2011 BİN ALİ, NE ÖZENTİSİYDİ?
- 07-01-2011 SEYYİD KUTUB VE BİZ: GERİ DEĞİL İLERİ
- 11-12-2010 “SEYYİD KUTUB’U AŞMAK” SÖYLEMİ
- 27-11-2010 KAPİTALİST KUŞATMAYA KARŞI ÇARESİZ MİYİZ?
- 10-11-2010 BİR AĞAÇ GİBİ TEK BAŞINA, BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇE
- 26-10-2010 MÜ'MİNLER BİRBİRLERİNİN VELîSİ Mİ?
- 23-10-2010 DANİEL BEBEK
- 12-10-2010 İSLAMİ SİYASET, MUHAFAZAKÂR SİYASETTEN AYRIŞMAKLA BAŞLAR
- 24-09-2010 KUR'AN MI TEMEL BELİRLEYİCİDİR, HADİSLER Mİ?
- 13-09-2010 AHALİYİ KİMLİKSİZLEŞTİRME PARTİSİ
- 07-09-2010 SON OLARAK...
- 28-08-2010 TERAZİNİN AYARLARIYLA OYNAMAK
- 23-08-2010 PRAGMATİZM ÇIKMAZI
- 13-08-2010 ERCÜMEND ÖZKAN FARKI
- 06-08-2010 HANGİ KÜRT MESELESİ?
- 16-07-2010 DUAYI BİREYSELLEŞTİRMEK
- 07-07-2010 RASULULLAH NİÇİN HABEŞİSTAN’A HİCRET ETMEDİ?
- 21-06-2010 ZAYIFLATILAN İSLAM DEVLETİ PERSPEKTİFİ
- 11-06-2010 ŞEHİDİN ARKADAŞI OLMAK
- 03-06-2010 KAHROLUYORUM
- 21-05-2010 MÜ'MİN ZİHNİN TEMEL KODLARI
- 15-05-2010 İLİŞTİRİLMİŞ DUYARLILIKLAR VE AFGANİSTAN
- 27-04-2010 TEVHİDDEN BAĞIMSIZ ADALET SÖYLEMİ
- 21-04-2010 MÜSLÜMANLAR VE "SİSTEMİN YENİDEN İNŞASI"
- 19-04-2010 TERÖRİZMİ KINAMAK
- 12-04-2010 TEKNOLOJİ: NE MAHRUMİYET, NE MAHKÛMİYET
- 10-04-2010 PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALMAMALI
- 30-03-2010 KENDİ YERİMİZDE VE KENDİMİZ OLARAK...
- 26-03-2010 BUGÜNE KADAR HELAL MİYDİ?
- 12-03-2010 SOMALİ'DE "KORSANLAR VE İMPARATORLAR"
- 02-03-2010 MİNBERLER VE MİHRABLAR
- 19-02-2010 NATO'YA KİM "ONE MİNUTE" DİYECEK?
- 14-02-2010 SORGULANMAYAN VESAYET
- 06-02-2010 BAŞÖRTÜSÜ: ÇÖZÜM YAHUT ÇÖZÜLME
- 25-01-2010 DAVETTE YUVARLAK MASA MODELİ
- 19-01-2010 İSLAM RESTLEŞMEDİR!
- 09-01-2010 ÜÇ TARZ-I SİYASET
- 28-12-2009 BİZİM DE MUNTAZERİLERİMİZ OLMALI
- 17-12-2009 YOL AYRIMINDA İKİ PROJE
- 10-12-2009 O ZATEN KEFENİNİ GİYMİŞTİ
- 02-12-2009 İSLAM, KAPİTALİZMİN VİCDANI KILINAMAZ
- 26-11-2009 KURBAN
- 14-11-2009 GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ DİNDARLIK
- 08-11-2009 KİRLİ ÇORAP - KİRLİ MAHYA İKİLEMİNDE DİYANET
- 31-10-2009 ZİKR: RİTÜELLEŞTİRİLEN HAYAT ÖLÇÜSÜ
- 22-10-2009 İSTİKRAR
- 10-10-2009 ÇÖP İŞÇİSİNİN ÖLÜMÜ
- 24-09-2009 'DİNDARLIK ANKETLERİ'NDE SORULMAYAN SORU
- 06-09-2009 HANGİ EHL-İ SÜNNET?
- 26-08-2009 NAMAZ KILMAYANLAR NİÇİN ORUÇ TUTAR?
- 10-08-2009 RAMAZAN NİÇİN ZAM AYI OLDU?
- 15-07-2009 SEN DE Mİ ADEM!
- 01-07-2009 İSLAM İHTİLALCİ DEĞİL İNKILABCIDIR
- 16-06-2009 İRAN'DA "CUMHURİYET MİTİNGLERİ"
- 30-05-2009 DİNİ PAYANDALAŞTIRMAK
- 16-05-2009 OBAMA'DAN "CAN ALICI" MESAJLAR
- 04-05-2009 NÖBET YERLERİMİZİ NE ÇABUK TERK ETTİK
- 19-04-2009 "KUTLU DOĞUM" NE ZAMAN?
- 03-04-2009 "BEN YAPTIM OLDU" UMURSAMAZLIĞI
- 26-03-2009 BULDUĞUMUZ DEĞİL UMDUĞUMUZ
- 19-03-2009 PUTİN RUSYASI ve İSLAM
- 11-03-2009 BEN “SEÇİM”İMİ O GÜN YAPMIŞTIM
- 28-02-2009 AK PARTİ 28 ŞUBAT’IN MUSA’SI MI, ÂSÂSI MI?
- 19-02-2009 BAŞÖRTÜSÜNÜ SAVUNMAYA VAR MISINIZ?
- 13-02-2009 GAZZE'NİN KİMLİK İHRACI VE ÇOCUKLAR
- 30-01-2009 BİR AYAKKABI DA ERDOĞAN’DAN
- 18-01-2009 KAZANAN GAZZE HALKI OLDU
- 05-01-2009 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 11-12-2008 ARABESKİN EN TEHLİKELİSİ
- 28-11-2008 KURBAN ORTAKLIĞI
- 20-11-2008 BÜYÜCÜLER VE KEMALİSTLER
- 08-11-2008 OBAMA KİMİ KURTARACAK?
- 08-10-2008 KÜRT SORUNU: ÇÖZÜMSÜZLÜK MÜ, ÇÖZÜM MÜ?
- 18-09-2008 RAMAZAN, KUR’AN VE KADINLAR
- 07-09-2008 ANNE-BABAYA "ÖF" DEMEYEN BİR TOPLUM!
- 27-08-2008 RAMAZAN DENİNCE
- 19-08-2008 AKVARYUM MÜSLÜMANLIĞI
- 03-08-2008 PUTLARIN HAKKI DEVİRİLMEKTİR, ISLAH EDİLMEK DEĞİL!
- 17-07-2008 İSLAM’IN İLK ŞARTI CİDDİYETTİR!
- 08-07-2008 MÜSLÜMANLAR CAHİLİ SİSTEME KANAT OLMAMALI!
- 29-06-2008 ÇİZGİ FİLMLER NE KADAR MASUM?
- 20-06-2008 PROVOKATÖR İTHAMI ÜZERİNE
- 03-06-2008 DOĞRU CAMİLER AÇIK, FAKAT NEYE?
- 24-05-2008 YANGINDA İLK KURTARILACAK
- 14-05-2008 BOYKOTUN ÖNEMİNİ KAVRAYAMAYANLAR İÇİN BİR HABER
- 03-05-2008 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 19-04-2008 NE "HOŞKÖRÜ", NE ŞİDDET KÖRÜ!
- 05-04-2008 HATİM KAMPANYALARI
- 11-03-2008 KADIN-ERKEK: REKABET Mİ, VELAYET Mİ?
- 01-03-2008 “MÜCAHİD DENKTAŞ” İSLAMİ DEĞERLERE KARŞI!
- 23-02-2008 KUR’AN İLAÇ DEĞİL REÇETEDİR
- 07-02-2008 HERKES DİNİNİN SAHİCİ ADAMI OLMALI
- 26-01-2008 BU KADAR CEHALET İÇİN "AYDIN" OLMAK ŞART MI?
- 20-01-2008 BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI KEMALİZM-APOİZM İTTİFAKI MI?
- 06-01-2008 NAMAZLARIMIZI HIZDAN KORUYALIM
- 25-12-2007 HACCIMIZI GERİ İSTİYORUZ
- 04-12-2007 BU SENARYO, ALFRED HİTCHCOCK'A MI AİT?
- 19-11-2007 KUDÜS BULUŞMASI: RENKLER AYRI, DUYGU VE SLOGANLAR AYNI
- 01-11-2007 TOPLUM MÜHENDİSLERİNİN YENİ GÖZDELERİ: NEOMENKIBECİLER
- 08-10-2007 TV ESİR ALIYOR; ESİR OLACAK MIYIZ?
- 01-10-2007 "NİŞANLILIK DÖNEMİ NİKAHI": KİTABA UYMAK YERİNE KİTABINA UYDURMAK
- 11-09-2007 BELEDİYELER VE RAMAZAN: GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ!
- 01-09-2007 KAVRAMLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM!
- 07-08-2007 “İSLAMSIZ İSLAM” SAPTIRMALARINI BOŞA ÇIKARMAK
- 27-07-2007 ULUSALCILARIN MUMU YATSIYA KADAR YANDI!
- 23-07-2007 İSLAMİ MÜCADELE BİR BÜTÜNDÜR, PARÇALANAMAZ!
- 12-07-2007 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 02-07-2007 JAKOBENİZMİN YENİ MEVZİSİ, YENİ MASKESİ: ULUSALCILIK
- 14-06-2007 ÇEVRESEL İFSADIN SONUCU: "SEKÜLER KIYAMET" BEKLENTİSİ
- 05-06-2007 LAİSİZMİN MERCAYUN'U, İSLAM'IN BİNT CİBEYL'İ
- 25-05-2007 İSLAM SADECE ANLATILMAZ, YAŞANIR
- 12-05-2007 ÇÖZÜM; MEŞAKKATLİ FAKAT İSABETLİ OLAN NEBEVİ HAREKET METODUDUR
- 01-05-2007 HAYALCİ VE ERTELEMECİ SİYASETİN SONU: "TİYATROMUZ BURAYA KADARDI!"
- 27-04-2007 PROVOKASYONLAR, TEKTİPÇİ ULUS KİMLİK KURGUSUNDA DÜĞÜMLENİYOR
- 18-04-2007 “ILIMLI MÜSLÜMAN” KİMDİR?
- 11-04-2007 KAVMİYETÇİLİK, EMPERYALİZME KUSURSUZ HİZMETİNİ SÜRDÜRÜYOR
- 30-03-2007 İNTERNETİ MÜSLÜMANCA KULLANMAK
- 22-03-2007 ESKİDEN BAKKALLARIMIZ VARDI
- 12-03-2007 “BÜYÜK BULUŞMA"DAN BÜYÜK TAHRİBAT
- 23-02-2007 “MUHAFAZAKAR DEMOKLES”İN KILICI İLKAV’IN TEPESİNDE
- 07-02-2007 KUR'ANI TAHKİR VE TEZYİF SUÇU
- 22-01-2007 İKİ YÜZLÜ MEDYANIN “ÇILGIN TÜRKLER”İ
Makaleler
Hava Durumu